Editör'ün Arþivinden: Doðru Yaptým, Yanlýþ Anlattým
17 Þubat 2007 00:00 / 2485 kez okundu!
Bir adam önemli bir yazý yazar ülkemde, yanlýþ anlaþýlacaðý ve yeterince anlaþýlmayacaðý kesin olduðu için; ikinci, üçüncü yazýlarla konuyu açýklamaya gayret eder. Bazý durumlarda anlaþýlamamayý sürdürür ve hatta 4. yazýsýný yazmasýna fýrsat verilmez! Yan
Doðru Yaptým Yanlýþ Anlattým
Anlaþýlayým da yanlýþ anlaþýlayým.. Ýfade güçlüðü çekmek, anlatamamak sonucu çok fazla deðiþtirecek hünersizliklerden sayýlmamalý bence.Yanlýþ anlamak þizofrenik bir stil. Kim dinliyor, kim dinlemiyor, bakýyor mu, görüyor mu, dikkatli mi, dikkatsiz mi? Önemli deðil çünkü yanlýþ anlamak bir istek bir histeri nöbeti.
Günümüzün küstahlýk modasý "anlamak" daha önemli olduðundan, yaþlý baþlara doðru "anlaþýlmayý" bir kenara býrakýr gibi davranýrýz. Bu halimiz "anlaþýlmayý" riske ettiðimizden deðil artýk kurumsal bir kimlik kazandýðýmýzdan bilge gözükmenin "anlaþýlma" isteðimizin önünde durmasýndandýr. Arkada ise biz ve bütün korkularýmýz...
Artýk korkularýn temsil hakký ürkeklik, acemilik deðil deneylerin müthiþ güvenli gölgesini üstüne gerip çadýra hamak kurmaktýr. Ýþte kurumsal kimliðin ana binasý da buradan dünyaya açýlýr. Herkes kýrklý yaþlarda ersin ermesin bu çadýra sokar kafasýný. Ve türlüm kýlýklarda oturur orada; kimisi snopluk katýna çýkar, kimi züppe pazarlamacý, kimi yorgun bürokrat, kimi küskün demokrat, kimi icazetçi hoca, kimi iþbirlikçi koca, kimi küresel aldanýþta...
Öte tarafta kadýnlar hepten karýþýk, arapsaçý dünyalarýnda ve zaten karþý cinslerine göre onlar, yalnýz Allah'ýn anladýðý dilde konuþurlar, onlarýn katýný tayin etmek güç...
Sonuçta vahiy gelir gibi haksýz çýkmak istediðimiz zamanlar gelir...
Eðer demagojik bir haklý çýkmanýn taktiksel versiyonu deðilse bu yaklaþým, yanlýþ anlaþýlmayý, doðru anlaþýlmayý göze almayý bile kapsar.
Ýddiasýzlýðý hatta bilimsel bir iyimserliði de gözetir. Gülerek ve güldürerek anlatalým derim ben ama...
Gülmek çok zor bir dava... Bu iþ bile fýkralardan önce hayatýn gerçek ironisini öne çýkarmakla olur. O yüzden gülebilmek hatta gülmeyi öðretebilmek, aðlamak ve aðlatabilmekten çok ama çook zordur. Çünkü gülerek doðmaz insan!. Gülmek bir sosyalizasyon iþi, bir üst düzey sorundur.
Aðlamak ise fazlaca doðal sokaklarýn bir alt kültürüdür. Hatta çok güldüðümüz zaman aðlar hale gelmemiz de biraz basitleþmemizden ileri gelir. "Gülün Adý"n da gülmek günah sayýlýrken, aðlamak da zaten alkýþlanmazdý.
Nedense gülmek de aðlamak da hiç dengede gitmez. Bu iddiasýzlýk içinde denir ki dünyada yaþanan her olay için benimkinden daha "doðru", "etkin", "cazip", "insancýl", "yararlý", "kullanýþlý" yolu sen göster.
Beni Dinle, Beni Sev, Bana Anlayýþ Göster'i, sonucu deðiþtiren iyi bir dövüþçü olmak, ya da anlaþýlmak deðil gözlerimizdeki ýþýðý gerçeklerle kesiþtirmekle olur. Kiþisel anlýk zaferler, bilimsel buluþlar için, sportif faaliyetler ve sanatsal baþarýlar için evrensel bir anlam taþýr. Oysa, tongue-fou ya da baþka söz sanatlarýný bilmek ve uygulamak karþýndakini abandonee edip pes ettirmektir. Deðil midir?...
Ýzmir Life Haziran 2005 ?