Cami kalsın, sahne kurun - Fikret Karagöz/İzmir

01 Temmuz 2008 01:46  

 

Cami kalsın, sahne kurun - Fikret Karagöz/İzmir

Hükümetin Alevi köylerine yönelik cami yaptırma girişimine tepkilerin en büyüğü Bademler Köyü'nden geldi. Köy halkı, "Biz ibadetimizi bastığımız her yerde yaparız. Bizi kendi kalıpları içine sokmasınlar" diyor.



Yaklaşık dört kuşaktır gündüz tarlada çalışıp, geceleri tiyatro sahnesine çıkan İzmir'in Bademler Köyü sakinleri, Türkiye'nin tiyatro oyunu sahneleyen ilk köyü olarak konuşulan ve tartışılan bir yer. Son yıllarda, kültür sanat alanında birçok başarıların altına imza atan Bademler Köyü, şimdi de köylerine yapılmak istenen cami tartışması nedeniyle gündeme damgasını vurdu.



Bin 200 nüfuslu, Alevi kökenli Bademler Köyü'nün Muhtarı Mehmet Uysal, son yıllarda hükümetin Alevi köylerine yönelik cami yapma politikasına şiddetle karşı çıkan kişilerden biri. Kendilerine has gelenek-görenekleri ile buna paralel yaşam biçimine sahip olduklarını savunan Uysal,hükümetin bu tavrına karşılık şöyle konuştu: "Birileri yüzyıllardır bizleri kendilerine benzetmek istiyor. Ama bunu başaramadılar. Yetkililere diyorum ki; başkalarını kendiniz gibi düşünmeye ve yaşamaya çalışmayın. Bırakın herkes düşündüğü ve inandığı gibi özgürce yaşasın. O zaman bu ülke daha da güzel olur."



BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLER

Bademler Köyü Muhtarı Mehmet Uysal, geçmişte olduğu gibi günümüzde de birilerinin sürekli olarak Alevilerle uğraştığını ifade ederek şunları söyledi: "Bugüne kadar birçok hükümet, bunun için çeşitli yolar, yöntemler denedi. Ama başarılı olamadı. Şimdi de AKP hükümeti, Alevilere yönelik benzer politikalar uygulamak istiyor. Uygulanmak istenen politikaların ne olduğunu biz çok iyi biliyoruz.Bu nedenle, bizim, Alevilere yönelik sinsi planlarını kabul etmemiz söz konusu değil. Yapılmak istenen şey, bizi biz yapan değerlerimizden uzaklaştırmaktır. Bunun adı zaman zaman cami zaman zaman da cemevi adı altında kendini gösteriyor. Biz Tanrı'yla olan ibadetimizi, bastığımız her yerde yaparız. Birileri bizi kendi kalıpları içine çekmesin."



TİYATRO İSTİYORLAR

1963'te köylerine, hiçbir yerden destek almadan tiyatro inşa etmeye başladıklarını belirten Bademli halkı, sanatsal faaliyetlerinin kimi çevrelerde rahatsızlık yarattığına inandıklarını savunarak, tepkilerini şu sözlerle dile getirdi: "Bizim 150 kişilik tiyatromuz 1969'da bitti. Daha pek çok şehirde tiyatro salonu yokken biz tiyatromuzu inşa ettik ve bitirdik. Şimdi bu sanatsal faaliyetimiz birilerini rahatsız ediyor galiba. Bu yüzden köyümüze cami yapmaya yelteniyorlar. Boşuna uğraşmasınlar, ne buraya ne de başka bir Alevi köyüne, kasabasına cami yaptıramazlar. Yapsalar bile oraya insanlar gitmez! Cami yapacaklarına tiyatro sahnesi, kütüphane, sağlık ocağı, okul ve altyapı yapsınlar.



"AKP'nin Alevilere yönelik 'yeniaçılım' adı altında ortaya koyduğu politikaları da eleştiren Bademli sakinleri, "Niyet ve amaç başka olunca, pencere açılmadan kapandı" diyorlar.



SAHNE İSİMLERİ MEZAR TAŞINDA

Öte yandan sanatla iç içe yaşayan Bademler Köyü halkı, ölülerin mezar taşlarının üzerindeki yazılarla gelen ziyaretçilere sesleniyor, ölen köylülerin mezar taşlarına gerçek adları ile birlikte tiyatrodaki lakaplarının yazıldığına ilk kez burada tanık oluyoruz. Shakespeare Ahmet, Moliere Hasan, Juliet Zeynep gibi. Bu dünyadan, çeşitli nedenlerden dolayı göç eden köyün ilk kuşak tiyatrocularının mezar taşlarında, "Palet" (Burhan Uran), "Pamili"(Gülsüm Yeşil), "Mişon Emmi" (Hüseyin Karagöz), "Koca Hala" (Zeynep Kılık), "imam"(Mehmet Uran) gibi ilginç lakaplarla karşılaşıyoruz.



Bir de şiirler ve maniler, yazılmış mezartaşlarına. Genelde mezar taşlarında ölen kişinin ölüm nedeni, daha öncene iş yaptığı gibi bilgiler de uzun uzun anlatılıyor. Bazılarında da hayatını kaybetmiş kişinin ziyaretçilere seslenişi, yer alıyor: "Dostlara merhaba. Çocuklara selam olsun", "Hoş geldiniz dostlarım. Bekçi Halil benim adım. İki oğlum iki kızım bütün varlığım bu benim."



Fikret Karagöz

Taraf Gazetesi

01.07.2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0