Koalisyon yapıyoruz

13 Haziran 2015 17:36 / 1184 kez okundu!

 

 

Ne güzel, haziran yağmurlarının tadını çıkartarak koalisyon yapıyoruz. Veya yapamıyoruz!

Hayalimizdeki mutlak iktidar bu dünyada yok.

1960 darbesinden sonra seçilen Demirel bir güce karşı boyun eğerek yönetmişti. Ama en azından halk tarafından net olarak seçilmişti.

Şimdi halkın kimi seçtiği biraz muğlak. Kimseye tek başına iktidar vermediği ise kesin. Onun dışında her politikacı bize “Halkın ne dediğini” kendince  anlatıyor, bizler de dinliyoruz. Zor bir ekonomik dönemde Başbakan olana Mevla kolaylık vere.

Şimdi de kim yönetecekse yönetsin “boyun eğerek” yönetecek. CHP, MHP ve HDP

Verdikleri sözlere bakılırsa muhtemelen “sevmedikleri” Cumhurbaşkanına rağmen hukuk çalıştırmak zorundalar. Birbirlerine boyun eğecekler.

Çözüm sürecinde MHP nin tutumu o denli de fena değil. Eğer ırkçı bir söylem geliştirilmiyorlarsa HDP ile çözüm süreci olmadan da anlaşabilirler. Yani çözüm süreci HDP’nin % 13 ile meclise girmesi ile zaten çözülmeye başladı bile, ismi bundan sonra ne olursa olsun. Ülkenin bölünmesini isteyen HDP liler anlaşılan coğunlukta değiller. Zaten Türkiye Partisi olarak da bu tür bir talep mantıklı olmaz. Erdoğan ile Öcalan beğensek de beğenmesek de bu çözüm sürecinin öncüleri oldular. Tüm partilerin hepsi oyları ödünç aldılar, bakalım ne yapacaklar bu ödünç oylarla! Bakalım Bahçeli kapıları hepten kapalı tutmaya devam edecek mi? Korkarım epeyce oy kaybeder. Birbirlerine en yakın olanlar hala AKP ve MHP.

Büyük koalisyonda yani AKP CHP birlikteliğinde ise, boyun eğmek gerek. Sıfırlamanın üstüne gidilemez. “Tarafsız Cumhurbaşkanı’nın meydanlarda kendi partisini överek dolaşması” sorgulanamaz. Cumhurbaşkanı’nın Çankaya ya nakli ki, mantıklı olanıdır, Beştepe, zaten Başbakanlık için inşa edilmiştir, gerçekleşemez. Sıfırlama ve kol saati ile “paralel” sonra “trapeze” dönüşmesine çalışılan yargı ve polis – yani illa ki yandaş!- ile baş etmek mümkün değil.

Yahu göz var, izan var, bir ilahiyatçıyı Tübitak’ın başına getirmek de bu çağda artık neyin nesi? İnsaf! Liyakat prensibini çalıştırmak bu denli zor mu geliyor?

Eğitim en önemlisi ondan sonra eğitim, sonra gene eğitim. Cumhurbaşkanı’nın konumu falan ondan sonraki detay. Hukuk dışına çıkan Cumhurbaşkanını da yerinden edebilmek için (ABD deki impeachment türü )   kanunlar gerek, darbe anayasasına sığınmak olmuyor.

Anayasa ve seçim kanunu. Lider sultasından olanlardan ders çıkarılarak bu çağdışı seçim kanunundan kurtulma. Anlaşılan Cumhurbaşkanlığı makamı bir nevi senato görevi görecek Türk tipi, seçilerek gelen Cumhurbaşkanlığında. Cumhurbaşkanını seçtikten sonra tekrar “seçilmeyen” Cumhurbaşkanını kanunen ihdas etmek ise Beştepe’yi sırf inat yüzünden yıkmaya benzemez mi? .

Bakalım Erdoğan Başbakanlığı AKP den sonra başka birisine verecek mi? Kaç gündür TV lerde göremedik Cumhurbaşkanını. Bakalım AKP de tartışmalar hangi şekilde su yüzüne çıkacak. Veya çıkmayacak mı? Arınç hani doğrucu Davut idi? Artık emekli ve çekinecek bir şeyi kalmadı? Seçilenler “ödünç oylarını” ve kıymetli zamanımızı hepsi dikkatle kullanırlar umalım.

 

Mahmut TOLON

09.06.2015

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.