Ýkilemlerle tartýþmak

08 Ekim 2012 15:10 / 1897 kez okundu!

 


Kuyunun dibindeki kurbaða, kuyunun dibinden baktýðý zaman, gökyüzünün geniþliðini kuyunun aðzý kadar zannedermiþ. Kuyunun aðzýna geldiðinde, gökyüzünün ne kadar geniþ olduðunu o zaman anlarmýþ. Belki de gökyüzünün geniþliði karþýsýnda hayrete düþtüðü ve de algýlamakta zorlandýðý için, gerisin geri atlayarak kuyunun dibine geri dönüyordur bazýlarý.

Son günlerde sorunlarýmýzý basit ikilemler içinde tartýþan bir toplum olduk. Sporda böyle, iþ hayatýmýzda böyle, siyasette böyle. Bunda yaþantýmýzýn fazla derinliðinin olmamasýnýn, her þeyi yüzeysel anlayýp, yaþamaya çalýþmamýzýn da etkisi büyük herhalde.

Hemen hemen her þeyi "ak ve kara" mantýðý içinde anlamaya çalýþýyoruz. Bu mantýkta olanlara göre bir þey ya aktýr ya da kara. Bu eksende tartýþanlarca, bir þeyin baþka bir renkte olmasý, sarý olmasý, kýrmýzý olmasý, vs söz konusu olamaz, olsa olsa ya ak, ya da kara olabilir.

Bu anlayýþ hemen hemen her yere sýzmýþ durumda. Bu anlayýþta olanlara þu kesimin özelliðidir demek de mümkün deðil. Toplumun her kesiminde bu özellikte olanlarý görmemiz mümkün.

Hatta çoðu zaman, birbirlerine "düþman" olduklarýný söyleyenlerin bile ortak özelliði olabiliyor bu "ak-kara" anlayýþý. Buna en somut örnek olarak Kemalist'lerde ve Kemalizm'e eleþtiri getiren bazý kesimlerde görmek mümkün.

Kemalizmi eleþtirirdiðiniz anda, Kemalist'lerce hemen, "gerici, yobaz, bölücü" gibi ithamlarýna maruz kalmanýz mümkündür. Kemalistlere göre hayat ikiye bölünmüþtür. Ya Kemalist'siniz, ya da düþman. Ayný mantýðý Kamalizm'in tam zýddýnda bulunduðunu söyleyen bazý kesimlerde de görmek mümkün. Bu kesimi eleþtirdiðiniz zaman da "düþman, Kemalist, Atatürkçü" damgasý yemeniz içten bile deðil.

Halbuki hayat hiç de böyle kesin çizgilerle cereyan etmez. Bozuk bir saat bile günde iki defa doðruyu gösterebilir. Bir düþüncenin yanlýþ olmasý o düþüncedekilerin her zaman yanlýþ yapacaðý veya yanlýþ düþüneceði anlamýna gelmeyeceði gibi, karþý olduklarýnýz ne yaparsa yapsýn mutlaka yanlýþ yapýyor anlayýþý da kabul edilebilir anlayýþ olmaz.

Bir düþünceye karþý olabilirsiniz, ancak o düþüncenin "günde iki defa doðruyu gösteren bozuk saat gibi" doðruya iþaret ettiði anda bile hayýr yanlýþtýr demek, karþý olmanýn ötesinde fanatiklikten baþka bir anlam taþýmaz.

Bu konuda en güzel örneklerden bir tanesi de 12 Eylül 2010 referandumunda "Yetmez Ama Evet" diyenlere, her iki tarafýn da ayný noktadan saldýrmasý ve ortaklaþa olarak "Düþman" ilan etmeleridir.

Bilindiði gibi referandumda sunulan deðiþiklik maddelerine, "Yetmez ama her þeye raðmen bu deðiþikliði kabul ediyorum" demeyi "Hükümeti körü körüne desteklemek, Hükümet ne yaparsa yapsýn doðru yapar "olarak deðerlendirdi Kemalistler. Bu anlayýþlarý da "ak-kara" mantýðýnýn bir sonucuydu. Hükümet ne derse desin , isterse doðru desin, yanlýþ diyerek karþý olmak gerekir diye düþündükleri için Referandumda doðru tavýr olan "Yetmez ama Evet" diyenlere olan kýzgýnlýklarý hala geçmediði için hala o ittifakta yer alan büyük çoðunluða saldýrmalarý bu yüzdendir.

Halbuki "Yetmez ama Evet" diyenlerin referandumda oluþturduðu birliktelik, bir siyasi bütünlük deðildi ve bir çatý altýnda yer alanlarýn teþkil ettiði bir homojenlik oluþturmuyordu. Somut bir anda, o an için geliþen somut bir durum karþýsýnda ayný þekilde düþünenlerin birlikte yer aldýðý o sürece iliþkin bir tavýrdý. Referandum bittiði anda, o somut durumda oluþturulan birliktelik ortadan kalktýðý halde, sanki böyle bir yapý varmýþ gibi eleþtirmeye devam etmek de "ak-kara"cýlarýn baþ vurduðu kolaycý yöntemlerden birisidir.

Referandumda "Yetmez ama evet" diyenlere, Kemalistlerce "sen hükümeti eleþtirmezsin" diyerek devam ediyor bu komik söylem. Tersinden söyleyenler de, "Referandumda destekledinse ömür boyu desteklemelisin, hükümeti hiç eleþtirmemek gerekir" komikliðinde buluþuyor Kemalistlerle.

Hükümeti oluþturan düþüncenin, partinin bir ferdi olmayabilirsiniz, bu durumda "hükümet ne yaparsa yapsýn mutlaka yanlýþ yanlýþ yapýyor ve karþý olmak gerekir" anlayýþý ne kadar yanlýþsa, ayný þekilde "madem hükümetin referandumda sunduðu paketi desteklediniz o zaman ömür boyu desteklemelisiniz yoksa Kemalist olursunuz" mantýðý da ayný þekilde yanlýþtýr.

Doðruyu kim yaparsa, kim söylüyorsa çekinmeden doðru olduðunu söylemek gerekir. Yanlýþý yapan da kim olursa olsun çekinmeden söylemek gerekir.

Gündelik hayatýmýzda da böyle yapmýyor muyuz? Çok sevdiðimiz bir arkadaþýmýzýn hatasýný nasýl söyleyebiliyorsak, nasýl iyi þeyler yaptýðýnda alkýþlýyorsak, tuttuðumuz takýmýn hatalarýný nasýl eleþtiriyorsak, aile fertlerimizin hatalarýna karþý nasýl duyarlý davrandýðýmýz gibi olumlu durumlarýndan keyif alarak destekliyorsak, siyasi durumlarda da ayný þekilde, doðruya doðru, yanlýþa yanlýþ demeyi becerebilmeyiz diye düþünüyorum.

Sevgiyle kalýn,


Ergün EÞSÝZOÐLU

08.10.2012


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.