Kadınlardan büyük tepki: 'Hamile kadın anne, fetüs de çocuk değildir!'

29 Mayıs 2012 14:45  

 

Kadınlardan büyük tepki: 'Hamile kadın anne, fetüs de çocuk değildir!'

İSTANBUL- İstanbul Feminist Kolektif, başbakanın kadınlara yönelik yaklaşımını ve kürtajla ilgili açıklamalarını İstanbul, Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisi önünde protesto etti. Halkların Demokratik Kongresi, İstanbul Kadın Meclisi de dün İstanbul'da bir gösteri yaparak, Başbakan'ın kadınlara yönelik sözlerine tepki gösterdi. Galatasaray Meydanı'nda toplanan kadınlar, yurttaşların yoğun ilgisi ve alkışları eşliğinde İstiklal caddesi üzerinden Taksim'e dek yürüdü. 'Kürtaj haktır engellenemez' yazılı pankart arkasında yürüyen kadınlar sık sık, 'Tayyip beynini bedenimizden çek', "Kürtaj hakkıma dokunma, Roboski'nin hesabını ver", "Başbakan, sabrımızı taşırma, kendin yat kuluçkaya, bir Türkçük, iki Türkçük, üç Türkçük doğurmaya..." şeklinde sloganlar attı.

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) de bir açıklama yaparak; "Gebe kalmak ya da kalmamak, çocuk doğurmak ya da doğurmamak kadınların karar vereceği bir şeydir ve bu kararın tartışılır bir yanı yoktur." Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ise, yaptığı açıklamada; "Başbakan Erdoğan, siyasal yaşamının kara lekesi olarak duran Uludere Katliamına ilişkin bütün Türkiye’ye hesap vermesi gerekirken, lekeyi daha da koyulaştırıyor. Başbakan hedef saptırmasın." dedi.

"BAŞBAKAN SABRIMIZI TAŞIRMA, KENDİN YAT KULUÇKAYA, BİR TÜRKÇÜK, İKİ TÜRKÇÜK DOĞURMAYA!..."

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), İstanbul Kadın Meclisi bileşenleri adına bir açıklama yapan Birsen Kaya şunları söyledi:

"Başbakan Erdoğan ve onun bakanları, kadınlara yönelik ayrımcı ve erkek egemen söylemlerini her gün arttırarak devam ettiriyor. Erdoğan kürtaj ve sezeryanlar ilgili 'sezeryana karşıyım. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etme hakkı olmamalı. Her bir kürtaj Uluderedir' diyerek, kadınların bedenlerine yönelik yeni bir saldırı gündeme getirdi. Kadın bedenine dil uzatarak kürtaj ve sezaryen için başta kadınlar olmak üzere, doktorlara, sağlık emekçilerini alenen tehdit etti. Erdoğan ve AKP hükümetinin diğer erkek ve kadın vekilleri de her fırsatta zaten kadınların kaç çocuk yapacaklarından başlayarak, kadının toplumsal hayatta nasıl konum alacağına varana kadar her anlamda karışmaya hak olarak görüyor..."
"Kürtaj hakkını toplumsal düzeyde suçlamak AKP'nin kitle tabanı nezdinde günah ilan etmek, sermayenin ucuz işgücü politikalarının olduğu kadar hükümetin bölgesel savaş planlarının da ifadesidir. Biz kadınlar Hitler'in iktidara gelir gelmez ilk çıkardığı yasanın aile yasası olduğunu unutmuyoruz. Führer, bu yasayla safkan Cermen ırkından dört çocuk yapan çiftlere ev hediye ediyordu. Hitler Almanya'yı savaşa böyle hazırladı. Aynı zihniyetti Erdoğan da, doğum kontrolünün Türk milletini zayıflattığını iddia ediyor.

...Kürtaj, kadınlar için yaşamsal bir haktır. Başbakan doktorları, hastane sahiplerini açık açık tehdit ederek, kadınların gizli ve sağlıksız koşullarda kürtaj olmalarına, böylece kadınların sakatlanmasına ve hatta ölmesine neden olacak uygulamalara sebep olabilmektedir..."

FEMİNİSTLER: 'FETÜS ÇOCUK DEĞİLDİR'

İstanbul Feminist Kolektif de, başbakanın kürtajla ilgili açıklamalarını protesto etti.

Eylemi Dolmabahçe'deki başbakanlık ofisi önünde gerçekleştirmek isteyen kadınlar polis tarafından engellendi. Kadınlar eylemlerine, ana caddeyi trafiğe kapatarak devam etti. Polisin trafiği açmazlarsa müdahale edeceğini söyleyip gaz maskelerini takması üzerine, Kolektif üyeleri basın açıklamasını cadde üzerinde bulunan kaldırımda yaptı.

Protestocu kadınlar yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi:

» Hamile kadın anne değildir!
» Fetüs, çocuk değildir.
» Kadın bedeni üzerinde söz ve tasarruf hakkı sadece kadına aittir.
» Bedenimiz bizimdir. Kürtaj temel hakkımızdır.
» Sezaryen bir doğum yöntemidir.
» Sağlıklı ve güvenli koşullarda kürtaj; sağlık hakkımızdır, vücut bütünlüğümüz üzerindeki hakkımızdır, ihlal edemezsiniz...

DSİP: "KADINLARLA UĞRAŞMAYI BIRAK, ROBOSKİ'NİN HESABINI VER"

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) de bir açıklama yaparak Başbakan Erdoğan'a şöyle seslenerek protesto etti:

"Kürtajın yasaklanması gerektiğini söyleyenlerin karşı olduğu şey kadın haklarıdır. Kadın özgürlüğü sadece sosyal, ekonomik konulardaki taleplerle sınırlı değildir. Kadın özgürlüğü demek aynı zamanda kadınların kendi bedenleri hakkında tek söz sahibi olmasıdır. Hem eşit işe eşit ücret, kreş, güvenceli çalışma hem de kürtaj kadınların hakkıdır! Gebe kalmak ya da kalmamak, çocuk doğurmak ya da doğurmamak kadınların karar vereceği bir şeydir ve bu kararın tartışılır bir yanı yoktur." "Sen kadınlarla uğraşmayı bırak, Roboski katliamının hesabını ver!"

EDP:"BAŞBAKAN ULUDERE KATLİAMI İÇİN HESAP VERMESİ GEREKİRKEN, HEDEF ŞAŞIRTIYOR"

Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanı Ferdan Ergut da Başbakanı kınayan açıklamasında şu görüşleri ifade etti:

"Kadını milliyetçi ve muhafazakar politikalarının nesnesi olarak gören bu anlayışı kınıyoruz. Hükümetler, kadınların bedenlerine ve özgür iradelerine müdahale edemez. Kadınlar, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğum yapacaklarına kendileri karar verir. Başbakana kürtajın bir hak olduğunu hatırlatıyoruz. Bu hak, kadınların kendi yaşamları ve bedenleri üzerinde söz ve karar sahibi olmalarının en doğal sonucudur.

Başbakan Erdoğan, siyasal yaşamının kara lekesi olarak duran Uludere Katliamına ilişkin bütün Türkiye’ye hesap vermesi gerekirken, lekeyi daha da koyulaştırıyor. Başbakan hedef saptırmasın: Ne EDP, ne de kadınlar Katliamın sorumlularının bulunmasını ve yargılanmasını istemekten vazgeçmeyecek.

Kadınlar da Kürtler de bu topraklarda özgür yaşayacak."

Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0