Irkçılık hezeyanları

04 Şubat 2013 12:56 / 2717 kez okundu!

 


Irkçılık, insanlığın yüzkarası olan bir düşünce. Dünyaya eşit olarak gelen insanlar, daha sonra bir farklılaşmaya uğruyorlar. Oysa hayvanlar alemi bu konuda insanlardan daha ileri düzeyde. Siyam kedisi, Van kedisi, İran kedisi ile Tekir ve Sarman cinsi kedileri bir araya getirin, karınları doyduktan sonra, birbirleriyle oyun oynamaya başlarlar…

Bu kediler, sen Sarmansın ben Siyam kedisiyim; sen Tekirsin, Ben Van veya İran kedisiyim demezler. Aynı durum atlar için de söz konusudur. İngiliz ya da Arap atıyla bir Beygir aynı otlakta rahatça birlikte otlayabilirler. Atlar da, ben İngiliz ya da Arab’ım, sen Beygirsin demezler.

Kuran’ın Hucurat suresi’nin 13.Ayeti’nde açıkça “Ey iman edenler biz, bir birlerinizi tanımanız için,sizleri değişik kabileler ve milletler halinde yarattık…” diye açık hüküm var. Bu ayet ırkçılığı ret eder ve kavimler arası eşitliği dile getirir!

Akademik çalışma yapmış, profesör olmuş, geçmişi TKP’nin gençlik örgütü İGD (İlerici Gençlik Derneği) içersinde devrimci mücadele yaparak geçen, CHP milletvekili Birgül Ayman Güler Meclis'teki konuşmasında “Türk ulusuyla, Kürt milliyetini hiçbir zaman, bir tutup eşit sayamazsınız…” gibi her yönüyle ırkçılık yapan bu vekil nihayet, tek partili CHP’ye rücu etmiştir. Gerçi şimdiki CHP’nin de tek partili CHP’den bir farkı yoktur.

Birgül Ayman Güler’in yaptığı bu ırkçılık aymazlığına, sosyal medyada bazı solcular, Birgül Ayman Güler’in ailesini ve geçmişini öne sürerek dolayılı yoldan bu aymazlık yapan ırkçıyı savunuyorlar. Birgül’ün geçmişi devrimciyse; dünyanın en ünlü faşist lideri Mussolini’nin de geçmişi sosyalistti! Geçmişleri Sosyalist olmalarına rağmen, biri Faşist diğeri de, ırkçı oldu.

Birgül Ayman Güler hiç merak etmesin, Kürtlerle Türkler, zaten bu memlekette eşit değillerdir. Kanun önünde eşitlik bile kağıt üzerinde kalıyor. Bir idari yargı mağduru olarak, bu eşitsizliği gayet iyi gördüm. Danıştay’ın aynı idari işlem konusunda emsaller açısından, Kürd'e nasıl,Türk'e nasıl ayrı ayrı farklı kararlar verdiğinin hem tanığı, hem de mağduruyum.

Birgül Ayman Güler, Piri ve Mürşidi Türkiye'deki ırkçılığın baş sembollerinden Mahmut Esat Bozkut’un izinden yürüyor. Utanmadan da savunmadaydık, şimdi saldırıya geçme zamanı gelmiştir diye de hamaset nutukları da çekiyor! Adın nedir Mülayim ağa; sert oldunsa, ne b…k yersin sözünü hatırlatırcasına.

Medyada yazılanlara göre Türk Milliyetçiliği yapan Kürt düşmanı ırkçı Birgül Ayman Güler, Yugoslavya göçmeni bir Boşnakmış!

Boşnak Birgül’ün Türk Milliyetçiliği bana Bingöl eski millet vekili merhum Dr. Hasan Celalettin Ezman’ın değerli tespitlerini ve analizlerini hatırlattı.

Merhum Dr. Hasan Celalettin Ezman şunu söylerdi: “Türkiye'de gerçek Türkler milliyetçilik yapmazlar ve sayıları da çok azdır, dağlarda hayvancılık yaparlar. Milliyetçiliği ise devşirmeler yapıyorlar. Kürt, Ermeni, Laz, Çerkes, Boşnak, Gürcü ve diğer halklardan olanlar yapıyorlar ve devşirme oldukları halde Türklüklerine de toz kondurmazlar…”

Merhum Dr. Hasan Ezman’a hak veriyorum. Kürt Ziya Gökalp’den, Boşnak Birgül Ayman Güler’e kadar Türk ırkçılığı yapanlara bakıyorum, hiç birinin de aslı Türk değildir!

Yine, sosyal medya Facebook'ta, bir sayfada daha geçmişi bir asra dayanmayan bir Arnavut kadın “KÜRTLER BU MEMLEKETTEN DEFOLUP, ..... OLSUN GİTSİNLER…” diye yazıyor!

Bu Arnavut kadın benden gereken ve hak ettiği cevabı da aldı. Dağdaki gelip, bağdakini kovar misali! Sosyal medya hep böyle ırkçı ve nefret söylemine dayanan yazılarla dolup taşıyor.

Yıllarını ve geleceğini Kürt Sorunu'na vakfeden sosyolog Dr. İsmail Beşikçi hocamızın son günlerde yazmış olduğu “Ulus Devlet’i aşmak” adlı yazısına sosyal medyada PKK’nin politikalarına yakın çizgide olan bazı kişiler, eleştiriler yapıyorlar.

Elbette eleştiri yapabilirler, hiç kimse eleştiriden muaf değildir. İşin ilginç tarafı, sayın Beşikçi’yi eleştirenlerin çoğu; Abdullah Öcalan’nın politikalarını niye eleştirdi diye feveran ediyorlar.

Sayın Beşikçi hocamıza sadece PKK çizgisinden değil, Fetullahçı cemaatten de eleştiri geliyor. Fethullahçı medyanın amiral gemisi olan Zaman gazetesi yazarlarından eski ülkücü ve günümüzün liberali Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne hazretleri de; sayın Beşikçi hocamızın bu makalesinden dolayı, ”KÜRTLERİN NİHAL ARTSIZ’I İSMAİL BEŞİKÇİ” adlı yazısıyla, eleştiri kervanına katılmıştır!

Mümtaz’er Türköne’nin, sayın hocamız İsmail Beşikçi’yi; Nihal Atsız'la aynı seviyede tutması, sapla samanı ne kadar birbirine karıştırdığının kanıtıdır. Mümtaz’er Türköne’nin eski fikir babası Nihal Atsız egemen Türklerin üstünlüğünü ve diğer halklara baskısını savunan, Türk ırkçılığını en ileri düzeye kadar götürüp, diğer halkları küçük gören birsidir. Sırtını yıllarca devlete dayadı. Daha sonra devlet politikasındaki değişiklikten dolayı, aldığı destek kesilerek yargılandı ve belli bir süre hapis yattı.

Nihal Atsız, aslen Türk değil Çerkes’dir. M. Kemal’in Türkçülük hareketinin yılmaz savunucusudur ve M. Kemal’den hep “TÜRK MİLLETİNİN BAŞBUĞU” diye söz eder. Marmara ve Trakya’da 1934 yılında Yahudilere karşı yapılan saldırıların ve yağmaların planlayıcısıdır. Bu konuda CHP’den de her türlü desteği de almıştır! Belli bir süre çıkardığı ORHUN adlı dergide, Trakya Yahudileri'ni yeren ve toplumda düşman gösteren, kışkırtıcı yazılar yazmıştır!

Sayın İsmail Beşikçi ile Nihal Atsız arasında her konuda yüz seksen derece fark vardır. Sayın Beşikçi, üstün ırk savunucusu değil; aksine, çalışmalarında ezilen, yok sayılan ve Nihal Atsız'ın düşman olarak gösterdiği Kürt Halkını savunmuştur. Yine sayın Beşikçi, kitaplarında hiçbir zaman başka din ve inançlara sahip olanları aşağılamamıştır ve kışkırtma yapmamıştır; Nihal Atsız’ın Yahudileri aşağılaması ve halkı Yahudilere karşı kışkırtması gibi!

Nihal Atsız’ın yücelterek göklere çıkardığı M. Kemal dönemini ve bu dönemdeki ırkçı oluşumları; İsmail Beşikçi hocamız çalışmalarında bilimsel olarak eleştirip yerden yere vurur. Nihal atsız gibi methiyeler düzmez! Beşikçi hocamız hiçbir zaman sırtını devlete de dayamadı. Gücünü hep bilimsel çalışmalar ve gerçeklerden almıştır.

Bilindiği gibi,1990’lı yıllar da Kürtlerin üzerinde Fail-i Meçhul cinayetler denilen bir kara bulut dolaşıyordu. On yedi binden fazla masum silahsız sivil Kürt, bu planlı cinayetler de katledilmiştir! Fail-i Meçhul (Fail-i Malum yani bilinen) cinayetler, Birgül Ayman Güler’in Partisi CHP (SHP) ile Süleyman Demirel ve Tansu Çiller’in DYP’sinin koalisyonu dönemin de olmuştur. Her iki parti de elini Kürt kanına bulamıştır. Zaten CHP Kürt kanında boğulacak duruma gelmiştir!

Masum, silahsız ve sivil Kürtlerin maruz kaldığı bu Fail-i Meçhul Cinayetlerin baş mimarı ve sorumlusu olan Tansu Çiller'in baş danışmanı da, yine bir yazısında benim de dilimi ve kültürümü yasaklasalar; ben de dağa çıkarım diyen, PROF. DR. MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE’dir!

Kısacası masum, silahsız ve sivil Kürtlerin katliamından Tansu Çiller ne kadar sorumluysa; Çiller’in baş danışmanı, eski ülkücü yeni Fethullahçı Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne de o kadar sorumludur! En az Tansu Çiller kadar eli Kürt kanına bulaşmıştır, yakılan yıkılan Kürt köylerinden, tahrip edilen Kürdistan tabiatından, telef edilen büyük ve küçük baş hayvanlardan; yine, büyük şehirlere göç ettirilen, büyük şehirlerin varoşlarında sıkıntı çeken Kürtlerin çektikleri tüm sıkıntılarından sorumludur!

Sayın Türköne, yukarıda saydıklarım sorumluluğunuzdan dolayı Kürtlere öz eleştiri verdiniz mi? Eğer vermedinizse, hangi yüzle Kürt Sorunu konusunda, ahkam kesip yazılar yazıyorsunuz?

Hangi yüzle, Kürtlerle ilgili çalışmalarından dolayı ömrünün on yedi yılını hapisler de geçiren, sayın Beşikçi ile tescilli ırkçı Nihal Atsız’ı aynı kefeye bırakıyorsunuz? Sayın Beşikçi’yi eleştireceğinize, Tansu Çiller’e yaptığın akıl danışmanlığından dolayı, kendinizi eleştirseniz çok iyi olur! Kısacası kendi gözünüzdeki merteği görünüz, sonra el gözünde diken arayınız!


Erkan ARSLAN

04.02.2013

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.