Dink Davası: 'Öldür diyenler yargılansın...'

05 Aralık 2011 19:13  

 

Dink Davası: 'Öldür diyenler yargılansın...'

Birkaç tetikçiye ceza vermekle sınırlı tutulmak istenen, Hrant Dink cinayeti davasının 22. duruşması, Hrant Dink'in arkadaşlarının protestolarıyla başladı.

Çizim: Firuz Kutal (Büyütmek için tıklayın)

Duruşmanın başlamasının ardından Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz ilk olarak dosyaya gelen evrakları okudu. Başkan Eryılmaz, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) cinayetin işlendiği bölgedeki kayıtların geldiğini belirtti. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, savcının mütalaasına karşılık savunma yapmaya başladı. TİB kayıtlarına Cuma günü ulaştıklarını belirten Çetin, "TİB kayıtları binlerce ayfadan oluşuyor. Bunların incelenmesi süre alacak. İncelememizi ve araştırmamızı tamamladıktan sonra konuya ilişkin beyanlarımızı sunacağız" dedi. Duruşma 26 Aralık 2011 tarihine ertelendi. Dört yıl on buçuk aydır süren davanın böyle bitmeyeceğini mahkeme önünde haykıran Hrant'ın Arkadaşları ise, 'öldür' emri verenlerin ve cinayete dâhil olan herkesin yargılanmasını istedi. Mahkeme önünde Hrant'ın Arkadaşları adına açıklama yapan gazeteci Banu Güven şunları söyledi:

"Başından beri iki vahim durum, adaletin yolunu tıkıyor. İlki şu: Cinayetin işleneceğini bildiği ortaya çıkmış resmi görevliler, bırakın yargılanmayı, her türlü soruşturmadan korundu. Yetmedi, terfi aldı. İkincisi, bunlar hakkında pek sınırlı bazı soruşturmalar yapıldı, dava da açıldı, ama sanki bunların cinayet davasıyla ilgisi yokmuş gibi davranıldı. Olaydaki rolü gayet şaibeli olan jandarma komutanı hakkındaki dava bile esas cinayet davasıyla birleştirilmeden bitti. Albay Öz'e ödül mü verildi ceza mı, bilemedik.

Bugüne kadar edindiğimiz bilgilerle, tek merkezden kapsamlı bir soruşturma yürütülse her şeyin açığa çıkacağı, inanın görülebiliyor."

Hrant Dink hakkında birçok cezayı veren Yargıtay'ın Maraş katliamı davasının bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller'i korumasına dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Bu memleketin vicdanlı insanlarının, adalet deyince 'devleti koruma teşkilatını' değil hakkı hukuku anlayan insanların gönlü bizimledir. Biliyoruz. Ne yazık ki yetmiyor. Kendine yalan söylemekten utanan, cesur yargıçların, savcıların orataya çıkması lazım. Devlet ve hükümet içerisinde, kendine yalan söylemekten utanan, vicdan ve adalet duygusu sahibi birileri varsa ortaya çıkmaları lazım."

DİNK AVUKATLARININ İTİRAZLARI

Duruşmada uzun bir savunma yapan avukatlar, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün 17 Ocak 2006 tarihinde İstanbul emniyetine Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceği bilgisini veren bir yazı gönderdiğini ifade etti. Bu yazının ardından da Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç'in İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan'ı arayarak bizzat görüştüğünü ve konunun önemi hakkında bilgi verdiği belirtildi. Sürecin tek merkezden yönetildiğini iddia eden avukatlar, "Buraya kadar anlatılanlar arasında en dikkat çekici olan, devlet kurumlarından ülkü ocaklarına, istihbarat teşkilatlarından yargılama makamlarına kadar süreçte rol alan tüm kişi ve kurumların aynı hedef doğrultusunda ortak hareket etmeleriydi. Bu da sürecin tek merkezden ve bir plan dahilinde yönetildiğini ortaya koyuyordu." dedi.

Avukatlar, "Güvenlik ve istihbarat birimlerinin, maddi gerçeği ortaya çıkaracak nitelikteki bilgi ve belgeleri sakladıkları, değiştirdikleri, yok ettikleri, yalan beyanda bulunarak soruşturma makamlarını yanıltmaya çalıştıkları, deliller üzerinde oynadıkları olgusu, bu aşamanın en belirgin ve sistematik olgusu olarak ortaya çıktı. Bu eylemlerin her biri ciddi cezaları gerektiren suç oluşturmasına rağmen, güvenlik ve istihbarat görevlilerine bu suçlarla ilgili bir soruşturma açılmadı ya da eksik de olsa soruşturma savcılarınca başlatılan soruşturma girişimi başka makamlar tarafından kesin olarak sonuçsuz bırakıldı." iddiaları yer aldı.

Kovuşturma aşamasında gerçeğin ortaya çıkarılması yolunda önemli fırsatlar sunacak ve yargılamanın gidişatını etkileyecek olan taleplerinin reddedildiğini belirten avukatlar, "Kabul edilen talepler ise muhatap kurumlarca karşılanmadı, yazılan yazı içeriklerine tatmin edici cevaplar verilmedi. Bazen de gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak mahkemeyi yanlış yönlendirdiler." diye konuştu. Taleplerin reddedilmesinin davayı ana ekseninden kaydırdığını belirten avukatlar olayın sadece tetikçilerden oluşan ayağına kilitlendiğini belirtti.

Duruşma 26 Aralık 2011 tarihine ertelendi.


Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0