Kürt meselesinde önemli eşik aşıldı - Murat Yetkin

15 Eylül 2011 16:31  

 

Kürt meselesinde önemli eşik aşıldı - Murat Yetkin

Hiçbir muhalefet partisi, PKK ile görüşmeler yapılmış olmasını doğrudan eleştirmedi.

Sonunda o da oldu ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı’nın ses kaydı da internet ortamına düştü. Hakan Fidan’ın daha Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde (ki 16 Nisan-23 Mayıs 2010 tarihleri arasındaki 5 haftadır), Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde en iyi istihbaratçısı olarak bilinen Afet Güneş ile birlikte PKK yetkilileriyle yaptığı görüşmenin kaydıydı bu. Kaydın, gizlice alındığı değil, katılımcıların onayı ile birden fazla alınan kayıtlardan birinin gizlice sızdırıldığı anlaşılıyordu.

Bandın içeriğine göre, Fidan’ın, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özel siyasi temsilcisi sıfatını da taşımak suretiyle katıldığı ilk görüşmeydi bu, ama gizli görüşmeler dizisinin beşincisi olma özelliğini taşıyordu. ‘Beşinci Oslo’ görüşmesi deniyordu, bu da akla Norveç’in başkentini getiriyordu. Ama yıllar önce İsrail-Filistin arasındaki görüşmelerin orada yapılmış olmasına atfen takılmış bir isim de olabilirdi bu; görüşme aslında başka bir yerde ve Norveç dışında bir ülkenin ‘koordinasyonu’ ya da kolaylaştırıcılığında yapılıyor da olabilirdi.

‘Sayın Öcalan’ ifadesi
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dün vurguladığı üzere, görüşmelerde kullanılan lisan ile Başbakan Tayyip Erdoğan ve diğer AK Parti yetkililerinin PKK hakkında kullandığı lisan arasında ciddi fark vardı; sırf ‘Sayın Öcalan’ dediği için pek çok kişinin hapiste olduğu Türkiye’nin istihbarat yetkilileri ‘Sayın Öcalan’ kadar ‘Önderlik’ sıfatı da rahatlıkla kullanılıyordu, kayda göre.

Karşı taraf her üç organıyla temsil ediliyordu; PKK, yani parti adına Mustafa Karasu, KCK, yani cephe adına Sabri Ok ve Kongra-Gel ya da meclis adına Zübeyr Aydar oradaydı. Bu örgütler, Türkiye ve Türkiye’nın ısrarıyla ABD başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri tarafından terörist ilan edilmişti.
Ama yine bant kaydına göre, bu örgüt şefleriyle, örgütün kurucu lideri, ömrü boyu hapis cezasını İmralı’da çekmekte olan Abdullah Öcalan arasındaki mektuplaşma da MİT tarafından sağlanıyordu; üstelik bu süreç boyunca PKK militanları Türkiye’de kan döken eylemlerini sürdürmüştü.

Yine de şöyle ilginç bir tabloyla karşı karşıyayız: En azından Meclis için gereken şartları yerine getirmiş olan üç muhalefet partisi de, ki zaten BDP’den karşı çıkması beklenemezdi, hükümetin PKK ile görüşmüş olmasına tepki göstermediler. Hem CHP, hem MHP zamanında bu görüşmeleri sorduklarında Başbakan Erdoğan’ın kendilerine ‘Şerefsiz’ imasında bulunduğunu hatırlatarak, karşı soruyu sordular.

MHP’nin desteği
Dahası görüşmelere, belki de ‘Şehitlerin kanı’ söylemiyle karşı çıkması beklenebilecek MHP, bandın sızdırılmasının Türkiye’yi PKK’nın Irak’taki kamplarına karşı kara operasyonundan alıkoymayı amaçlamış olabileceği kuşkusuyla, hükümetin bu yöndeki adımlarına destek açıkladı.

BDP’li Selahattin Demirtaş’ın ‘Dünyanın sonu değilmiş’ demesi aslında her şeyi özetliyordu.

PKK ile görüşmelerin aslında herkesin tahmin ettiği bir sır olduğu anlaşıldı.

Bir şey daha anlaşıldı: Ana akım partilerin, AK Parti zaten iktidarda, dördü de, önümüzdeki 30 yılın da ardımızdaki 30 yıl gibi kan ve gözyaşıyla, refaha çevrilebilecek enerjinin savaşla heba edilmesini istemediklerini, Kürt sorununun çözüm yoluna girmesini istediklerini vücut dilleriyle göstermiş oldular. Her biri bunu farklı yoldan istiyor olsa da…

Tabu yıkılıyor
‘Terör örgütüyle görüşülmez, savaşılır’ tabusunun aslında yıkılıp, yerini savaşılırken görüşülebilir anlayışının almış olduğu görüldü.

Bunu söylenmek için belki de vakit erken, önce bir gerçekle yüzleşme süreci gerekecek ama, bu bandtı sızdıranlar, eğer Kürt sorunu konusunda Türkiye’yi birbirine düşürmeyi amaçlamışsa, çabası ters tepmiş olabilir.

Radikal

Son Güncelleme Tarihi: 15 Eylül 2011 16:43

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0