ÖZÜR DÝLEMEKTEN DAHA ZORDUR NEDAMET GETÝRMEK

16 Mart 2010 12:06 / 4555 kez okundu!

 


Bilirsiniz iþte, kin tutmak, affetmekten daha kolaydýr. Hele bizim gibi arabesk katmanlarý yüksek bir toplumda, kimse kimseyi barýþ sofrasýna çaðýrmaz, çýkarlarýna uymadýkça. Savaþ kardeþliði daha üstündür savaþ karþýtlýðýndan.

Ne zaman doðru, yanlýþ anlaþýlmadan kabul görmüþ ki dünyada.
Yalan, yanlýþ doðrularla idare etmek kolaydýr. Doðru-dürüst anlatmanýn da murdar edildiðini görmek çileden çýkarýyor insaný. Neredeyse tüm hayatý yanlýþlarla geçmiþ pek çok insan oturduðu yerden ahkam keserken, Türkiye basýn tarihinde kendi bilgi ve baþarýlarý ile bir çýðýr açmýþ, pek çok insana ekmek kapýsý yaratmýþ bir insana kendini “günahsýzlaþtýrýyor” diyerek ne elde ediyor olabiliriz?

Hangimiz emin olabiliriz ki deneyimlerin bizi iyileþtirmediðinden?
Kimin söylediðine, ne söylediðine bakmak önemli. Tövbekarýn nasýl davranacaðýna odaklanmak da önemli deðil mi? Günah çýkarmak olabilecek bir iþ ise, bu dünyadan göçmeden yapýlsa daha doðru sayýlmaz mý? Bir insaný, ilelebet suçlu saymamýz bir suç bence. Ona hiç þans vermemek bir suç. Onu YOKSAYmalý mýyýz?

Hangi suçun cezasý çekilemez ölmezden önce? Affetmek mi, nefret mi, bilgi MÝ?
Bir insan, nedamet getirdiðine inandýrabilirse bizi, affetmek insani deðil midir? Evet, yaþadýklarýndan bir ders çýkarýyor Dinç Bilgin… Engin deneyimi ve görgüsü ile elini vicdanýna koyuyor. Erdemli bir iþ yapýyor. Kim geçmiþinde bu kadar cesur konuþabildi ki. Hiç zorunlu tutmadý kimse onu. Gevþek gevþek yaþar giderdi öyle… Oysa bugün Dinç Bilgin, Neþe Düzel ile birlikte “tek baþýna” dev bir gazete çýkarmýþtýr Türkiye için. Öyle yalanlar üzerine kuruluyor ki hayatýmýz, tek bir adam gerçek bir kýyama durunca, kýyamet kopuyor arkasýndan. Özür dilemek kolay iþ deðil. (ki biz, afedersiniz, pardon diyebilen bir toplum deðiliz) Nedamet getirmek ise baþlý baþýna bir tekamül iþi.

Deniyor ki; “Dinç Bilgin bu nedameti çöküþten önce yapsaydý bir anlamý olurdu, þimdi tekrar gündeme gelmek ve iþ yapmak için istediðinde inandýrýcý olmuyor”. Ben de diyorum ki; bu kadar baþarýya imza atan adam baþarýsýzlýklarýnýn da altýna imzasýný atýyorsa ve kendi aðzý ile çok aðýr hatalar yaptýðýný söylediði durumlara bir tür açýklama getiriyorsa, bu insaný en azýndan dinlemek, anlamak, bir daha tanýmaya çalýþmak gerek. Ya bir de, bizim onlarca arsýz insanýmýz gibi hafýzasý zayýf olan bu toplumumuza kendisini "Masumiyet Müzesi"ne layýk biri olarak tekrar sunsaydý. Hiç bir açýklama yapmadan, daha mý inandýrýcý ve dürüst olurdu piyasalara tekrar çýkarken.

Açýlan beyaz sayfanýn da, beyaz bayraðýn da tekrardan kirletilmeme garantisini isteyemez, bekleyemez kimse kimseden. Ama umutlanabiliriz. Tövbekar olan birine gel diyor Mevlana... Bu da bana hep daha insani gözüküyor…

Dinç Bilgin tek kiþilik bir gazete çýkardý iki gün önce. Tirajý çok yüksekti. Ýçinde her þey vardý. Tarih, siyaset, ekonomi, ordu, yargý, demokrasi, deðiþim, eðitim, sosyoloji, psikoloji… Ýsteyene istediði konuda ciddi dersler vardý. Bilgin’ler kolay yetiþmiyor günümüzde unutmayalým.

Günahlarýndan arýnmanýn ve günahsýz kalabilmenin tek yolu, bunu bir baþkasýnýn aðzýndan alabilmek. Acýmak, acýndýrmak, tastikletmek, icazet almak, kamuoyu oluþturmak, onaylanmak hepsi bütünün parçalarý. Ne fark eder ki, onun söylediði sözler gerçeði yansýtýyorsa... Hiç düþünmeden vereceðimiz kararlarýn yanlýþlýðýna ya da fazlaca uzun düþünerek veremediðimiz kararlarýn eksikliðine katlanmak gerek. Karar vermenin en doðru hali bu ikisinin ortasý. Karar verin artýk. Biri ciddi bir özeleþtiri yaptýðýnda, kapýmýzý açmalý mýyýz, kapamalý mýyýz? Hangisi doðru?

Her arýnma bizi de temizlemez mi biraz?


Pervin Mýsýrlýoðlu E.
11.03.2010

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
23 Mart 2010 09:39

sado

Sevgili Mýsýrlýoðlu
Herkesin birbirine gel dediði bir Mevlana felsefesinde, gitmek mi zor kalmak mý zor özdeyiþi düþüyor us'uma... Dinç Bilgin veya öbür medya patronlarý, musluðun baþýndakileri görebiliyorlar mý? Ki onlar, bir þekilde öne geçmiþ kimseler... Bu vesile ile de popüler kültüre hizmet etmiþ olmuyor mu gazete patronlarý? Ýnternet sitelerinde onlarca cevher varken, eli kalem tutmayanlar, gazete sayfalarýnda kaptýklarý "köþecikleri" ile endam etmiyorlar mý?
Bu iþ, iþ bilenin kýlýç kuþananýn tabirine benziyor.
Gerisi hikaye olacak bir hayatta; affetmek büyüklükse, affetmemek ne oluyor?
Kimese Tanrý olmadýðýna göre, zaman affeder mi bizi?
Ya tarih?
Ýnsanoðlunun yaptýðý onca katliamý?
Yok, yok...
Afetmenin de bir sýnýrý var bence..
Gel de þimdi Hitler'i affet gibi...
Ya da geleceði çalýnmýþ, onlarca gencimizi, çocuklarýmýzý öldürenleri affedelim...
Olmaz böyle bir þey deðil mi?
Affetmenin de bir ölçüsü, bir diyalektiði var çünkü...
Onun için insan olmanýn gerekliliðinde; affederken onu, o, ona yapýlanlarý affeder mi acaba?
Þadýman Þenbalkan
13 Mart 2010 10:14

sultan

Ýmza yüzü görmemiþ ne hatalarýmýz var...
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.