'Western'i yeniden yaratan adam: Sergio Leone

15 Haziran 2009 11:10 / 2304 kez okundu!

 


Emin Yeðinboy, Ev Sinemasý’nda bu hafta klasik westernin tüm kurallarýný silerek "spagetti western"in temelini atan Leone ustayý anlatýyor.

Avrupa kovboy filmlerini hep sevdi. Amerika’yý daha hiç görmemiþ bir çok Ýtalyan, Fransýz yapýmcýyý, yönetmeni sinemanýn emekleme çaðlarýnda bile (20’li yýllar ve öncesi) western etkiledi. Fransýzlarýn birer bobinlik 1910 yýlýna ait ‘The Hanging at Jefferson City’ ve ‘Hooligans of the West’ eski kýtanýn bilinen ilk western örnekleri. Alman Sinemasýnda yirmili yýllardan baþlayarak kýrklý hatta daha sonraki yýllara uzanan bir western geleneði oldu. Korku filmlerinin unutulmaz oyuncusu Bela Lugosi bile Alman kovboy filmlerinde ‘Kahraman Kýzýlderili’ rolü oynadý.Hindistan, Meksika, Rusya, Ýsveç, Avustralya, Güney Afrika gibi ülke sinemalarý da kendilerine çok uzak bir coðrafyadaki bu türün cazibesine kapýldý. Bu türe Yeþilçam da kayýtsýz kalamazdý. 1965-1972 yýllarý arasýnda dönemin tüm jönlerinin oynadýðý kovboy filmleri çekildi. Kadir Ýnanýr, Yýlmaz Güney, Ýzzet Günay, Kartal Tibet gibi dönemin hýzlý aktörleri en az birer kez kovboy oldular. Hülya Koçyiðit, Sezer Güvenirgil, Seyyal Taner, Feri Cansel gibi döneme damgasýný vurmuþ kadýn oyuncular da Calamity Jane’leri kasabanýn dilberlerini oynadýlar. Bu yaygýn ilginin gerçek nedeni kovboy filmlerinin kazandýðý ticari baþarýydý. Gerçekten yediden yetmiþe herkes seyrediyor ve bir nesil bu filmler ile büyüyordu. Sýk tekrarlanan þablonlar, beklenen bir yeniliðin yaratýlmamasý sonucunda zamanla önce ana vatanýnda sonra dýþ ülkelerde ilgi azaldý. Azalan ilgi karþýsýnda film maliyetlerini düþürmek için Amerikalý yapýmcýlar da Avrupa’da çekmeye baþladý. Artýk Ýspanya’da, Ýtalya’da kurulan bir çok setten hem Amerikalý, hem de Avrupalý sinemacýlar faydalanmaya baþladý. Yetmiþli yýllarýn ortalarýna gelindiðinde artýk western cazibesini ve popülaritesini yitirmiþ bir tür olarak arþivlerin tozlu raflarýndaki yerini almýþtý. 

LEONE’NÝN ÝLK ADIMLARI

Sinema salonlarýna düþen yeni bir western bir anda herkesin ilgisini çeker. Dinamik müziði, baþ roldeki kýsýk bakýþlý silahþör, abartýlý þiddet, kýsa diyaloglar (yerine þiddet), kirli tozlu kasaba, pasaklý tipler alýþýlanýn dýþýnda bir western tablosu çiziyordu. Kurosawa’nýn Samuray baþyapýtý Yojimbo’sunun kare kare kovboy kasabasýna uyarlamasýdýr bu yeni western. ‘Bir Avuç Dolar-For A Fistfull Dollar’ ile Sergio Leone, Clint Eastwood, Ennio Morricone isimleri bir anda tanýnýr. Film ilk piyasaya çýktýðýnda Avrupalý olduklarýnýn sezinlenmemesi için yönetmen Bob Robertson (Leone), Dan Savio (Morricone), John Wells (Gian Maria Volonte) takma adlarý afiþe yazýlýr. Ýlk filmin inanýlmaz baþarýsý üzerine çok geçmeden ikincisi ‘Birkaç Dolar Ýçin – For a Few Dollars More’ ayný kadro ile fakat bu kez gerçek adlar kullanýlarak çevrilir. Leone’nin stilini oturtup artýk seyirciye kabul ettirdiði bir film olur. Ýlkinin baþarýsýný ikiye katlar. Daha ilk karelerden itibaren ýslýðýn eþlik ettiði çoþkulu müzik ve gerilim dolu bekleyiþ seyirciyi ele geçirir. Kýraç arazide uzaktan gelen bir atlýnýn yüzü gözükmeyen keskin bir niþancý tarafýndan vurulmasýyla baþlayan sekans klasik westernde rastlanmayacak bir baþlangýçtýr. Ýki ödül avcýsý, adý olmayan kovboy (Eastwood) ve emekli Albay Mortimer (Lee Van Cleef) baþýna 10 bin dolar ödül konulan Ýndio (Gian Maria Volonté) adlý çete reisinin peþine düþer. Ýndio ise El Paso’daki zengin bankayý soymayý planlamaktadýr. Çetenin kalabalýk olmasý her iki ödül avcýsýný iþ birliðine mecbur eder.

Leone klasik westernin tüm kurallarýný baþtan aþaðý siler, klasik öðeleri kullanarak türü yeniden þekillendirir. Spagetti westernin temelini abartýlý, hatta gerçek üstü denilebilecek bir þiddet üzerine inþa eder. Þiddet çoðunlukla komedi sýnýrlarýna da dayanýr. Karakterlerini hiç bir ahlaki kurala uymayan silahþörler, hedefleri sadece dolar olan ödül avcýlarý, sadist ruhlu haydutlar, azize veya fahiþe olan kadýnlar, basiretsiz kanun adamlarý arasýndan seçer. Kasabalar genelde güneyde yer alan toz toprak içinde, bakýmsýz yerleþim alanlarýdýr. Ahali kimliksiz, aciz, pasaklýdýr. Düello sahnelerinde uzun kýsýk bakýþlarýyla birbirine meydan okuyan düþmanlar, hareketli kamera ve müziðin eþliðinde mükemmel bir koreografi gösterisi yapar. Klasik westernde olduðu gibi ahlaki deðerlere sahip çýkan idealize bir kahramana rastlamak imkansýzdýr. Ruhlarý da kendilerini çevreleyen doða gibi toz toprak içindedir. Kamera açýlarý da oldukça özgündür. Geniþ açýlardan yakýn plana geçiþler, yakýn plan yüz çekimlerinde çiçek bozuðu ciltleri, kirli sakalý, kötü nedbeleri uzun uzun gösterir. Arkadaki doða manzarasýnýn kenarýnda yakýn plan yüz çekimi en sevdiði planlardan birisidir. Atlý sahnelerde bile Hollywood’un çok sevdiði profil çekimlerden çok karþýdan önden veya atýn arkasýndan çekimler kullanýr. 

Ennio Morricone’nin müzikleri sahnelerin akýþýyla emsalsiz bir senkronizasyon gösterir. Leone bu konuda fanatikçe bir titizlik gösterir. ‘Bir Avuç Dolar‘ý müzik klibi gibi çekmeyi bile düþünmüþtür. Klasik erkek vokallerin söylediði klasik western melodileri yerine çoþkulu Meksika folk ezgileri taþýyan unutulmaz Morricone melodileri en az filmler kadar ünlenir.

Dolar üçlemesinin son halkasý ‘Ýyi,Kötü,Çirkin-The Good, Bad und Ugly’ hepsinin üstüne çýkan bir baþarýya ulaþýr. Artýk Leone Amerika’da tanýnan ve ilgiyle izlenen bir yönetmen olmuþtur. Filmin üç silahþörü de bir kez daha ayný paranýn peþindedir. Politik görüþünü direk olarak filmlerine yansýtmayan Leone bir þekilde, dolar üçlemesiyle kapitalist dünyanýn benzeþen karakterlerine selamlarýný gönderir. 

Ben sinemada büyüdüm diyen Leone yönetmen baba, aktris bir annenin oðludur. Setlerde her türlü iþi yaparak sinema dünyasýna girer. Amerikalýlarýn ellili yýllarda, filmleri olaylarýn geçtiði mekanlarda çekme modasýndan en fazla Roma ve Cinecitta stüdyolarý faydalanýr. Leone’de bu dönemde çalýþtýðý filmler, tanýþtýðý yönetmenler Amerikan sinemasý hayranlýðýný arttýrýr.

LEONE’NÝN OLGUN DÖNEMÝ

1968’de ‘Bir Zamanlar Batý’da-Cera Una Volta in West’ büyük beklentiler sonrasý gösterime girer. Charles Bronson, Henry Fonda, Jason Robards, Claudia Cardinale gibi dönemin ünlü oyuncularýnýn oynadýðý film Avrupa’da büyük beðeni toplar. Amerika’da ise çok uzun ve aðýr bulunur. Üç saatlik filmin diyaloglarý sadece on beþ sayfadýr. Usta, baþka bir ustanýn John Ford’un ‘bir film ne kadar iyiyse diyaloglar o kadar azdýr’ sözünü doðrular gibi çekmiþtir. Film Þiddet Operasý olarak tanýmlanýr. Gerçekten de film muhteþem bir müzikaliteye sahiptir, her karakterin kendine özgü bir müziði vardýr. Morricone filmin çekimlerinden önce müziði bitirmiþtir. Gerçekten de Leone içindeki opera sevgisini (her Ýtalyanda olduðu kadar) uzun planlarýn yer aldýðý, uzak plandan göz bebeklerine kadar gelen kamera hareketleriyle bezenmiþ bir westernde göstermektedir. Amerikanýn kuruluþ yýllarýna adanmýþ bu baþyapýt yeni bir üçlemenin de ilk ayaðýdýr.

Leone, serinin ikincisi olarak James Coburn ve Rod Steiger ile western güldürüsü olan ‘Yabandan Gelen Adam-A Fistfull of Dynamite’ çevirir. 

Üçlemenin ve ustanýn son filmi on yýllýk senaryo çalýþmasýnýn sonunda çevirdiði film ‘Bir Zamanlar Amerika’da-Once Upon Time in America’(1984) gelir. Bu kez de bir gangster operasý olmuþtur. Otuzlu yýllardan baþlayarak 60’lý yýllara dek uzanan bu epik öykünün baþrollerinde Robert De Niro ve James Woods oynar. Dostluk, ihanet, politika, mafya üzerine unutulmaz kareleriyle defalarca seyredilip, ebediyete intikal eden filmlerden birisi olur. Leone 60 yaþýnda 1989 yýlýnda aramýzdan ayrýlýr. 


Her yönetmen farklý bir þeyler yapmaya çalýþýr. Leone kadar bir türe yeni bir þekil veren az gelir. Sonraki nesilde Tarantino onu örnek alarak polisiye türünü ayný temel düþünceler çerçevesinde yenilerken usta onun yaptýklarýný herhalde yukarýlardan bir yerden mutlulukla seyrediyordur. 

Emin Yeðinboy
15.06.2009

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.