Arat Dink'ten Ahmet Þýk'a mektup

09 Mart 2011 13:37  

 

Arat Dink'ten Ahmet Þýk'a mektup

Ergenekon soruþturmasýnda tutuklanan gazeteci Ahmet Þýk bir mektup kaleme almýþtý. O mektupta seslendiði kiþilerden Hrant Dink'in oðlu Arat Dink de bugün Þýk'a bir mektup yazdý.

ÝSTANBUL - Ergenekon soruþturmasýnda tutuklanan ve Silivri Cezaevi'nde bulunan gazeteci Ahmet Þýk, eþine, kýzýna, haberini yaptýðý ezilenlere ve meslektaþlarýna mektup kaleme almýþtý.

Þýk mektubunda, Hrant Dink'in oðlu Arat Dink'e de seslenerek, "Kardeþim Arat; Bir daha görüþtüðümüzde bana týpký baban gibi sarýlacak mýsýn yine? Çünkü babaný katleden ýrkçý faþist zihniyetin üyesiymiþim?" diye yazmýþtý.

Arat Dink de bugün Ahmet Þýk'a bir mektup yazdý. Dink mektubunda, "Devletten mi öðrendik ki düþmanlarýmýzýn adýný, dostu da ondan soralým. Dostumuzu da düþmanýmýzý da insan gözümüzle, sözümüzle, tenimizle tanýdýk. Ýlk kez de kara çalýnmýyor bir sevdiðimize, o dillerin kirliliðini en iyi biz biliriz, en iyi sen bilirsin" dedi.

Arat Dink'in Ahmet Þýk'a mektubu:

"Kardeþim Ahmet,

Adýnýn yanýna yazdýklarýnda parantez içinde "kýrk bir" diye, öðrendim kardeþim deðil de aðabeyim olduðunu. Senin için söylenenden, yazýlandan, çizilenden bundan baþka bir tek þey öðrenmiþsem ne olayým.

Birinin, hele çok yakýnýndaki birinin, bir yerlerde zulüm gördüðünü biliyorken, insan her gün yaptýklarýný yapmaya devam edemez olur. Sevdiðini sevmekten utanýr. Yediðini yemekten utanýr. Konuþmaya, gülmeye utanýr. Ýnsan yaþamaya utanýr bazen. Öyleyim kaç gündür. Dostu için hiçbir þey yapamýyor olmanýn aczi eziyor insaný bazen. Bir de mektubun geldi...

"Bir daha görüþtüðümüzde bana týpký baban gibi sarýlacak mýsýn yine? Çünkü babaný katleden ýrkçý faþist zihniyetin üyesiymiþim?" diyorsun.

Devletten mi öðrendik ki düþmanlarýmýzýn adýný, dostu da ondan soralým. Dostumuzu da düþmanýmýzý da insan gözümüzle, sözümüzle, tenimizle tanýdýk. Ýlk kez de kara çalýnmýyor bir sevdiðimize, o dillerin kirliliðini en iyi biz biliriz, en iyi sen bilirsin.

Onlarýn dilleri de orantýlýdýr, orantýlý güçleri gibi. Bizi mahkemelerde linç edenlere kullanmazlar da o güçlerini, gider iþlerine gelene kullanýrlar. O orantýnýn neyle orantýlý olduðunu en iyi sen bilirsin. Ýþlerine gelmedi mi açýlmýþ soruþturmaya "soruþturma falan yok derler", ertesi gün soruþturma numarasýný verirsin iki çift laf etmezler. Ýþlerine geldi mi de "baðýmsýz yargý iþini yapýyor derler". Bu devletin yargý baðýmsýzlýðý da orantýlýdýr, "masumiyet karinesi" de orantýlýdýr. Her bir þeyleri orantýlýdýr. Ýdeolojileriyle, iþlerine gelmesiyle orantýlýdýr her iþleri. Telefonlarý da orantýlý dinlerler. Bir polis telefonda cinayet planlarýndan bahseder, mesleði gereði derler. Bir gazeteci haber peþinde koþar, örgüt üyesi derler. "Vatansever"ler cinayet planlarý yapar duymazlar, sosyalistlerin telefondaki devrimcilik geyiklerini delil diye toplarlar. Devlet'in kulaklarý da orantýlýdýr. Bu ülkede katilin tek bir adý vardýr. Seni kimselerle karýþtýrmam elbet.

Zaten oradaki kirli iþler çevirenler, sen alýndýðýnda ellerini ovuþturanlar da asýl suçlarýndan, devletle tuttuklarý iþlerden deðil, tali iþlerden yargýlanýyorlar; belki rutin dýþýna çýktýklarý doðaçlama iþlerinden... Yargý kenar geziyor hep. Bir süre ortalarda olmamalarýnýn daha iyi olacaðýný düþünmüþler belki de. Soruþturma meþruiyetini kaybettikçe, onlar da meþrulaþacaklar birer birer.

"Güzel yaþanýlabilir bir dünyanýn, eþit ve adil bölüþüme dayalý sosyalizmle geleceðini düþünen bir sosyalistim dedim. Duymadýlar" diyorsun. Onlarýn orantýlý kulaklarý duymaz. Duymasýn. Biz duyduk. Duyuyorum. Sözünü öldüremezler. Söz, söylendi. Söyleyeni öldürebilirler, zindana atabilirler ama sözü öldüremezler. Bil ki düþlerimiz ayný. "Kuzu"larýmýz, o "ýrkçý"larýn ve "faþist"lerin de kuzularýný yanlarýna katarak, birlikte üretecekler o geleceði.

Sen ve senin gibi dostlarýn sözü, eylemi, tertemiz emeði umudumuzun kaynaðý oldu hep. Babasý ayan beyan bir kampanyayla hedef gösterilip, sonra da gözler önünde öldürülen bir çocuðun yüreðinde, daha o gün umudu yeþertebiliyorsa gücünüz, bir gün o güç adaletin zaferini de doðuracaktýr biliyorum.

Biliyorum, çünkü hiçbir nehir bir tabutu evinden mezara taþýmak için doðup, yok olmaz. O nehir yerin altýnda çoðalmaktadýr. Bir gün yüzeye çýkýp kendi zaferine, hiçbir maðdur yaratmayan zaferine akacak, adaletin topraðýný besleyecek. Artýk yas tutmaktan vazgeçip, üretecek elbet. Biliyorum.

Þimdi, "bu kardeþim bunlarý niye anlatýyor" diyeceksin: Akþam olurken, daha yeni çökerken karanlýk, ýþýktan söz eder ya ateþ böcekleri, huzur katar insandaki sabah hasretine. Sen de biliyorum hasretindesindir þimdi sevdiklerinin, ýþýðýn. Ben de dedim ki; Ahmet Aðabeyime bu karanlýk günlerinde düþlerinin zaferini müjdeleyeyim.

Sarýlýyorum sarýlabildiðimce...

Kardeþin,"


ntvmsnbc.com

Son Güncelleme Tarihi: 09 Mart 2011 13:39

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0