AKP’yi yenebilecek tek güç

14 Şubat 2012 12:21 / 1683 kez okundu!

 


"Yine farklı siyasetlerden, yine sekter eğilimlerle karşılaştık... Hrant’ın davasını Ahmet Şık’ın davası ile birleştirmeye çalışanlarla da..." Doğan Tarkan bu konuda kafası karışanlara yardımcı oluyor. Ece Temelkuran'ın, The Guardiyan'da yapmaya çalıştığının tersini yani...

---------------------------------------------

AKP’yi yenebilecek tek güç

Biraz önce Oya Baydar’ın T24’deki “Bizi ayıran ırmak” yazısını okudum. Bir yanıyla benim de düşündüğüm şeyleri ifade ediyordu. Cinayetin 5. yıldönümünde Hrant Dink için yapılan yürüyüşte yol boyu karşılaştığım birçok arkadaşıma “Yahu, şu hepimiz Ermeniyiz sloganı nasıl da hepimizi birleştiriyor” dedim. Gerçekten de “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sloganı o kadar büyük bir kalabalığı birleştirmişti.

Çatlak ses yok muydu? Vardı. Bu sloganı atmadan yanımızda yürüyenler vardı. Onlar ‘fırsat bu fırsattır’ diyerek AKP’ye karşı slogan atmaya çalışıyorlardı, sanki orada yürüyen devasa kalabalığa AKP karşıtı olmayı, olmak gerektiğini öğretmek istercesine. Sanki Hrant’ın arkadaşları cinayetin “Ergenekon’u aşan bir boyutta devletin işi” olduğunu görmüyorlarmış gibi.

Oya yürüyüşte farklı eğilimlerden insanların birbirlerine “senin burada ne işin var” dediğini duymuş. Ben de duydum. Kendi arkadaşlarımdan da duydum, ne yalan söyleyeyim bazı grupları, ellerinde örgütlerinin bayrakları, dövizleri ve pankartları ile görünce ben de düşündüm. Kızdım. Hrant’ın cenazesine gelmeyen, Hrant’ın katillerinin davalarına bir kez olsun gelmeyen sol siyasetlerin birden ortaya çıkmalarına kızdım. Ama sonra düşündüm. O gün kaç kişi yürüdük. 50 bin diyenler var, 70-80 bin diyenler var. Benin kızdıklarım kaç kişi yürüdü? 200-300 kişi. İçlerinden biri 24 kişiydi. Bir tarafta 50 bin, 70-80 bin, diğer tarafta 300-400 kişi, bilemediniz hepsi bir arada bin kişi. Eh Hrant’ı anmanın önemini fark eden, Hrant’ın iyi ya da kötü arkadaşları arasında 300-500 sekter de elbette olacaktı. Hrant’ın Arkadaşları aslında bu sekterlere de tahammül edebilecek on binleri bir araya getirmişti ve bir kitle hareketinde elbette farklılıklar da olacaktı.

19 Ocak yürüyüşünün bir başka önemli yanı daha vardı. Büyük kalabalıklar ancak basit bir talep etrafında ve önemli bir durum olduğunda bir araya gelebiliyordu. Basit talep “bu dava böyle bitmez” idi. Hepimiz öfkeliydik, hepimiz bu davanın böyle bitmemesi gerektiğine inanıyorduk. 50, 70-80 binimiz yürüyüşe gelmiştik, belki milyonlarcamız yürüyüşe gelememişti ama bizimle beraberdi. Vicdanımız bizi bir araya getirmişti. Bu davanın “öldür diyenlerin de yargılanması ve mahkûm edilmesi ile bitmesine kadar” takipçisi olacaktık. Bunun için on binler bir araya geldik ve birkaç sekter solcuya aldırmadık.

Ama bir şey daha var. Birkaç yüz kişi, belki birkaç bin kişi yılmadan 4,5 yıl boyunca Hkatillerinin davasına ısrarla gittik. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda. Israrla bu davanın takipçisi olduğumuzu ifade ettik. Yine farklı siyasetlerdendik. Yine sekter eğilimlerle karşılaştık. Hrant’ın davasını Ahmet Şık’ın davası ile birleştirmeye çalışanlarla karşılaştık.

Hrant’ın katillerinin davasının görüldüğü mahkemenin önüne müzik topluluğu getirenlerle karşılaştık. Ama 4,5 yıl boyunca hemen hemen bütün davalara katılanlar bunlara aldırmadık. ‘Böyle eğilimler de olabilir’ dedik, tahammül ettik. İyi ki etmişiz, o ısrarın sonucunda cinayetten beş yıl sonra 19 Ocak’ta on binler yürüdü. On binler “hepimiz Ermeniyiz” sloganında birleşti, “hepimiz Hrant” olduk. Hrant Dink’in cenazesi büyük, çok büyük bir dönemeçti. Bu ülkeyi sarstı. Çok şeyi değiştirdi. Büyük, devasa bir kalabalığın milliyetçiliğin karşısına dikildiğini ve kararlı olduğunu gösterdi. Bileşilebileceğini gösterdi. Zayıf olanın milliyetçilik olduğunu gösterdi.

Yaşarken sahip çıkamadığımız, yanında duramadığımız Hrant Dink bizi birleştirdi.

19 Ocak 2012 çok şeyi bir kez daha gösterdi. Bu ülkede güçlü olan milliyetçilik değil. Birlik için teorik programlara değil, somut hedeflere, somut taleplere ihtiyaç var.

“Hepimiz Ermeniyiz” diye yürüyen on binler göstermiştir ki ortada kararlı, mücadele etmek isteyen, değiştirmek isteyen ve bu ülkedeki en zor, tabu olarak görülen kavramın, Ermeni sorununun, Soykırım’ın üstüne cesaretle yürüyen büyük bir güç var.

İşte birleşmesi ve AKP’nin karşısına çıkması gereken güç budur. Daha da önemlisi, AKP’yi yenebilecek tek güç birleşebildiği takdirde budur. Gerisi hava cıva.

Oya Baydar’a bu yazıyı yazmam için bana yol gösterdiği için teşekkür ederim.


Doğan Tarkan

DSİP Genel Başkanı

Taraf (14-02-2012)

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.