Fahir Amca da Öldü!

11 Ocak 2008 06:42 / 3447 kez okundu!

 

Son günlerde durmadan ölümleri yazmaya baþladým. Umarým en azýndan bir süre için sonu gelir bunun. Ama ne yazýk ki Fahir Amca da öldü... 94 yaþýnda Erdek’te bir huzurevi’nde... Huysuz Ýhtiyar. Akademisyen olmayan minyatürcü ressam. Kemal Tah

Sahil evleri Narlýdere’de, O’nun tekneye benzeyen deniz kenarýndaki evinde ne çok zamanlar geçirmiþtim. O zaman anlamýþtým, deniz kýyýsý yazýn aþka kýþýn baþka bakar dünyaya.



Fahir Amca sýcak þarap yapmaya bayýlýrdý. Kýþ aylarýnda. Davul tozu, minare gölgesi, zencefil, havlýcan, tarçýn, ayva ve elma…Kendi elleriyle hazýrladýðý bu karýþýma sýrf nasýl olsa kaynayacak diye bir arkadaþýmýz kötü bir þarap getirdi diye yeri göðü inletmiþti. Ne görgüsüzlüðü ne cimriliði kalmýþtý. Sýcak þarabýn asaletini yine de bozdurmamýþtý. Herkesin ihtiyarlardan, hatta ihtiyarlýðýn bariz kokularýndan kaçtýðý o dönemlerde garip bir biçimde bizden daha genç yaklaþýmlarý ve inatçý duruþu ile yaþadýðýmýz günlere nükte koyuyordu, nokta koymadan. Ayrý bir iksir sunuyordu. Tek þatafatý olan cüssesi ve renk soluyan fýrçasý ile. Dost olmayanlara bile dost sofrasý açýyordu evinde. Neredeyse bütün evini kalýn naylonlarla paketlemiþti. Yazýn da çýkmazdý naylonlarýn çoðu. O zaman da çatý bizim bahçemiz olurdu. Ünlü heykeltýraþlar, yazarlar, þairler, ressamlar, ressamlýða özenen kýzlar, iþ kadýnlarý ev hanýmlarý sarardý çevresini. O hepsinin içinde çoðu zaman tek horoz kalmayý delice sever, coþardý, beslenirdi ama ayný zamanda ona yakýþýrdý ve yaraþýrdý da bu liderlik.


Bir gün Dalyan’dan bir Kaplumbaða kartý geldi.
“Her þey var idi

Hiç bir þey yok idi

O halde Pervin neredeydi?”



Gözlerini biraz yaklaþtýrýr mýsýn?” diyordu mektup.

Bir defasýnda da (Mayýs 1996 sergisinden önce) þöyle bir not yazmýþtý bana;



“Ey erenler!

Dilme ney’dim ki
“ayrýlýklardan þikayet etmede”
Fahirül-naif-i



Sonraki bir tarihte ise fotoðraf arkasýna

“süresiz sevgili Pervin’e “ebedi hatýram” demiþ koca Fahir Amca’m.



Benim ona bir yýlbaþý kartý hazýrladýðýmý, üzerinde bir hindi olan kart bulamayýþýmý hatýrlýyorum. Onun yerine güvercinci, sakallý bir ihtiyar adamý tercih etmiþim.

Ve hindiye mi acýmýþým kendime mi bilinmez bir nameler bir maniler döktürmüþüm…



Baþlýk sade;





HÝNDÝ



Bir hindi dükkanýna

Ýki kiþi birden yürümek

Üstüne üstüne vitrinin

Sen sor ben sorayým

Kavgasýna girme ne olur

Hal hatýr sormaya gelmedik

Hindilerin

Etini budundan ayýrmaya

Sesini gýrtlaðýndan.

Kaç para deriz

Eve bir hindi eti götürmek

Çýkarýz iþin içinden

Sokma gerilime beni

Soramam hindi etini

Para mý sorulur þimdi

Bak yýl atlýyoruz

88 iken 89 oluyoruz

hindi de deðiþmiþ iþte kendince

büyük bir tavuk gibi vitrinde

bak! iþte halama uðrayamýyorum

yýlbaþýný konuþacak diye

arkadaþýma da

neredeyse selam vermeyeceðim

yýlbaþýný soracak diye

Nedir bu sevinç?

Giderek eskimeye

Ben alýp þapkamý

O akþam kimseye görünmeden

Geçmiþi tekrar deneyeceðim

Yýlbaþýný sormasýn kimse

Kutlama yok

Zýrnýk kýpýrdayamam

Rezil bir eðlenceye

Zoraki dürtmesin beni kimse

Ortalýk yerde bir dansa

Saðolun son gece olsun

Býrakýn geçmiþi tekrar deneyeceðim

Hindi mindi de yemek istemiyor caným

Sýkkýn takýlýyorum bu gece

Öbürleri ne sanki

Milletçe “neþeli günler”i mi oynuyoruz

Pür neþe

Mutlu yýllar sana

Mutlu yýllar bize

Mutlu yýllar size

Mutlu yýllar ona

Bana bir mutlu yýllar çek bakayým barmen

Fakat bayým fiil çekimi gibi deðildir içmek

Ne var bunda çekinecek……………”


Demiþim…. Fahir amca ne gülerdi bu zýrvalýklarýmý okuyarak.


Sevgili dostum Ümran’la Fahir Amca’yý konuþtuk bugün, “o hep yaþar sanýrdým” dedi. Evet “Bizim taþýnmaz öldü” dedim.


Bir keresinde rüyamda Fahir amcayý öldü görmüþtüm çok aðlamýþtým, aradým ölmemiþ... Birini rüyada öldü görürsen uzarmýþ ömürleri, gerçekten de uzadý... Bunu 8 sene önce görmüþtüm. O zaman da "hay allah yine ölmüþ bir ünlü ressamýn elimdeki tablolarýný satýp zengin olma fýrsatýný kaçýrdým" demiþtim, gülüþmüþtük...


Ýyi ressamýn ölüsü seni diriltirmiþ ya! Beni ancak bu kadar diriltebildi, bu yazýyý yazacak kadar...



Pervin Mýsýrlýoðlu 11-Ocak-2008

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
23 Ocak 2010 02:31

sultan

19 ocak 2010 biz senenin ilk istanbul yolculuðunu otomobille yapýyoruz.
Bandýrma feribotunu kullanacaðýz.
Hava soðuk ve rüzgarlý. Bandýrma'ya vardýðýmýzda daha 50 dak vardý geminin hareket etmesine. Karnýmýz açtý. Yemek yemek için meydandaki Ýnegöl restoraný seçtik. içeriye adým attýðýmýzda Fahir Amca'nýn güleryüzlü kocaman resmi ile karþýlaþtým. nerede görsem tanýrým çocuksuluðundan. Bu lokantaya ýsmarlama yapmýþtý o resmi. Bandýrma'nýn merkezini yapmýþtý. Restoranýn binasýný da yapmýþ, üstüne biraz büyükçe inegöl yazmýþtý. O ölmüþtü ama onun resimleri hep gülümsüyordu:) Ressamlar, yazarlar, izini imza olarak býrakanlar hiç ölmüyordu.

04 Ekim 2009 19:05

sultan

Sevgili Ertuðrul Barka,

Evden eve taþýnma ile internet üzerindeki taþýnmalar  bazý benzerlikler taþýyor. Biz izmirizmir.net'i kurduðumuzda daha hazýr tasarýmlarý kullanmýþtýk. Zaman içinde kendimizi yenilemek ve geliþtirmek zorunda kaldýk.Yeni yüzümüz, ve daha dinamik bir portal hailne gelelim derken pek çok "taþýnmaz" kýymetlerimiz yeni yerine ulaþamadý. Ne gezi-yorum kaldý ortada ne köþe yazýlarýmýzýn ön yazýlarý ne de yorumlarý.bütün yazýlarýn okunma sayaçlarý da sýfýrlandý o sýrada. Muhteþem görseller de uzayýn karanlýðýnda bir yerlerde. O yüzden buraya aktarýlabilen yazýlarýn baþlarý yok ve garip geçiþleri var. Bu durum için affedin bizi. Yani taþýnýrken kýymetli,kýymetsiz bir sürü eþya,kitap,bardak zarar görür ya! Onun gibi biz de estetik yaptýrdýk ama biraz zombiye benzedik.
Gelelim rahmetli Fahir Amca'ya.;
Yazýnýn baþýnda yarým kalan bir cümle vardý. Kemal Tahir'in  adýný þu anda hatýrlayamadýðým romanýndaki Üç Kaðýtçý'ný Fahir Aksoy olduðu söylenir...
 Ve dediðinize katýlýrým o hep biraz pragmatist ve güçlü olandan yanaydý. Ama ben onun huysuz ve o yaþtaki çocukluðunu seviyordum. Bir de benim tanýyýp ta býraktýðým, ya da görmezden geldiðim kimse olmamýþtýr. Dýþarýda gördüðüm kurumuþ dala bile bir isim versem onun da kýrk yýl hatýrýný soruyorum.Evcilleþtirdiðim herþeyin kölesiyim.
Fahir Amca bir roman kahramanýydý benim için.Minyatür bir hayat sunuyordu hayatýn içinde. 
Beni sýk sýk arardý Erdek'ten. Ben aradýðýmda da hemen tanýrdý sesimi. Onunla beraber katýlmýþtým Paris'teki Karma Türk naifler resim sergisine. Rahmetle anýyorum kendisini.
Ve sizin paylaþýmýnýz ve yorumunuz için çok teþekkür ediyorum.
Sevgiler,
04 Ekim 2009 18:22

ERTUÐRUL BARKA


Fahir AKSOY benim için 12 Eylül 1980'den bir kaç gün sonra ölmüþtü!

Þimdiki gibi Narlýdere'de oturuyordum. Gelip giderdik Fahir AKSOY ile.
Raký buzdolabýnýn þu rafýnda duracak, peynir tuzsuz olacak ve su içinde
bulundurulacak v.b kaprislerini sanatçý kiþiliðine ve yalnýzlýðýna vererek çekiyordum.
Ýstanbul 1 Mayýs Meydaný'ndaki o görkemli Ýþçi Bayramý kutlamasýnýn resmini yapmýþ 
ve evin en güzel yerine asmýþ. Çok hoþuma gitmiþti. Konuþmalarýmýz da bu paraleldeydi.

Amma gelin görün ki, 12 Eylül 1980 faþist darbesi yapýlmýþtý! 
Fahir AKSOY'un 1 Mayýs kutlamalarý tablosundaki kýzýl bayraklar, birden
beyaz ile  ay ve yýldýza bürünmüþtü. Bu sefer de çok üzülmüþtüm.
Neden dediðimde,".. bana boþ ver, baþýmý derde mi sokayým, Kültür 
Bakanlýðý destekleri v.b. .."  söyledi.
Ýnsan bilimsel görüþünün, gerçeklerinin, sanatýnýn, politikalarýnýn arkasýnda durabilmelidir.
Bunlardan hangisiyle ilgili ve arkasýnda durabiliyorsa ürettiðidir ve ürettiði de O'dur.
Fahir AKSOY sanatýnýn adamý olamadý ne yazýk ki, arkasýnda duramayacaktýysa, 
yapmasaydý o tabloyu. Solun yükseldiði günlerde yapýlan tablo, 12 Eylül faþist darbesiyle
renk deðiþtirdi.
Öldüðünü okuyunca içim cýz etti yine de.
Sanatýnýn arkasýnda duramasa da ölen iyi bir insandý.
Ertuðrul BARKA
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.