Ezan ve davul

06 Aðustos 2012 14:53 / 2362 kez okundu!

 


Sohbet sýrasýnda Bektaþi'ye takýlýyorlar: -Baba Erenler niçin oruç tutmazsýn? Bektaþi'de mazeret hazýr, "Vallahi tutacaðým tutacaðým, çok da isterim ama halim mecâlim yok." - Peki baba, iftara çaðýrsalar gider misin??? "Doðrusu iki elim kanda da olsa giderim." - Oldu mu baba? Allah'ýn emrini dinlemiyorsun ama kullarýn davetini kaçýrmýyorsun!?? "Bunda þaþýlacak bir þey yok; bilirsiniz ki Cenab-ý Hak merhametlidir, affeder, fakat kullarýný gücendirmeye gelmez!"

Malatya-Sürgü'de yaþanan davul çalma olayý, saldýrý, linç etme giriþimi ve sonrasýnda yaþananlarý hep birlikte duyduk, anlamaya çalýþtýk ve öðrendik. Olayýn savunulacak hiç bir yaný yok, ne yazýk ki, ülkemizde bu tür olaylar yaþadýðýmýz gerçekliklerden.

Bu türden olaylarýn temelinde, özünde "Tek Tip"çilik olan, "Bizden olmayan"a geliþtirilen tahammülsüzlük var. Herkes benim gibi olmalý ve benim gibi yaþamalý anlayýþý var. Farklýlýklarýmýzla birarada yaþamayý öðrenemediðimiz sürece bu türden olaylar hep var olacak, ne yazýk ki.

Ne zaman "kraldan çok kralcý" olanlardan Ýslam dini kurtulur, galiba o zaman bu insanlarýn din adýna yaptýðý mezalimlere uðrayanlar da kurtulacak.

Ramazan'da, Erdek'te bir yakýnýmýzý ziyarete gittik. Tam da Sürgü'deki olaylarýn yaþandýðý günlerde. Evinde kaldýðýmýz yakýnýmýzýn yeni doðan çocuðunu gece uyutmak bir mesele, tam uykuya daldýðý saatler ise ramazan davulcusunun dolaþmaya baþladýðý saatler. Eþi çocuðu uyuturken ev sahibi yakýnýmda sokaðýn baþýnda davulcuyu bekliyor; "aman sokaða girme yoksa çocuðu bir daha sabaha kadar uyutamayýz" demek için. Acaba davulu çalan iyi niyetli olmasa, olayýn önemini anlamasa, çýkacak olaylarý düþünebiliyor musunuz?

Ramazan davulu, ezan, namaz, oruç, vs bildiðimiz Ýslami ritüellerden.

Eski Diyarbekir'de minareye çýkýp ezan okumak her babayiðidin harcý deðildi. Oraya çýkmak için dini bilgilerin iyi olmasýnýn yanýnda, en önemlisi de olmazsa olmazý makam bilmek ve de sesinin güzel olmasý gerekmektedir.

Þimdi bu noktada Ünlü Mevlüthan ve Gazelhan Mustafa Baybur'un sesine kulak verelim:

".....Diyarbekir'in çok enteresan minare makamlarý var. Türkiye'nin hiç bir ilinde Diyarbekir'in minare uþþaðý yoktur. Mesela minarede saba makamý ile baþlar, Hüseyni ile bitirirdik. Yarabbi bize hayýrlý bir kapý aç diye saba ile baþlardýk. Sonra sultani Nevruzu olurdu. Uþþak olurdu. Uþþak makamý her minarede istisnasýz 20 dakika, yarým saat minare uþþaðý olarak okunurdu....."

"......Biz beþ yýl musiki eðitimimizi aldýk......Tahir Müjde, Recep kaymak ve ben Karacadað klübünün orda musiki cemiyetine devam ederdik........öyle bir hale gelmiþti ki, Hafýz Mustafa'nýn eþi benimle, hocam olan eþinin sesini ayýrt edemez olmuþtu. Kadýncaðýz hocamýn vefatýndan sonra ben çýkýp okuduðumda baygýnlýk geçiriyordu....."

"......Eski Diyarbekir'liler lakaplarý ile bilinir ve anýlýrdý mesala Hacý Arife Saco, anasý Sacide hanýmýn ismiyle anýlýrdý. .... Bir defasýnda Hacý Cemil Þallý anlatmýþtý. .... Eminé Xezale, Cemile rastladýðýnda diyor ki: Oðlum Cemil iþ var mý? yok mu? Durum nasýl?... Cemil de: Amca iþ yok boþtayým diyor... O da: Oðlum madem sigara içiyorsun, niye gelip evden tütün götürmüyorsun..." der.

Adýyaman Gerger'den Eminé Hezale'ye tütün gelmiþ. Cemile Þallý'ya der ki: ...... tabakaný ver, anan sana tütün versin ........ Gerisini Cemil Þallý þöyle anlatýyor: Tabakamý verdim, doldurup getirdiler. O tütünden bir kaç sarýnca, tabakadan ses geldiðini duydum. Açýnca gördüm ki tabakanýn altýna bir kaç altýn yerleþtirilmiþ ..... Ýþte eski Diyarbekir'lilerde dayanýþma böyleymiþ .......

DÝYARBEKÝRÝN HER MAHALLESÝNDE BÖYLE NADÝDE BÝR KAÇ ÇÝÇEK VARMIÞ ......"

Tekrar Gazelhan Mustafa'nýn ezan konusundaki anýlarýna dönecek olursak:

"Minarede geceleri okuyordum ...... Kuyumcu Hýristiyan Samo vardý, Terzi Anton usta vardý, Terzi Aziz usta vardý. Derlerdi ki: ....... Kirve Allah razý olsun, bu gece bizi ihya ettin ....... o zaman hoparlör yoktu, bilinçli olarak surlara doðru okurdum. Sesim Urfa kapýdaki surlara çarpýp aksederdi ...... iþte o zaman Hristiyanlar ýþýklarýný yakar beni dinlerlermiþ ....."

Gazelhan Mustafa'nýn görüþlerini okuduðum zaman aklýma hemen Ýstanbul'da oturduðum semtteki camilerin minarelerinden okunan çirkin metal sesli ezanlar geldi.

Oturduðum ev üç caminin ortasýnda bir yerde olduðundan, birbirini takip eden þekilde, akustiði bozuk mikrofonlardan çýkan seslerin yarattýðý kirliliði düþününce eski ezanlarý özlememek elde mi?

Hele bir defasýnda kahvede rastladýðým müezzine "Allahýný seversen öksürüðünü ve gýrtlak temizliðini mikrofonu eline almadan önce yapsana" demiþtim.

Yazýya Gazelhan Mustafa'nýn sözüyle nokta koyalým:

"ÞÝMDÝKÝ TARZANLAR, SANIRSIN KÝ AYI'YI ÇAÐIRIYOR."

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

06.08.2012


Not: Gazelhan Mustafa Baybur'un anlattýklarýný "Diyarbekir Diyarým, Yitirmiþem Yanarým - Þ. Diken" kitabýndan alýntýladým.



 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.