“AREN OPORTÜNÝZMÝNÝN NÝTELÝÐÝ”

24 Aralýk 2020 22:58 / 1828 kez okundu!

 

 

"geçmiþin ilericileri, kendilerine eþit mesafeden bakýlmasýný hak etmiþlerdir. hiçbirine haksýzlýk yapmamalýyýz ama onlarýn yanlýþlarýna gözümüzü kapatýp romantik, nostaljik tekrarlarla nereye gidebiliriz? ayný sloganlar, ayný marþlar... sanki 50 yýlda dünya ve türkiye hiç deðiþmemiþ gibi yaparak kimi etkileyebiliriz? en fazla az bir miktar yeni genç bundan biraz etkilenir... ve kýsa zamanda onlar da ayýlýp saflarý terk ederler. burada eksik olan gerçek bir deðerlendirme, eleþtiri, özeleþtiri sürecidir. bu olmadan, sadece ölü sevicilikle, cahil ama atak olunarak, o günlerde söylenmiþ sözleri ezberden sunarak ileri gidilemez, zaten gidilemedi de..."

 

 

****

 

AREN OPORTÜNÝZMÝNÝN NÝTELÝÐÝ

 

iki yýl önce mart ayýnda vefat eden sadun arentürkiye iþçi partisi'nin önderlerindendi ve mahir çayan'ýn, bu yazýsýyla, kimi noktalarda haklý yanlar taþýsa da daha çok yanlýþ yönlerden eleþtirdiði, aslýnda sadece eleþtirmediði, ayrýca bol bol hain dediði kiþidir; çayan aklýnda ve zekasýnda birisi eðer öldürülmemiþ olsaydý dün söylediði bu sözlerin çoðundan dolayý muhtemelen öz eleþtiri yapardý; bu hem çayan'ýn hem de sadun aren'in büyüklüðü olurdu; çünkü o dönemde thkp c, þehirlerden gelip kýrlarý zapt etmek için tüm romantizmi, ataklýðý, emperyalizmden nefreti, deneyimsizliði ve cahilliðiyle þehir gerillasý modelini önerirken; deniz gezmiþ ve arkadaþlarý thko aracýlýðýyla benzeri duygular ve gerekçelerden yola çýkýp benzeri yetersizliklerle önce kýrlarda gerilla mücadelesi vermeyi önermekteydi; 

o dönemlerdeki sistemin milliyetçi eðitim çarklarýnda iyice piþirilmiþ gençlik, önce tip'in etkisindeyken giderek mdd (milli demokratik devrim) þemsiyesi altýna toplandý. daha sonra da sahte bir anti-emperyalizmle soslanmýþ "sol" gibi sunulan kemalizm'den, stalinist tornada kabalaþtýrýlmýþ sosyalist düþünme biçimine geçmeleri nisbeten kolay oldu. 

mihri belli'nin þahsýnda düðümlenen ama ondan daha geniþ bir çevre tarafýndan beslenen mdd düþüncesi, meseleyi þöyle sunuyordu: "kemalist cumhuriyetin modernleþme projesi aslýnda doðrudur fakat "emperyalizm, onun iþbirlikçileri, kötü politikacýlar, halkýn dini duygularýný sömüren sahtekar dinciler" nedeniyle ihanete uðramýþ, yeterince ilerleyemeyip týkanmýþtýr; atatürk "bursa nutku"nda gençliðe seslenmiþ ve gerekirse direnmeyi önermiþtir; bu direniþ küba, filistin örneklerini dikkate almalýdýr; aslýnda iþçilere dayanmak önemli ama bizim gibi az geliþmiþ, geri býraktýrýlmýþ ülkelerde bu rolün sýnýrlarý vardýr, oysa subaylar ve öðrenci gençlik bu direniþin itici, vurucu gücü olabilir..."

görüldüðü gibi böyle bir politik analiz, resmi ideolojiye doymuþ kuþaklara, milliyetçilikle baðlarýný koparmadan, üstelik o günün devrimci romantizm modasýna da uygun deðiþik radikalleþme yollarý sunuyordu. 

buna karþý aybar'lý, aren'li, boran'lý türkiye iþçi partisi ise, baþta iþçiler olmak üzere ezilen tüm kesimler içinde örgütlenmek, yýlmadan, usanmadan onlarý milim milim eðiterek onlarla birlikte sosyalizme gitmeyi öneriyordu. hemen devrim ve deðiþim isteyen sabýrsýz küçük burjuva katmanlar için pek de çekici olmayan öneriydi bu. gerçekte "sosyalist türkiye" yaklaþýmýyla bir anlamda hemen sosyalizm önerdikleri için aslýnda türkiye iþçi partisi de fazla ileri bir hedef ortaya koyarak, demokratik cephe olanaklarýný bir yana itmiþ ve gerçekte sosyalizmi de demokratik aþamayý da uzaða atmýþ oluyordu; baþta mdd'ciler olmak üzere, sonradan stalinist doðrultuda radikalleþen deniz ve çayan ise demokratik aþamayý öne koyarak, cephe gereksinimlerini belirterek doðru yapýyor ancak teorik yetersizlikler ve stalinizm'in sekterliði, körlükleri nedeniyle cepheyi dar küçük gruplara indirgiyor, günlük demokratik mücadeleye, burjuva demokrasisine ve onun olanaklarýna nefretle gözünü kapatarak onlarý küçümsüyor ve hata yapýyordu. büyük yenilgi iþte böyle geldi. 

ne sadece çayan, ne deniz, ne de sadun arenbehice boran ikilisi deðildi hatalý olan; sol kesim, kemalizm ve stalinizm ile hesaplaþmadan, çocukluk hastalýðýný yaþayarak, yanýlarak, yenilerek kendini aþmaya çalýþýyordu. ibrahim kaypakkaya kemalizm'i eleþtirmeyi denediyse de girdiði yoldan geri dönemedi.

bugün onlarýn bu hatalarýný görmeden gelip, benzeri romantizmle onlarý savunmak; onlarýn hatýrasýna, deneyimine ve canlarý, kanlarý pahasýna oluþturduklarý birikime de bir anlamda ters düþmek demektir. geçmiþin ilericileri, kendilerine eþit mesafeden bakýlmasýný hak etmiþlerdir. hiçbirine haksýzlýk yapmamalýyýz ama onlarýn yanlýþlarýna gözümüzü kapatýp romantik, nostaljik tekrarlarla nereye gidebiliriz? ayný sloganlar, ayný marþlar... sanki 50 yýlda dünya ve türkiye hiç deðiþmemiþ gibi yaparak kimi etkileyebiliriz? en fazla az bir miktar yeni genç bundan biraz etkilenir... ve kýsa zamanda onlar da ayýlýp saflarý terk ederler. burada eksik olan gerçek bir deðerlendirme, eleþtiri, özeleþtiri sürecidir. bu olmadan, sadece ölü sevicilikle, cahil ama atak olunarak, o günlerde söylenmiþ sözleri ezberden sunarak ileri gidilebilseydi aradan geçen yýllarda zaten çoook uzaklara gidilmiþti... 

konu, bir de bu açýdan bakýlmayý hak etmiyor mu? 

18.03.2011 15:12 ~ 02.04.2020 00:08 nuhungemisi

https://eksisozluk.com/entry/22614931

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.