ANDIMIZ, AH ANDIMIZ, SEN OLMASAN ÞAÞKINIZ…

08 Nisan 2011 13:44 / 2205 kez okundu!

 


Antlar, yeminler, kasemler, onlarsýz niye olamýyoruz ki biz?
Bu soru yýllardýr kafamý kurcalýyor, bu konuyu da içeren bir kitap yazmaktayým ve ah bir bilseniz ne þýngýrtýlý bir çalýþma ortaya çýkýyor, bizden ayrýlmayýnýz sayýn seyirciler...
Af buyrun, siz okuyucuydunuz deðil mi?

Bana sorarsanýz cümleten seyirci edildik, seyirci olalým diye sýkýþtýrýlýyoruz.

Dünyayý seyrediyoruz hiç anlamadan, kitaplarý, gasteleri de seyrediyoruz, toplumumuzu da öyle, ama, o toplumun derdinden tasasýndan bihaber olarak…

Kimseyi kýnamak yahut takaza etmek niyetinde deðilim, bende’niz de bu virütik hastalýða duçar edildiðimden biliyorum, böyle olduðunu, olduðumuzu…

Benim antla ne ilgim mi var, arz edeyim efenim; üç çocuðum var, hesaplarsak annelerinin babalarýnýn ve onlarýn kaç günü, haftasý, ayý, eðitim gördükleri yýllar boyu, ant içmeye harcandý.

Neden?

Soru sormak ceza gerektiren bir suç olsa da câným memleketimde, sormalýyým.

Ant içince ülkesini daha mý çok seviyor çocuklarýmýz, daha çalýþkan, daha doðru, daha vatansever, daha çalýþkan mý oluyor? Nah oluyor desem, bana yakýþmaz, ama, neylersiniz ki öyle… Daha öfkeli, daha þaþkýn, daha ne yapacaðýný bilemez oluyorlar üstelik. Okulun bahçesinde ant içerlerken, hava soðuk ve hele yaðýþlýysa küfürbaz oluyorlar. Her Allah’ýn günü anta neden gerek duyulduðunu anlayabilmiþ deðilim, zaten anlamak çok zor…

Eksikleniyor muyuz, gürsüz güvensiz miyiz, aleme gücümüzü haykýrýr höykürürken, korkudan týp týp atýyor mu kalbimiz?

Kimi çalým eder gördüysem, altýnda bir korkaðýn saklandýðýný fark ettim, kim namusuna paha biçiyorsa, bilin ki fýrýldaktýr, biri bazý üstünlüklerini dile getirme gereði duyuyorsa, üstelik durup dinlenmeksizin, kendinden kuþku duyduðu için olamaz mý bu?

Biz Türk olduðumuz için doðruyuz, çalýþkanýz, küçüklerini seven büyüklerini sayanýz, öteki uluslar zinhar böyle deðil, olamazlar da zaten, onlarýn kanýna su katýlmýþ, ayrýyetten kan kýrmýzý deðil, toz pembe, biz öyle miyiz? Onlar kansýz bi kere, ayrýca haram kemik onlar. Ne varsa bizde var, caným kendim… Nah, netekim!

Küçücük Kürt çocuklarý, ant içmek istemezdi, zaten Türkçe bilmezlerdi, bir gün biri hýnzýrlýk edip, ‘Kürdem, dorgiyem, çalýþkaanem’ diye giriþti, yallah disiplin kuruluna… Ben bunu bir hikayemde yazdým, kimse üstüne alýnmadý. Zaten benim 1973’ten bu yana bu konuda, ensest hakkýnda, þu güzelim Anadolu köprüsünü emek emek ortaya getiren kavimler çatýþmasý üstüne yazdýðým bütün hikayeler göz ardý edildi, n’aparsýnýz… Görmezden, duymazdan, bilmezden gelmek, yoksaymakla sorunlarý hallettik sanýyoruz. Ama olsa da olmasa da fark etmez konularý her an baðýrýrsanýz, baðýrtýrsanýz, olmak istediðiniz gibi olduðunuzu sanýrsýnýz.

Sanmakla da kalýrsýnýz.

Taraf’ta 4 Nisan Pazartesi günü sevgili Demiray Oral’ýn çok hoþ bir köþe yazýsý vardý, ‘Andýmýz: Bir aþýrý doz vakasý’ baþlýklý… Gülmekten öldüm, iznini almadan yer verdiðim için baðýþlasýn, konuyu pek güzel özetliyor: Ant içerken, büyüklerini saymak faslýný çevredeki büyükleri 1, 2, 3, 4 diye saymak olarak algýladýðýndan girmiþ söze, okul bahçesinde ant içmekte olan öðrencilerin arasýna, delisi bol olan o þehrin iki delisi, (kendini uçak sananla, asker sanan iki kiþi) girip, askeri bir tören var zannýyla, girmiþ askerin tören yürüyüþü yaparken, kendini uçak sanan delinin de tören için alçaktan uçuþunu gören miniklerin gülme krizine tutulunca, yurdunu, milletini özünden çok seveceðini beyan (!) etmekte olan öðrenciler kopar.
Ýdare hemen olaya el koyar, iki deli okul bahçesinden uzaklaþtýrýlýr.

Gülen çocuklarýn eylem yaptýðý var sayýlarak disipline verilir. Tayyare ile asker (deliler) yani ciddiyete sululuk katan olayýn asýl suçlularý deðil de, onlu yaþlarýný süren çocuklarýn ifadesi alýnýr. ‘Andýmýz tam olarak içilemeyip dibinde biraz kalmýþtýr’, buna neden olan bir grup küçük okuldan uzaklaþtýrma cezasýna çarptýrýýlýr. Fekat heyhat, bu çocuklar katýldýklarý uluslararasý bir folklor yarýþmasýnda birinci olan, böylece bayraðý göndere çektirerek Türk devleti ferdi olma hazzý ve gururunu ülkeye sonuna dek yaþatmýþ çocuklardýr ve bunu haber alan idare, büyüklerimiz ödül töreni için okula gelmeden önce, okuldan uzaklaþtýrma cezasýný iptal edip, onun yerine cezalý öðrencilerin her sabah normal andlarýný içtikten sonra, içilen anda ek olarak, öðretmenler odasýna gidip bir doz da orada içmelerine karar vermiþ ve aldýklarý ödüle karþýn birkaç ay bu idame doz tedavi sürmüþ…

Yýllar be yýllardýr deðiþmeyen ritüelimiz, varlýðýmýzý Türk varlýðýna armaðan etmek…

Üstelik bizim dönemimizde bu ant böyle deðildi, biz de üç çocuðumla evde zaman zaman öyle miydi böyle miydi diye farklý biçimlerde ant içip duruyoruz. Ýkinci bölüm montaj bir kere, o yoktu, bizim zamanýmýzda, yani 45 yýl önce, ‘ülküm, yükselmek, ileri gitmektir’ derdik, hay Allah gene içimden içiyorum andý gördünüz mü, bir de o ‘eeey bugünlerimizi gösteren ulu Atatüüürk, açtýðýn yoldaaa, gösterdiðin hedefteee hiç durmadan yürüyceðimeee’ faslý yoktu, yoktu vallahi, kim ekledi, hadi ekledi, bundan ibaret mi üstüne yemin kasem edilmesi gereken hasletlerimiz, ereklerimiz, daha neler neler var, isteyin ben size çok daha görkemlisini yazývereyim, hatta ülkesini % 100 sevenlerden aþaðý doðru, % 85’lere kadar olanlarýn dizeleri, satýrlarýndan oluþan yirmi dakika falan süren mümkünse bestelenen yepyeni bir and yapýverelim. Olacaksa böylesi olsun.

Yarým asýrdýr ant içiyoruz.

Ama bu kadar ant içmek, þu anda ekranda yeni belgeleri dikkatlerimize þu günlerde sunulan sözde hayata dönüþ operasyonu nam-ý diðer ananýzý belleriz operasyonunda ölen ve sakat kalan mahkumlarý izlerken aðlamamýzý engellemiyor.

Baþýmýzýn türlü çeþitli iþler yüzünden, devlete vekâleten öne eðilmesine de engel olamýyor.

Bu kadar öfkeli, kindar, eli býçaklý silahlý, büyüklerinin kimileri yarým akýllý, siyasetçileri kindar, cümleten kendimize yontan kiþiler olmamýzý ortadan kaldýrmýyor habire ant içmek ve içirtmek…

Buralýyým… "Ne mutlu Türküm diyene" anlayýþýna karþý çýkan herkes cumhuriyet düþmaný olduðundan, köküm kömecim hangisi olursa olsun, ben % 100 Türk’üm, kimileyin eðri, nadiren de doðruyum, tembellerin þahýyým, ilkem büyüklerimin gözünü boyamak, andüçüp, kadýnlarý ve küçüklerimi taciz, iþkence, punduna getirince de tecavüz ve katletmektir. Ülküm emeksiz yükselmek, ama alefiriþ iþlerde ve üç kâðýtta yükselmek, ileri gitmektir. Varlýðým bu yolda koþanlara armaðan olsun

Eeeeey bugünleri bize gösteren ulu Atatüüürk, ilkem, açarken yarýda býrakmak zorunda kaldýðýn yoldaaa, gösterdiðin ama ok iþareti tam tersine çevrilen hedefteee, hile ile desise ile, kýrk bin çeþit büyü ile, gizli gizli belgelerle, yaþatmak amaçlý katlediþlerle, asarak, keserek, darbeler düzenleyerek, pek kötü senaristler elindeee ölümlerden ölüm beðenmektir.

Ah andýmýz andýmýz, sen olsan da þaþkýnýz, olmasan da þaþkýnýz…


Ayþe KÝLÝMCÝ

07.04.2011

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
15 Nisan 2011 10:15

ÝSMAÝL HAKKI ATILGAN

Ayþe hocam! Kaleminize, yüreðinize saðlýk. Tespitlerinize, düþüncelerinize tamamen katýlýyorum. Teþekkür ederim. Hatýrlýyorum hayal meyal,1956-57 yýllarýydý. Zeytinlik ilkokulunda bu andý toplu olarak okurken içimden hep kýzardým nereden çýktý bu diye. Bitse de biran önce gidip süt tozundan yapýlýp kaynatýlan sütü içsek diye düþünürdüm. Hatta bir tane balýk yaðý hapý verirlerdi içelim diye. Kokardý o hap, içmez, içiyormuþ gibi yapar atardým çoðu kez. Bir taraftan þövenliði damarlarýmýza katarlarken, bir taraftan da AMERÝKAN Marshall yardýmlarýyla beslemeðe çalýþýyorlardý bizleri. Bunlarýn neden yapýldýðýný ancak elli yýl sonra idrak edebiliyoruz. Ayný yöntem maalesef hala geçerli. Yazý ve görüþleriniz için tekrar teþekkür ederim.

10 Nisan 2011 15:53

F.ECEM

Doðru söze diyecek birþey olmadýðý gibi, ilave edilecek fazla birþey de bulunmamakta maalesef keþke olsaydý da ben de ekleseydim...
Ama artýk birileri bunlarý çýkýp söyleyebiliyorsa demek ki bu ülkede bir þeyler deðiþebilir. Ya da daha kötüsü bizleri kimse týnlamýyor da ondan dolayý böyle güzel yazýlarý birileri yazýyor ve okuyabiliyor... Okul çaðlarýnda andýmýzý þuursuzca okuyup dururduk ne anlama geldiðiyle pek ilgilenmezdik, ilgilensek de anlamazdýk ve daha kötüsü anlayanlar bize hiçbir þekilde açýklamazlardý bu andýmýzý, sanki dinden çýkmýþýz da her sabah bize tekrar ettirilip dururlardý... Bir bakýma ýrkçýlýðý taa o zamanlar beynimize empoze etmeye çalýþýyorlardý. Eee aðaç yaþken eðilir misali bizim aklýmýzý doldurup dururlardý. Ýyice dolduðuna emin olmak adýna gereksiz ne kadar bilgi varsa 16-18 yýllýk eðitim hayatýmýz boyunca kafamýzý bir çöp kutusu misali artýk kullanýlmayan, iþe yaramayacak ne varsa hepsini doldurup kapaðýný da sýký sýký kapatýyorlar, birileri fark eder de çöp kutumuzu pardon beynimizi tekrar kullanýma açmak için bir giriþimde bulunmasýnlar diye...
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.