Gezi’de satýr aralarýnda yaþananlar - 2

09 Temmuz 2013 10:18 / 2721 kez okundu!

 


Gezi süreci en þiþkin halinden sönmeye baþlayarak, ilk baþlardaki hedefler revize edilerek ve de sürece damgasýný vuranlar kabuk deðiþtirerek devam ediyor. Görünen o ki, Gezi süreci baþlangýçtaki pozitif duruþunu terk ederek, en sonunda negatif bir noktada sonuçlanacak bir sürece girdi.

27 Mayýs’ta haklý olunan talep ve zeminde baþlayan protestolar, hepimizin yakýndan izlediði bir süreçte evrile evrile günümüzdeki tam tersi bir noktaya, 7 Temmuz’da Kadýköy’de ulusalcý damgasýný da yiyecek bir noktaya kadar gelindi.

Biliyorum, Gezi süreci üzerine söylenmeyen söz nerdeyse kalmadý. Sürecin bütününü, tamamýný anlatan objektif yazýlar da okuduk, bunlarýn yanýnda haddi hesabý olmayan, adeta fili yakaladýðý yerinden tarif eden, eksik, yanlýþ anlatýmlý yazýlar da okuduk. Bu sürece iliþkin olarak ben de geçen yazýmda satýr arasýnda kalarak dikkatimi çekenleri sizlerle bir önceki yazýmda paylaþmýþtým.

Gezi sürecinin baþýnda geliþen protestoyu ve oluþan demokratik refleksi, 2 Haziran gününe kadar ben de destekledim. Süreç geliþtikçe, protestonun niceliði ve niteliði deðiþmeye baþladýkça, bir çok kiþi gibi benim de yolum yaþanan süreçle ayrýlmaya baþladý.

Sürecin içinde, sürecin bana temas ettiði, düþündürttüðü, incittiði ve üzdüðü noktalarý sizlerle paylaþmak istiyorum.

Sürecin içinde yaþanan garipsediðim noktalardan bir tanesi, ki en önemlisi, Sanki bir “devrim” aný yaþanýyor ve de sanki “devrime” saniyeler kalmýþ da, “devrime” ha denecek bir noktaya gelinmiþ gibi davrananlarýn takýndýklarý tavýrlardý. Bu konumda olan arkadaþlarýn saðladýklarý kutuplaþtýrmalarý, sertleþtirmeleri ve de kendilerini bu noktaya uygun düþen düþmanca tavýrlara sürükleyenleri gördükçe çok üzüldüm.

Halbuki bu süreçte en fazla yapmamýz gereken birbirimizi daha fazla ilgiyle dinlemek, anlamaya çalýþmak, eleþtirilere açýk olmak, hoþgörüyü ve sevgiyi alabildiðine sürdürmek olmalýydý. Bunlar olmazken, hoþgörüsüzlük, sert tavýrlar, dostluklarý bir kalemde silip bitirmeler, eleþtiriye tahammülsüzlük, küfür ve hakaretlerin vs.nin tavan yapmasý idi olanlar. Bu arkadaþlarýn söyledikleri “devrim konseyinin” açýklamalarý ve beyanýydý sanki. Benim gibi düþüncelerini, eleþtirilerini açýklayanlar ise “devrime çelme takan” karþý devrimcilerdi.

Yarýn “devrim limanýndan” çok uzaklara düþtüklerini, ulusalcý darbecilerle omuz omuza olduklarýný, Ulusalcý-Kemalistlerin yelkenlerine rüzgar yaptýklarýný anladýklarýnda, bugün alabildiðine saldýrdýklarýnýn yüzlerine nasýl bakacaklarýný ve kendilerini nasýl hissedeceklerini çok merak ediyorum doðrusu.

Bir çok deðer verdiðim arkadaþýmýn, dostumun, nefret ve düþmanlýk noktasýna savrulduðunu görmek beni ziyadesiyle incitti. Bunlardan bir kaçýný sizlerle paylaþmam gerekirse:

A.M., dostum olduðunu sandýðým, ki hala bana göre öyle, 40 senelik bir mazisi olan arkadaþým. Benim bir platformda "Baþbakan Tayyib’e diktatör diyebilirsiniz, ancak siz baþbakana diktatör dediðiniz kriterlerle, Esed’e, Ýnönü’ye vs.ye de diktatör demeniz gerekir" dememe öyle bir saldýrdý ki, þok oldum. Nihayetinde ben düþüncemi belirtiyorum, beðenmiyorsan sen de karþý düþünceni söylersin. Tartýþýrýz. Gerisini zaman zaten halledecektir.

G.A.Ç., hemþerim, müzik öðretmeni olan bir arkadaþým. Yýllara dayalý bir dostluðum olan, hala benim yanýmda bir yeri ve deðeri olduðunu düþündüðüm bu arkadaþýmýn, bir baþka platformda sert, saldýrgan ve ötekileþtirici bir üslup ile saldýrmasý yüzünden yazýþmalarýmýz birden anlamsýz biçimde sonlandý. Ýçime sindiremediðim bu durum üzerine, kendisine telefon açýp, yazýþarak açýlan mesafeyi telefonda kapatmak istedim. Defalarca çaldýrdýðým halde telefonunu açmadý. Üzerinden on güne yakýn bir zaman geçtiði halde geri dönmedi, “beni aramýþsýn” diye. Demek ki konuþmaya ihtiyaç duyacak kadar bir arkadaþlýðýn kýrýntýsý bile kalmamýþ yüreðinde, beyninde. Çok yazýk.

C.S., þimdilerde reklamcýlýk yapan eski bir arkadaþým. 12 Eylül döneminde birlikte ayný acýlarý yaþadýk, ayný sýkýntýlarýn versiyonlarýydý ayrý ayrý yerlerde yaþadýklarýmýz. Ýkimiz de gençliðimizi tükettik 12 Eylül’ün zindanlarýnda. Benim “Hükümet Ýstifa” sloganýna karþý düþüncelerimi ve eleþtirilerimi yazdýðým satýrlara karþýlýk olarak: “Seni sadece bu platformdaki listemden deðil, telefon listemden de siliyorum. Hayatýmýzýn hiçbir alanýnda karþýlaþmayalým” demesine þok oldum. “Eleþtiriye karþý neden bu kadar tahammülsüzsün, benim eleþtiri hakkým neden seni bu kadar sinirlendirdi” dememi o kýzgýnlýk içinde duyduðunu ve anladýðýný hiç zannetmiyorum.

Yeri gelmiþken bir defa da burada yazmak istiyorum. Hükümetten, devletten isteklerde bulunmayý, protesto etmeyi, ekonomik demokratik talepleri içerecek sloganlarý atmayý anlamlý buluyorum. Bu türden protestolar olmalýdýr ve de bu protestolarda bu türden içerikli sloganlarda olmalýdýr. Bu son derece insani ve demokratik bir haktýr.

Ancak siz “Hükümet Ýstifa” dediðinizde peþinden bir alternatif de sunmanýz gerekir diye düþünüyorum. Eðer siz alternatif sunmadan, sýrf RTE’ye ve AKP’ye olan kýzgýnlýðýnýzdan, tepkinizden dolayý “hükümet yýkýlsýn da ne olursa olsun” derseniz bu durum sadece kaos ortamý doðmasýna, kaostan faydalanmak için pusuda bekleyenlere hizmet etmekten öteye bir adým olmayacaktýr. “Hükümet Ýstifa” demek ya meclisteki diðer alternatiflere (CHP'li ve MHP’li vs hükümet alternatiflerini) ya da meclis dýþýndaki militarist darbeci alternatiflere yol açmak demek olacaðý eleþtirisine bu kadar düþmanca davranmak gerçekten çok manidar.

Mýsýr’da yaþanan ve hep birlikte naklen izlediðimiz durum ne demek istediðime çok somut bir örnektir. “Mursi Ýstifa” diyenlerin nasýl bir askeri darbeye ve sonrasýnda da nasýl bir kaosa yol açtýklarýný hep birlikte gördük, görüyoruz. Eðer Türkiye’de de Gezi'ye sonradan egemen olmaya baþlayan ulusalcý ruh baþarýlý olabilseydi hep birlikte görecektik, mevcut hükümetten nasýl daha gerici bir hükümetin geldiðini ve nasýl bir kaos ortamýna sürüklendiðimizi. Mýsýr’ý görünce nasýl bir tehlikenin eþiðinden döndüðümüzü daha iyi anlýyorum.

Gezi sürecinde düþmanca davranan arkadaþlarýmýzýn, insani iliþkilerimizde yarattýklarý gerginliði anlamak ise tamamen anlaþýlmaz bir durum. Ya bu arkadaþlarýmýzýn bizlerden sakladýklarý (belki de söylemekten utandýklarý) gizli bir yapýlarý ve bu yapýlarýnýn gizli alternatif bir hükümeti, anlaþmalarý ve çabalarý vs vardý. Ya da akýntýya kendilerini kaptýrmýþ gidiyorlardý. Her iki durumda da sinirli olmalarý ve düþmanca davranmalarý anlaþýlýr bir þeydir tabi ki.

Beklenen Ulusalcý-Kemalist-Darbeci bir anlayýþýn hayata geçmesini engelleme yönünde karýnca kararýnca bir çabamýz olmuþtur kuþkusuz. Bu anlamda ulusalcý camiadan gelen saldýrýlar bana výz gelip týrýs gitmiþtir. Bu saldýrýlarýn benim beklediðim ve normal karþýladýðým saldýrýlar olmasýndan dolayý, býrakýn beni üzmesini, güldürmüþtür bile çoðu zaman. Hatta bir çok ulusalcý kiþiden ve çevreden ben arýnmaya çalýþtým.

Ulusalcý olmadýklarýný her fýrsatta dile getiren bu arkadaþlarýn bir ulusalcý gibi düþmanca davranmasýný, saldýrmasýný, tavýr almasýný anlamak çok zor. Ýþte bu anlamda üzerinde çok düþündüm, üzüldüm, incindim.

Demek ki onca yaþadýklarýmýzdan gerekli dersleri hala çýkaramamýþýz. Ya hep ya hiç mantýðý hepimizin iliklerine kadar iþlemiþ durumda.

Ben hala birkaç aðaç için, birkaç hayvan için, birkaç inanç için, birkaç düþünce için, birkaç özgürlük için, birkaç türbanlý için, birkaç gayrimüslüm için, birkaç eþcinsel için, birkaç Türk olmayan için vs insani demokrat çizgimdeyim. Olmaya da devam edeceðim. Hepinizi, öncelikle bu insani çizgiye beklerim. Bu çizgide hepimize yetecek kadar yer var. Bu çizgide buluþamayanlarýn, olumlu bir çizgiye doðru da yol alamayacaðýna inanýyorum.

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

08.07.2013

Son Güncelleme Tarihi: 12 Temmuz 2013 15:51

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.