Mahsun Kýrmýzýgül ve sinemasý

02 Nisan 2009 13:00 / 1821 kez okundu!

 


Mahsun Kýrmýzýgül yazýp, yönetip, oynadýðý iki film ile daha þimdiden beþ milyona yakýn seyirci ile buluþtu. Sinema yazarlarýnýn büyük bölümünden övgüler aldý. Türk sinemasýnda Yýlmaz Güney sonrasý doðan bir boþluða doðu insanýný odaklayan, sosyal içerikli, mesaj kaygýsý taþýyan filmleri ile talip oldu.

Onun, Güney’in sinema anlayýþýndan etkilendiði muhakkak. Sözünü esirgemeyen, mesajýný direkt veren, sosyal gerçekleri içeren senaryolarý ile bir çok soruna güneydoðu insanýnýn gözünden yaklaþýyor. Çoðunluðu gerçek olaylardan yola çýkýyor, kimsenin hayýr bu doðru deðil diyemeyeceði gerçeklerin altýný kalýn çiziyor. Nedenleri üzerine odaklanmýyor, olaylarýn karanlýk yüzüne kamerasýný çevirmiyor. Yaþananlar budur demekle yetiniyor. 

Beyaz Melek'te güneydoðu insanýnýn aile büyüklerine olan vefasýný, baðlýlýðýný iþlerken bu bölgedeki huzurevlerinin talep olmadýðý için kapandýðýný finalde istatistiki bir rakam olarak veriyordu. Ýhtiyarlarýný terk edenlerin batýda yaþayanlar olduðunu, yozlaþma ve vefasýzlýðýn orada olduðunu vurguluyordu. 

Güneþi Gördüm'de ise oðullarýndan birisi Türk ordusunda askerlik yaparken diðeri PKK saflarýnda olan iki ateþ arasýnda kalmýþ Altun ailelerini ele alýyor. Sýnýrdaki köylerini terk etmeye mecbur edilen kalabalýk Güneydoðu ailesinin bir kolu Ýstanbul’a diðer kolu ise kaçak yollardan Norveç’e göç eder. Ýstanbul’a gelen Haydar Altun ailesi tam bir parçalanma yaþar. Çocuklarý ellerinden alýnarak çocuk esirgeme kurumuna verilir, ailenin eþcinsel eðilimli Kadri’si travesti olur çýkar, bebekleri ölür. Daha fazla kötülükten kaçmak için doðudaki köylerine geriye dönmek üzere yola çýkarlar. Norveç’de göçmen ayrýcalýklarýndan faydalanan Davut Altun ailesi ise sosyal devletin tüm nimetlerinden faydalandýklarý bir yaþama geçer. Mesaj kaygýsýnýn ön plana çýkmasý bilinen gerçeklerin diyaloglar ile sýk tekrarýna yol açýyor. Buna karþýn karakterlerin saðlam iþlenmesi ve yaþanan acýlarýn iç burkan duygusallýðý filmin didaktik bir boþluða düþmesini önlüyor. Cahit Sýtký Tarancý’nýn ‘Memleket Ýsterim, ne baþta dert, ne gönülde hasret olsun, kardeþ kavgasýna nihayet olsun’ mýsralarý Mahsun’un da mesajýný en güzel þekilde yansýtýyor. Bir sanatçý inceliðinde verilen provakasyondan uzak bir mesaj olarak kazýnýyor belleklere. Sosyal olaylarý ne kadar gerçek ele alýrsa alsýn hiçbir film bir çözüm sunmaz. Mahsun’un filmlerinde de çözüm yok. Hissedilen yaralý bir bilinç. Yýllarýn birikimi olan yaralý bir farkýndalýk. Travmalar ancak üzerine gidilerek iyileþtirilebilir. 

Her iki film de yoðun bir duygusallýktan besleniyor. Beyaz Melek duygu sömürüsü sýnýrlarýný çoðu zaman zorlarken, Güneþi Gördüm bu konuda çok daha dengeli. Güneþi Gördüm’ün tek sorunu birden fazla çarpýcý yaþam öyküsünü bir arada anlatmasý. Seyirci tümüne ayný yoðunlukta odaklanamýyor. Terör, göç, eþcinsellik, kontrolsüz doðum derken tümü mesaj taþýyan temalar bir arada zorlanýyor. Hepsinin dramatik akýþý, acýnýn arka arkaya sýralanmasý seyirciye hiç rahat bir nefes aldýrmýyor. Olaylarýn akýþýnda bireylerin edilgenliði can acýtýyor. Gerçek bu kadar þartsýz kuralsýz kabul edilebilir mi? Finalde kardeþin kardeþi namus için vurduðu sahnede zayýf bir ‘hayýr, býrak yaþasýn’ dökülüyor Mahsun’un dudaklarýndan. O kadar titrek ve zayýf ki, doðal akýþý deðiþtirmeye gücü yetmiyor.

Mahsun, tüm filmlerinde kalabalýk ve deneyimli bir oyuncu kadrosu ile çalýþýyor. Tanýnmýþ çok oyuncunun bir arada olmasýnýn iyi hikayeleri zedelediði, dikkat daðýtýp seyirciyi öyküden uzaklaþtýrabildiði deðiþmez bir kuraldýr. Güneþi Gördüm’de deneyimli Altan Erkekli ve Demet Evgar yanýnda Cemal Toktay eþcinsel kardeþte ve onun sert abisinde Murat Ünalmýþ mükemmel oyunculuklar sergiliyor.

Beyaz Melek’te görüntü yönetmeni Eyüp Boz bilhassa Tuz Gölü kenarýnda çekilen görüntüleri ile düþ ve gerçek arasý bir duygu veriyordu. Bu kez görüntü yönetmeni Soykut Turhan helikopterlerin daðlarýn arasýndan süzüldüðü ilk karelerden itibaren mükemmel etkileyici anlar yakalýyor. Finalde gün doðarken köprü üzerinde Kadri’nin soyunmasý sinema belleðine unutulmayacak bir kare olarak kazýnýyor.

Yýllardýr gecikmiþ bir sözü yüksek perdeden söylüyor Mahsun. Yýllardýr gazete köþelerini döþeyen kardeþ kavgasýný sivri uçlarý yontulmuþ bir hikaye ile beyazperdeye yansýtýyor. Keþke karanlýk tarafa biraz olsun ýþýk tutup, savaþýn bitmesini kimler istemiyor sorusuna girseydi. Keþke Norveç’de silah fabrikasýnda iþ verilen göçmen aile bölümü son anda hikayeden çýkarýlmasaydý. Keþke politikacýlarýn iki yüzlülüðü birkaç yan karakter ile öyküye dahil edilseydi. Ýnsanlarýn acýsýnýn sadece coðrafi bir yoksunluk olmadýðý anlaþýlýrdý belki. Gelecek filmlere umuduyla… 

02.04.2009

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.