Dersim katliamından M. Kemal ve CHP sorumludur dedi, CHP'den ihracı istendi

19 Kasım 2011 08:26  

 

Dersim katliamından M. Kemal ve CHP sorumludur dedi, CHP'den ihracı istendi

Tarihi gerçekleri anımsattı, CHP'den ihraç edilme noktasına geldi. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, “Dersim Katliamı’nın sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır” şeklindeki açıklaması CHP'de kriz yarattı. Aygün’ün savunması CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, “Dersim Katliamı’nın sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu bu konuyu araştırsın” şeklindeki açıklamaları partiyi böldü. Ulusalcı vekiller ihraç çağrısı yapınca yönetim Aygün’ün savunmasını istedi.

Aygün’ün partiden ihracını isteyen ulusalcı kanat ile buna karşı çıkan milletvekilleri arasında önceki akşam parti grubunda sert tartışmaların yaşanmasının ardından, 12 milletvekili dün bir basın bildirisiyle “kazan kaldırdı”.

Başını Haluk Koç’un çektiği ulusalcı milletvekilleri, parti yönetimini Aygün’ün açıklamaları karşısında sessiz kalmakla suçlayayarak, “En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP yetkili organlarının suskunluğunu kabul etmek mümkün değildir. Sessizlik ve tepkisizliğin dolaylı yoldan söylenenleri onaylamak anlamına çekilebileceği unutulmamalıdır” dedi.

Ortak bildiriyi okuyan Haluk Koç, şunları söyledi: “En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır koymaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz.

CHP, sinsi politik maceraperestlerin devşirme, dönüştürme planlarını boşa çıkaracak yeniden bir direniş, bir karşı koyuş, bir siyasi başkaldırı partisi olmak durumundadır. Muhafazakar ve neoliberal tavsiye odaklarının kılavuzluğuna uyum sağlamaya dönük siyasi tavırların, partimizi ve temel ilkelerimizi kamuoyunda tartışılır hale getirdiği artık görülmelidir.”

Amaçlarının “parti içi muhalefet” olmadığını söyleyen Koç, “Amacımız, partimiz tabanındaki ve kamuoyundaki tartışmalara karşı tüm yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi söylem ve duruş birlikteliğine çağırmaktır” dedi. Bildiriyi okulan milletvekilleri gazetecilerin sorularını kabul etmedi. Bildiriye imza atan milletvekilleri şunlar: Haluk Koç (Samsun), İzzet Çetin (Ankara), Gürkut Acar (Antalya), Dilek Akagün Yılmaz (Uşak), Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar), Yıldıray Sapan (Antalya), Arif Bulut (Antalya), Osman Kaptan (Antalya), Metin Lütfi Baydar (Aydın), Fatma Nur Serter (İstanbul), İsa Gök (Mersin) ve Nedret Akova (Balıkesir).

PARTİDEN İHRACI GÜNDEMDE

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), bu konuyu görüştü. Toplantı sonrası açıklama Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler’den geldi.

Güler, Hüseyin Aygün’ün açıklamalarının partilerinin resmi görüşü değil, Aygün’ün kendi görüşü olduğunu belirterek, “Yaptığı açıklamalarda çeşitli rahatsızlıklar verdiği için MYK kendisinden savunmasını talep ediyor” dedi.

Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun
“vicdani ret ile ilgili kanun teklifi hazırladıkları” yönündeki açıklamasına da CHP yönetimi sahip çıkmadı. Güler, “Tanrıkulu’nun vicdani ret konusundaki kanun teklifini görmedik. Haberimiz yok” dedi.


AYGÜN: "BENİM GERİ ADIM ATMAM, TARİHİ GERÇEKLERİ DEĞİŞTİRMEZ"

Dersim Katliamı ile ilgili açıklamaları parti içinde büyük tartışmalara yol açan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, tepkilere şaşırmadığını belirterek,
“Herkes tarihte yaşananlarla yüzleşmeli. Bunu seslendirdiğim için disiplin mekanizmasının işletilmesi yönündeki görüşlere kesinlikle katılmıyorum” dedi.

“Dersim Katliamı’nın sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır” şeklindeki sözlerinin arkasında olan Aygün, “Tüm baskılara karşın, sözlerimin arkasındayım. Geri adım atmam söz konusu olamaz. Ben geri adım atsam da tarihte yaşananları nasıl düzelteceksiniz. Bu olaylar yaşanmıştır” diye konuştu.

Aygün, şunları söyledi: “Ben tarihte yaşanan olayları gündeme getirerek aydınlatılmasını istiyorum. Kaldı ki gündeme taşıdığım konular bilinmeyen şeyler değil. Gelişmeleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bu açıklamalardan sonra yapılan eleştirileri de doğal buluyorum. Ama bu görüşümden dolayı benim disiplin kuruluna sevk edileceğimi de sanmıyorum. Biz parti olarak fikir özgürlüğüne ve parti içi demokrasiye inanıyor ve savunuyoruz. Konuyu bu çerçevede değerlendirmek gerekir.”

CHP’de bir değişim ve dönüşüm süreci yaşandığını belirten Aygün, “Her şeyi tartışabilmeliyiz, bu mesele de tartışılmalıdır. Benim diğer arkadaşlarımın görüşüne saygım olduğu gibi onların da benim görüşlerime saygılı olması gerekir. Bu sözlerimle kimseyi kırmayı amaçlamadım. Sadece tarihle yüzleşmemiz gerektiğini açıkladım” şeklinde konuştu.

Aygün, “Bazı arkadaşların ve ulusalcı kanadın derdi başka. Partinin yenilenmesini istemiyorlar” ifadelerini kullandı.

KATLİAMIN YAŞANDIĞI DÖNEMDEN BİR KESİT

"Mi bese nêkerd ke zûran û hîleyanê to de sere vejî, mi rê bi derd. La mi kî vera to da çok nêda erd, wa to rê bibo derd!" / "Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu, ama ben de sizin önünüzde eğilmedim, bu da size dert olsun!" Seyit Rıza

* * *

Dönemin Emniyet Müdürü, eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarında Seyit Rıza'nın idamı şöyle aktarılmıştır:

“ Seyit Rıza, sehpaları görünce durumu anladı. "Asacaksınız" dedi ve bana döndü: "Sen Ankara'dan beni asmak için mi geldin?" Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü. Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. "Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz" dedi... Seyit Rıza'yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza, meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. "Evlâdı Kerbelayıh. Bi hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir" dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap rap yürüdü. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi..."

Seyit Rıza'nın yaşı 80'lere yakın olduğu halde kendisinden yaşça çok küçük Muhundulu Seyit Hüseyin'in şahitliğiyle yaşı küçültülür ve cezası infaz edilir. (1863-15 Kasım 1937) 17 yaşındaki oğlu Hüseyin'in yaşı ise; 21'e çıkartılarak idam edilir.


FOTOĞRAF: "Tunceli şakileri imha edildi" başlıklı o günlerin Cumhuriyet Gazetesi.

Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0