Temmuzu yak!...

01 Temmuz 2009 23:30 / 1633 kez okundu!

 


"İhmalle yıkan gece düşünde. Serinliği, rüzgârı uzaklaştır. Sana ait değil ikisi de. Hürmet, aklın oyuncağı. Hanımeli, yasemin neyine akça kavaklar sallansın başının üstünde. Köşeye sıkıştırılmış türküler örtün. Sevdiğine yaslanamazsın her an. Hatıralarını öp sen de. Öp avuçlarından ve git! Hasret bırak."

***
Unut dedi birileri. Unutun!... Acıyı hatırladıkça kötülükler bitmiyor cümlesini tereddütle yazdı defterine. Sonra hayal okudu yıpranmış günlüklerden. Dökülüp evine yerleşti koku. Kırık kollu bir bebek düştü dolabından. Yırtık sayfasını buldu kitabın. Çerçevesi olmayan gözlük yıllardır trabzanda duruyordu. 

Hiç fark etmediğini anladı. Bugüne kadar niye ağlamıştı sahi, hatırlayamadı. Ne kadar izin verirlerse öyle yaşayacaklardı. Yüreklerindeki ağrıyı tartacak, öfkelerini, sorularını yok edeceklerdi. İçi - kimi yaşananları silmek ölenlere haksızlık etmek değil mi?- dese bile. Bu sorunun yanıtını merak etmek istemiyor birileri dedi ses. Bir oğulun peşine düşmeyecekti örneğin. Kız doğmayacak doğuracaktı. Beyaz bez takmayacaktı yürek yakınına. Şarkılarını bile onların harfiyle söyleyecekti... 

Rahatça yaşamak nefes alıp vermek kadar basit olmalı. Aşk!... Hayat gibi geçip gitmeli ansızın. Öylesine. Ellerinde tütün kokusu, çikolata ve hürriyet!... Kendine yaşa. Odanın içinde tek yüz. Kal!.. 

Mayıs yaklaştıkça yakar sıcak. Ölümlerin sıcağı, ölümün derini belki, tenlerin yokluğu. Kundağını bulmuşsun bacaklarından akıp giden küçük! Çocukların ateşi. Haziran dua ya temmuz… Şimdi kül. Ahşabın yavaşça çürüdüğünü düşle. Hızla koştuğunu. Dumanı içine çek. Unut!… 

“Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.…” 

Metin ALTIOK

İhmalle yıkan gece düşünde. Serinliği, rüzgârı uzaklaştır. Sana ait değil ikisi de. Hürmet, aklın oyuncağı. Hanımeli, yasemin neyine akça kavaklar sallansın başının üstünde. Köşeye sıkıştırılmış türküler örtün. Sevdiğine yaslanamazsın her an. Hatıralarını öp sen de. Öp avuçlarından ve git! Hasret bırak. 

Dokunma hiçbir şeye. Bırak öylesine kalsın ev, oda, pencere, kapı… solgun çiçek. Susuz gözler. Dönüp nasıl da?... 


İffet Diler
01.07.2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.