YUVARLAKÇAY'ın Ardından

09 Mayıs 2010 04:14 / 2749 kez okundu!

 


Muğla’nın Köyceğiz ilçesi’ndeki Yuvarlakçay üzerinde Hidroelektrik Santralı (HES)nı kuracak olan Holding projeden vazgeçtiğini açıkladı. Bu projeyi engellemek için dört-beş aydan bu yana yöre köylüleri direndiler, bir gecede kesilen 3 yüz yıllık anıt ağaçların başında nöbetle başladılar, doğa katliamını önlemek, HES projesini defetmek için aralıksız tepki gösterdiler.

Tek kaygıları, yörenin ekosistemini korumak, yaşamı savunmaktı. Yuvarlakçaylılar’ın yaşam nöbetine, ülkenin dört bir yanında yaşam savunucuları destek verdi, duyarlı gazeteciler haberlerini yaptı.

Yuvarlakçay direnişinden çıkartacağımız pek çok ders var. Yatırımcı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın vazgeçme gerekçesini, “Çevre halkının projeye tepkisi” olarak açıkladı. Bu sözden de anlaşılacağı gibi çıkartacağımız en önemli ders; kalkınma masalıyla yağmalanan yaşam alanlarının korunmasının ön koşulu yaşamı savunma mücadelesidir. Başarının sırrı, mücadelenin kesintisiz ve diğer yaşam savunucuları dayanışma ile yürütülmesi.

Üniversiteler ticarethane mi?

Yuvarlakçay olayı bir başka kanayan yarayı da gözler önüne serdi. Milliyet Gazetesi yazarı Metin Münir, 30 Nisan 2010 tarihli köşesinde yazdı: "Ege Üniversitesi Yuvarlakçay’da neden fikir değiştirdi?" Yuvarlakçay’ın içinde bulunduğu Köyceğiz havzası ile ilgili birden çok bilimsel çalışma yapılmış, ilk bilimsel araştırmaları Hacettepe Biyoloji Fakültesi’nden Prof. Dr. Nilgün Kazancı yapmış, bölgede tehdit altında birçok tür olduğu saptandığından sürekli korunması gereken bölge kararı alınmış, bölgeye ilişkin bir diğer bilimsel çalışma da Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri Temel Bölümü üyelerinden Prof. Süleyman Balık, Ruşen Ustaoğlu, Hasan Sarı, Ali İlhan, Esat Topkara tarafından 2005 yılında yapılmış, bu araştırmaya göre de biyolojik çeşitlilik açısından önemli olan faunanın çayın bünyesinde korunması ve gelecek kuşaklara bozulmadan devredilebilmesi için, çayın bugünkü ekosistem yapısının korunması gerekmekte, bunun için de Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamında olan yöre sürekli denetlenmeli ve izlenmelidir. Bu raporlara göre Yuvarlakçay’ın korunması gerekiyor, ancak HES’in kurulması gündeme gelince işler değişiyor, bilimsel veriler de değişiyor. Aynı fakülteden daha önceki raporu hazırlayan öğretim üyelerinin de içinde yer aldığı bir grup biliminsanının imzasını taşıyan iki rapor daha hazırlanıyor, raporlarda Yuvarlakçay üzerine HES yapılmasını hararetle savunuluyor.

Uzunca zamandan beri, ne yazık ki üniversitelerimiz ticarethane gibi, bilim insanları da tacir gibi çalışıyorlar. Bunun pek çok örneğini yaşayarak gördük, özellikle büyük yatırımların söz konusu olduğu çevre davalarında seçilen bilirkişilerin kimler olacağı, hangi kaygı ile rapor düzenleyecekleri kâbusa dönüşüyor.

Pekiyi bunu kabullenmek zorunda mıyız? Yuvarlakçay için parasıyla verilen raporlara ilişkin Ege Üniversitesi sessiz mi kalacak? Aynı yöreye ilişkin aynı bilim insanları tarafından yapılan araştırmalarda farklı sonuç çıkartılmasının nedeni sorulmayacak mı? Bunun bilim etiği açısından sorgulanması gerekmez mi? Üniversitelerin bilim etiğini korumak gibi bir görevi yok mu? Yoksa üniversiteler gerçekten ticarethaneye mi dönüştü?

Biz yine Ege Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Candeğer YILMAZ’den açıklama bekleyelim. Bakarsınız Sayın Rektör’den içimizi rahatlatacak bir açıklama gelir.

Çevre Bakanı’na Ödül

Bu olaylar yaşanırken, Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi bu yıl “özel ödülü” Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na vereceğini açıkladı. Bu kadarına da pes, bu kadarına “ticarethane” tanımlaması da yetmiyor.

Şayet bu ödülün anlamı “en iyi kalkınma masalcısı” ise kabulümüzdür, “çevresindekileri koruma kollama ödülü” de olabilir. Yok, cidden çevre, doğa koruma ödülü diye veriliyorsa; bizim de Akdeniz Üniversitesi’ni, üniversite olarak tanımama hakkımız doğar. Hatta bakarsınız yaşam savunucuları “en yıkama yağlamacı üniversite” ödülü vermeye kalkarlar ve Akdeniz Üniversitesi’ni de bu ödüle layık görürler.

Benim merak ettiğim, Çevre ve Orman Bakanı’nın çevre özel ödülü aldığı yerde, ödüllendirilenler listesindekilerin tamamı onurla, gururla ve vicdanları rahat biçimde verilen ödülü alacaklar mı?

Kar hırsı, kalkınma masalı, paralı raporlar, talan ve sömürüye karşı vicdani duyarlılık, direnmek ve yaşamın savunulması; Yuvarlakçay’ın Yaşam Savunucularına selam olsun.


Arif Ali Cangı

02.05.2010



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
08 Mayıs 2010 18:30

mustafa

evet hastaneler ve okullar ticarethane ,hastalar ve öğrenciler müşteri.Halktan yana olmuyan iktidarların temel özellikleridr bunlar,bu iktidarda dahada belirgin bir hal aldı.uluslararası güçlü maden tekelleri,kar için her şeyi mübah saydıklarından,kanını emdikleri ülkelerin işbirlikçilerinide hizaya sokuyorlar,bilim(!) insanları dahil.bilim insanını değerli yapan ismini önündeki etiket değil,onurlu ve ülkesinin sorunlarına duyarlı olmasıdır.bunlara tokat gibi cevabı,başta kadınıyla,erkeği,yaşlısı,genci tüm halkın onurlu kararlı mücadelesi verecektir (yuvarlakçayda,rizede,eşmede).Onuruna.toprağına,yaşamına sahip çıkan tüm insanlara selam olsun.mücadeler edenler herzaman kazanamıyabilirler ama,kazananlar herzaman MÜCADELE ednlerdir.
07 Mayıs 2010 23:48

mustafa

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.