Ýsveç'in Baþkenti Stockholm/P.MISIRLIOÐLU

28 Ocak 2007 17:18  

 

Ýsveç'in Baþkenti Stockholm/P.MISIRLIOÐLU

GEZÝ-YORUM (STOCKHOLM)


Ýnsanýn atmosfere yýðdýðý gazlar yüzünden sera etkisi yaratarak küresel ýsýnmaya neden olmasý, gazlarýn çoðalýp, sularýn azalmasý yahut sera etkisinin yani karbon dioksit emisyonlarýn ýsýnmaya neden olmadýðýný düþünenlerin mantýðý ile düþünürsek güneþten gelen radyasyonun aþýrý miktarlarda olmasý nedeniyle tehlike büyük herkes için. Dünyanýn ekolojik dengelerinin deðiþmesi ve bazý hayvan ve bitki türlerinin, kimi hastalýklarýn, bakteri ya da virüs cinslerinin de çeþitlilik göstermesi günümüz çaðdaþ toplumlarýnýn ister farkýnda olalým isterse olmayalým çok önemli problemlerinden. Sonuçta þu ya da bu nedenle ýsýnan dünyamýzda, kuzey ülkelerinin bu olumsuzluklardan çok daha çabuk etkileneceði kesin. Hava durumunu izleyenler bunu daha kolay anlayabilirler. Tabii sadece karada, havada deðil bu olumsuz þartlar tüm mavi denizlerin ve lacivert okyanuslarýn da baþýna bela. Bütün bu belalar yetmezmiþ gibi her kötülük insan eliyle hazýrlanýyor. Kýrýp dökmek, kullanýp atmak, silip süpürmek yetmezmiþ gibi doðayý ve dünyayý, üzerine bir de savaþlar yaratýyoruz. Toza, dumana, kana buluyoruz yeryüzünü yüzsüzce…
Birbirlerine olan baðlýlýklarýný dört ayrý ejderhanýn birbirlerine sarýlmýþ kuyruklarý ile ifade eden “Karanlýk Adalar” topluluðu Ýskandinavya toplumu birbirlerine sadece ýrksal anlamda deðil elbette ayný zamanda davranýþsal olarak da benziyorlar. Hepsi suda yüzen þehirlere sahip ama “Lake Malaren’in kraliçesi” “Kuzey’in Venedik’i” ve en çok da “Suda yüzen þehir” sýfatý Ýsveç’in kraliyet baþkenti Stockholm’e yakýþtýrýlýr.


Birbiri ardýna dizilmiþ, eklenmiþ sayýsýz ada ve adacýklarla baþkent Stockholm göreceðiniz en güzel þehirlerden bir tanesi. Adalar arasý geçiþlerin güzelliði, nehirlerin köprülerle buluþmasý, haliçler ve körfezlerle, yemyeþil alanlarýn kaynaþmasý, Krallýðýn eski geyik avlama parklarýnýn meþhur meþe aðaçlarýyla yarattýðý doðal þýklýk, eþsiz bir þehir kimliði yaratýr. O zamanlardan günümüze ýþýnlanmýþ gibi duran bu olaðanüstü coðrafyada þaþýrmamak elde deðil. Ülkemize olan uzaklýðý düþünüldüðünde Ýsveç sýklýkla tercih edilemediðinden olsa gerek ansiklopedik bilgi dýþýnda çok da haþýr neþir olmadýðýmýz bir kültüre sahip. Bir gezgin olarak, ancak buralarý gördükten sonra söyleyebilirim ki, Stockholm’e nokta uçuþu yapýlmalý ve mutlaka tadýna varýlarak gezilmeli. Stockholm, Ýskandinavya ve Baltýk Kýyýlarý gezisinin en kýsa bölümünde yer aldýðý için eksiklik duygusu ile ayrýldýðým þehir. Ama ilk fýrsatta dönüp sarýlacaðým diyarlardan.
Eurovizyon Þarký Yarýþmasý birincisi ünlü Ýsveçli grup Abba ve komik takunyalar, talihsiz sosyalist baþbakan Olaf Palme, teþekkür etmek için kullandýklarý “tak tak” kelimesi, ehh biraz Viking akrabalýklarý, buzullara yakýnlýklarý, gösteriþten ve böbürlenmeden uzak oluþlarý, zenginlikleri ve tevazularý baþlýca ve de sadece o kadarlýk bilgimle onca yýl idare etmiþim. Þimdi ise yeni bilgilerin iflah olmaz telaþýnda kaybolmak da var. Ama neyse ki iki kýsa günün ardýndan Finlandiya seferine çýkýlacak.


Hakkýnda çok az þey bilmek daha da heyecanlandýrýyor insaný. Gördüðün, duyduðun, yediðin her þey yeni ve ilgi çekici. Hiçbir þey bildik deðil dünyanýn bu taraflarýnda. Ve hissettiðin duygu kuzeylilerden çok farklý sanýrým. Onlar buralarda ne kadar hiçlik duygularýna kapýlýyorlarsa, biz doðulu, batýlý Akdenizliler o kadar fazla varlýðýmýzdan emin oluyoruz belki de. Ohh be iyi ki, belki sözcüðü var da ahkam keserken rahat ediyoruz.


Þehrin panoramasýný sizler için çekemedim ama hissedebileceðiniz gibi binlerce yelkenli var buralarda. Ýnsan suda yaþayýnca, bir ayaðýnda kara bir ayaðýnda deniz. Üç kiþiden bir kiþiye bir tekne düþüyor neredeyse bu ülkelerde.


Baþkent Stockholm’de eski þehir bütün güzelliði ile korunmuþ. Blasieholmen, Riddarholmen ve Helgeansholmen ve Kraliyet Sarayý sade ve ince zevkleri ile eski þehrin birbirine baðlanmýþ özel bölgeleri.Ulusal parklarý Djurgarden ise her taraftan fark edilebilen yeþil cenneti buralarýn.
Biz, en çok nüfusu artan ülkelerin baþýnda yer almamýza raðmen, bebelerin pek sokakta dolaþtýrýlmadýðý bir davranýþ biçimine de sahibiz ayný zamanda. Týpký engelli yurttaþlar elveriþsiz koþullar nedeniyle dýþarý çýkamadýklarý için, sanki onlarýn sayýlarý azmýþ gibi gelir ya biz kendini saðlam ve güvende hisseden vatandaþlara. Belki ülkemiz sokak koþullarýný annelerimiz bebekleri için uygun bulmadýklarýndan, dýþarýda çok sayýda bebek arabasý göremiyoruz diye düþünmekteyim. Çünkü bu uygar memleketlerde sakatlar da, saðlamlar da, bebekler de dýþarýlarda. Oysa az doðurur bu millet diye biliriz ya…Gerçi devlet teþviki de var iþin içinde. Her neyse bizim yazýmýzdan daha etkili onlarýn güneþi þimdilerde ya çoluk çocuk, yaþlý, genç hep sokaktalar.
Stockholm sokaklarý her an barýþ ödülleri daðýtýr gibi rengarenk dünya devletlerinin bayraklarý ile süslü. Kristal heykel simgesi Stockholm’ün. Sakin kafeler çok davetkar. Siyasi göçmen ressam türk çoktan Ýsveçli olmuþ ve o en ünlü markalarýn arz-ý endam ettiði harika caddede yerini almýþ hoþ resim galerisi ile.


Bütün bunlardan en önemlisi benim nasýl gafil avlanýp Stockholm’de sürat botuna binmemdir. Bana göre bu tehlike dolu macera, hayatýmýn hatalarýndan bir tanesidir. Önce farkýnda deðildim. Can yeleðini dekor olsun diye taktýrdýklarýný düþünüyordum. Ama çok geçmeden anlayacaktým ki Ýsveç çok pahalý bir ülke. Ve ben canýmý sokakta bulmamýþtým. Paranla rezil olmak buydu iþte. Öldüm ve hatta þimdiki ben ben deðilim. Yelek deðil can paltosu giydirseler bitti bu iþ.
Botun içinde öðle gülümsediðime bakmayýn, o sadece poz. Hani askerlik bitince, anlatýrlar ya yýllarca zevk almýþ gibi.Ama hem korkudan öldüm hem de durmadan fotoðraflar çektim.
Sizin için kendimi az kalsýn feda ediyordum.


Kimileri ertesi günü Türkiye’ye dönerken biz gruptan ayrýlýp Silja Line ile Helsinki’ye yola çýktýk. Yine gece bir türlü olmak bilmedi. Bizi kurt kapmadý. Sabah olurken gemi penceremden fotoðraf çekmeye devam ettim.

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0