Sahiden çocuk olmak

13 Temmuz 2018 00:49 / 1447 kez okundu!

 

 

Çocuklarımızın, farklı çocukların başka başka isteklerini veren bir sisteme sahip miyiz, hepsini değil, azıcığını, istemeye özendiren, almayı öğreten sistem? Neden olmasın? Birşeylerden esinlenemediği için bazı şeyleri başaramayan, esinlenmek, istemek ve başarmaktan habersiz insan yığınlarını fark edip, çaresiz kalınca ne hissediyoruz? Ya fark etmeyip, düşünmeyen, çaresizliğinden bîçâre insanlara ‘yeni format atılabileceğini düşünüyor muyuz?

 

****

 

Sahiden çocuk olmak

 

Ne zor…

 

İçine doğduğunuz aileye, coğrafyaya, ülkeye, zamana bağlı bir şans ya da şanssızlık.

 

Sahiden çocuk olmak, kendi vatanında, sağlıkla, coşkuyla, karnı tok, dört göz arasında, heyecan ve umutla, ana dilde çocuk olabilmek, her çocuğa vergi değil…

 

Çocukluk diye bir kavramın olmadığı Ortaçağda yahut Demirel’in ‘köy yerinde çocuk olamazsınız, ancak işgücüsünüz’ dediği hesap, bu farklı çağ ve yerde çocuk nasıl olunsun?

 

‘Ah, şimdi çocuk olmak vardı’ dediğinde biri, bir diğeri ‘çocukluk mu, Allah esirgesin, çocukluğumu yeniden yaşamak eksik olsun’ dediğinde içim sızlar, o yanıtı verenin ne çektiğini bildiğimden ve ben de yeniden yaşamak istemediğimden…

 

Şehirler çocuk dostu mu?

 

Eğitim anlayışımız ve uygulamasının doğrusu şöyle dursun, yanlışları çocuklarımızın yarınlarını nasıl etkiliyor?

 

Çocuklarımızın, farklı çocukların başka başka isteklerini veren bir sisteme sahip miyiz, hepsini değil, azıcığını, istemeye özendiren, almayı öğreten sistem? Neden olmasın? Birşeylerden esinlenemediği için bazı şeyleri başaramayan, esinlenmek, istemek ve başarmaktan habersiz insan yığınlarını fark edip, çaresiz kalınca ne hissediyoruz? Ya fark etmeyip, düşünmeyen, çaresizliğinden bîçâre insanlara ‘yeni format atılabileceğini düşünüyor muyuz?

 

Sümeyye Ceylan düşünmüş. Yurt dışında matematik lisans, yüksek lisans ve pedagoji yüksek lisans eğitimini bitirip, 2012’d2012’de yurda döndükten sonra, Usturlab Atölye’yi kurmuş. Sistemin çocukların istediğini vermediğinden yakınan Ceylan, ‘çocuklara bilimi, başları üstündeki gökyüzünü, ayaklarının altındaki toprağı ve bunların içindeki kendilerini anlamlandırabileceği felsefeyle başlayıp, sanatla biten bir bakış açısını nasıl sunabileceğine kafa yorarken doğmuş,’ Usturlab…

 

Burada farklı atölyelerle eğitim veriliyormuş. ’Orman keşifleri yaparken, içinde doğa yatkınlığı olan çocuklar doğadan ilham alırken, yatkın olmayan çocuk da temel ekoloji bilgisi kazanıyor. Astronomi atölyesinde bazı çocuk uzaydan ihlam alıyor, bazısı temel astronomi bilgisi ediniyor. Bu atölyelerde bizi dinleyin, size bişeyler öğreteceğiz diye baskı yapılmıyor. Ne öğreneceklerine yahut hangi bilgiyi alacağına çocuk kendi karar veriyor. Böylece ilham alıp, doğru yönlendiriliyor’

 

13 yaşındaki Yağız Efe bunun en iyi örneği olmuş. Astronomi eğitimi alıyor, ona ilgi duyuyor, kodlama eğitimi almak da hoşuna gidiyor. Doğa sevgisi de var. Bu üç alanı zekasıyla biraraya getiriyor. Çocuğun zeki olmak kadar, bunu farkedip geliştirmesinin önemini gösteren en iyi örnek olmuş. Yağız Efe Karadayı, ‘Migration of Wood Storks’ adlı çalışmasıyla NASA’ya çağrılmış. Nasa Space Apps Challenge-2017 yarışmasına üniversite statüsünde katılıp birinci olan tek ortaokul öğrencisi Yağız Efe, gelecekte ülkemizin önemli bilim kişisi olacağı öngörülüyor. Okuyamadığı zamanlarda ailesi ona uzay bilimleri, bitkiler, doğa kitapları okumuş, tohumu çatlatan ana baba olmuş…Orman leyleklerinden çıkmış yola, küçük çocuk, engelli yaşlı hastaların işlerini kolaylaştıracak sistem kurgulamaya varmış…

 

İlham alınabilecek muhteşem coğrafya…Bunu fark edebilmek, fark etmesi için çocuğun dikkatinin nasıl çekileceğine kafa yormak, bunu bilmek…Çocukla birlikte merak edip, hayal kurmak, yolunda yürümek, beraberce öğrenmek, ama bütün bunları muhteşem hayattan kopmadan yapabilmek…

 

Her çocukta olan hazineyi gene çocuğun işleyip geliştirmesi için çocuğu yönlendirecek olan, aile, ona göre…Ceylan, ‘eğitimcilerin kendini bahçevan, çocukları sulanıp yeşertilmesi gereken bitki olarak gören anlayışta, eğitimcinin toprak, ona gelen çocuğun da tohumda saklı cevher ne ise o şekilde çıkabilsin.’ diyor.

 

Usturlab yaz okulları Istanbul’un her iki yakasında gerçekleşiyor. Anadolu yakasındaki Şehir Ünv. Dragos kampüsünde, Avrupa yakasındaki Önder Derneği’nin Hacı Beşir Ağa Medresesi Önder Akademi gnl.mrkz.inde.

(Kaynak: Star Pazar eki, 24.06.2018 günlü Merve Yılmaz Oruç söyleşisi)

 

‘İnsanın en temel psikolojik yapı taşı olan mizaç kavramından yola çıkıp, eğitmeye insanı hem özne hem nesnelliğiyle tanıyıp anlayarak başlamak gerektiğini’ savunuyor, yeni Milli Eğitim Bakanımız Prof. Ziya Selçuk…

 

Öğrenme süreçlerinden çok, davranış yönetimi ve disiplin konusuna zaman ayırmak gerekiyor, onca. Her yıl çocuklar farklı disiplinlerin uzmanlarına sevkedilirken, ortak bir dil, ortak uygulama politikası amaçlamaktan yana.

 

Adı üstünde şu ana dek hemen herkesin uzlaştığı Prof.Selçuk, Nasa yolculuğuna hazırlanan Yağız Efe örneğinden yola çıkarak, çocuklarla kimbilir ne güzel fikir ve hayal söyleşir ve söyleşir ve bakanlığı bünyesine kimbilir ne bilim/akıl/sanat/hayal kanatları takar…

 

Ayşe KİLİMCİ

12.07.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 14 Temmuz 2018 22:04

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.