ISLIK ÇALAN BAKANA CAN FEDA…

02 Kasım 2018 16:26 / 1961 kez okundu!

 

 

Islık önemli, çok önemli… Ötegeçeden duyulur, sözsüz bir iletişimdir, güçlü yankıdır, herkes çalamaz, hatta çalabilemez, hem çalmak gerekir, hem bilmek… Kamuoyuna sözlü ilettiği, “eğitim ülkemizin en büyük sorunu değil, en büyük çözümüdür ve yalnız bizim değil, bütün ülkelerin en önemli sorunudur. Çocuk ve insan merkezli evrensel ve milli bir bakış açısını dengelemektir. Eğitim ve yeni hükümet sistemi, eğitim sorunlarının çözümü için büyük fırsattır’ mesajını, tek notayla, ıslık çalarak çocuklarla paylaştı, bana sorarsanız kalbindeki coşkuyu, eğitmenlik misyonunu ve şarkısını da paylaştı… Tek nota nedir ki, demeyin, unutmayın koca dünya bile sonsuzun sessizliği içinde "la" sesi çıkararak dönermiş…

 

****

 

ISLIK ÇALAN BAKANA CAN FEDA…

Bakan Ziya Selçuk

 

Islık çalmakla kalmayıp, hayalşor olan, projeleriyle kanat takınıp uçarken, öğrencilerin, velilerin elinden tutup, onları da uçuran bakan, demeli aslında…

Milli Eğitim Bakanı, enerji bakanıyla birlikte gittiği Balıkesir Yarış Ortaokulu açılışında, kendilerine ıslık çalarak destek olan, hoşgeliş eden çocuklara, konuşma yaptığı kürsüden hem de ustaca uzunca çaldığı ıslıkla yanıt verdi.

Islık önemli, çok önemli… Ötegeçeden duyulur, sözsüz bir iletişimdir, güçlü yankıdır, herkes çalamaz, hatta çalabilemez, hem çalmak gerekir, hem bilmek… Kamuoyuna sözlü ilettiği, “eğitim ülkemizin en büyük sorunu değil, en büyük çözümüdür ve yalnız bizim değil, bütün ülkelerin en önemli sorunudur. Çocuk ve insan merkezli evrensel ve milli bir bakış açısını dengelemektir. Eğitim ve yeni hükümet sistemi, eğitim sorunlarının çözümü için büyük fırsattır’ mesajını, tek notayla, ıslık çalarak çocuklarla paylaştı, bana sorarsanız kalbindeki coşkuyu, eğitmenlik misyonunu ve şarkısını da paylaştı… Tek nota nedir ki, demeyin, unutmayın koca dünya bile sonsuzun sessizliği içinde "la" sesi çıkararak dönermiş…

Sizin de dikkatinizi çekmiş olsa gerek, bürokratik konuşmalarında ifadesi resmi olan bakan Selçuk, konu öğrenciler ve meslekdaşları olunca ışıldıyor, dili de şakıyor… Ne güzel…

2023 vizyonu eğitime baş koyanların, alanın bütün insanlarının ve hepimizin heyecanlanmasına yolaçan bir büyük proje…. Vizyona diyecek söz yok, geleceğimizi aydınlatacak.

Elbet eğitmen ordusunun da dörtbaşı mamur kılınması, vizyonun bu kere dilde ve kağıt üstünde bırakılmayıp, tüm hızıyla hayata geçirilecek olmasının coşkusu kadar, öğrenci, veli, sanatçı ve hepimizle birlikte donanması gerek. Bakan bunu yapmakta kararlı bir eğitim ordusu başkomutanı. Herkesin adı üstünde hemfikir olduğu, sayılan, sevilen, yaptıkları yapacaklarının güvencesi olan, çocuklarla neşeli ve hızlı iletişim için üstüne bir de ıslık çalan…

Profesör Selçuk, TED üniversitesinin kurucusu, eski Talim Terbiye Kurulu başkanı, Türkiye zeka vakfı yönetim kurulu üyesi, Tübitak grup yürütme kurulu üyesi ve özel Maya okullarının kurucusu…

Bakan olduktan sonraki en önemli işi ise, ‘yepyeni bir heyecanla, yepyeni bir hizmetin hepbirlikte bir ortak dil üzerinde yükselmesi üzerine…

Yönetim herşeyin başı, bir yönetici bir okulu varedip donatabileceği gibi, yok da edebilir, im’i timi belirsiz kılabilir…

Okul müdürü okulu varettiği zaman, vizyon çoğu yanıyla hayata geçtiğinde, çocuklar okuldan ayrılmak istemeyecek denende, hem okulun çocuklarla seksek oynadığını düşünüyorsunuz, hem öğrencilerin hayatla uzun atlama oynadığını.Keşke olabilse, keşke…

Ülkemizde mesleki eğitimle ekonomik hayatın örtüşmediğine dikkat çeken Selçuk, “sınav sistemi baskısıyla herkes üniversiteye girmek istiyor, oysa dünyada böyle değil. Herkesin üniversiteye gittiği bir yerde istihdam sağlayamazsınız. ABD’de bile üniversite demode bir fikre dönüşüyor, bazı uygulamalar var, diyor ki ‘beş yıl üniversite okuyacağıma tam da işime gereken birkaç sertifika alsam, daha başarılı olurum’… Bunu biz de yapabiliriz. Özel sektör ve üniversitelerle birlikte farklı sertifika programları olabilir, çocuğun doğrudan işbaşı üretime geçmesi lazım, orada kazanması lazım. Çocukların sigorta primlerkinin 9.sınıftan itibaren ödenmesi düşünülüyor. Okul dışına çıkarmak gerek, sanayii görmesi gerek, okul sadece santral görevi görmeli.

Sözgelimi, turizm sektöründe çocuğun yabancı dile maruz kalma olasılığı çok yüksek, Nisan’da okul sezonu başlasın misal, bunun üstünde çalışıyoruz.”

5 yaş zorunlu eğitimin içinde, ki bu vizyonun en önemli noktası…

Ders sayısı azalıyor, ders süresi kısalıyor, uzmanları bunların önemini vurguluyor.

Dönüşüm başarılırsa iki yılda ilköğretimden liseye geçiş sınavı da kalkabilir.

Sınav odaklı eğitimin yolaçtığı sorunlar ortada, uzman olmayanlar bile bunun farkında.

Dördüncü sınıfa kadar not sistemi değerlendirmesinde değişiklik gündemde, sonrasındaysa sekize kadar portfolyo değerlendirmesi… Bu, okul dışı sanat ve spor çalışmalarının dikkate alınması demek. Liseye geçerken öğrencinin portfolyosu da dikkate alınacak.

Öğrenci kabulünü sınavla yapan liseler oranı % 1’in üstünde olmayacak. Eğitim yazarı Turgay Polat, iki yıl içinde ilköğretim sonu sınavının tarihe karışacağını düşünüyor.16 dersle liseye başlayan öğrencinin bundan sonra porfolyosuna bakılarak 7- 8 dersle karşılaşacağını, ders programının sadeleşeceğini müjdeliyor, vizyon. Son iki yılındaysa üniversiteye hazırlanacağı alt dersler almaya başlayacak öğrenci.

ÖSS’nin kalkacağı maddesi olmasa da 12.sınıfın üniversiteye hazırlık sınıfı olmasının önemini vurguluyor, Polat. Ve ekliyor, hedeflenen değişimlerkden birinin de okul performansının ölçülmesi… Bu ölçüm yapılınca dönüşüm kendiliğinden sağlanacak, ona göre de programın bütününde de en önemli adım bu…

Yapısal iyileştirmeye gitmenin ardından, uzun yaz tatilimizin ele alınacağı açık… Orta vadede 180 olan iş günü, Avrupa ve Japonya benzeri 220 gün olabilirmiş. % 90’ımız tarım toplumuyken üç ay yaz tatili anlamlı olabilir, ama, iş tersine dönmüşse ve % 80’imiz kentleşmiş ise, bu takvim aynı kalamaz, diyen bakan, temel çıkmazımızın bu olduğunun altını çiziyor. İş günü sayısının hemen arttırılmasının şimdilik öncelikli hedef olmadığına dikkat çekerek.

‘Sertifikasyon sistemleri, lisansüstü, mesleki eğitim kursları gibi, ülke ölçeğinde dört yıl içinde bütün yabancı dil öğretmenlerinin belli niteliksel düzeye gelmesi projelerinin önemini vurgularken, Selçuk, ülkemizin algısal değişikliklerinin sıkça yapılması nedeniyle çocukların (ve ailelelerin) huzursuzluğuna dikkat çekiyor.

Tümüyle sancısız bir değişim öngördüklerini vurgularken, ‘önümüzdeki üç yılda neyin hangi aşamada olacağı belli olsun ki, yarım insan yetiştirmeyelim, tam insan olsun’ diyor.

Bakanlıkça ülke çapında ulusal izleme değerlendirme araştırmaları yanında, PISA ve TIMSS gibi uluslararası izleme değerlendirme çalışmalarının koordinasyonunda da aktif kullanılmak üzere 81 ilde Ölçme ve Değerlendirme Merkezi kuruluyor. Merkez kurulumunun 59 ilde tamamlandığı, aralık itibarıyla bu alandaki tüm çalışmaların bitirilmiş olacağını vurgulayan Prof. Selçuk, “2023 Eğitim Vizyonu”nda özel bir önemin verildiği bu merkezlerin ölçme ve değerlendirmeye yönelik yeni yaklaşımların uygulanmasında büyük yarar sağlayacağının düşünüldüğünü belirtiyor.

Eğitim sistemimizin sorunlarını anlatan videoları paylaşım rekoru kıran, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesinin Milli Eğitim Bakanı olan Prof. Dr. Ziya Selçuk, sözkonusu eğitim vizyonuyla devrim niteliğinde kararlar alındığını, eğitim sorunlarımızın bakanlığın tek başına üstesinden gelemeyeceği boyutlarda olduğunu, arkasında güçlü hükümet desteği, Cumhurbaşkanı desteği, hepsinden öte, çok güçlü liderlik desteği olması gerektiğini belirtirken, Erdoğanın bu konuya desteği ve eğitim sorunlarının çözümündeki kararlılığını görünce, bakanlık önerisini kabul ettiğini belirtiyor, çünkü insana farklı bir güç ve güven veriyor, ona göre desteğin bu çapta olanı…

Yabancı dil sorununa yakın vadeli çözüm güç olsa da, birkaç yıla varılmak istenen yer belli, salt müfredat sorunu olmayan yabancı dil eğitiminde çocuklarımızda sıkıntı yok, çünkü başka ülkelere gidince yabancı bir dili pek kolay öğreniyorlar, bizde, sistem sıkıntılı, o yüzden öğrenmiyoruz. "Ülke ölçeğinde dört yıl içinde bütün yabancı dil öğretmenlerinin öğretmenliğinin belli düzeye gelmesi/getirilmesi konulu bir proje var” müjdesini de veriyor, bakan…

“Danıştay öğrenci andı konulu kararı 5 yıl bekletip, üstelik Nisan 2018’de karara bağlamışken, açıklamak için yedi ay gibi uzun süre bekliyor, Vizyon’un açıklandığı hafta bu karar tebliğ ediliyor” derken, aslında çok şey söylüyor.

‘Durup ince şeyleri anlamaya/ Kimselerin vakti olmasa da/ Okulların kadın öğretmencikleri/Tatil günlerini çoğaltsalar da/ Kutsal nemiz varsa, onun adına/ Gözlerimiz için bağlar dokusalar da/ Birikimler ve çizgiler gitgide/ gitgide/ Açmaya ilkyaz çiçekleri/ Birgün birileri ötegeçelerden/ Islık çalar, yanıt veririz’ der ya şairlerin ecesi Gülten Akın…

İşte tıpkı öyle…

 

Ayşe KİLİMCİ

02.10.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 02 Kasım 2018 18:40

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.