Mobbing ile Tanýþtýnýz mý?
15 Aralýk 2008 06:45 / 2840 kez okundu!
EGÝAD YARIN DERGÝSÝ'nde çýkan yazýmý sizlerle paylaþmak istedim...
Pek çok medeniyetlere yolculuklar yapan, dünyayý dolaþan bir gezgin ve oralarla ilgili izlenimlerini radyo, televizyon ve yazýlý basýn aracýlýðý ile insanlara aktaran bir gazeteci olarak ifade eksikliðine düþtüm.
Basýn camiasýnda maçoluk ve aþaðýlama, çelme takma, alay etme, duygusal taciz adeta yer etmiþ. Medyanýn, bunlara daha uzak bir alan olduðunu sanmak ciddi bir yanýlgý oldu benim için. Oysa, sonuçta onlarýn bakýþ açýsý, içinde yaþadýklarý toplumdan bir kesit olmalýydý. Öyleydi de.
Uzaktan basýn her tür özgürlüðe sahipmiþ gibi gözükürse de esas olarak en tutucu ve çað dýþý uygulamalarý da kendi içinde barýndýrýyor. En azýndan benim yaþadýklarým bu tür istismarlara açýk yerler oldu. Sonuçta yöneteceðimi sandýðým iþin patronu olamadým. Yeterince etkili olamadým. Etkili olamayýnca yetkili de olamadým. Hiçbir zaman tam olarak teslim edilmeyen kendi yetki alanýmda elden düþme personelle çalýþmak zorunda býrakýldým.
Yapýlmasý gereken deðiþikliklerin kabulü tek taraflý olarak deðerlendirildi. Ve haksýz çalýmlar avantaja bile býrakýlmadý.
Ehh... Eski köye yeni adet belli ki kabul görmeyecekti.
Türkiye de cinsiyet ayýrýmcýlýðý benim çalýþtýðým yerlerde vardý.
Ama biliyorum ki sizin çalýþtýðýnýz yerlerde de var benzer durumlar. Yaygýn bir sorun benim karþýlaþtýðým. Mobbing içimizdeki düþman maaalesef ?
Daha tuhaf bir baþka gerçek daha var.
Kadýnlar da en az erkekler kadar kaba güce tapýyorlar ve hatta en çok kadýnlar karþý çýkýyor yeni üsluplara ve elbette kadýn yöneticiye. Ölesiye nefret ediyorlar hemcinslerinden. Erkek olsun çamurdan olsun diyenlerin çoðu kadýnlardan çýkýyor. Aðzýnýzla kuþ yakalasanýz da bu böyle.
Korku kültürü galip geliyor. Ýnsanca davranmak ve dostça yaklaþýp eþitlik yaratmaya çalýþmak ise sadece onlarýn nezaketsizliðini artýrýyor.
Korkmalarý gerekmeyen yöneticiden korkmuyorlar.
Ne iþin gerektirdiði hiyerarþi, ne kendilerine duyduklarý sevgi, ne size duymalarý gereken saygý var. Onlar sadece eski hamamda eski takunyalarla dolaþmaktan yanalar.
Çalýþtýðým ortamý iyileþtirme çabalarým, marka ve kurumsal kimlik konusundaki baþarýlý çalýþmalarým iþ arkadaþlarý ya da iþ sahiplerinde bir heyecan yaratmamasýna karþýn müþteriler, reklam verenler, okuyucular her zaman þükranlarýný sundular. Bu öyle ters bir maðduriyet ki...
Aboneler, fanatik okuyucular, müdavimler ve ödüller peþ peþe gelirken siz çalýþtýðýnýz yeri deðiþtirmek zorunda kalýyorsunuz...
Ama yeni ufuklar da bu hasetlikleri aþmaya çalýþýrken açýlýyor önünüzde.
Sonuçta profesyoneller için fazla seçenek yok. Biri siz, öbürü iþin sahibi. Sizsiz verilen kararlar, talimatlar, yapýlan deðiþiklikler kariyerinizde açýlan yaralarý oluþturuyor böylece. Ýstediðiniz kadar uðraþýn bazý talihsiz ortamlarda yalnýzca karizmatik bir kukla olabiliyorsunuz. Ve üstüne üstlük belki bu bizim Ege ye özgü daha sýk karþýlaþýlan bir durumda olabilir, o da þudur:
Ýþin ana sahibi iktidar kaygýsýný çok fazla duyar. (Kendi seçtiðine sadece gerçek demokrasilerde gölge düþmez.) Bazý iþyerlerinde seçilen veya göreve getirilen yöneticiden hem baþarýlý olmasý beklenir hem de boyun eðen ve susan bir insan ve daha da kötüsü para vermeseniz de çalýþacak bir yönetici olmasý beklenir.
Ýzmir'de basýnda öyle çok üzerine para vererek yazý yazan dostlarýmýz var ki, telif isteyene hain, paragöz duygusu ile yaklaþýyorlar. Ve iþin baþýndakiler bol þekerli iltifatlar ediyorlar. "Abi þöyle yapalým; olur abla!" iliþkileri ile nasýlsa bir düzen kurulmuþ çünkü.
Deðiþtirmek, fazlaca üst bir dil. Suni güce ve seçiciliðinde ciddi erozyona uðramýþ anlayýþlara teslim olamamak ve temsil edememek ciddi bir yol ayýrýmý.
Sevgili Gazeteci dostum Deniz Sipahi'nin 30-08-2008 tarihli Milliyet Gazetesi'ndeki köþe yazýsýndan bir bölüm aktarmak sanýrým iþin önemini daha iyi vurgulayacaktýr.
<
"Mobbing bir anlamda iþ yerinde duygusal taciz olarak anlatýlabilir.
Peki bu taciz nasýl yapýlýr?
1- Çalýþanlarýn onuru, doðruluðu, güvenilirliði ve mesleki yeterliliðine saldýrýlar.
2. Olumsuz, küçük düþürücü, yýldýrýcý, taciz edici, kötü niyetli ve kontrol edici iletiþim.
3. Doðrudan veya dolaylý, gizli veya açýkça yapýlmasý.
4. Bir veya birkaç saldýrgan tarafýndan yapýlmasý, akbabalýk.
5. Sürekli, çoklu ve sistemli bir biçimde zaman içinde yapýlmasý.
6. Hatanýn kurbandaymýþ gibi gösterilmesi.
7. Kurbanýn itibarýný kaybettirmeye, kafasýný karýþtýrmaya, yýldýrmaya, onu yalýtmaya yönelik olmasý ve onu teslim olmaya zorlamasý.
8. Kiþiyi dýþlama niyetiyle yapýlmasý.
9. Ýþyerinden ayrýlmasýnýn kurbanýn tercihiymiþ gibi gösterilmesi.
10. Örgüt yönetimi tarafýndan anlaþýlamamasý, yanlýþ yorumlanmasý, görmezden gelinmesi, hoþ görülmesi, teþvik edilmesi, hatta kýþkýrtýlmasý.
Psikiyatrist Dr. Heinz Leymann, mobbingi ilk kez 80'li yýllarda Almanya'da kamunun dikkatine tüm ayrýntýlarýyla sunmuþ, tanýmlamýþ ve konunun ciddiyetini gözler önüne sermiþ.
Mobbing sendromu, haksýz suçlamalar, küçük düþürmeler, genel tacizler, duygusal eziyetler veya terör uygulamak yoluyla bir kiþiyi iþyerinden dýþlamayý amaçlayan kötü niyetli bir eylem.
Bu, kiþinin yöneticilerinden, örgütünden, üstleri, eþitleri veya astlarýndan birinin öbürlerini de sistemli, uzun süreyle ve sýkça zorbaca davranýþlar için örgütleyerek, kiþiye karþý cephe (çete) oluþturmasý. Bu davranýþý görmezden geldiði, göz yumduðu, hatta kýþkýrttýðý için kurban, çok sayýda güçlü kiþi karþýsýnda kendisini çaresiz görür ve taciz (mobbing) gerçekleþir."
Deniz Sipahi'yi gerçekten kutlamak gerekir, büyük yaralarý sarmaya yarayacak konularý gündeme getirdiði ve sýkça üzerine gittiði için.
Bir de bütün bunlara "kadýn olmak" eklenince bizim gibi erkek egemen toplumlarda olay iki misli ezici.
Sonuçta; özgürce ifade edemeyeceðiniz fikirlerinizin gerisinde kalacak iþler yapmayý içinize sindiremezsiniz. Verilen sözleri býrakýn, yürürlükte olan kanuni haklar konusunda bile ihlallere uðrarsýnýz. Kadýn olmamýn hep keyfini sürmüþ biri olarak ayýrýmcýlýk konusunun sizden uzak kalacaðýný düþündüðünüz halde tam da o konularda maðdur olursunuz. Ezber bozan insanlar, güçlü fikirlerin yaratýldýðý bir yönetimi gerçekleþtirmekte bu gibi ortamlarda zorlanýrlar. Küçük yerin böyle "küçük" problemleri vardýr yani.
Bir de nasýl çözümler yarattýðýma bakarsanýz?
Tam o sýkýntýlý sýralarda e-nuhun gemisi baktý ki nesli tükenecekler grubundayým bana yerli ve farklý seçenekler, yeni dehlizler, yeni denizler açtý.
Ben fark ettim ki; internet gazeteciliði yazýlý basýndan bazen daha zor bazen daha kolay ve eðlenceli. Matbaaya giden yazý ve görüntülerden hep daha taze, hatta hataya daha kapalý çoðu zaman. Garip bir manyetik enerji ile müthiþ bir enerji ve sinerji ortamý bu. Çýkarsýz bir dostluk kapýsý, farklý görüþlerin belli bir uzlaþma kültürü ile buluþtuðu ortam. Esas olarak pek çok kiþinin serbest iradesi ve deðiþik bakýþ açýlarý ile renklendirdiði, aktive ettiði oldukça hijyen bir platform.
Kente ve insana dair sessiz, sanal ama çok etkin bir birlik oluþturabilme olanaðýna sahip bir mecra.
Sanal ortam, elle tutulabilir diyaloglar ve ticari baþarýlar açýsýndan ciddi bir çalýþma gerektiriyor.
Siber alemde dürüstlük ve görünmez etik anlaþmalara sadakat çok önemli.
Yalnýz olmamanýn, yalnýz kalmamanýn alternatif alaný. Ruhsal saðýrlýðýn olmadýðý, dilin sivrilmediði, aklýn motive edildiði bir özgür alan. Herkesin özgürlüðünü savunan, demokrasiyi baþkasý adýna da savunmayý bir görev bilen insanlarýn buluþtuðu yerde olmak güzel.
Yazarlar dillerini zeka ile bileyip, akýl ile yontuyorlar.
Bakýþ açýlarý baþka ama mayýn tarlasýnda deðil sözcükleri. Yaþayan bütün dil, din, ýrk, cins ve türlere, inanýþ ve geleneklere tahammül terbiyesine sahip olabilmeyi neredeyse imzalayarak bir araya gelmiþ okuyucularý ve üyeleri, yazarlarý ile izmirizmir.net' de çok baþka bir dünyayý deneyimliyorum þimdi.
Bizi büyüten hep doðrularýmýz ve farklýlýðýmýz olur inþallah!
Sonuçta her þey sanal her þey gerçek.
Yazýlý basýn çoðu zaman dipsiz kuyuya benzer. Oysa internet ortamý, kendi diline dolamadan kendini, olduðu gibi ve araya bir sürü iþlem koymadan sanal matbaadan size ve bize ulaþýyor. Ýþte ben baþka türlü bir dipsiz kuyu olarak, bunu çok seviyorum. Kadýn ve erkek gerçekten eþit.
Ve üstelik mobbing buraya uðramýyor!
05-09-2008