Film Noir Dosyasý

20 Ekim 2011 20:59 / 1923 kez okundu!

 


“Film Noir” Fransýzca'dan dilimize çevirisi ile “Kara Film” sinemanýn en yerleþik türlerinden birisidir. Kökeni otuzlu yýllara dayanan klasik “film noir”, Alman dýþavurumculuðunun gölgeli görüntülerini, Fransýz þiirsel gerçekçiliði ve Hollywood’un en klasik gangster ve suç filmleri ile harmanlar. Türün görselliðini en klasik anlamda tanýmlayan sinematografik kare "yaðmurlu tenha sokakta, yakalarý kalkýk trençkotu içinde yalnýz yürüyen dedektif" olur.

Mekan çekimlerinde pencereyi örten jaluzinin aralýklarýndan sýzan ýþýk, odadaki yüz ifadelerini ve eþyalarý parçalarken, “noir” dünyasýnýn karmaþýk ve güvenilmez ruhlarýný da betimler adeta. Sinema tarihinin tanýmlamasý en sorunlu alanlarýndan birisi olan “film noir” kesinlikle bir akým olarak ortaya çýkmamýþtýr. Birçok eleþtirmen ve sinema kuramcýsý “film noir” ýn filmlere yapýþmýþ bir renk tonu olduðunu iddia etse de, yoðunluk kýrklý yýllarda çevrilen Hollywood detektif filmleri ile baþlar. Raymond Chandler, Dashiell Hammett, James M. Cain gibi yazarlarýn roman ve öykülerinden uyarlanan kýrklý yýllardaki detektif ve suç filmleri ana kaynaklar olur. Fransa’da kýrklý yýllarda “Série Noir” adý altýnda yayýmlanan detektif ve cinayet romanlarý da bu türün tematik ve ruhsal tanýmlamasýnda önemli rol oynar, 1955 yýlýnda Raymond Borde ve Etienne Chaumeton tarafýndan yazýlan “A Panorama of American Film Noir” türün deðiþmez kalýplarýný ve klasik örneklerini sinemaseverlere tanýttý. Baþta var olmayan bir tür, çevrilen filmlerin izlediði yol ve karakterlerin benzeþmesinden sonra, geriye dönülerek tanýmlandý. Amerikalý “hard boiled” yazarlarýn yarattýðý detektif karakteri asla masa baþýnda zeka ve bilgi daðarcýðýnýn yardýmýyla cinayetleri çözümlemeye çalýþan bir Sherlock Holmes deðildi. O suç labirentinin içinde, karanlýk sokaklarda tehlike içinde olayý çözümlemeye çalýþan bir “kent kovboyu”dur. Detektifin tek baþýna çözmeye çalýþtýðý cinayet ve entrikalar yumaðý içinde karþýsýna deðiþmez olarak bir “femme fatale” çýkar. Bu çekici ve gizemli kadýn olaylar içinde masumu oynarken gerektiðinde cinselliði en büyük silahý olur. Bu file çoraplý, kýrmýzý rujlu, güzel vücutlu, parmaklarý arasýnda sigarasýný seksi bir þekilde tutan kadýn, erkeklerin egemen olduklarý alanlarda cesur bir þekilde dolaþýr. Aile yapýsýnýn tamamen yýkýldýðý bir alandýr “film noir”. Çocuklarýn koþuþturduðu, mutfakta kadýnlarýn yemek piþirdiði mutlu evlerin yerini otel odalarý, düzensiz detektif bürolarý, yol üstü restoranlarý, caz lokalleri alýr. Bu düzen içinde yalnýz kahraman bekar, sürekli yer deðiþtiren, farklý kadýnlar ile birlikte olan bir karakterdir. Her türlü unsur aile kavramýnýn ve romantik aþk kavramýnýn altýný oyar. Bu karanlýk dünyada karþýsýna baðýmsýz ruhlu veya sadakatsiz bir kadýn figürü olarak “femme fatale-öldüren kadýn” çýkar. “Öldüren kadýn” cinayet veya mevzu bahis entrika içinde çýkarlarýnýn peþindedir ve güçlü olan veya kolayca manipüle edebileceði erkeði kendi tarafýna çekmeye çalýþýr. Eðer “femme fatale” evli ise, kocasý kendinden yaþlý bazen de sakattýr, parasý için evlenmiþtir. Çocuklarý yoktur varsa da üveydirler. Kýrklý yýllarda çevrilmiþ türün en has örnekleri arasýnda gösterilen "Malta Þahini", "Gilda", "Çifte Tazminat", "Postacý Kapýyý Ýki Kere Çalar", "Þangaylý Kadýn", "Geçmiþten Gelen" güvenilmez kadýn karakterin en egemen olduðu klasik filmler olarak anýmsanýr. “Malta Þahini”nin finalinde Humprey Bogart ortaðýný ve bir adamý daha öldürdüðünü anladýðý, öncesinde duygusal olarak yakýnlaþtýðý Mary Astor’u polise teslim ederken, “hapiste uslu durursan yirmi yýlda çýkarsýn, o zaman da bana geri dönebilirsin” der. Erkeðin cinselliðinin, arzularýnýn bir yansýmasý olan “femme fatale” finalde mutlaka cezasýný bulur. Kötülüðün cezasýný bulmasý, kadýn ve erkeðin mutlu bir birlikteliðe ulaþmamasý türün deðiþmez final yapýsýdýr. Mutlu son yoktur, gizem çözülür, kötü kadýn cezasýný bulur, herkes kendi yoluna gider, gelecek karanlýktýr.

“Film noir” türünü dönem olarak etkileyen olay 2. Dünya Savaþý olur. Savaþýn getirdiði ekonomik ve ruhsal çöküþ filmlerin karanlýk ve karamsar atmosferini yaratýr. Kadýnlar, erkekler savaþa gittikten sonra hayatta kalabilmek için birçok iþte çalýþýr hale gelmiþlerdir. Ekonomik baðýmsýzlýklarýný saðlamak için hayatýn zorluklarý karþýsýnda, kadýn erkeðin hakim olduðu alana girmiþ ve “fallik” bir ara karaktere dönüþmüþtür. Savaþtan yaralý ve güçsüz dönen erkekler karþýlarýnda güçlü, masum ve edilgen duruþunu yitirmiþ kadýnlarý bulur. Cephedeyken kadýnlarýnýn onlarý aldatmýþ olma ihtimali erkeklerin zihinlerinin bir köþesine sinsice yerleþmiþtir. Güvenilmez, cinselliði ile tehdit edici kadýn karakteri bu deðiþimin eseridir.

Savaþ sýrasýnda Nazilerden kaçarak Amerika’ya yerleþen Billy Wilder, Otto Preminger, Fritz Lang, Robert Siodmak gibi Alman kökenli yönetmenler dýþavurumcu akýmýn karanlýk görselliðini öykülerin kasvetli ve varoluþcu ruhlarýna yansýtýrlar. Humphrey Bogart, Robert Mitchum, Burt Lancester, Orson Welles gibi aktörlerin yarattýklarý yalnýz ve karizmatik detektif karakterleri türün sevilmesinde önemli bir katký yapar. Barbara Stanwyck, Rita Hayword, Lana Turner, Lauren Bacall gibi kadýn oyuncular da tehlikeli kadýnlarý parlak performanslar ile oynarlar.

Sigara içmek ve dumaný “film noir” türünün deðiþmez metaforlarýndan birisi olur. Sigara dumaný öykünün gizeminin adeta bir tamamlayýcý bir unsurudur. Çoðunlukla detektiflerin tabakalardan sardýðý sigaralar, sýkýntýlarýný paylaþtýklarý vazgeçemedikleri bir alýþkanlýklarý olur. Kadýnlarýn dudaklarýný seksice oynatarak üfledikleri sigara dumanlarý, erkeksi alanlarda eþit þartlarda mücadele ettiklerinin ilaný gibidir.

Klasik “film noir” köþe taþlarýný þöyle sýralayabiliriz:

Malta Þahini – John Houston (1941)
Çifte Tazminat-Double Indemnity-Billy Wilder (1944)
Büyük Uyku-Big Sleeep-Howard Hawks (1946)
Kiss Of Death- Henry Hathaway (1947)
Postacý Kapýyý Ýki Defa Çalar-The Postman Always Ring Twice-Tay Garnet-(1946)
Geçmiþten Gelen-Out Of The Past-Jack Tourneur (1947)
Sunset Blvd-Sunset Bulvarý-Billy Wilder (1950)
Nefes Nefese-Au Bout Du Souffle (1955)-Jean Luc Godart
Þeytan Ruhlular-Les Diaboliques (1955)-Henri George Clouzot
The Killing (1956)-Stanley Kubrick
Biþtmeyen Balayý-Touch of Evil (1958)-Orson Welles
Kiralýk Katil-Le samourai-(1960)-Jean Pierre Melville
Kýzgýn Güneþ-Plein Soleil-(1960)-René Clément
Dönüþü Olmayan Yol-Point Blank (1967)-John Boorman

Yetmiþli yýllarýn baþlarýndan itibaren artýk çaðdaþ “neo-noir”larýn belirgin bir görselliði, kalýplara sýkýþmýþ bir konu stratejileri olmadý.Bir çok filmde öyküler gecenin karanlýðýndan gündüzün ýþýðýna çýktý. Deðiþmeyen tek þey suçun ýþýk altýnda da var olmasýydý. Bu konuda yapýlan “yeni kara film” listeleri ciddi fikir ayrýlýklarýna yol açtý. Geçmiþle tematik ve atmosfer akrabalýðý olanlarýn baþýnda gelen “The Long Goodbye”, “Çin Mahallesi”, “Orada Olmayan Adam”, “The Last Seduction”, ”Vücut Isýsý”, ”Los Angeles Sýrlarý” tartýþmasýz kabul edilirken, türe bir kenarýndan tutunan birçok film “noir” yelpazesini geniþletti. Farklý türlerin dokusu ile birleþti. Bilimkurgu mozaik içinde baþ yapýt düzeyinde filmler ile yer aldý. “Blade Runner” bilimkurguyu kapkara bir detektif öyküsü içine yerleþtirdi veya “Matrix”, karanlýk ruhunu dünya bir hayaldir fakat baþ kaldýrma cesaretiniz varsa rüyadan daha iyi bir gerçekliðe uyanabiliriz söylemi üzerine inþa eder. Bilgisayarlarýn programladýðý dünyada tüm ajanlar arkaya taranmýþ saçlarý, siyah takým elbiseleri ve güneþ gözlükleri ile týpatýp aynýdýrlar. David Lynch’in rüyalarýný ve kasaba yaþamýný “noir” karakterleri üzerine kurmasý bu türün sýnýrlarýný baþka mecralara taþýdý. Lynch “Mavi Kadife” de türün olmazsa olmazý olan büyük kentin yerine küçük bir kasabayý “film noir” için seçerken, zaman kavramýný da hangi yýlda geçtiði tahmin edilemeyen, muðlak bir sýnýra yerleþtirir.

“Vücut Isýsý”, ”Tuhaf Ýliþkiler”, “Temel Ýçgüdü”, ”Öldüren Kadýn”, ”Son Tahrik” gibi türün yeni örnekleri, kadýnýn toplumsal yaþamda ve iþ alanýnda deðiþen baskýn karakterine iz düþüm olarak “öldüren kadýn”da kökten deðiþiklikler yapar. Artýk yapacaðýný yapan sonunda cezasýný çekmeyen, ahlak sýnýrlarýnýn çok ötesinde þeytani bir karaktere dönüþür kötü kadýn karakteri. Zeki, güçlü, cinselliðini istediði gibi yaþayan bu yolla erkekleri sonuna kadar kullanan “femme fatale” finalde kazanan olur. Waschowski kardeþlerin ilk filmi “Tuhaf Ýliþkiler” bu dönüþümün iyi bir örneðidir. Lezbiyen iliþki içindeki Corky (Gina Gershon) ve Violet (Jennifer Tilly) kendilerini küçümseyen, maço karakter Caeser’ý (Joe Pantoliano) öldürürler ve para ile kaçarlar. Brian De Palma “Öldüren Kadýn”da düþleri ve kötü kadýný iç içe geçirir, gerçek yaþama döndüðünde Laure (Rebecca Romjin) çaldýðý paralar ile mutlu bir geleceðe uzanýr. “Vücut Isýsý”nda kýrmýzý kýsa eteði içinde tüm seksiliðini sergileyen Matty (Kathleen Turner) kurbaný Ned’e (William Hurt) “çok akýllý bir erkek deðilsin, böylesi daha hoþuma gider” der ve onunla seviþir. Finalde kendisini öldü gösterip, tropik bir kumsalda öldürdüðü kocasýnýn parasýnýn keyfini sürer. Linda Fiorentina (Bridger) “Son Tahrik”te yeni jenerasyon kötü kadýnlarýn tüm niteliklerini pervasýzca kullanýr, parasýný çaldýðý kocasý Clay (Bill Pulman) ve kasaba delikanlýsý Mike (Peter Berg) tuzaða düþürür, birisi ölürken diðeri hapiste çürür, O ise zengin olur. “Çin Þehri”nde Faye Dunaway’in oynadýðý Evelyne finalde anlaþýlan ensest bir iliþkinin kurbaný olarak hem “femme fatale” hem de kaybedendir. 1992’de “Temel Ýçgüdü” ile Catherine Tramell (Sharon Stone) modern “femme fatale” vitrininde en öne yerleþir. Seksi, zeki, zengin, baþarýlý cinayet romanlarý yazarý için yaþam kendi oyun bahçesidir. Ölüm ve öldürmek onun için seks ile iç içe bir halkadýr. Sharon Stone’un dayanýlmaz seksapeli Tramell karakterini en çekici “femme fatale” tahtýna oturtur.

Erkek detektifler de modern “film noir”larda kurban olmaya yakýn duran karakterler oldu, finalde kaderlerinin oyunundan kaçamadýlar. Normal bir meslek sayýlamayacak detektiflik, ahlaken de marjinal bir konuma yerleþir. Detektifler davayý çözmek pahasýna kaybedenler oldular. “Yedi-Seven”, “Çin Þehri”, “Rezervuar Köpekleri”, “Temel Ýçgüdü” kayýplarla zafere ulaþan detektif karakterlerinin en tipik örneklerini sundu. Manevi deðerlere uzak düþen meslekleri onlarý karanlýða iter. Detektiflik bir þekilde þeytanla yapýlan iþ birliðidir.

Modern film noir dünyasý günümüzde yaþananlarý deþifre etmek içinde kullanýlabilir. “Taksi Þoförü-Taxi Driver” bir Vietnam gazisinin, kirlenmiþ politikacýlar ile iþ birliði içine girmiþ bir New York kentini kurtarmak için yaptýðý küçük ölçekli katliamý anlatýr. “Mançuryalý Aday” filminin yeni çevriminde savaþtan palazlanan kurumlarýn yabancý düþmanlýðýný nasýl körüklediðini yansýtýrken, ”Ejderha Dövmeli Kýz” nazi sempatizanlýðýnýn günümüze olan uzantýlarýný ve derin devletin bulaþtýðý organize kirli iþleri öyküler. “Baþlangýç-Inception” çok katmanlý rüya alemini “noir” dünyasýnýn kasvetli tonlarý ile boyarken, klasik “noir” görselliðini ve atmosferini 2010’un dijital tekniði ile birleþtirir.

Ellili yýllarýn sonlarýndan itibaren Fransýz Yeni Dalgasýnýn sinema dünyasýna tanýttýðý hareketli kamera, kurgudaki dondurma ve atlamalar, dýþ mekan çekimleri “film noir” türünün benimsediði teknik yenilikler oldu. Fransýz sinemasýnýn Jean Pierre Melville, Henri George-Clouzot, Jean Luc Godart, Claude Chabrol, René Clément, Jacques Déray gibi yönetmenlerin öncülüðünde “film noir” türüne yaptýðý katkýlar, Hollywood yönetmenleri altmýþlý yýllardan itibaren etkiledi. Robert Altman, John Boorman, John Frankenheimer, Martin Scorsese, Brian De Palma, Michael Mann gibi Hollywood yönetmenleri Fransýz sinemasýnýn serbest ve þiirsel dili yanýnda görselliðine sýklýkla baþvurdu. Dijital geliþmelerin kurguda hýzlandýrýlmýþ kesimlere, çekimlerde düþük ýþýk altýnda yüksek çözünürlükte derin kontrastlý çekimlere izin vermesi etkileyici görüntüler ortaya çýktý.

Son yirmi yýla göz atacak olursak Coen Kardeþlerin bayraðý taþýdýðý yeni neo-noir’cýlar arasýnda Quentin Tarantino, David Lynch, David Fincher, Brian De Palma, William Friedkin, Mike Hodges, Michael Mann, Christopher Nolan, Steven Sodebergh gibi yönetmenler sayýlabilir.

Coen Kardeþlerin “Kansýz-Blood Simple” ile baþlayan sinema serüveni her yeni filmde “noir” kategorisini “upgrade” yaparak sürüyor. “Fargo” kentin karanlýðý yerine Minnesota’nýn beyaz karlý çevresinde akan giden bir suç öyküsü olurken, “Orada Olmayan Adam”da pasif, baþkalarýnýn eylemlerinin pasif bir kurbaný olan "Ed Crane" ile noir karakterlere bir yenisini eklediler. “Ýhtiyarlara Yer Yok” çaðýn anlamsýz þiddetini yansýtan “neo-noir” baþyapýtý oldu.

William Friedkin “Kanunun Kuvveti”nde peþinde olduðu uyuþturucu mafyasýnýn iþini bitirebilmek için engel, sýnýr tanýmadan mücadele ederken, suç sýnýrýna geçebilen polis Popeye Dole’u (Gene Hackman) tanýtýr. “Devriye”de eþcinsel ortamda iþlenen seri cinayetlerin peþinde kendi cinselliðini sorgulayan detektif Steve’in (Al Pacino) öyküsünü anlattý.

David Lynch sýra dýþý filmlerinin temel taþýný her zaman noir üzerine kurdu. Rüyalarý, kiþilik bölünmelerini anlattýðý ”Ýkiz Tepeler”, “Mavi Kadife”, “Kayýp Otoban”, ”Mulholland Çýkmazý” gibi filmlerinde klasik þablonlarý farklý biçimlerde kullandý. Quentin Tarantino ilk filmi “Rezervuar Köpekleri”nde bir mücevher soygunu sonrasý iþlerin kötü gitmesi ile sahipsiz bir depoya sýðýnan soyguncularýn hesaplaþmasýný anlatýrken diyaloglardan, müziðine kadar her þeyi ile yeni bir sinema dili kullanýr. “Ucuz Roman”da bu yenilikçi sinema dilini daha ileriye götürür. Þiddeti yoðun fakat grafik bir görsellikte kullanýrken, sokak raconu ile sürüp giden geveze diyaloglar üzerinden kara mizahý, ”kara film” ile harmanlar. David Fincher “Yedi” ile “neo noir” türüne bir baþyapýt ekler. Yaðmurlu kentin kasvetli odalarýnda iþlenen cinayetler Ýncil’deki yedi günahý iþaret ederken, katilin bulunmasý finalde detektifi zafere ulaþtýrmaya onun hissettiði gibi bir kahramana dönüþmesine yetmez. Fincher karanlýk filmlere bir detektif öyküsü olmamasýna karþýn “noir” kategorisinde sayýlan “Dövüþ Kulübü” ile devam eder. “Zodiac”da ise katili yakalanamayan cinayetler serisini anlatýrken kullandýðý gerçekçi sinema dili ile farklý bir filme imza atar .

Michael Mann “Tetikçinin Gecesi” nde Tom Cruise’un oynadýðý tetikçi Vincent karakteri büyük kentin ortasýnda bir kaybedendir. Kiraladýðý taksi ile öldüreceklerini bir bir ziyaret eden Vincent, gecenin sonunda içinde þoföre anlattýðý öyküdeki gibi metroda ölen ve kimsenin fark etmediði bir cesede dönüþür.

Dashiell Hammett’in “Kýzýl Hasat” romanýndaki Personville, Raymond Chandler’in “Bay City” ile benzerlikler taþýyan günahlarýn merkezi Basin Þehri’nin öyküsü Frank Miller’in çizgi romanýndan sinemaya uyarlanýr. Roberto Rodriguez “Günah Þehri”nde klasik noir kontrastlarýnýn yanýnda grafik eskizleri dijital teknolojinin yardýmýyla ayný kadrajda kullanýr. Güzel fahiþelerin uzun yaþamadýðý, kurtarýlacak kadýnýný arayan sert erkeklerin çürümüþ dünyasýný anlatýrken, gelecekteki herhangi bir zaman geçmiþin “noir” estetiðinde birleþir.

Wachowski Kardeþlerin Alan Moore’un ayný adlý çizgi romanýndan senaryosunu yazýp, yapýmcýlýðýný üstlendiði “V” isyaný ve anarþiyi þiirsel bir anlatýmla birleþtiren modern bir “noir”dýr. Seksenli yýllarýn sonunda Teacher dönemi Ýngiltere’sini eleþtirmek için “V”yi yaratýrken Moore ve Lloyd ikilisi, bin sekiz yüzlü yýllarda anarþist bir grubun üyesi olan ve parlamentonun altýna yerleþtirilen otuz altý varil barutu ateþlemekle görevli Guy Fawles olayýndan esinlenir. Fütüristik bir öyküyü anlatmasýna karþýn “Operadaki Hayalet” ritminde akan dramýn aksiyondan rol çaldýðý bir filmdir.

“Olaðan Þüpheliler” þaþýrtýcý finali ve farklý akýþý ile yeni noir’larýn en iyilerinden birisidir. Seyircinin finalde her þeyi yeniden yorumlayýp, o ana dek kabul ettiklerini deðiþtirmesi için yönetmen Bryan Singer elinden geleni yapar, yine de sýrtýný klasik tarza dayar. Karakterler arasýndaki etkileþimi olaðanüstü kullanýr. Polis karakolunda Ajan Kujal’ýn sorguladýðý Verbal Kint (Kevin Spacey) bir olay üzerine inandýrýcý bilgiler verir. Ýfadenin polisin kafasýndaki kurgu ile örtüþmesi, herkes de her þeyin çözüldüðü inancýný yaratýr. Bir tek Verbal Kimt hakikati bilmektedir. Sonuçta polis ve seyirci Verbal Kint’in tuzaðýna birlikte düþerler.

Christopher Nolan “Akýl Defteri”nde sondan baþa anlattýðý hikayede kýsa zaman hafýzasýný yitirmiþ Leonard ile seyirci arasýnda oldukça güvensiz bir iliþki kurar. Leonard karýsýný öldürmüþ olan isminin baþ harfleri “JG” olan katilin peþinde soðukkanlý bir detektifi oynamaktadýr. Sorun hafýza sorunu olan bir dedektif ne kadar doðru kararlar verebilir? "Film noir” kalýplarýný ters çevirir “Akýl Defteri”.

Neo-Noir En iyileri

Kanunun Kuvveti-French Connection (1971)-William Friedkin
Yüzleþme –Get Carter (1971)-Mike Hodges
Çin Mahallesi-Chinatown (1974)Roman Polanski
Taksi Þoförü-Taxi Driver (1976) Martin Scorsese
Vücut Isýsý-Body Heat(1981)-Lawrence Kasdan
Angel Heart-Þeytan Çýkmazý (1987)-Alan Parker
Býçak Sýrtý-Blade Runner(1982)-Ridley Scott
Devriye-Cruising (1982)-William Friedkin
Mavi Kadife-Blue Velvet(1986)-David Lynch
Rezervuar Köpekleri-Reservoir Dogs(1992)-Quentin Tarantino
Hard Boiled (1992)-John Woo
Temel Ýçgüdü-Basic Instict (1992)-Paul Verhooven

Ucuz Roman-Pulp Fiction (1994)-Quentin Tarantino
Son Tahrik-The Last Seduction (1994)-Joe Dahl
Yedi –Seven(1995)-David Fincher
Olaðan Þüpheliler-Usual Suspects (1995)-Bryan Singer
Fargo-(1996) Coen Kardeþler
Tuhaf Ýliþkiler-Bound(1996)-Waschowski Kardeþler
Los Angeles Sýrlarý-(1997)LA Confidential-Curtis Hanson
Havai Fiþekler-Hana-Bi (1997) Takeshi Kitano
Aþk ve Para-Out Of Sight (1998) Steven Sodebergh
Matrix (1999)-Wachowski Kardeþler
Akýl Defteri-Memento (2000)-Christopher Nolan
Öldüren Kadýn –Femme Fatale (2002)-Brian De Palma
Ýhtiyar Delikanlý-Old Boy (2003)-Chan-Woon Park
Tetikçinin Gecesi-Collateral (2004)-Michael Mann
Günah Þehri-Sin City (2005)-Roberto Rodriguez
Baþlangýç-Inception (2010)-Christopher Nolan
Ejderha Dövmeli Kýz-Girl With Dragon Tatou(2009)-Niels Arden Open
Watchmen-(2009) Zack Synder
Köstebek-The Departed (2009)-Martin Scorsese
Þeytaný Gördüm-I Saw The Devil (2010)-Jee Woon Kim


Emin YEÐÝNBOY

10.10.2011

Son Güncelleme Tarihi: 27 Ekim 2011 13:42

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.