Wikileaks destek istiyor

27 Şubat 2012 14:05  

 

Wikileaks destek istiyor

Büyük bir mali ambargoyla karşı karşıya olan WikiLeaks ile 445 gündür evhapsindeki Assange destek istiyor

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın iç yazışmalarını sızdırdığı günden bu yana WikiLeaks’e maddi olarak nefes aldırılmıyor. Dünyanın en çok tartışma yaratan, kendi tabiriyle “haber” sitesi, yaşadığı mali ambargo nedeniyle zor günler geçiriyor. İsveç savcılığının açtığı tecavüz soruşturması nedeniyle tam 445 gündür ev hapsinde olan ve Britanya Yüksek Mahkemesi’nin İsveç’e iade istemiyle ilgili son kararı bekleyen WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın da eli kolu bağlı. Assange geçen ekim ayında mali ambargonun gelirlerinin yüzde 95’ini yok ettiğini söylemişti. Master Card ve Visa gibi kredi kartı firmaları ve Paypal gibi internetten ödeme sistemlerinin koyduğu ambargonun hukuksuz olduğunu her fırsatta vurgulayan WikiLeaks bu durumla mücadele etmeye odaklanmak için belge yayınlamayı da durduğunu açıklamıştı. Kuruluş Aralık 2010’dan bu yana süren ambargonun, bağışların neredeyse tamamını (yüzde 95) engellediğini ve bu yüzden “onlarca milyon gelir kaybına” uğradığını savunuyor.

Aşil topuğu online bağış

Bu durum aslında WikiLeaks’in bir nevi Aşil topuğunu da ortaya çıkarıyor denebilir: Zira hükümetler ve şirketlerden para almayı reddeden kuruluş, “sade vatandaşların” internet üzerinden yapacağı bağışlara muhtaç. İngiliz sosyete güzeli ve Pakistan cumhurbaşkanlığı için adı geçen şampiyon kriketçi İmran Khan’ın eski eşi Jemima Khan gibi ‘bonkör’ destekçiler bir yana, yapılan yardımların ortalama tutarının 25 dolar, yani yaklaşık 45 TL olduğu belirtiliyor. Ödemelerin çoğunlukta kredi kartlarıyla yapılması tercih ediliyor... Bu anlamda Master Card ve Visa’nın WikiLeaks için işlem yapmayı reddetmesi bağışların adresini bulmasını bir hayli engelliyor. Yine internet üzerinden ödeme işlemlerini sağlayan Paypal ve Bank of America ile acenteler üzerinden para gönderilmesini sağlayan Western Union’ın da iki kredi kartı şirketini izleyerek bu ambargoya katılması WikiLeaks’i alternatifsiz bırakıyor.

Mali baskıdan kurtulmanın teknik yollarını araştıran kuruluş, geçen temmuz ayında DataCell adında İzlandalı bir bilişim şirketinin ortaklığında, eski adıyla da Visa İzlanda olan Visa’nın İzlanda temsilcisi Valitor ile anlaşarak kredi kartı ambargosunu aşmayı başarmıştı. Ancak ertesi gün Visa, bu kanaldan işlem yapılmasına da engel koydu. Bunun üzerine WikiLeaks ve DataCell AB’nin tekelleşme karşıtı yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa Komisyonu’na şikayet başvurusunda bulunmuştu.

WikiLeaks son dönemde yaklaşık 3.7 milyon dolar (6.5 milyon TL) toplamaya çalıştığını duyurmuş, bu paranın üçte biri kadarının ise avukatlara ve yılan hikayesine dönen yasal ihtilaflardan doğan harcamalara gideceğini belirtmişti. Sadece çalışanların maaşlarının ödenebilmesi ve yeni faaliyetlere yatırım yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan rakam ise yaklaşık 1 milyon dolar...

Assange artık ekranlarda

Mali kuşatmanın beraberinde getirdiği faaliyet eksikliği WikiLeaks’in belki de bir nebze unutulmasına yol açtı. Raffi Khatchadourian’ın geçen hafta The New Yorker‘da yazdığı gibi Assange’ın bulunduğu açmaz “fiziksel hareket kabiliyeti kadar WikiLeaks’i geliştirme imkanını da kısıtlıyor”. Bu yüzden Assange medyada daha görünür, en azından daha duyulur olmayı seçmiş gibi: Efsane çizgi dizi The Simpsons‘ın en önemli kilometre taşlarından 500. bölümünde kendi rolünü canlandırarak kasabalarından kovulan sevimli aileyi kanatları altına almasıyla adını tekrar gündeme taşıdı. Assange kısa bir süre sonra Kremlin tarafından finanse edilen RT adında bir Rus televizyon kanalında da söyleşi programına başlayarak ilk sunuculuk deneyimine adım atacak, tüm gazetecilerin peşinde olan adamdan, soruları soran kişiye dönüşecek...

Assange ile ilgili bu hareketlilik WikiLeaks için de geçerli. Kuruluş, şimdi AB komisyonunun kredi kartı şirketlerinin ambargosuna yönelik soruşturma açıp açmamakla ilgili vereceği karara kilitlendi. WikiLeaks’e İzlanda’dan iyi haber var: Ortağı DataCell, kredi kartı işlemlerine son veren Valitor’a bunun İzlanda ticaret kanunlarını ihlal ettiği gerekçesiyle ay başında dava açtı.

Aslında WikiLeaks’e yönelik sürdürülen bu mali kuşatma, kuruluşu, içinden çıkılmaz bir kısır döngüye soktu: Tüm maddi kaynaklardan mahrum kalan WikiLeaks, ambargoyla mücadele edebilmek için bir sürü masrafa girdi, bu süre zarfında da yayın faaliyetine bütçe ayıramadı. Bu yüzden de giderek daha fazla zarara uğradı ve belge sızdırmayı askıya almak zorunda kaldı. Yeni çıkışlar arayan WikiLeaks’in belki de hayatta kalabilmek için yeniden görünür ve konuşulur olmaya ihtiyacı var. Bu da yasal ihtilaflarla gündeme taşınmak sıyrılıp en iyi bildiği işe, yani gizli kapaklı yapılanları ifşa etmeye geri dönmek anlamına geliyor...

Taraf

Son Güncelleme Tarihi: 27 Şubat 2012 14:09

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0