Kolay yazýlýyor, ama öyle yaþanmýyor

28 Ocak 2013 19:24 / 1647 kez okundu!

 


‘Acýlý bir anne, ‘acýlarý anlatmak (okumak) kolay, yaþamak zor’ diyordu. Ve bunu birini trenin altýnda ezilmekten kurtarýrken vücudunun bir kýsmýný kaptýran kýzýndan sonra söylüyordu. Evet, yaþamak zor! Kutsal metinler, dünyada bulunuþumuza imtihan diyor. Biliyoruz ki imtihan zor geçer! Arzularýn tatmininden çok, baþarýya kilitlenen bir tempoyu salýk verir.

Hayat düz bir çizgide akmýyor; daðlarýn sürprizli evreninden geçmek gibidir yaþamak. Sizi nereye götürdüðünü çok da bilmediðiniz patikanýn sonunda boþluða düþebilirsiniz. Karþýnýza çýkan çiçeklerin büyüleyiciliði yolculuðunuza heyecan katsa da, yolculuðunuzu güvenli kýlmaz bu. Kaygý, yüreðinizi yoklayýp durur.

Kaygý ki, yüzü ölüme dönük hayata doðmuþluðumuzdan doðar. Daha doðrusu insan kaygý duyar. Kendine eðilen, üzerine düþünen insan... Ve ancak kaygýlý olanlar insaniyete yükselebilir. Zihninden yol ve yolculuðu kovan gönülde ise kaygý uçup gider, anlam diye bir sorunu kalmaz.

Hayata ‘deðer’ bulmayý býrakmýþ, dolayýsýyla kaygýsýz kalmýþ birinin varlýðý, var oluþu mümkün mü?

Yaþamanýn konuþmaktan daha zor olduðunu ifade etmeye çalýþýyorum. Hayatý konuþmanýn da yaþamak kadar zor olduðunu itiraf etmek durumundayým. Tarife gelmiyor hayat, konuþmaya sýðmýyor. Konuþtuðumuz þey hayatýn bütünü deðil, bizim hayatýmýzdýr.

Hayatýmýzdan hareketle yaptýðýmýz konuþmalar, baþkalarýnýn sorularýna cevap olabilir mi?

Hiçkimse, sorularýmýza tam anlamýyla cevap deðildir. Baþkalarýnýn cevaplarý sorularýmýzýn karþýlýðý olmaz. Hayatýn varsa büyüsü, kiþi hikâyesini yaþarken içine düþer. Zira baþkasýnýn cevaplarý, kendi hikâyelerine dairdir. Bu, baþkasýnýn hayatý, bize/hayata dair bir þey söylemez anlamýna gelmiyor. Hayatýmýza dair yaptýðýmýz konuþma ve tariflerin, sonuçta kendimizce bir tanýmlama olduðunu söylüyorum.

Þairin, ruhun fiyakasý dediði acý, hayattan sökülüp atýlabilir mi? Mutluluk, acýdan uzak bir diyar mý?

Þimdilerde raflarý süsleyen kitaplar, insanlara maddeler halinde reçeteler sunuyor. Mutlu olmanýn yollarýndan haber veriyorlar. Formülleþtiriyorlar her þeyi. Mümkün mü, o çok þeyin yedeðinde yaþamak? Hayat buna müsaade eder mi, sýðar mý onlara?

Hayat bir çocuktur, býçkýn bir delikanlý! Talimatnamelerden sýkýlýr. Ona sýnýr çizdiðinizde canlýlýðýný yitirir, yüzündeki çizgiler silikleþir, somurtmaya baþlar. Kendi haline býraktýðýnýzda ise baþýnýza belalar açar.

Evet, bu bir çýkmaz!

Modern psikolojiye þerh koyanlar þunu der: Hayat, yaþanacak bir þey olmaktan tedavi edilecek bir þeye dönüþtürülmüþ. Zýtlýk ve karþýtlýkla (‘iyi’ ve ‘kötü’nün diyalektiði) mümkün olabilen hayat büyülü yaþantýlarý geliþtirirken, ayný zamanda büyük acýlara da sebep oluyor. Modern psikoloji bu durumu, en azýndan acýlara sebep olan ‘kötü’yü sonuçlandýrmaya çalýþýyor. Oysa bizi bu derece heyecanlandýran ve þaþýrtan þey, hayatýn çeþitlilik ve karþýtlýk içinde akmasýdýr.

Hayat olmasý gereken kývamdadýr. Hayatý tedavi etmek deðil, yaþamak gerekir.

Ona açýk durmak...


Nihat DAÐLI

28.01.2013

Son Güncelleme Tarihi: 30 Ocak 2013 11:10

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.