TARÝHSEL UZLAÞMA mý?

30 Aðustos 2016 15:44 / 1467 kez okundu!

 

 

"Kürt hareketinin bu ülkenin temel siyasal sorunlarýnda taraf olma anlamýnda “Türkiyelileþme”sinin önündeki dýþ kaynaklý engel, Suriye savaþlarýnýn Türkiye’ye ithal edilmiþ olmasýdýr. Tarihsel uzlaþmanýn siyasal mantýðý ve tek adam devleti hedefi Kürt dinamiðini Türkiye toplumuna yabancýlaþtýrmayý gerektiriyor. PKK'nin, sivil-masum insanlara da yönelen þiddeti týrmandýrma çizgisi nesnel olarak bu amaca hizmet ediyor."

*****

 

TARÝSEL UZLAÞMA mý?

Yaþananlarýn tarihsel anlamý genellikle sonradan anlaþýlýyor. Bir döneme damgasýný vuran, hiç deðiþmeyecek izlenimi veren eðilim, akým ve kiþiler derin toplumsal izler býrakmadan geçip giderken, baþlangýçta bir anomali, yol kazasý, “istenmeyen çocuk” gibi görünenler önemli toplumsal dönüþümlerin öznesi olabiliyor.

Tarih, kendine özgü cilveli yollardan ilerliyor. Marx’ýn dediði gibi, tarihin dalgalarý bazen yumurta kabuklarýný da üste çýkartýyor.

AKP 2002’de yüzde 34 oyla tek baþýna iktidar olduðunda, hiç kimse Türkiye’nin 14 yýlda buraya geleceðini öngörememiþti. Devlet, 12 Eylül’le yenilenmiþ egemen ideolojisiyle, silahlý kuvvetleriyle, devlet bürokrasisiyle, yargýsýyla, üniversiteleriyle vb. yerli yerinde duruyordu. Refah Partisi ve ANAP deneyimleri ortadaydý. Taç diyen baþ akýllanýrdý vb.

AKP iktidarý, on dördüncü yýlýný tamamlamak üzereyken Erdoðan, devleti, düzeni ve toplumun neredeyse yarýsýný kendisinde cisimleþtiren bir siyasal kiþilik olarak sivrildi.

2013 yazý ile 2015 yaz arasýndaki 2 yýl Erdoðan iktidarýnýn en kritik dönemiydi. 7 Haziran, 1 Kasým 2015 ve 15 Temmuz birbirlerini izleyen üç önemli kýrýlma noktasý oldular.

Erdoðan, 15 Temmuz’u, darbe karþýtlýðý ekseninde “milli mutabakat” zemini olarak deðerlendirdi. Þimdi, devlet ve toplumu yeniden yapýlandýrma programýnda geri dönüþsüz ilerlemeler kaydetmek, Sünni Ýslamcý, þoven milliyetçi, lumpen dokulu aktif bir kitle temeli/ hareketi yaratmak için adýmlar atýyor. Hýrpalanmýþ, güç ve saygýnlýk yitirmiþ askerler; düzen partileri CHP ve MHP, bölünme paranoyasýnýn körleþtirdiði ulusalcýlar, karþý darbeci restorasyon sürecinde Erdoðan cephesinde yerlerini almýþ durumdalar.

***

Durumu, iç ve dýþ güncel geliþmeler, belirsizlikler ve oynak dengeler ýþýðýnda çeþitli yönlerden deðerlendirmek, bu restorasyon sürecinin karakteri, bileþenleri, dýþ destek ve karþýtlarý, baþarý þansý üzerine farklý yorum ve öngörüler öne sürmek mümkündür.

Ama, kanýmca, süreç, özellikle iç dinamikler açýsýndan bakýldýðýnda, güncelliði aþan tarihsel bir derinlik taþýyor. 2016 Türkiye’sinde Kemalistler, Türkçüler ve Ýslamcýlar, devletin ve kapitalizmin bekasý için tarihsel bir uzlaþma yolundalar.

Bugün, yüz yýllýk hesaplaþmanýn böyle bir uzlaþmayla kapanmasýnýn da seçeneklerden biri ve belki de birincisi durumuna geldiðini söylemek abartma olmaz.

Bu kýsa yazý çerçevesinde, tarihsel derinlikten kastettiðimizi kýsaca özetleyelim: Bir: Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin ideolojik ve sosyolojik tutkalý, kurucu harcý Sünni Müslümanlýk ve Türklüktü. 1923 Cumhuriyeti daha kuruluþunda 21. yüzyýldaki çözülüþünün tohumlarýný taþýyordu. Ýki: Kuruluþta, daha Lozan sýrasýnda Kemalistler, Ýslamcýlar ve Türkçüler hep birlikte Türkiye’yi emperyalistlerle iþbirliði yoluna soktular. 1960-1980 yýllarý arasýndaki sol toplumsal uyanýþ karþýsýnda, anti-komünizm ikinci ortak paydalarý oldu. Emperyalist gericiliðin güdümüne girme ve anti-komünizm, kaçýnýlmaz olarak, kuruluþun kusur ve eksikliklerine raðmen en önemli toplumsal-tarihsel kazanýmý olan laikliðin sulandýrýlmasýný, erimesini getirdi. Üç: Sovyetler Birliði’nin çözülmesi, küreselleþme ve neo-liberal sermaye birikim modelinin gerekleri var olan ekonomik, toplumsal ve siyasal paradigmalarý, ittifak ve karþýtlýklarý deðiþtirdi. Dört: Giderek toplumsallaþan Kürt silahlý hareketi Türkiye egemenlerinin bölünme paranoyasýný depreþtirdi. Beþ: 12 Eylül, devrim korkusuyla baþvurulmuþ faþist bir darbeydi. Solu ve sosyalist hareketi þiddetle bastýrdý. Baþka þeylerin yanýnda, Türkiye toplumuna yüksek dozca dincilik aþýsý yaptý.

Erdoðan bu birikimin üzerine geldi.

***

Tarihsel uzlaþma sürecinin hegemonu tartýþmasýz biçimde Erdoðan’dýr. Ýradesini, uzlaþmanýn tüm taraflarýna kabul ettirmiþtir.

Ýþçi sýnýfý, emekçiler, Kürt halký/hareketi, Aleviler, solcular, sosyalistler bu uzlaþmada dýþlanan, denklemin doðasý gereði dýþlanmasý gereken güçlerdir.

Kürt hareketinin bu ülkenin temel siyasal sorunlarýnda taraf olma anlamýnda “Türkiyelileþme”sinin önündeki dýþ kaynaklý engel, Suriye savaþlarýnýn Türkiye’ye ithal edilmiþ olmasýdýr. Tarihsel uzlaþmanýn siyasal mantýðý ve tek adam devleti hedefi Kürt dinamiðini Türkiye toplumuna yabancýlaþtýrmayý gerektiriyor. PKK'nin, sivil-masum insanlara da yönelen þiddeti týrmandýrma çizgisi nesnel olarak bu amaca hizmet ediyor.

14 yýllýk sürecin sonunda, sol Kemalist-cumhuriyetçi çizgi bir siyasal akým olarak tasfiye edilmiþtir.

Toplumun nitelikçe ve nicelikçe önemli bir bölümü bilinçli ya da içgüdüsel olarak bu tarihsel uzlaþmaya karþý, ancak zihinsel ve siyasal olarak daðýnýk, örgütsüz ve temsilcisizdir.

Bu gizil gücün olaylarýn gidiþine aðýrlýk koyarak, topluma eþitlikçi, özgürlükçü ve kardeþlikçi bir yön, yeni bir heyecan kazandýrmasý ise, dünya çapýndaki sýnýf ve sosyalizm mücadelesiyle birlikte, tarihsel uzlaþmaya sýnýf temelli, düzen karþýtý birleþik bir siyasal odaklaþmayla yanýt verilmesine baðlýdýr.

Haluk Yurtsever

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.