12 Eylülzede maden mühendisi Hüseyin Yýlmaz

11 Eylül 2013 18:05 / 7541 kez okundu!

 


Onunla ilgili haberi okuduðumda donup kalmýþtým. Okumayý bitirdiðimde, ruhumu sarmalayýp kuþatan, kekremsi bir duygu ile birlikte, sevineyim mi, üzüleyim mi? Bilemedim.

Onun da, bizlerin de, okuldaki en samimi arkadaþlarýmýzdan olan sevgili Abuzer dayýya bir ara onu sorduðumda, “90'lý yýllarýn baþýnda vefat ettiðini duyduðunu” söylemesinden kaynaklanan bir þaþkýnlýktý benimki.

Gazetenin iri puntolarla verdiði haberin baþlýðý da þöyleydi: “Maden Mühendisi Hüseyin Yýlmaz sokaklarda yatýp kalkýyor.” Manþette onun için kullanýlan lakabý görünce, demek ki dedim, onu þimdilerde en son lakab olarak, Ýzmir-torbalý’da “Maden Mühendisi Hüseyin" diye anýyorlarmýþ dedim kendi kendime.

Onu ilk defa Zonguldak’a kayýt yaptýrmaya, birlikte geldiði Abuzer dayý ile, 1976 sonbaharýnda tanýmýþtým.

Bursa’da okuduklarý okula, karþýt görüþlülerin egemen olmasýndan dolayý, okula gidemedikleri için, üç ev arkadaþý Abuzer dayý, Latif Can ve Hüseyin Yýlmaz birlikte sýnavlara yeniden girerek, rahat okuyabilecekleri baþka bir okula gitmeye karar verirler. Sýnav sonucunda çok sevdiði arkadaþý Latif Can Ankara’yý kazandýðý için, çok sevdikleri bu arkadaþýyla yollarý mecburen ayrýlarak gelirler Zonguldak’a.

Bursa’da yaþadýðý ölme öldürülme ve okul okuyamama sendromunu, travmasýný, geldiði Zonguldak’ta ilk günlerden itibaren aþarak, dýþa açýlan, sempatik, güleç yüzlü ve çok sevilen birisi olarak, Hüseyin’in o günlerdeki lakabý “Ýzmirli Hüseyin” olmuþtu, aramýzda.

Kalýn camlý gözlükleri, Kadife pantolonu, boðazlý kazaðý, atkýsý ve paltosu ile özdeþ bir arkadaþýmýzdý. Arkadaþ canlýsý, dayanýþmacý olduðu kadar çok da zeki bir arkadaþýmýzdý.

Pratik zekasý en üst düzeyde olan arkadaþlarýmýzdandý. Zonguldak’ta yazýlamaya çýktýðýmýz geceler, polisle kovalamaca içinde karþýlýklý satranç oynar gibi geçerdi. Özellikle okulun giriþinde ki Otobüs duraðýndaki yazýlama hem bizim için, hem de polis için o zamanlar çok stratejik bir nokta olurdu. Biz yazardýk, hemen arkamýzdan polisler yazýlarý silerdi. Ayný gece içinde kýsa bir zaman sonra biz tekrar yazardýk, bu böyle devam ederdi sabaha kadar. Çoðu zaman yazýlama savaþýný biz kazanarak sabahý ederdik. Yine bir Mart ayý yazýlamalarýndan birinde sabaha kadar süren yazýlamanýn sonunda sabah okula geldiðimizde yazýnýn silindiðini görünce hepimizin suratý düþmüþtü. Ýþte o anda Hüseyin “bana on beþ tane yeni gelen öðrencilerden, polisçe tanýnmayanlardan öðrenci verin ben yazýyý yazacaðým” dedi. U biçiminde olan otobüs duraðýnýn aðzý açýk kýsmýna öðrencileri çift sýra dizerek, arkalarýnda çömelerek, yazýlacak yazýlarý hem de bir sanat eseri kalitesinde yazdýðý gibi, yazýnýn altýna isminin baþ harfini de yazarak imzasýný da atmasý uzun bir zaman sohbetlerin baþ konusu olmuþtu.. En keyifli günlerimizden birisini yaþamýþtýk o gün hep birlikte.

Bursa’da okuduðu günlerde yoðun biçimde yaþadýðý “takip ediliyorum, öldürüleceðiz” duygularýnýn kaynaklýk ettiði kapalý alan fobisi, Zonguldak’ta tam kayboldu zannedilirken, bir akþam üzeri Abuzer dayý ile birlikte kaldýðý öðrenci evinde ders çalýþýrken, sokakta top oynayan çocuklarýn bir þutu ile, dibinde ders çalýþtýðý cam büyük bir ses ile kýrýlýnca , akþam eve gelen Abuzer dayý onu ranzanýn altýnda þok geçirmiþ bir halde bulur. Bu þoku çok kýsa bir zaman süresinde hepimizin yakýn ilgisi, dostluðu ve yaratýlan güven ortamý ile aþtý.

Esas sarsýcý travmayý Bursa’da ayný evde kaldýðý ve çok sevdiði arkadaþý Latif Can’ýn, 7 TÝP’li arkadaþý ile birlikte Ankara’da kaldýðý evde öldürülmesi ile yaþadý. O günlerde birden çöken Hüseyin, Abuzer dayý ile birlikte Bursa’ya Latif Can’ýn cenazesine gitti. Dönüþte içine kapanan, sürekli tedirgin ruh halinde olan, geceleri kaldýðý evlerde sürekli bunalan ve kendisini sürekli evin bahçesine atan biri durumuna gelmiþti. Onun bu durumundan dolayý okulda onu uzaktan tanýyanlar nezdinde lakabý, “Deli Hüseyin” olmuþtu. Bu lakabýna onu seven arkadaþlarý her duyduklarýnda müdahale ederek, “Her Dev-Genç’li biraz delidir. Deli olmayan Dev-Genç’li olamaz” diyerek, lakabý en son olarak "Dev-Genç’li Hüseyin" olmuþtu.

O bunalýmlý günlerini bizim onunla olan dostluðumuz sayesinde aþmýþ ve yeniden aramýza dönmüþtü, ancak bu sefer kapalý alan fobisi ve öldürüleceðim korkusu çok sýk periyotlarda depreþerek geliyordu. Bizim onunla iliþkimiz, onu içten ve çok samimi olarak sadece dinlememizle geçiyordu. Zaten o da, onu dinlemeyenlere ve onun bu durumuna gözleriyle olsa bile þaþkýnlýðýný belirterek bakanlara,tek kelime bile içini dökmüyordu.

O günlerde bir doktor arkadaþa, Hüseyin’in durumunu ve bizim ona yaklaþýmýmýzý anlattým. Zonguldak’ý korkudan terk etmediðini, ancak bizimle olduðunda rahatladýðýný ve durumunu çoðunlukla aþtýðýný detaylarýyla anlattým ve ne yapýlmasý gerektiðini sordum. Doktor arkadaþýmýz en doðrusunu yaptýðýmýzý, samimi güvenilir bir ortam yaratmaktan, onu dinleyerek ona terapi imkaný yaratmaktan ve diðer detaylardan vs bahsetti. Bizim ona yüreðimizi açmamýz ve onu dostça sabýrla dinlememiz, bilmeden ve farkýnda olmadan hastalýðýný tam olarak tedavi etmeyi saðlamasa da, okulunu okumasýna ve yaþamýný aramýzda devam ettirmesine yaradýðýný öðrenmiþ olduk. Bu durum böyle sürüp gitti, 12 Eylül darbesine kadar.

12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte, Nasýl Nar’ýn yere düþmesiyle taneleri odanýn dört bir yana daðýlýrsa, darbenin olmasýyla birlikte hepimiz dört bir yana nar taneleri gibi daðýldýk. Kimimiz Zonguldak’ta, Kimimiz Ankara’da, Kimimiz Ýzmir’de vs tutuklandýk. Kimimiz kaçarak saklanmak durumunda kaldýk. Vs...

Ýþte o günlerde Hüseyin tek baþýna kalýr. Artýk onu dinleyecek, ona güven verecek kimse yoktur, Ona dostça davranacak kimse kalmamýþtýr. Zonguldak’ta kendisini sokaklara attýðý bir gece, “nasýl önemli birisi olduðunu anlattýðý, çok önemli birisi olduðu için de öldürüleceðini” vs anlattýðý kiþiler onu ihbar ederler. Onu ilk gözaltýna alanlar, onun psikolojik durumunu bilmeyen darbe görevlileri de onun anlattýklarýný ciddiye alarak, çok zalimce davranýrlar. Daha sonra abisi Özcan Yýlmaz’a haber verirler.

Abisi Özcan Yýlmaz o günleri þöyle anlatýr: “32 yýldýr sokaklarda kalmasýnýn tek nedeni 80 ihtilali’dir. Kardeþim Zonguldak Üniversitesinde Maden Mühendisliði bölümünde eðitimini tamamladýktan sonra 80 ihtilali patlak verdi. O sýralarda Zonguldak’ta bulunan kardeþimi siyasi nedenlerden dolayý hapishaneye attýlar. 23 gün boyunca Zonguldak Cezaevinde kalan Hüseyin’den haber geldi. Bende kardeþimi dönemin Zonguldak Valisi ve Emniyet Müdüründen ricada bulunarak ceza evinden çýkarttým ancak o günden sonra kardeþim hiç eskisi gibi olmadý.”

Abisi Özcan Yýlmaz devamla, sonraki günlerini de þöyle anlatýr: “Cezaevinde kaldýðý süre boyunca kardeþim dövüldüðünü anlattý. Bu olaylarýn üzerine kardeþimi Torbalý’da yanýma getirdim. Torbalý’da da kýsa bir süre tutuklandýktan sonra kardeþimde bir deðiþim görmeye baþladýk. Bunun üzerine kardeþimi birçok hastaneye götürdüm ve burada ona þizofreni tanýsý koyuldu …… Hüseyin’i rahmetli annemin evine yerleþtirdim. Bir süre sonra kardeþim kaldýðý evi yaktý. Daha sonra baþka bir yere yerleþtirmemize raðmen orayý da yaktý. En sonunda onu rahat býrakmayý düþündük. O günden beri tam 32 yýldýr sokaklarda yatýyor. Kapalý alanlarda kalma korkusu Hüseyin’i oldukça fazla etkiliyor. …. “

12 Eylül darbesinin ne kadar zalim bir darbe olduðu anlatýlýrken, hep idam ettiði, tutukladýðý, iþkence yaptýðý insanlar nezdinde anlatýlýr. Nedense 12 Eylül Faþist darbesinin bu þekilde paramparça ettiði, ezip paspas ettiði insan kiþiliklerini hatýrlamak ve ortak hafýzadaki yerini almasýný saðlamak çoðumuzun aklýna gelmez. Sanki bunlar 12 Eylül'ün çok küçük günahlarýymýþ gibi gelir çoðumuza.

Toplumun derinlerindeki hücrelerine verdiði bu derin tahribat ve zararlarla, 12 Eylül darbesinin günahlarý çok daha fazla affedilmez boyuttadýr, diye düþünüyorum. 12 Eylül toplumun oturmuþ ve dengesini bulmuþ toplumsal dinamiklerini alt üst ettiðinden, Hüseyin gibilerin dünyasýný da alt üst etmekle kalmayýp, onlarý attýðý sokaklarda bile yapayalnýz yaþamalarýna sebep olmuþtur.

Þimdilerde Hüseyin, Ýzmir-Torbalý’da sokaklarda yatýp kalkan bir insandýr. Yolunuz oralara düþerse, elinizden gelen yapabileceðiniz pozitif bir þeyler varsa, Torbalý’da "Maden Mühendisi Hüseyin" diye kime sorsanýz size gösterirler. 12 Eylül Darbesinin acýmasýzlýðýnýn, zalimliðinin, zulmü’nün bir abidesi olarak orada, Ýzmir-Torbalý’da bir yerde durmaktadýr.

Ne olurdu Hüseyin, sana sihirli bir deðnek deðseydi de, sen yeniden aramýza eskisi gibi dönseydin, ne kadar güzel olurdu. Bizleri gördüðünde yüzümüze boþ boþ gözlerle deðil de, bizleri tanýyarak ve anýlarýný hatýrlayarak, güleç yüzünle aramýza geri dönsen. Ben senin bir gün bunu da baþaracaðýna inanýyorum. Ýþte ben o zaman, bana yaptýklarýný da unutarak, Kenan Evren'i affedeceðim. Sana yaptýklarýný, sen bu durumda yaþadýðýn sürece, Kenan Evren’i hiçbir zaman affetmeyeceðim.

Kenan Evren mahfettiði insanlarýn ahlarýyla, yaþamlarýný gasp ettiði kul haklarýyla, en önemlisi de bu insanlarýn lanetiyle birlikte anýlacak. Hüseyin Yýlmaz ise O güzel yüreði ile, dostluðu ile, okulda karþýlýðýný bulamadýðý “biricik aþkýyla”, derneðe katký olsun diye kendi parasýyla baþladýðý ve sonrasýnda iyiniyetinden dolayý iflas ederek batýrdýðý ticaret hayatýyla, dost sohbetleriyle, anýlarýyla, hepimizin anýlarýnda ve yüreðimizin en güzel köþesinde bir yerlerde yaþayacak.

Keþke Hüseyin’i mahkemeye götürüp saðlýklý bir þekilde konuþmasýný saðlayabilseydik. Keþke elimde imkan olsa da Kenan Evren'e, bu parçaladýðý paspas ettiði hayatlarý anlatýp, yarattýðý eserlerini ona gösterebilseydik. Kenan Evren tam teþekküllü bir hastahanede günlerini yaþarken, Hüseyin’e ise sadece sokaklar sahip çýkýp yüreðini açmýþtý. Kenan Evren 32 yýlýný Marmaris’teki sarayýnda geçirirken, Hüseyin sokakta bir köþe baþýnda çöplerin arasýnda geçirmiþti yýllarýný.

Kenan Evren darbeden sonra 12 Eylülzade olurken, Hüseyin Yýlmaz ise 12 Eylülzede olmuþtu.

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

11.09.2013

Son Güncelleme Tarihi: 15 Eylül 2013 14:55

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.