BÝLÝÞÝM ÇAÐINDA TOPLUMSAL DEVRÝM

13 Kasým 2018 15:53 / 1141 kez okundu!

 

 

“Köktenci bir kopuþ “an” ýndan deðil, birike birike gelmekte, olgunlaþmakta olan tarihsel bir dönüþüm döneminden söz ediyoruz. Günü ve geleceði kazanmanýn bu oluþuma yanýt verebilecek tarihsel-teorik -eleþtirel ve pratik inisiyatiften geçtiðini düþünüyoruz.”

 

****

 

Biliþim çaðýnda toplumsal devrim (1)

 

Marx’ýn formülüyle var olan üretim-mülkiyet iliþkilerinin, maddi üretici güçlerin geliþmesinin engeli haline geldiði yeni bir “toplumsal devrim çaðý”nýn içindeyiz.  

Dünya ve Türkiye siyasetinde yaþananlara, kapitalist sömürü ve hükmetme düzeninin gündelik yaþamdaki yansýmalarýna, emekçi sýnýflarýn, ezilenlerin sömürü ve baský karþýsýndaki genel durumuna bakýldýðýnda bu saptama gerçeklikten uzak ve “iyimser” bulunabilir.

Devrimci pratiðin, serin bir akýl, doðru teori kadar, maddi dünya ve yaþam içindeki devrimci olanaklarý, filizleri görüp bunlardan görev çýkaran, bu anlamda iyimser ve iradi bir yaklaþýmýn ürünü olacaðýna inanan biri olarak, “iyimserlik” kondurmasýna itirazým olmaz. “Toplumsal devrim çaðý” saptamasýnýn ise iyimserlikle pek az ilgisi var. Açýk olsun:

Köktenci bir kopuþ “an”ýndan deðil, birike birike gelmekte, olgunlaþmakta olan tarihsel bir dönüþüm döneminden söz ediyoruz. Günü ve geleceði kazanmanýn bu oluþuma yanýt verebilecek tarihsel-teorik -eleþtirel ve pratik inisiyatiften geçtiðini düþünüyoruz. 

***

Kapitalizm, bir dünya sistemidir. Eþitsiz geliþir. Marx’ýn, sermayenin her yerde “kendi suretinde” bir dünya yaratacaðý önermesini bu ikinci önermeyle birlikte düþünülmesi ve bundan sonra yazýlacaklarýn yanlýþ anlaþýlmamasý için þu üç notu ekleyelim: Birincisi, hiyerarþik ve eþitsiz geliþmenin, kapitalizmin az geliþmiþ coðrafyalarýnda yarattýðý dünya, aslýnýn kopyasý deðildir ve iki dünya arasýndaki çeliþkiler  ayrýca ele alýnmasý gereken çok önemli bir sorundur.

Ýkincisi, kapitalizm, dünyanýn her yerinde ayný zamanda, aynen var olmamýþtýr. Üçüncüsü, sistemin çekirdeðindeki geliþmeler, uzun erimde ve son çözümlemede, belli kýrýlma ve sapmalarla, “faz” farkýyla da olsa dünya bütününe nüfuz etmektedir. Onun için, dikkati çekirdekteki süreçlere yoðunlaþtýrýyoruz. 

Buradan ilerleyebiliriz. Ýlerleyebilmek için, sistem-düzen eleþtirisini, yeni bir dünya çaðrýsýný, “kriz-çöküþ-devrim” kliþesinden kurtarýp, “kapitalizmin sýnýrlarý-komünizmin olanaklarý” baðlamýna yerleþtirmeyi öneriyorum. Kriz olmadýðý için deðil. Tersine, yapýsal bir krizin içindeyiz ve sistemin kriz yönetme olanaklarý giderek daralýyor.

Ama ne kadar daralýrsa daralsýn, bu düzeni alaþaðý edecek bir gücün devrimci müdahalesi olmadýðý sürece kriz, hatta “çöküþ” devlet terörü ve barbarlýktan baþka bir þey getirmeyecektir. Ayrýca, “çöküþ” söylemi, umut, heyecan, enerji aþýlamak yerine, gelecek korkusunu, edilgenliði, hatta güçlüye sýðýnma güdüsünü körüklediði için sorunludur. 

***

Sýnýrlar ve olanaklar baþlýðýnda, bakýlacak ilk yer, maddi yaþamýn üretimi ve toplumsal yeniden üretimidir. Artýk deðerin, sermaye birikiminin, emek süreçlerinin gerçekleþtiði maddi, sýnýfsal, siyasal iliþkilerdir. 

Bu koþullardaki en önemli geliþme, üretimde bilimin, bilginin (data, veri, enformasyon), biliþimin (bilgi+iletiþim) temel itici güç durumuna gelmesidir. Bilginin ve bilimin sermaye birikiminin hizmetine koþulmasý kuþkusuz yeni deðil. Bunlara el koyarak, sabit sermayenin bir bileþeni haline getirmek sermaye düzeninin tarihsel eðilimidir. Bilgi, makinede nesneleþmektedir. 

***
Bilim ve teknoloji alanýndaki geliþmeler, yalnýz üretim ve emek süreçlerinde deðil, yaþamýn her alanýnda hýzlý ve köktenci deðiþikliklere yol açýyor.  Bu yazýda bunlardan yalnýzca birine, deðiþikliklerin zihinsel (entelektüel) emek-meta kavram ve iliþkilerinde, “emek-deðer teorisinde” yol açtýðý soru ve sorunlara deðinebileceðiz. 

Marx Grundrisse’de,”genel bilimsel emeðin”“genel üretici güç”ün dolaysýz emek karþýsýnda birinci plana geçmesiyle sermayenin egemen olduðu üretim biçiminin çözülmeye baþlayacaðýný2, dolaysýz biçimiyle emek zenginliðin kaynaðý olmaktan çýktýðýnda ise emek süresinin mübadele kullaným deðerinin ölçüsü olmaktan çýkacaðýný yazmýþtý.3

Sermayenin organik bileþimindeki sabit sermaye lehine gerçekleþen her deðiþiklik, canlý emeðin yerine sabit sermaye biçimindeki ölü emeði geçirdiði için sermaye düzeninin sonunu getirecek en önemli dinamik olmaktadýr. Sermayenin en büyük engeli kendisidir. 

Konumuz açýsýndan daha önemlisi, Marx’ýn Artý Deðer Teorileri’nde iþaret ettiði iliþkidir: “Zihinsel emeðin ürünü -bilim- her zaman deðerinin çok altýnda bir yerde durur; çünkü onu yeniden üretmek için gerekli emek zamaný ile hiçbir iliþkisi yoktur.

Örneðin bir okul çocuðu, iki terimli denklem teoremini bir saatte öðrenebilir.”4 Dikkat edelim, burada herhangi bir buluþ ya da icadýn ilk üretiminden deðil, yeniden üretiminden söz ediyor ve bu yeniden üretimde -bunu örneðin, icat edilmiþ bir makinenin seri olarak üretilmesi olarak anlayabiliriz- emek zaman ölçüsünün söz konusu olmayacaðýný yazýyor. 

Dahasý var: Kapital’de: “Her tür bilimsel emek, her tür keþif, her tür buluþ evrensel emektir. Kýsmen canlý emekle el birliðine, kýsmen geçmiþ emeklerin kullanýmýna baðlýdýr.“5 dedikten sonra, “yeni bir makinenin ilk yapýlýþ maliyeti ile yeniden üretim maliyeti arasýndaki büyük fark”a deðiniyor: “Söz konusu maliyet farký o kadar büyüktür ki, ilk giriþimciler çoðu zaman iflas eder ve ancak ondan sonra gelenler, binalarý, makineleri vb. daha ucuza elde edenler baþarýya ulaþýr.

Bu nedenle, insan zihninin evrensel emeðinin tüm yeni geliþmelerinden ve bunlarýn birleþik emek aracýlýðýyla toplumsal olarak kullanýmýndan en büyük karlarý elde edenler, çoðunlukla en deðersiz en sefil para kapitalistleridir.”6

Geçerken, mali oligarþiyi çok güzel betimleyen “en sefil para kapitalistleri” soyutlamasýný bir kenara yazalým!

Marx’ýn saptamasý, günümüzde, tarihsel bir eðilim olmanýn ötesine geçmiþ, sermaye birikiminin yalýn, açýk ve egemen gerçekliði haline gelmiþtir. Güncel kapitalizmde, bilimsel ya da zihinsel emekle üretilen metalarýn çok önemli bir bölümünün, diyelim bir ilaç formülünün, bir laboratuar deneyinin, bir gemi planýnýn, kitap ya da makalenin vb. elektronik-dijital ortamda çoðaltýlma maliyeti sýfýrdýr.  

Bir metanýn deðeri, onu üretmek için gerekli toplumsal emek zamaný ile ölçülemiyorsa meta olmaktan çýkýyor, baþka bir deyiþle genel üretici gücün toplumsal zenginliðin yeniden üretiminde oynadýðý rol oranýnda, kapitalist üretimi düzenleyen temel yasa -deðer yasasý- da iþlevini yitiriyor demektir. Kapitalizmin sürmekte olan krizine “sistem” boyutu kazandýran olgu budur.

Genel bilimsel emek, evrensel emek, genel üretici güç,genel zeka vb. kavramlarla yeniden tanýmlamaya çalýþtýðýmýz, emek ürünlerinin bilgi içeriðinin fiziksel içeriðinden daha deðerli, nesne ve araçlarýn daha “akýllý”, insan gereksinmelerinin bol ve ucuz üretilmesinin olanaklý hale geldiði bir tarih çaðýnda, sermayenin bu ürünleri “meta” olarak tekelinde tutmasý bir noktadan sonra olanaksýzdýr.

Bilgi toplumsal bir üründür; kullaným “maliyeti” sýfýrdýr. Kapitalizmin normal piyasa-fiyat mekanizmalarý iþlese çoðu ürünün fiyatý azala azala sýfýra düþerdi. Örneðin, bilgisayar ya da akýllý telefonlar bu fiyatlarla satýlamazdý. Bilgi, bugünkü dünyanýn en dinamik gücüdür. Sýnýrsýz ya da daha iyi bir deyimle boldur. Doðasý gereði mülk edinilmeye, fiyatlandýrýlmaya elveriþli deðildir ve sermayenin boyunduruðundan kurtulmak istemektedir!

Emek-sermaye karþýtlýðýnýn kimyasý da deðiþiyor. “Artýk deðere, kâra karþý emek gücünün deðeri” denkleminin yerini, bilgi gücünü kimin kontrol edeceði sorusu alýyor. Kitlesel sýnýf mücadelesinin yeni fay hattý, emek-sermaye çeliþkisini bilgiye ve ürünlerine ulaþabilenler-ulaþamayanlar olarak öne çýkarýyor.

Özetle, bilginin, bilimin, zihinsel emeðin üretimin baþat öðesi haline gelmesi sermaye birikimi açýsýndan bir sýnýr oluþturuyor. 

Sermayenin sýnýrdaki tersinden çözüm yöntemi ikilidir: Birincisi, emekçiyi üretimin içsel bir öðesi olmaktan çýkarýp, üretim sürecinde makinenin gözetim ve denetleyicisi konumuna yerleþtirmek. Ýkincisi, bilimsel araþtýrmayý bir meslek haline getirmek. Bilimsel araþtýrma bir mesleðe dönüþtüðünde, “fedakâr bir zanaatkâr gibi küçük laboratuarýnda buluþ yapan bilimci” de, “þirketler ve üniversitelerdeki araþtýrma kurumlarýnda ücretli emekçi olarak çalýþan” kiþiye dönüþmekte.

Böylece bilim emekçisi, giderek daha çok montaj hattýndaki iþçiye benzemeye baþlamaktadýr.7

Bu, sorunu çözmediði gibi yeni bir sorun doðuruyor: Aþýrý parçalý iþbölümü ve uzmanlaþmanýn yol açtýðý rutin, araþtýrmacýnýn aklýný da parçalayarak yaratýcýlýðý köreltiyor.8

“Bilimin dolaysýz bir üretim sürecine çevrilmesi çabasý sermayenin içsel engeli” haline geliyor.9

***

Sýnýr, bugün sermaye düzeni açýsýndan kendini çöküþ olarak deðil, her alanda kaos ve týkanýklýk olarak gösteriyor. Bilim ve teknolojinin akýl almaz bir hýzla üretime ve toplumsal yaþama girdiði bir çaðda sermayenin organik aydýnlarý ütopya deðil, ancak distopya geliþtirebiliyorlar. Yeri göðü, “robotlar bize ne yapacak?” korku dolu sorusu kaplýyor. 

Sermaye egemenliði sürerse, bu yol, genetik zengini-yapay zeka çipli süper insanlardan oluþan bir oligarþinin bilgiyi ve yaþamý tam kontrol altýna aldýðý bir barbarlýk dünyasýna açýlacaktýr. Bilginin yoðunlaþmasý sadece ekonomi alanýyla sýnýrlý olmadýðý için, tüm toplumsal yaþamý etkilemektedir. Bilgi kendi baþýna baskýcý (coercive) bir siyasi güç kaynaðý haline geliyor. Dahasý, bilgi kaynaklarýný ellerinde tutanlar biyolojik ve bilinç olarak bildiðimizden farklý “yeni insan” yaratma yolunda ilerliyorlar.

Öte yandan, toplumsal birikimin ürünü olan genel üretici güç, genel zeka, toplumsal bireyin doðuþunun, sýnýfsýz, sömürüsüz, devletsiz komünist topluma geçiþin maddi zeminini  oluþturuyor.  

Emeðin, zorunlu çalýþma boyunduruðundan kurtulduðu, bilgi, data ve enformasyon üzerindeki özel mülkiyetin çöpe atýldýðý, bolluk ve zenginliðin toplumun tüm dokularýna ulaþtýðý bir özgürlük toplumu bugün artýk yalnýzca olanaklý deðil, insanlýðýn “iyi” geleceði için zorunlu tek seçenektir.

Yalnýzca sömüren-sömürülen iliþkilerinin deðil, ezen-ezilen, yöneten yönetilen karþýtlýklarýnýn da giderek sönümlendiði böyle bir toplumda herkesin özgürlüðü baþkasýnýn özgürlüðü haline gelecek, iþte o zaman bilim ve bilgi dünyayý cennete çevirmenin yordamý olacaktýr. 

Çok mu ütopik? Evet sözcüðün bir anlamýyla ütopik. Ayrýca, böyle bir özgürlük toplumuna evrimci bir yoldan, “güzellikle” ulaþýlamayacaðý da açýk. Ama, bu yazýda giremeyeceðimiz onlarca örnek, ütopyanýn maddi, toplumsal ve bireysel öncüllerinin, öncü savaþçýlarýnýn da bugünkü toplumun baðrýnda filizlenmekte olduðunu gösteriyor. 

Yeni çaðda yeni bir toplumsal devrim düþünce ve pratiði, ancak kapitalizmin sýnýrlarýnda komünist toplumun öncüllerini gören ve harekete geçiren bir devrimciliðin eseri olabilir. 

Sýnýrlar ve olanaklar konusuna devam edeceðiz. 

 

Haluk Yurtsever

Kasým 2018

 


1Okuyucuya iki not: Birincisi, bu yazýnýn, ne zaman tamamlanacaðý henüz belli olmayan bir çalýþmanýn tartýþýlmak için yazýlmýþ ilk sözlerinden biri olarak okunmasýný diliyorum. Ýkincisi, bundan sonra, bu köþede, düzenli olmasa da bu tür makaleler yazmayý düþünüyorum.

2 K. Marx, Grundrisse, Çeviri: Sevan Niþanyan, Birikim Yayýnlarý, Ýstanbul, Ekim 1979, s. 643
3Agy, s.643
4K. Marx, Artý-Deðer Teorileri, Cilt.1, Çeviren Yurdakul Fincancý, Sol Yayýnlarý, Ankara, Kasým 1998, s. 334
5K. Marx, Kapital, C.III, Çevirenler: Mehmet Selik ve Erkin Özalp, Yordam Kitap, Ýstanbul, Haziran 2015, s. 113
6Agy.
7Özgür Narin, “Kapital’den sonra Grundrisse: Marx ve Genel Zeka”, Grundrisse’den Kapital’e Patikalar, Özgür Öztürk-Melda Yaman- Özgür Narin, SAV, Ýstanbul, Kasým 2017 içinde, s. 381
8agy, s. 391
9Agy. s. 395

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.