OLACAKSA BÜYÜK OLSUN, LAFIN, GAFIN, TRAÞIN, CAMÝNÝN, ÇALIMIN, HERBÝR ÞEYÝN EN BÜYÜÐÜ…

06 Ocak 2011 19:12 / 2201 kez okundu!

 


Baþbakan Erdoðan istediði için, 1200 rakýmlý Kýbledaðý'nýn zirvesi týraþlanýp, teleferik hattý kurulacakmýþ.

Rize’den muhabir Muhammet KAÇAR‘ýn Radikal’de 3 Ocak günü çýkan haberine göre,

Baþbakan Rize’nin Güneysu ilçesinde dün incelediði Ayane Camii'nin bulunduðu Kýbledaðý'nda yeni cami talimatý vermiþ. Erdoðan, Kýbledaðý’nýn 1200 rakýmlý zirvesinin yaklaþýk 2 metre týraþlanarak geniþletilmesini, kazanýlacak alanda da yeni ve büyük bir cami yapýlmasýný istemiþ.

Rize Valisi Hacýmüftüoðlu, Baþbakan Erdoðan’ýn Kýbledaðý’nýn zirvesindeki eski ve küçük caminin yýkýlarak yerine yeni cami yapýlmasýný istediðini belirtmiþ. Vali, “Baþbakanýmýz bu caminin bulunduðu Kýbledaðý’nýn tepesinin yaklaþýk 1-2 metre aþaðýya çekilerek kazanýlacak arazide büyük bir cami yapýlabileceðini belirtti. Ayrýca cami çevresinde Çevre ve Orman Bakanlýðý tarafýndan Kent Ormaný konseptinde bir çalýþma yapýlmasýný istedi. Rize il merkezinden üç duraklý bir sistemle Ayane Camii'sine teleferik hattý kurulmasý için çalýþma yapýlmasýný istedi, çalýþmalara baþladýk. Bir altyapý ve etüt yapacaðýz. Proje ve maliyetini ortaya çýkardýktan sonra Baþbakanýmýza sunacaðýz, kararý kendisi verecek” demiþ.

Güneysu Belediye Baþkaný AK Partili Ahmet Minder ise, yýllardan bu yana halkýn Ayane Camii'ni ibadet için kullandýðýný belirterek, “Özellikle kandil ve mübarek gecelerde halkýmýz buraya geliyor. Bu cami ilçemiz için önemli. Baþbakanýmýz buraya Rize mimarisine özgü yeni bir cami yapýlmasýný istedi. Halkýmýzýn katkýlarýyla buraya yeni bir cami yapacaðýz. Önerdiði teleferik projesi için de Valilik çalýþma yapacak, yap-iþlet-devret modeli ile Rize merkezden buraya kadar ulaþabilecek bir teleferik projesi konuþuldu, diyerek eklemiþ, ‘henüz somut bir þey olmasa da, cami projesini en kýsa sürede hayata gecireceðiz.”

Rize’nin Güneysu Ýlçesi Kýbledaðý Köyü’nde bulunan Ayane Camii Karadeniz bölgesinin en yüksek camilerindenmiþ. Denizden yaklaþýk 1200 metre yükseklikte bulunan cami, yörede Kýbledaðý Camii diye de biliniyor. Çevre köylerden getirilen elektrik baðlantýsýyla, cemaat olsun olmasýn, sabaha kadar ýþýk yandýðýndan, camii her yerden fark edilebiliyor. 1910 yýlýnda Salarhalý Sabit adlý bir imam tarafýndan kesme taþtan yapýlmýþ, 1963 yýlýnda yenilenmiþ.

Kim bilir o taþtan yapýlma (ve yenilenmiþ) ilk haliyle, minyatür güzelliðiyle ne hoþtur, sözkonusu cami.

Vatandaþ sahiplenmiþ, ibadet olsun olmasýn sabahlara kadar ýþýl ýþýlmýþ…

Camilerde harcanan elektrik ve su bedavaydý, yanlýþ bilmiyorsam.

Ýslam dininin tasarruf ilkesiyle sabaha dek ýþýtmak, bedava su ve elektrik ne kadar baðdaþýr o benim bilgimi aþar, yalnýz okullar su ve elektrik faturasýný ödemeyince ýþýk ve su kesiliyor bildiðim kadarýyla, çocuklar bitleniyor, hayat duruyor.

Ýzmir’in Bayramyeri'nde eskiden yüzük taþý gibi minnacýk, güpgüzel bir cami vardý. Vakta ki bu büyüklük illetine duçar oldu toplum, o minicik, bitiþiði ufacýk bahçeli, körfeze nazýr camiye iþgüzarca el atýldý ve dapdaracýk yere kazulet bir yapý kondurdular. Geniþletildi, gereksiz yere süsleme yapýldý, güzel olduðu varsayýlarak, sonunda denge duygumuzu bozan bir koca yapý çýktý ortaya; bana kalýrsa bütün güzelliðini, sadelik ve engingönül davetkarlýðýný yitirdi. Üstelik bölge arazisi kaydýðý için baþka her tür yapýnýn yapým izinleri kaldýrýlýp mühürlendiði halde…

Cami yapýmýna sýnýrlama getirilmesi sanýrým hiç düþünülmüyor, dümende hangi iktidar olursa olsun.

Ýstanbul’un bir Maltepe Camii vardýr, þimdilik minare sayýsý altý, yediye çýkarýlmýþ olabilir, hedef bir düzine mi bilemem.

Üstelik minareler tedavülden kalkalý hanidir… Elektronik ses çoðaltýcýlardan çoðu kere bir zulüm halinde dayatýlan, detone imamlarýn okuduðu ezanlar için, simgesel olarak bir ya da ikiyle yetinilse ne olur? Neredeyse her mahalleye bir cami oldu, cemaatsiz camiler bunlar. E.5 Karayolu üstünde, Kenan Evren Kýþlasý iþaretlerinin az ilerisindeki Çulluk sokakta da dev gibi bir cami var ve son iki yýldýr hep detone imamlar okuyor ezaný, uzatarak, arabesk nida vurgusuyla ve tam ses… Sesi sadasý çýkmayan bir cami de, oturma izni almýþ vatandaþýn rehaveti gibi, bundan hiç yakýnmasý olmayan Topkapý’daki cami. Bir vakitler oralar seyyar satýcý panayýrý iken, ilk þekli su bidonundan yapýlmýþ çakma minareli, küçümen bir cami idi, oralar yol yapýmý için yýkýma gidilip de iþportacýlar taþýnýnca, cemaatsiz ve kimi kimsesi olmayan öksüz misali kalakalmýþtý o çakma cami. Sinan’ýn en muhteþem yapýtlarýnýn ülkesi þehr-i Ýstanbul’a hiçbir þekilde yaraþmýyordu ancak bir kurtarma harekatýna gidildi, sanýrsýn mimar-ý azamýn yarým kalmýþ eskizi idi, yenilendi, ama, gene cemaatsiz, tek hýsýmý yanýndan yöresinden gelip geçen taþýtlar…

Bu yazdýklarýma bakýp ihanet ve gavurlukla suçlamayýn beni, suçlasanýz o da umurumda olmaz ayrýca, ama otel Arkadia’da yabancý konuk yazar ve çevirmenlerle bir yemek sýrasýnda Sultanahmet’te, ezanýn, daha doðrusu ayný anda birkaç camiden ama sýralý okunan ezanlarýn görkemiyle büyülenmiþtim… Böyle okunsa beþ deðil on beþ vakte gýkýmýz çýkmaz. Peki nedir ötekilerin ettiði zulüm? Bu din çalýmýn, büyüklük hastalýðýnýn, bol keseden harcamanýn dini deðildi, bize öyle öðretmiþlerdi.

Bir zaman, on yýl kadar önce, Ýstanbul SHÇEK il müdürlüðünde müdür yardýmcýsýyken, toplum merkezleri açmaya paramýz olmadýðýndan, kamu kurum ve kuruluþlarýndan yer dilenirdik. Bendeniz de müftülük makamýna yazmýþtým, bürokratik olarak dengimiz olan makama ve ibadeti engellemeyecek þekilde, atýl duran kimi bölümlerinde caminin, toplum merkezi hizmeti vermemizi düþünmeleri ricasýyla… Elbet derin bir suskunlukla yanýtlamýþlardý.

Biz yok yere avuç açmýþýz meðer…

Devletin kaynaklarý kimi ceberut kurumlar, kimi uhrevi kuruluþlar ve kimi makamlar için Karun hazinesiymiþ. Bizim garip kuruluþ öteki imiþ. Kendin piþir kendin ye örneði, bul buþur, idare et, faslýndanmýþýz. Boþuna mý sanýyorsunuz sayýn Kavaf’ýn yüzünün kantarýnýn düþüklüðü? Kimlerle uðraþmakta bir o bilir bir Allah, bütçem geniþ, Allahýma bin þükür her bi þeyimiz var dese de inanmayýn, onlardan gayrýsýna bütün olanaklar. Diyanetin devlet himayesinde oluþu hala içimi yakar.

Akýldaneler de buna dikkat çekmez, tekmil çeker…

Camilerin sayýsý, ebadý deðil ki, önemli olan, ilkin, yiðit isek ve gözümüz kesiyor ise bu alt yapý yatýrýmýný devletin sýrtýndan almak, daha sonra da iþlevidir…

Bizim Ýzmir’de Etnografya müzesinin olduðu mahallede minnacýk bi camii vardý, mahalleye yaraþýr ufacýklýkta, imamý da hafýz Ahmet amcaydý. Minareye çýkardý ellerini kulaklarýna siper ederek, aracýsýz okurdu ezaný, içimiz titrerdi.

Þimdi de hoþuma giden tek ezan var, elbet Sultanahmet'teki ezanlar korosu dýþýnda, o da Feriköy’deki cami, çünkü oranýn imamý R’leri söyleyemiyor, meðersem ezanda ne çok R varmýþ, iyi ki de varmýþ, ‘Allahüekbey’ demiyor mu, sahiden içim titriyor, imamý da ezaný da seviveriyorum.

Tanrý’nýn da böyle düþündüðünü biliyorum.

Arzederim, kim üstüne alýnýyorsa, ona…



Ayþe Kilimci

04.01.2011




 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
22 Mayýs 2013 04:37

sefine

Sayýn Ayþe Haným,

Daða camimiz ile ilgili yorumunuzu okudum. Orada doðan birisi olarak daðýmýzdaki kent ormaný çalýþmasýna karþý oldum. Nedeni, kendi yöresel ve çevresel sebeplerimizden kaynaklanýyordu. Konu ile ilgili diðer haberleri okumamýþ olabilirsiniz. Bu nedenle bazý eksik ve yanlýþ bilgileri düzeltmek istedim.

Daðýmýzdaki cami küçücük taþtan iðreti bir yapýydý. Nasýl oldu ise hemþerilerimin ortak bir heyecaný ile akýlalmaz bir þekilde sýrtta taþýnan malzemelerle inþa edilmiþ, taþ beton karýþýmý çok sýradan bir korunaktan öte deðildi. Sabaha kadar yanan sadece bir ampul idi ki yöremizdeki herkes hayýr için tek baþýna parasýný vermeye can atardý. Orasýnýn anlatabileceðim tek özelliði biraz zorlu bir týrmanýþla varýlýp piknik ibadet karýþýmý gün ve gecenin geçirildiði ortak bir neþenin paylaþýldýðý yer olmasýdýr. Baþbakanýmýza haksýzlýk etmeyelim oraya yol yapýlmasýný istememiþti. Ama iþgüzar ve rantiyeci yandaþlar bugün çok israfa sebep olan bir gereksiz projeyi hayata geçirip iþlem hacmi yaratmayý baþardýlar. Baþbakan da hemþerilerinin hatýrýna sesini çýkartmadý. Olayýn özeti budur.

40 yýl önce oradaki sohbetlerden çýkan bir edebiyat dergisi ve deðerli kalemlerin seslerini yöremizdeki yandaþ muhterisler bir þekilde kýsmayý bildi. Olay bundan ibarettir. Eðer merak edip okuyabilirseniz "Artýk orasý da her yerlerden bir yer" adlý yazýda meramýmý biraz anlatmaya çalýþmýþtým.

Selamlarýmla esenlikle kalýn.

Vasfi MAMUÞ
14 Ocak 2011 14:49

hurkus

Ayþe Hocam sizi çok seviyorum Gercekten bugünkü konuþmalardan dolayý teþekkür ederim. iþallah herzaman kitap yazarsýnýz.Bi daha sizi okulumuzda görmekten mutluluk duyarýz. Sizi Çok Seviyoruz.

Ali Emre Akkoyunlu
(onbeþ eylül ilköðretim okulu öðrencisi)

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.