Türklerin evi, barkı ve komşusu - Hadi Uluengin

13 Aralık 2013 20:01  

 

Türklerin evi, barkı ve komşusu - Hadi Uluengin

TÜRKLERİN yüzde atmış beş virgül biri yabancılara konut satışını reddediyormuş.

Bitmedi!

Zaten Türkler ecnebi komşu da istemiyormuş!

Zahir aramızagâvur girmesin diye çoğunluk onlarla eşik paylaşmaya yanaşmıyormuş.

Nitekim bu yüzden daha önce dışarıya açılmak girişiminde bulunan firmaların hevesi kursağında kalmış. Yerli müşterileri kaybedecekleri korkusuyla tekrar iç pazara dönmüşler.

Sondajı emlâk sektörünü çatısı altında toplayanGayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği yaptırmış ki, geçen gün Hürriyet Daily News ’de okudum.

YAA, işte böyle! Ne demezsiniz?

Şu pek “misafirperver” (!) olduğu rivayet edilen Türklerin ev sahipliği buraya kadar!

İş ev tapularının ortaklığını, kapı paspaslarının komşuluğunu ve duvar mahremlerinin şahitliğini onaylamak noktasına geldiğinde; yani ötekinin artıköteki olmadığını kabullenmek raddesine vardığında külahlar derhal değişiveriyor.

Kendi içine kapanmak ve sözkonusuötekini dışlamak dürtüsü ânında devreye giriyor.

Yabancının ne mülkü, ne de samimiyeti olsun ki, Türklere ebediyenyabancı kalsın!

OYSA başta Avrupa’dakigurbetçiler olmak üzere aynı Türkler başka diyarlarda kendi ülkelerindeki yabancı oranıyla kıyaslanmayacak ölçüde çok ve yoğun emlâk ediniyorlar.

Almanya’da, Hollanda’da, Belçika’da, İskandinavya’da şu kadar yüz bin, belki milyon sayıda Türkiye kökenli hanidir ev, bark, dükkân, han, hamam sahibi oldu ve oluyor.

Hâlbuki, eğer ezkaza onların mülkiyet hakları sınırlansa veya yerli ahali komşuluğa mırın kırın etse, en başta ecnebilere satış yapılmasını reddeden ve çatı paylaşmak istemeyen kesim olmak üzere bütün Türkler derhalırkçılık veayırımcılık diye kıyameti kopartıyorlar.

Batımerkezcilik ,İslamofobya,Haçlı ruhu suçlamaları gırla gidiyor.

Peki de bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

ÖYLE tabii! Sen yukarıdaki Alman Datça’daki tatil sitesinde daire aldı diye “ülke emperyalist yabancılara parselleniyor ” yalanını uyduracaksın; sen Protestanlar Alanya’daki mahallede ibadet yeri istedi diye “misyonerler Hıristiyanlaştırma propagandasını hızlandırıyor ” yaygarasını basacaksın; her hâlükârda da sen dış kapıya bıraktığın çamurlu potinlerinin rezaletini görür diye asla ve aslaötekinden komşu istemeyeceksin...

Fakat o Belçikalı senin gurbetçin Brüksel’deki apartman küvetinde koyun gırtlaklayınca polise şikâyet ediyor diye veya o Danimarkalı Kopenhag’daki cami minaresine hoparlör koydurtmuyor diyeırkçı nefretten ve Müslüman düşmanlığından dem vuracaksın...

Güldürme birader ve en önce aynadaki kendi suretine bak!

MALÛM, diğer sondajlarda da Türkler başka halkları en az seven ulus çıkmıştı.

Yukarıdaki soruşturma zaten bilinen ama gizlenen bu gerçeği yeniden ispatlamış oldu.

Yani kendi kendine gelin güvey olup kaynaşma ve hoşgörüden dem vuran biz Türkler aslında ötekini en çok reddeden, çünkü ondan en çok korkan milletlerin başında geliyoruz.

Ermeni Felâketi’nden Kürt sorununa hemen tüm meselelerimizin özü burada yatıyor.

Zaten bugün kâhlaikçi , kâh dinci çerçevede tezahür edenulusalcı ideolojinin zihnî kökenleri de bu ret ve korkuya uzanıyor ki, patolojik araz burada nefret cinnetine varmıştır.

Ve tekrarlıyorum: Biz Türklerin aynaya artık alıcı gözüyle bakmamız gerekiyor.

Apartman antresindeki ayna ortaktır ve oraya düşen suretimiz hâlâ öteki addetmekte direndiğimiz için o aynayı paylaşmak istemediğimiz komşudan asla ve asla parlak değildir!


hadiuluengin@taraf.com.tr

Taraf

13.12.2013

Son Güncelleme Tarihi: 13 Aralık 2013 20:02

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0