6. yılında Hrant Dink'e kitlesel anma töreni: Buradayız Ahparig (kardeşim)

20 Ocak 2013 19:44  

 

6. yılında Hrant Dink'e kitlesel anma töreni: Buradayız Ahparig (kardeşim)

İSTANBUL- Ele geçirilen darbe planlarında "operasyon" olarak tarif edilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in (19 Ocak 2007) öldürülüşünün 6. yılında düzenlenen etkinlikler, “Buradayız Ahparig” (Buradayız Kardeşim) ana temasıyla gerçekleşti. Örgütlü cinayetin 6.yılında Agos gazetesi önünde yağmur altında büyük bir kalabalığın katılımıyla gerçekleşen törende ünlü düşünür Noam Chomsky de bir konuşma yaptı. Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, oğlu Arat Dink, kardeşi Orhan Dink, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, Beşiktaş’ın ''Çarşı'' taraftar grubu ve Cumartesi Anneleri'nin de aralarında bulunduğu kalabalık grup Şişli Meydanı’nda toplanarak AGOS'a yürüdü. Anma töreninde Duduk ve Ermenice ezgiler çalarken, sık sık 'Biz bitti demeden bu dava bitmez', "Geleneği terk et, katilleri teslim et" sloganları atıldı.

Öldürüldüğü yere Hrant Dink'in fotoğraflarının bulunduğu dövizler, kırmızı karanfiller ve mumlar bırakılırken, gazetenin bulunduğu Sebat Apartmanı'na da ''Buradayız Ahparig'' yazılı büyük pankart asıldı.

Suikaste uğradığı saat olan 15.05’te Hrant Dink için saygı duruşunda bulunuldu. Dink'in kendi sesinden aldığı son tehditlerin neler olduğu da dinletildi. Boğaziçi Üniversitesi'nce düzenlenen ''2013 Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı''na katılan ABD’li ünlü dil bilimci ve düşünür Prof. Dr. Noam Chomsky de yaptığı konuşmada, bu ilham verici kalabalıktan çok etkilendiğini ve kendisini mutlu ettiğini söyledi.


OSMANBEY'DE BİBER GAZI

Öte yandan, anmaya katılan kalabalık opluluğun dağıldığı sırada Osmanbey'deki bir banka şubesine taş atan yüzleri maskeli 7-8 kişilik gruba önce anmaya katılanlar müdahale etti. Müdahaleye rağmen eylemlerinde ısrar eden grup bu kez polisle karşılaştı, polis biber gazı kullanarak gençleri dağıttı. Bu arada dağılmakta olan topluluk da gazdan etkilendi.


"ADALET CAN ÇEKİŞİYOR"

Anma töreninde yazar Hidayet Şefkatli Tuksal da bir konuşma yaptı. Tuksal yaptığı konuşmada şunları ifade etti:

"Sevgili Rakel Hanım, Hrant Dink'in sevgili ailesi, Hrant'ın sevgili arkadaşları, dostları, sevenleri,

Sizleri bir 19 Ocak gününde hüzünle selamlıyorum. 6 yıl önce bu gün, bu saatlerde Hrant Dink, burada katledildi. Onu katleden karanlığı tanıyor ve ona sıkılan o menfur kurşunların mesajını biliyoruz. Bu gün o mesaja karşı hep birlikte buradayız. Bu ülkenin her kesiminden, kendisini Hrant Dink'e borçlu hisseden, onun kaybıyla kendisinden bir parça kaybettiğine inanan ve onun için adalet isteyen insanlar olarak buradayız. O hastalıklı ve öldürücü mesajı bir daha hiç kimse almasın diye buradayız. Nefret ve şiddetin bu ülkenin hayrına bir yol olmadığını söylemek için buradayız. Hakikatin ve dostluğun hatırı için buradayız.

6 yıldır bu ülkede adaletin tecelli etmesini bekliyoruz ancak geçen 6 yılda katillerin eline silah veren, onları cesaretlendiren, cinayeti örgütleyen, soruşturmayı karartan devlet içindeki yapı yargı önüne çıkarılmadı, verilen sözler tutulmadı. Tam tersine Hrant Dink'i ölüme götüren neredeyse tüm resmi görevliler, el üstünde tutuldu, terfi ettirildi. Bu karartma, unutturma, üstünü örtme, örgüt bulamama operasyonunda 6 yıldır adalet can çekişiyor!

Ancak biz unutmadan, yorulmadan, bıkmadan adalet talep ediyoruz!

Gerçek katillerin yakalanmasını ve devlet zırhının içine saklanan bütün sorumluların hesap vermesini istemesini istiyoruz!

Sevgili Hrant,

Sen şimdi bizleri o güzel yerden izliyorsun, biliyorum. Bizler, bu ülkenin resmi tarih öğretisiyle taammüden cahil bırakılmış kitleler olarak, üzeri ağır inkâr taşlarıyla kapatılmış olan o sağır ve dilsiz, o kanlı kuyunun varlığını senin sayende öğrendik. Öğrendiklerimiz bizi hak ve hakikat karşısında sorumlu kıldı. Biz bu gün, Allah ve tarih önünde bu sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız.

Sen bu kanlı kuyunun kapağını aralarken, bunu nefret ve düşmanlık için değil; daha yüzyıl öncesine kadar yan yana yaşayan iki halkın yaralarını sarmak, aralarına ekilmiş kin ve nefret tohumlarını yok etmek ve iki halk için daha adil ve onurlu bir gelecek sağlamak için yaptın. Uğruna hayatını da verdiğin bu mücadeleyi kaldığı yerden bizler sürdüreceğiz. Bize kızanlara, bizi anlamayanlara da Yunus Emre'nin diliyle cevap vereceğiz:

Kul'il hak-dedi Çalap sözü doğru diyene
Bu gün yalan söyleyen erte utanasıdır

Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan
Şer'in evliyasıysa hakîkatte âsidir !

Ruhun şâd olsun Ahparig!"


SEVGİLİMİ (Çutağımı) ÖLDÜRTMEK UTANÇ VE ONURSUZLUK"

Anma etkinliğinde Rakel Dink'in yaptığı konuşma ise şöyle:

"Altıncı yılda buradayız, birlikteyiz. Sizinle biraz dertleşmek istiyorum. İyilik eden bir kişi bile yok; herkes suç işliyor, herkes, her devlet suç işlemeye devam ediyor.

Suç ve günah altın olsa, kimse alıp takmaz. Fakat suçu işlerken, maalesef, düşünce de, algı da körleşmiş ve kapalıdır. Kazanç, büyüklük, üstünlük derken kimleri yok ediyorlar, nelerden mahrum kalıyorlar... Farkında olmadan veya farkında olarak yok etmek...

Var olman, benim, bizim yokluğumuz üzerine kurulmuşsa, bu senin büyüklüğünün veya üstünlüğünün ispatı değil, hiçliğinin ispatıdır.

Ey, Tanrı benzerliğinde yaratılmış insanoğlu; güç ve yetki sahibi olacağım derken insanlığından da olma! Çalmaya, gasp etmeye ve öldürmeye gelenle hiçbir ortak paydamız, paydaşlığımız olmasın, sevgili kardeşler.

Sevgili dostlar; canımın içini, sevgilimi, 'çutag'ımı (keman ) öldürtmek, düşünme ve algı yoksunluğunun ispatı değil mi? Onursuzluk, mahcubiyet ve utanç değil mi?

Tahammülsüzlüğün ispatı değil mi? Yoksa hâlâ "Bunlar da ne demek?" mi diyorlar? "Evet, öyle diyorlar" diye düşünüp ümitsizliğe düştüğüm zaman,

Hisus (Mesih İsa) kulağıma fısıldar: "Ben kabirde kalsaydım, haklı olurdun meyus durmaya. Fakat kabirde kalmadım; kalmadığım gibi, bütün gerçekler de gün gibi, güneş gibi ortaya çıkacak." Kalk, meyus olma! Evet, meyus olmayacağız. Umutla, imanla, şevkle buradayız, birlikteyiz. Ey Türkiye'nin güzel insanları, sevgili gençler, anneler, babalar, kardeşler!

Türkiye'nin sevgili insanları!

Sağımızdakine, solumuzdakine rahatsızlık vermeden, ötekileştirmeden buradayız. Adalet borcumuzu hatırlayarak buradayız. Sevgimizi, umudumuzu hatırlayarak buradayız. Yataklarında sevdiklerinin elini tutarak ölme fırsatı ellerinden alınanların anısına buradayız. Acımızla, onurumuzla buradayız. Doğruluk ve adalet için buradayız. Birbirimize hikâyelerimizi anlatmak ve anlamak için de burayız. Hep burada olacağız, birlikte olacağız.

Hoş geldiniz, teşekkür ederim, sağ olun."

Sesonline.net

Son Güncelleme Tarihi: 21 Ocak 2013 00:36

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0