Yeni anayasa için mücadele başladı

26 Eylül 2010 14:51  

 

Yeni anayasa için mücadele başladı

12 Eylül referandumu öncesinde "Yetmez ama EVET" kampanyasını gerçekleştiren aktivistler, bugün İstanbul'da düzenledikleri forumla "Yetmez, yeni bir anayasa istiyoruz" kampanyasını başlattı. Beyoğlu'ndaki Muammer Karaca Tiyatrosu yine tıklım tıklım doluydu.

İşte foruma katılanların yeni anayasa mücadelesi hakkında söyledikleri:

Adalet Ağaoğlu:

"Hayırcılar üzgün ve nefret dolu. Ama yapacak çok işimiz var. 13 Eylül'de mahkemeye gitmek ilk adımımız. Bazı maddeler olumlu olmakla birlikte, bunların içinin doldurulması önemli. Sivil bir anayasa için bize çok görev düşmekte. Geçici 15. maddenin kalkması önemli değil, diğer maddelerle birlikte ele alınmalı. Sivil yargı önemli bir adım. Politik niyetlere dair anlaşılır, ince göndermeler olmalı. İnsan haklarının içine kadın hakları, çocuk ve sakat haklarının girmesi önemli bir adım. Bu maddelerdeki hassas noktaların içini doldurmaya özen gösterilmeli. Yeni anayasa içinde yazar hakları, düşünce hakarı da insan hakları içinde yer almalı. TBMM'de bütçe görüşmelerinde nasıl devletin tüm kurumları gözden geçiriliyorsa, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütçesi de gizli olmamalı, açık olmalı, dökümü sağlanmalı. Şimdiye kadar tek bir generalin hesap verdiği bir durum olmadı."

Osman Can:

"Türkiye önemli bir noktaya geldi. Bu başarıda "Yetmez ama EVET"in katkısı büyük. Toplum politize oldu. Türkiye toplumunda siyaset hep dışlanır. Hesap sormak, ses çıkarmak; öğretilmiş, dayatılmış siyasal kurumlara yabancılaşmamak, bu konularda karar vermek önemlidir. Yetmez ama EVET bu politizasyonu sağladı. Toplumun sistemle olan yabancılaşmasını giderdi. Hak, eşitlik gibi argümanların toplumdaki yansımasını gördük. Herkes, toplum, ciddi olarak bu süreçle ilgilendi ve bilinçlendi. 12 Eylül'den sonra toplum apolitize edilmişti. Bugün tam anlamıyla politize bir toplum hâline geldiyse, bu, 12 Eylül ideolojisinin, felsefesinin tarihin çöplüğüne gönderildiğini gösterir. Bu, Yetmez ama EVET'in kampanyasıyla oldu.

Bu sistemin temel ideolojik parametreleri, referansları tükendi. Paradigmanın bütün dayanakları yıkıldı. Bugün artık ufuğa bakıyoruz. Bu ufuk yeni bir anayasa olacaktır. Farklı kesimler bir araya geldi, farklı analizler yapıldı. Bu analizler topluma ulaştırıldı. Halk resmi değil, doğru tarihle tanıştı ve yeniden tartışmaya başladı. Kitaplardaki bilgilerin gerçek hayatla ilgisi olmadığını gördü. Yeni bir tarih bilinciyle ortaya çıktı. Bu tarih bilinci, Yetmez ama EVET'in paradigmayı yıkmasıyla oluştu. Statükocuları, demokrasiyi tahrip edenleri savunma pozisyonuna itti. Artık bu poziyon bitti. Bu süreç, hiyerarşik dilin iflasına neden oldu. Artık statükonun savununcusu olamayacak. Toplum bu özgüveni duymaya başladı. Zihinlerde bir devrim gerçekleşti.

Yeni anayasa platformu önemlidir. Mevcut anayasanın 100 yıllık bürokrasi geleneği var. Bu, iktidar haritası; bürokratik iktidar bu harita içerisine rafine bir şekilde yerleşmiştir. Toplumsal sorunların kaynağı bu anayasal sistemdir. Bürokratik kurumlar, sosyal sorunların nedeni ve sonucudur. Harekete geçtğimizde, anayasanın bu maddeleri karşımıza çıkar. Anayasanın değişmesi zordur. Meclis içerisindeki kümeler, kendi ideolojileri üzerine bu anayasanın değişmesini fiili olarak engellemek istiyor. Bu anayasa, ne kadar detaylı olarak bütün toplumsal alanları değiştirmeye çalışıyorsa, hareket amaçlarını da kendi içinde barındırır. Yeni anayasa, detaylı bir anayasa olmamalıdır. Bu anayasa, toplumda tek ve meşru bir alan olan parlamentonun alanını daraltmamalıdır. Sorunların çözümüne imkan sağlayan bir anayasa olmalıdır. Meclisin iradesinin bütün toplumun reflekslerine duyarlı olduğu bir meclise imkan sağlayan bir anayasa olmalıdır. Teknik değil, çerçeve bir anayasa olmalıdır."

Şenol Karakaş:

"12 Eylül referandumunun en önemli sonucu, yoksulların zenginleri yenmesidir. MHP'nin geriye itilmesi ve etkisizleştirilmesi önemlidir. MHP erirken barış süreci gelişecektir. Devletin Kürtlerle masaya oturması bunu gösteriyor. Demokrasiyi ve özgürlüğü savunanlarla Kürtlerin mücadelesi birleşti. Şimdi Kürtlerin ve başörtülü kadınların sorunlarını çözen, işçi sınıfına grev hakkını tanıyan yeni bir anayasa için mücadele etme zamanı."

Roni Margulies:

"Mevcut anayasa, Türk Müslüman Sünni Hanefi olmak için yaratılan bir anayasadır. Bu anayasanın benimle, Kürtlerle, Alevilerle bir alakası yok. Bu anayasanın inançlı Müslüman çoğunlukla bir alakası yok. Yeni anayasa, bu ülkede yaşayan herkesin eşit vatandaş olacağı bir anayasa olmalıdır.

Bu ülkenin silahlı kuvvetleri var. 80 yıldır yöneten bir kesim var. Asıl sorun bu. Yetmez ama EVET kampanyası, çoğunluğun bu düzeni sorgulamasına yol açtı. Bu kampanyada önemli olan bir şey var: Normal koşullarda aynı platformda olmadığımız insanlarla birlikte kampanya yürütüp beraber çalıştık. Bundan sonra da böyle yapmaya devam etmeliyiz."

Mehmet Rasgelener:

"Uyum yasaları takip edilmeli. Çıkarılması gereken kanunlar, hükümetin samimiyetini gösterecektir. Bunların takibi için ortak bir komisyon oluşturulmalı. Başbakanın önerdiği komisyonda sadece meclis içindeki partiler olmamalıdır. Çağdaş normlara uygun, insan haklarını dikkate alan bir anayasa talebini her platformda dillendirmeliyiz. Bu platform gibi işbirliğini, güç birliğini deavm ettirmek zorundayız."

Sezai Temelli:

"Süreci politikleştirdik, iyi bir şey yaptık. %42 beni kaygılandırdı. %42, 12 Eylül anayasasına sahip çıkan bir konum sergiledi. Demokratik haklar düzeyinde bu süreçten uzaklaşmaları kaygı verici. Yeni anayasayla toplumun bağını kurabilmeliyiz. YÖK'e karşı kampanya yürütmeliyiz."

Hilal Kaplan:

"Türkiye'de vatandaşlara devletin uyguladığı bir tür kimlik politikası var. Devletin bölünmez bütünlüğü maddesi, devletin nasıl ortaya çıktığını gösterir. Biz, devletin bu ötekileştirme politikasından yılmayarak, sorunlarımızın ortak olduğunu görerek bir araya gelmiş durumdayız. %42'nin bir bölümünü kazanmaya çalışmalıyız. Bu kesimin içinde Aleviler var. Zorunlu din derslerinin seçmeli olması, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması ve Diyanet'in adım adım lağvedilmesi için mücadele etmeliyiz."

Garo Paylan:

"Bu kampanyada, bir Ermeni olarak ilk kez kazanan tarafta oldum. Yüzyıldır süren bir düzen var ve binlerce suçu var. Özellikle bize karşı. Biz bu düzene tokat attık. Bu düzen, Ermeni okulları da dahil tüm okullarda "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" dedirtti. Bir Ermeni çocuk için bu çok zor. Yetmez ama EVET diyenler bir arada yaşamanın nasıl olacağını da anlatmalı."

Ayhan Ogan:

"Bu süreçte çok önemli bir gedik açıldı. Ermeni, Alevi, Kürt kardeşlerimizin haklarının korunmasında önce bizler güvence olacağız. Birbirimize sahip çıkacağız."

Ferhat Kentel:

"Yaşanan tecrübe çok önemli. Beraber bir şey yapmak çok önemli. İstediğimiz anayasa her şeyi anlatan, madde madde ayrıntılara girmeyen, toplumsal uzlaşmaya dayanan, devletin kutsallığını değil vatandaşın kutsallığını önemseyen bir yapıda olmalı. %42'inin içinde de yeni anayasa isteyenler var, bu sadece %58'in işi olmamalı."

Turgay Oğur

"Mevcut anayasaya göre Ankara başkent. Bir saldırı olsa başkent değiştirilmeyecek mi? Anayasanın değiştirilemez hiçbir hükmü olmamalı."

Mücteba Kılıç:

"Yeni anayasa 1982 anayasasına benzememeli. Bu anayasa resmi ideolojiyi dayatan, parti kapattıran bir anayasa. Yeni anayasa tartışarak, toplantılar düzenleyerek bir süreci başlatmalı. Güney Afrika'da olduğu gibi halkın katılımı sağlanmalı."

Tuğba Öz:

"Toplumun özgüveni artık zayıf değil. Derin devlet bir korku imparatorluğu oluşturmuştu. Suç işlemek için örgütlenen, can yakan çetelerin artık tamamen tasfiye edilmesi için yeni bir anayasa şarttır."


www.marksist.org



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0