Cumhuriyet Gazetesi davasýnda Murat Sabuncu ve Ahmet Þýk'a tahliye kararý

09 Mart 2018 21:39  

 

Cumhuriyet Gazetesi davasýnda Murat Sabuncu ve Ahmet Þýk'a tahliye kararý

Cumhuriyet davasýnda Murat Sabuncu ve Ahmet Þýk'ýn tahliyesine karar verildi.

Cumhuriyet Gazetesi davasýnýn 6'ncý duruþmasý bugün Silivri’de gerçekleþtirildi.

Cumhuriyet davasýnda Murat Sabuncu ve Ahmet Þýk'ýn tahliyesine karar verildi. Akýn Atalay'ýn tutukluluðunun devamýna karar verildi.

Ýstanbul 27. Aðýr Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza Ýnfaz Kurumu Yerleþkesi karþýsýndaki binada görülen duruþmaya, tutuklu sanýklar Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayýn YönetmeniMurat Sabuncu, Ýcra Kurulu Baþkaný Akýn Atalay, muhabir Ahmet Þýk ve Ahmet Kemal Aydoðdu ile bazý tutuksuz sanýklar ve avukatlarý katýldý.

Duruþmaya CHP Milletvekilleri ile HDP Milletvekillerinin de aralarýnda bulunduðu çok sayýda kiþi de duruþmaya izleyici olarak katýldý. Duruþmada tanýklar dinlendi.

FARAÇ: GAZETENÝN ADI 2. CUMHURÝYET OLDU

Tanýk Yazar Mehmet Faraç, gazetede 26 yýl çalýþtýðýný belirterek, “18 yaþýnda Cumhuriyet Gazetesi'ne en genç muhabir olarak girdim. 18 yaþýnda Urfa gibi bir yerde çalýþtým. Ardýndan yurt haber müdürü olarak çalýþtým, daha sonra yazar olarak gazetede devam ettim" dedi.

PKK, Hizbullah ve DEAÞ gibi terör örgütlerle ilgili makaleler ve yazýlar yazdýðýný anlatan Tanýk Faraç , “Kubilay baþlýklý yazým nedeniyle gazeteden çýkarýldým. Ýlhan Selçuk'un vefatýndan sonra gazeteden Atatürkçü insanlar gönderildi. Ýlhan Aðabeyinin vefatýndan sonra Cumhuriyetin adý 2. Cumhuriyet olmuþtur. Ýlhan Selçuk'un vefat etmesi Cumhuriyet gazetesinin aydýnlanmasýnýn kapatýlmasýdýr" dedi.

Gazetenin trajýnýn 8 bine düþtüðünü iddia eden Faraç, gazete muhabirinin Kandil'e giderek, “Kandilde yere izmarit bile atýlmýyor" þeklinde haber kaleme aldýðýný ifade etti.

Faraç, “Ben iki tane PKK ile ilgili kitap yazdým. Ben 'izmarit bile yere atýlmýyor' denilmesini eleþtirdim. Gazetenin dönüþümü Ýlhan Selçuk'un ölümünden sonradýr. Cumhuriyet Gazetesi yok edilmiþtir. Burada yargýlananlarýn FETÖ ile organik baðý var mýdýr? Yok mudur? Ben bilemem" diye konuþtu.

“ÝLHAN SELÇUK'U CEMAAT ÖLDÜRDÜ"

Faraç, “Ýlhan Selçuk'u cemaat öldürdü. Cumhuriyet Gazetesi Fetullahçýlarýn içine girdi örgütlendi diyemem. Ancak kol kola girdiklerini gördüm. Zaman Gazetesi'nin basýn özgürlüðünü savunan zihniyet benim Kubilay baþlýklý yazýmý sansürledi" dedi.

Faraç, Cumhuriyet Gazetesi'nin Zaman Gazetesiyle ayný baþlýklarý attýðýný da iddia etti. 

AVUKATLAR TEPKÝ GÖSTERDÝ

Sanýklarýn avukatlarý, tanýk Mehmet Faraç'ýn ifadelerine tepki gösterdi. 

Faraç da “Ben nasýl konuþacaðýmý çok iyi biliyorum. Kimsenin þüphesi olmasýn" dedi.

TAVÞANOÐLU: BÖYLE BÝR LEKEYÝ ONLARA KONDURAMAM

Tanýk Leyla Tavþanoðlu da 30 yýl gazetede çalýþtýðýný belirterek, “Hali hazýrda Cumhuriyet Yönetimiyle fikir uyuþmazlýðým olsa da terör örgütü ile baðlantýlý olduðunu düþünmek bile istemem. Böyle bir lekeyi onlara konduramam. Benden sonraki gazetenin iþleyiþi ile ilgili bilgim yok. Yeni yönetimle sadece 3 ay çalýþtým. Kendileri gazeteci ya da hukuk insanýdýr" dedi.

Tanýk Tavþanoðlu þunlarý söyledi: “Gazeteci va Yazarlar Vakfý'nýn davet etti. Ben de Ýbrahim Yýldýz ve Orhan Erinç'ten izin alarak gittim. Gezi de akademisyenler, profesörler de vardý. Gazeteci ve Yazarlar Vakfý Genel Sekreteri bana 'Hoca Efendi'ye gideceðiz gelir misin?' dedi. Ben de ‘Tabii gelirim' dedim merak ediyordum.  Gittim. Ardýndan da gazetedekilere 'Yazýlacak bir þey yok' dedim. Onlar da 'Tamam' dedi. Yazmadým."

Mahkeme Baþkaný Abdurrahman Orkun Dað'ýn "Can Dündar size belli bir þekilde haber yazmanýzý telkin etti mi?" diye sorduðu tanýk Tavþanoðlu, "Hayýr" yanýtýný verdi.

BOYA: CUMHURÝYETÝ SAVUNAMAYANLAR CUMHURÝYETÝN ADINI KULLANAMAZ

Tanýk Namýk Kemal Boya çalýþmalarla Cumhuriyet gazetesinin tirajýný 100 bine ulaþtýrdýklarýný belirterek, “Ýlhan Selçuk ve Türkan Saylan'ýn gözaltýna alýnmasýyla baþlayan süreçten ben de 2009'da nasibimi aldým. Gözaltýna alýndým serbest býrakýldým. 2013'te bugün sözü geçen yönetim deðiþiklikleri ile okuyucu arasýnda deðiþim oldu. Verdiðimiz ilanlara müdahale edildi biz de ilan vermekten vazgeçtik. Bazý yayýn deðiþiklikleri de oldu. Bazý haberlerin logonun üstüne çýkmasý ya da Gülen ile yapýlan Fakirhane haberi gibi olaylar yaþandý. Bunlarla ilgili ufak tefek görüþmelerimiz olsa da çözüm olmadý. Daha fazla 2014 Eylül'ünde temsilcilerle toplanarak boykot kararý aldýk ama bu durumda çalýþan arkadaþlarý zor duruma düþürecek diye esneterek Bilim ve Teknik'in yayýnlandýðý cuma günleri dýþýnda genel boykot düzenlenmesine karar verdik. Herkes eline aldýðý gazetenin kendini temsil etmediðini söylüyordu. Bu tüm okurlarda benzer tepki oldu. 2014'te baþlayan bu boykot ile bazý etkilenmeler oldu ama yeni yönetimler ve yeni çalýþanlarla deðiþim devam etti.

Gazete 1924'de Mustafa Kemal Paþa emriyle kurulmuþtu. Cumhuriyet'i savunmayanlar 'Cumhuriyet' adýný da kullanamaz" ifadelerini kullandý. 

DURUÞMAYA ARA VERÝLDÝ

Mahkeme heyeti bu tanýklarýn dinlenilmesinin ardýndan duruþmaya ara verdi.

DURUÞMA ÖNCESÝNDE GERGÝNLÝK

Öte yandan, duruþma öncesinde cezaevi önünde basýn açýklamasý gerginliði yaþandý.

CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrýkulu ve Utku Çakýrözer ile DÝSK Genel Baþkaný Kani Beko'nun da aralarýnda bulunduðu grup duruþma salonunun karþýsýnda bulunan alanda bir araya geldi.

Burada barikat oluþturan jandarma ekipleri, gruba “OHAL süresince Valilik kararýyla basýn açýklamasý yasaktýr" þeklinde bildirimde bulundu.

Sezgin Tanrýkulu ile jandarma komutaný arasýnda tartýþma çýktý.

Jandarma komutaný söz konusu yazýyý göstererek okudu.

Kýsa süren sözlü tartýþmanýn ardýndan CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrýkulu ve Utku Çakýrözer jandarma ekipleri önünde kýsa süreli açýklama yaptý.

TANRIKULU: YARGILAMA DEÐÝL, ZULÜM

Tanrýkulu, “Basýn özgürlüðü için buradayýz.  Adalet için buradayýz. Bu uygulamanýn adý faþizmdir. Bu uygulamalara her koþulda karþý çýkacaðýz. Bu uygulama hukuk dýþýdýr. Arkadaþlarýmýz 500 güne yakýn mahpustur. Yol boyunca zulüm var barikat var. Buraya kimse gelemiyor. Burada yargýlama  deðil, zulüm yapýlýyor. Ben avukatlýk yaþamým boyunca cezaevi kampüsünün yanýnda duruþma olmayacaðýný ifade etmiþtim. Cezaevinin yanýnda adliye olmaz, duruþma salonu olmaz ve buradan adalet çýkmaz. Yine de biz arkadaþlarýmýzýn özgürlüðü için buradayýz" dedi.

Çakýrözer ise gazetecilerin ve milletvekillerinin serbest býrakýlmasýnýn demokrasinin önünü açacaðýný, kendilerine yapýlan uygulamanýn doðru bir davranýþ olmadýðýný ifade etti.  

Ardýndan Kani Beko, mikrofonlara konuþmaya baþladýðý sýrada jandarma tekrar açýklamanýn yasak olduðunu belirtti. Beko jandarma tarafýndan alandan uzaklaþtýrdý.

Bunun üzerine gruptakiler, duruþmayý izlemek için salona girdi.

Bu arada, Çaðlayan Adliyesi’nde dün gerçekleþtirilen Adalet Nöbeti’ne katýlanlar, cezaevinde bulunanlar için özgürlük çaðrýsý yapmýþtý.

Aralarýnda avukat, gazeteci ve akademisyenlerin bulunduðu gruptakiler, gökyüzüne kýrmýzý balon býrakmýþtý.

ÝSTENEN CEZALAR

Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazýrlanan iddianamede, sanýklar Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydýn Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ýn "silahlý terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardým etme" suçundan ayrý ayrý 7,5 yýldan 15 yýla kadar hapis cezasýna çarptýrýlmasý isteniyor.

Ýddianamede, gazetenin Ýcra Kurulu Baþkaný Akýn Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlý terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardým etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarýndan ayrý ayrý 11,5 yýldan 43 yýla kadar hapisle cezalandýrýlmasý talep edildi.

Ýddianamede, sanýklar Bülent Utku, Hacý Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nýn "silahlý terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardým etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarýndan ayrý ayrý 9,5 yýldan 29 yýla kadar hapis cezasýna çarptýrýlmalarýný öngörülüyor.

Ýddianamede, sanýklar Güray Tekinöz ve Turhan Günay'ýn "silahlý terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardým etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarýndan ayrý ayrý 8,5 yýldan 22 yýla kadar hapis cezasýna çarptýrýlmasý isteniyor.

Murat Sabuncu ve Akýn Atalay 495 gündür, Ahmet Þýk ise 434 gündür cezaevinde bulunuyor.

ntv.com.tr

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0