Umudum incir filizleri

19 Mart 2009 21:49 / 1530 kez okundu!

 

Yazlık diyeceğim ama değil.
Her neyse yazlık ya da değil, Ayvalık’ daki evin balkonuna uzanan incir ağacının dallarından, sabah daha güneş doğmadan topladığım incirlerin tadına doyamazdım...

Eşimin teyzesi anlatırdı; her sabah içi cevizle doldurulmuş iki incir yermiş de kahvaltı falan etmezmiş. Allah uzun ömürler versin, teyzemiz maşallah doksanlı yaşına dayandı, hala her yaz en az bir kadeh rakı içer bizimle. 

Kulakları çınlar mı bilemem zaten. Biz yine, balkona sarkan dallarından meyvelerini topladığım incir ağacına dönelim. 

Efendim yaklaşık iki yıl önce memlekete geldiğimizde bir de ne görelim, bizim incir ağacı kökünden kesilmiş. Kim yaptı, neden yaptı falan diye araştırınca, öğrendik ki; karşı kat komşumuz apartmanın cephesini boyatırken kestirmiş. 

Aman efendim neden yaptınız, şuradan bir kaç dal falan işi kurtarırdınız herhalde diyecek olduk; incir ağacı yazın çok fazla sinek yapıyordu zaten dediler. Hani derler ya, özürü kabahatinden de büyük. Aynen öyle işte. Öfkeden git bir incir ağacı al, yeniden dik diye aklımızdan geçse de, Almanya’ya geri dönünce inciri bu zalimlerle başbaşa bırakmak zorunda kalacağımızdan vazgeçtik. 

Biz vazgeçtik de, incir ağacı vazgeçmemiş. Bir sabah uyandığımda ne göreyim; incir ağacı kesilen gövdenin yan taraflarından fışkırmış sanki. Köklerinden yeniden filizlenmiş. 

Nasıl sevinmiştim anlatamam. Unutmuşum, çocukluğumuzda incir ağaçlarının tepesiden inmezdik. 

Şakir beyin kuru sıkısından korkmamıza rağmen, incirlerin tadı çekerdi bizi korkunun içine. Bir gün ablam Bircan ve iki küçüğüm Olcay ,incir ağacından kucak kucağa düştüklerinde burunlarının bile kanamamasını komşular, incirin kutsallığına bağlamışlardı. 

Nedendir bilemiyorum, bazan acımasız zorbalıklarımızla yok ettiğimizi sandığımız yeşil, bir zaman sonra toprak altından fışkırıveriyor işte. 

Gördün mü komşu? Bak, sen kesip attın ama incir topraktan fışkırıyor. Komşum utanıyor... 

Nereden nereye... 

Ben aslında Silopi’de kör kuyulara atılan cansız bedenlerden geriye kalan kemikleri okuyordum. 

Nereden aklıma geldi şimdi, komşumun sivrisinekleri bahane ederek kökünden kestiği, her sabah dolgun meyvelerini iştahla topladığım evimizin yanı başındaki incir ağacı, nereden aklıma geldi... 

Hayat bizi bir kez daha sınıyor. Asit kuyularından ve ölüm tarlalarından çıkan kemikler; kökünden kesilip atılan incir ağacının kenarlarından fışkıran filizler gibi umudu yeşertiyor... 

Hayat, utançtan kurtulabilmemiz için bir şans daha veriyor bize sanki. 

Başı dik, onurlu yaşamak istiyorsak sıra bizde...

19.03..2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.