BÝR GENÇ NE ÝSTER YA DA NE ÝSTEMEZ?

17 Mayýs 2011 14:25 / 2766 kez okundu!

 


Orta veya ileri yaþlara ulaþmýþ pek çok insanýn da bu soruyu kendine sorduðunu sanmýyorum. Ýsterseniz küçük bir anket yapalým. Bu yazýyý okuyan herkesten þunu rica ediyorum. Annenize veya babanýza lütfen bu soruyu sorar mýsýnýz?

“Anneciðim, Babacýðým;

Sen gençken ne istediðini veya ne istemediðini hiç kendine sorar mýydýn? Ýsteklerinle ihtiyaçlarýn arasýnda saðlýklý bir denge kurar mýydýn? Nelerin ihtiyacýn, nelerin isteðin olduðu hakkýnda yeterli þuurun var mýydý?

Ýsteklerinin veya ihtiyaçlarýnýn yerine getirilmesi için ne yapardýn? Veya;

Ýstek ve ihtiyaçlarýn yerine getirilmediði zaman ne yapardýn?

Sanýrým çerçeveyi çizdik. Þimdi gelin, birey olarak, aile olarak, toplum olarak bu çerçevenin içini dolduralým.

Beni tanýyanlar bilir. Ben soruyu önce kendime, yakýnlarýma eþ ve dostlarýma sorarým. Evet bu soruyu gençliðimde kendime sorduðumu hatýrlamýyorum. Sorumluluk, soruyu insanýn kendine sormasýyla baþlar. Sorumsuz insan ise soruyu kendine deðil de hep baþkasýna soran insandýr. Gençliðimde ne isteyip ne istemediðimi kendime neden sormadýðýmý da bilmiyorum. Saygýsýz bir genç miydim? Hayýr. Sevgisiz bir genç miydim? Hayýr. Ýlgisiz bir genç miydim? Ona da hayýr.

Efeliðe deðil hep efendiliðe özendim. Bunu bana annem babam öðretti. Yalnýz, efendiliðin mimarý ve bütün insanlýða örnek teþkil eden efendimizi (sav.) doðru dürüst ne öðretmiþlerdi, ne de tanýtmýþlardý.

Yýllar sonra anladým ki, ülkemin eðitim sistemi bana, þu üç ana deðeri doðru-dürüst öðretmemiþ:

1- Edep, adap ve hitap kurallarýyla dilimi (lisanýmý) kullanmayý,
Ne aile içi, ne de aile dýþý iliþkilerde saðlýklý iletiþim kuramýyoruz.

2- Dinimi ve yaradýlýþ gayemin bana yüklediði sorumluluklarýmý.
Ferdi, vicdani ve tarihi sorumluluklardan, mazeret ve bahaneler üreterek kaçmayý öðrenmiþiz. Ýyi de ilahi sorumluluktan kaçýþýn olmadýðý þuuru neden öðretilmemiþ…

3- Tarihimi ve geçmiþimin doðru ve yanlýþlarýný…
Çünkü, tarihini iyi bilmeyen fert ve milletler baþka milletlerin kültürü altýnda ezilir ve erirler. Tarih bilgisi, yani vatana millete sahip çýkma þuuru insana iman gücünden gelir. Ýmaný zayýf birey ve milletler cesaretlerini yitirirler. Cesaretin bittiði yerde de esaret baþlar. Her esaret bir imansýzlýk alametedir.

Demek ki bir insaný insan yapan;

Dilini (lisanýný- meramýný istek ve arzusunu, ne isteyip ne istemediðini iyi bilmesine,

Dinini iyi bilmesine, yani ilahi sorumluluðun bilincinde olmasýna,

Tarihini iyi öðrenmesine baðlýdýr.

Bilgisayara yüklediðimiz bilgileri bilgisayar bize geri sayar. Genç insanlarýn beyinleri ve kalpleri de bilgisayar gibidir. Doðru bilgi ve deðerler yüklendiði zaman geri dönüþümden korkulmaz.

Bir genç ne ister diye baþladým. Çocuklarýma sordum onlar da ne isteyip ne istemediklerini bilmiyorlar.

“Ýsterseniz ben saymaya çalýþayým. Eðer size uygunsa destekleyin, deðilse ne isteðinizi siz söyleyin” dedim.

1- Bir genç önce kendine ve isteðine deðer verilmesini ister.
2- Ýsteði ile ihtiyacý arasýndaki dengeyi veya önceliði anne ve babasýnýn ayarlamasýný ister.
3- Her nedense,(sanýrým kendini kanýtlama duygusundan olsa gerek), muhabbet ehli olmak yerine muhalefet ehli olmayý tercih eder.
4- Ýtaatkarlýðýn rahmet ve bereketinden faydalanmak yerine, isyankarlýðýn ya da itiraz etmenin heyecanýný yaþamak ister.
5- Herkesin kendisiyle ilgilenmesini, dolayýsýyla ilgi merkezi olmak ister.
6- Kendisine akýl deðil, bilgi verilmesini ister. Ama aklýný deðil de nefsini besleyen bilgilere itibar eder.
7- Ýstek ve ihtiyaçlarýna sýnýr ve sinir getirilmemesini ister.
8- Nasihat ve tecrübelerden bilgilenmek ve öðrenmek yerine, bizzat kendi yaþayarak öðrenmek ister.
9- Çevresinde daima ilgi gören ve gösterilen biri olmak ister.
10- Çevresince beðenilen, takdir ve taltif edilen biri olmak ister.
11- Etkilendiði veya etkilediði insanlara deðer verilmesini ister.
12- Keþif zamanlarýnda, (kendilerinde ya da baþkalarýnda) keþfettikler þeyler karþýsýnda kendilerine karýþýlmamasýný isterler.
13- Hep canlý ve taze kalmak ister.

Kim bilir bu yazýyý okuyunca gençler daha neler neler ilave edeceklerdir.

Bu yazýyý (sohbeti) bir fýkra ile noktalayalým inþaallah.

Balýkçý, balýklarý tezgâhýna dizerken bir taraftan da baðýrýyormuþ…

“Canlý, canlý, diri diri bunlar…” etrafýna insanlar toplanmaya baþlamýþ.
Derken yaþlý bir teyze yanaþmýþ: “Evladým balýklarýn taze mi?

Balýkçý, “Amma yaptýn teyze canlý bunlar, diri bunlar diye boþuna mý baðýrýyorum…

Yaþlý kadýn, “Ah evladým ah.. Ben de canlýyým ama taze deðilim….

Hem canlý hem de taze nice saðlýklý, ne istediðini veya istemediðini bilenlerden olmanýz dilek ve dualarýmla…


Mahir EYÜBOÐLU

09.05.2011

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.