Aysel Tuğluk da bir kızım - Hakkı Devrim

08 Ocak 2010 04:07  

 

Aysel Tuğluk da bir kızım - Hakkı Devrim

Siyasetçiler arasında çok dostum, arkadaşım yoktur. Ne var ki, Bizim Kürtlerin siyaset macerası çetin geçecek düşüncesiyle galiba, onları daha bir dikkatle takibe başlamıştım. DTP milletvekillerinden Ahmet Türk hakkında bir fikrim vardı. Aysel Tuğluk’u yeni tanıdım; Diyarbakır milletvekili seçildikten sonra.
DTP’de kadın siyasetçilerin erkeklerle aynı hizada duruşu hemen dikkati çekiyordu. Özlediğimiz haldi, güzeldi. O gözle bakarken Meclis’teki Kürtlere, konuşmalarını, davranışlarını daha yakından takip ederken dikkatimi çeken Aysel Tuğluk oldu. Tavrını beğendiğimi yazmakla kalmadım. Bir yemekte buluşmaya çağırdım onu. Geldi.
Gözüm yanılmaz diyorum ya! Uzaktan da tahmin ettiğim insandı Aysel. Benimsemekte hiç tereddüt etmedim. Al sana bir değerli kız çocuğu daha, dedim. kendime. Duygusunu, düşüncesini saklayabilen biri değilim. Aşağıdaki mektup benim için bir ödüldü. Size onu da söylüyorum. Aysel’in Kürt meselesine hizmeti geçecek biri olacağından eminim. Onu bu gözle gördüğümü okurum da bilsin isterim.
*
«Hakkı bey. Yalnızlığı hep sevmiş ve yıllardır çok özlemiş bir kadın olarak dinlenmeye, demlenmeye, kendime yerleşmeye ihtiyacım vardı. Onca kalabalıklar içinde kendimi çok ihmal etmişim meğer!.. Uyudum bolca, okudum. Düşündüm durdum! Yeni dostlar edindim bir de.
«Bildiklerim ve biriktirdiklerimle birlikte içimde büyüttüklerimi paylaşmak istediğim zamanlar olacak elbet. İçimde kalanların sancısı şimdiden vuruyor beni zaten!..
«Milletvekilliği yaptığım 2,5 yıl boyunca sanırım vicdan sahibi hiç kimse toplumsal barış (çoğul mutluluklar) adına çabalamadığımı iddia edemez. Ya da etmemelidir. Olursa, bu mahkeme kararından katlanılması daha zor bir durum olur benim için.
«Hakkı bey;
«Kendimi anlatma heveslisi olmadım hiç. Nihayetinde, yaptıkları ve yaşadıkları kadardır insan. Bir de hayalleri, diye eklemeliyim.
«Aktif siyasette yer almamla birlikte kendime kimi ilkeler de belirlemeye çalıştım. Politik, ahlakî, vicdanî, fikirsel ve illa ki sol motifli değerlerle bir siyaset tarzı var etmek için okudum, gözlemledim, anlamaya ve uygulamaya çalıştım. Aslında hepsinin ortak ahlakî öğretisi şuydu: doğru düşün, doğru söyle, doğru yap!..
«Bilgiye, akla, sol ve yerel değerlere dayanan yaratıcı, yapıcı siyaset tarzını benimsedim. Klasik siyasetin bir şey üretmeyen, yaratmayan ve sonuç almayan tarzı beni hep irite etmiştir.
«Siyasette karşılaştığım bir çok sıkıntıyı akıl ve kalp gücüyle aşmaya çalıştım. Ne kadar yol aldım bilmiyorum, ama birçok dönemeçten geçtiğimi söyleyebilirim.
«Şimdi yeni bir yolun başındayım. Yol arkadaşlarım olsun istiyorum. Umutsuzluğumda, yorgunluğumda el verecek... Siz mesela?
«Farkındayım; 2,5 yıl boyunca yanlışlarım da oldu, daha fazla yalnızlığım da.
«Arayışlarım da oldu çaresizliğim de. Velakin...
«Empati yapmayı önerdikçe; kalpten kalbe ilişki kurmayı istedikçe; akıl ve vicdan paydasında yeniden buluşmayı denedikçe; sözün gücüne meylettikçe çoğaldığımızı da fark ettim.
«Artık daha fazla inanıyorum; akıldan da çok vicdan taşıyamayacak bu meseleyi. Hakkaniyetle çözecek!..
«Naçizane katkılarımı sunacağım bunun için. Yazmayı, anlatmayı, çabalamayı sürdüreceğim.
«Başka bir hayatın mümkün olduğuna hep inandım, daha fazla inanıyorum şimdi.
«İlginize, desteğinize, sevginize binlerce kez teşekkürler.»
Aysel Tuğluk

Sual kimsin değil, nerelisin?
Merak ettiğim bir konuyu, Mirgün Cabas sayesinde («Günlerin Getirdiği», NTV) uzmanlarla konuştuk; Boğaziçi Ü. Genetik Bölümü’nden Prof. Dr. Aslı Tolun ve Yeditepe Ü. Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Akile Gürsoy ile.
National Geographic ile İBM firması tarafından dünyaya duyuruldu. «Bize DNA’nız ile birlikte 99 dolar gönderin ve biraz bekleyin, size 77 göbek ecdadınız hakkında bilgi verelim» diyorlardı.
Ben soyumuzun, büyükbabam Hakkı Bey’in babası Bartınlı Mehmed Paşa’dan yukarısı hakkında bilgisizim. Oysa mesela Fatih Sultan Mehmed döneminde yaşamış büyük büyük dedemin kimliği hakkında bilgi edinmeyi çok isterdim.
Hanımefendi profesörlere aklımıza geleni sorduk. Aldığımız cevaplar doğrusu canımı sıktı benim. Pek heveslenmiştim. 99 dolarlık ödemeye de dünden razıydım. Ama anladım ki bize verilecek bilgi, balık sürülerinin okyanus derinliklerindeki mevsimlik cevelanlarını gösteren haritalara benzer ayrıntıdan ibarettir.
Sizin soyunuz şu kadar asır önce Afrikanın şu mıntıkasından yola çıkmış, şurada bir kafileyle, öbür kıtada bir başkasıyla buluşmuş, asırlar asırlar sonra Anadolu’da bir araya gelmiş insanlar topluluğudur, diyecekler.
Dedemizin adını, adresini verecek değiller yani. Sen soyun hakkında bugün bildiğinden çoğunu nafile arama, 99 doların da cebinde kalsın!
Ne var ki, misafirimiz hanımefendiler bir sualimize kesinlikle şu ortak cevabı verdiler:
– Genetikten ve ırktansa, sizin kimliğiniz ve kişiliğiniz konusunda, soyunuzun uzun süre yaşadığı coğrafya çok daha önemli ve etkili. Bildiğimiz insanlar arasındaki farkların ve benzerliklerin temelinde DNA türleri ve ırklar değil, uzun sürmüş tabiat ve hayat şartları, yani iklim ve coğrafyanın etkisi var.
Ben bu dediklerinden kendimce bir sonuç çıkardım. Hoca hanımefendilere de sordum, yanılırsın demediler.
Dediğim de şuydu: Birliğimizi, bütünlüğümüzü, hareket noktası ve ne idüğü belirsiz soy sop tefrikasında aramaktansa, hangi çoğrafyanın ve iklimin insanları olduğumuzu öğrenmeliyiz.
Bizi geçmiş gerçeğimize ulaştıracak yol bu. Ve bizim geleceğimizin temelinde de tarih diye bildiğimiz iklim ve coğrafya şartları, gerçekleri var.
– Kimsin diye değil, daha önce nerelisin diye sorar ya bizim insanımız. Gözünüzü gönlünüzü açıp bakıp görün ki yerden göğe kadar haklıymış!
Vatan, pekâlâ ırktan önce gelirmiş. Bize lazım olan da bu gerçeği sahiplenebilmektedir!


Radikal.com.tr

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0