Yazmak
09 Nisan 2012 11:48 / 1490 kez okundu!
Ýzin verilenleri, doðru bilinenleri, hak edilenleri, hissedilenleri, kalpten gelenleri yazmak.
Kalp diliyle konuþulanlarý, yürek kalemiyle, gönül ehlinden, gönül kulaðýyla duyulanlarý, mana âleminde yaþananlarý yazmak.
Ya da, þeytani ve malayani deðerleri yazmak..!
Yazmak; önceden yazýlanlarýn, önceden okunanlarýn tekrarý mýdýr acaba?
Yazmak; beyine yüklenmiþ olumlu veya olumsuz bilgilerle, kalbe yüklenmiþ sevgi veya nefretlerin sunumu mudur acaba?
Yazmak; bilgi ve duygu gösterisi mi acaba?
Hani insan, bildiðine efendi, bilmediðine köledir ya!
Hani insan, bildiðine dost, bilmediðine düþmandýr ya!
Yazmak; dostluðun veya düþmanlýðýn ispatýmýdýr acaba!
Yazmak; yazanýn muhataplarýna; “Ben buyum, iþte huyum, iþte suyum” diyerek kendini sunmasý mýdýr acaba?
Hak ya da batýlý, Rahmani ya da þeytani deðerleri yazmak.
Hissederek yahut mantýkla yazmak.
Gördüðünü, duyduðunu, ya da içinden gelenleri yazmak.
Yazmak, kalemle konuþmak mýdýr acaba?
Yazmak, iç âlemi dýþ âleme sunmak mýdýr?
Yazmak, konuþarak söylenemeyenlerin, söylenmesi midir acaba?
Ýlhami Beyin ziyaretini anlatmak mý yazmak?
Ýlham edilenleri, ilham alanlara sunmak mýdýr yazmak?
Sorumluluk bilinciyle yazmak.
Önce kendine soru sorarak yazmak.
Ýnsan olmanýn bilinciyle yazmak.
Her insanýn yazýlandan, insanca faydalanmasý için yazmak.
Yazmanýn bilinç ve þuuru ve vebaliyle yazmak.
Ýftira ederek, karalayarak veya çamur atarak yazmak!
Hayýrlý ve güzel olanlarý yazmak.
Kusur arayarak yazmak, hüner arayarak yazmak, ne aradýðýný bilerek yazmak.
Tenkit ve tahkir ederek deðil, yapýcý eleþtirilerle, gönül alarak yazmak.
Kaderi ben yazarým diyerek deðil, kaderi ben ancak yaþarým diyerek yazmak.
Baþka yazanlarýn yazýsýndan istifade ederek yazmak.
Kendi izini býrakacak þekilde yazmak.
Hýrsýzlýk yaparak yazmak, izin alarak yazmak.
Boþuna dememiþ eskiler;
“Cahil ile sohbet etmek, zordur bilene.
Cahil; ne gelir ise söyler diline!
Alim ile sohbet edersen alýrsýn mertebe;
Cahil ile sohbet edersen, dönersin merkebe!!” düþüncesiyle yazmak.
Yazdýn da ne olmuþ..!
Yazsan ne olacak sanki…!?
diyenlere inat yazmak…
Vebal taþýyarak yazmak…
Yaralarý kaþýyarak yazmak…
Ölü üzerinde elbise prova ederek yazmak…
Oburlara hitap ederek yazmak…
Öbürlerine hitap ederek yazmak…
Oburlarý, öbürlerinden ayýran þey;
Besmele çekmesini bilmeyiþleridir diyerek yazmak.
Menfaat için yazmak, merhamet için yazmak.
Öðrenmek için yazmak bir dilekçe gibi, öðretmek için yazmak bir kitap gibi…
Efendice yazmak, efece yazmak.
Kalemle yazmak, kýlýçla yazmak.
Öncelikleri ve incelikleri bilerek yazmak, dileeen sende, adaaam sende diyerek yazmak.
Kendine soru sorarak sorumluca yazmak, baþkalarýna soru sorarak sorumsuzca yazmak.
Ne yazarsak yazalým, mutlaka bir okuyaný bulunur diyerek yazmak.
Beþ N, bir K, formülüyle yazmak.
“Ne yazalým, ne zaman yazalým, nasýl yazalým, neden yazalým, nereye yazalým, en önemlisi de kime yazalým?” diyerek yazmak.
Yazdýklarýmýza muhatap arayarak yazmak!
Ben göremiyorum. Peki siz görebiliyor musunuz?
Ne de olsa yaþlandýk ancak, ben yaþlýyým ama ihtiyar deðilim diyerek yazmak.
Gönül yaþýyla yazmak veya beden yaþýyla yazmak.
Severek ve sevdalanarak yazmak.
Karþýlýk görerek veya görmeden, sevdalanarak yazmak...!
Yazmak nedir sizce?
Harf ve kelimeleri dillendirmek mi, kelimelerin üstüne binip de seyahat etmek mi?
Saðlýklý ortamlarda seyahat edenlere selam olsun.
Selam, yazýsý güzel olan, yazdýklarýyla nur saçanlara olsun.
Baþkalarýný ve bulunduklarý ortamý kirletenler bizden uzak olsun…
Selam kalbi nurlu, yüzü nurlu, kalemi nurlu, sözü nurlu insanlara olsun…
Huzurlu çalýþma ve yaþam seminerleri için bizimle, aþaðýdaki telefondan iletiþim kurabilirsiniz.
Tel: 532 261 01 47
Unutmayýn sizlere;
mahireyuboglu@hotmail.com
kadar da yakýnýz.
Mahir EYÜBOÐLU