Virüs geliyorum diyor

22 Temmuz 2009 15:14  

 

Virüs geliyorum diyor

Domuz gribine yol açan virüs, saldırmak için havaların serinlemesini beklerken, Avrupa’da olağanüstü durum hazırlıkları yapılıyor. Britanya’da okulların geç açılması tavsiye edilirken Fransa da önlem alıyor

Britanya’da hızla yayılan domuz gribi virüsünün sonbahar aylarında yeni bir atak yapmasından endişe eden bilimciler, hükümete, salgının şiddetlenmesini önlemek için, okulların geç açılmasını tavsiye etti. 

Londra’daki Imperial College Tıp Fakültesi’nden bilimciler, önceki gün tıp dergisi Lancet’te yayımlanan çalışmalarında, okulların kapalı tutulduğu sürenin uzatılmasının, yeni vaka sayısını yüzde 38 ila 45 oranında azaltacağını savunuyor. Prof. Neil Ferguson ve Dr. Simon Cauchemez’in kaleme aldığı makalede, salgın sırasında okulların kapalı olmasının, hastalığın bulaşma zincirini kırabileceğini ifade ediliyor. Bu kararın olası faydaları ise şöyle sıralandı: Toplam vaka sayısında azalma; virüse karşı etkili bir aşı geliştirilmesi için zaman kazanılması ve sağlık sistemi üzerindeki baskının azaltılması. 

Bilimciler, 1918’deki İspanyol Gribi’nde çeşitli ülkelerdeki okulların kapatılmasının, grip salgını üzerindeki etkisini araştırdıktan sonra Avrupa ve ABD’de de devletin, okulların kapalı tutulması yönünde bir adım atmak zorunda kalabileceğini vurguladı.

Fransa’da şirketler ilaç dağıtıyor
ABD ve Avustralya’da 1918 salgını üzerine yapılan bir araştırma, okullarla birlikte kiliselerin de kapatılmasının, ölüm oranlarında yüzde 10 ila 30’luk bir azalma sağladığını, salgının, bazı şehirlerde yayılma oranında yüzde 50’lik bir düşüş gösterdiğini ortaya koyuyor. 

Domuz gribi salgınının başladığı mayıs ayından bu yana Britanya’da yaklaşık 100 okul kapatıldı, ancak resmî tavsiyenin, hastalığın “genel ve durdurulamaz” olduğu yönünde değiştirilmesi üzerine yeniden açıldı. 

Salgının başlamasından bu yana 26’sı İngiltere’de, üçü İskoçya’da olmak üzere Britanya’da toplam 29 kişi öldü.
Fransa’da ise domuz gribi vakaları Britanya’daki düzeye henüz ulaşmadı ama, tahminler “yakın tehdit” olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar 200 domuz gribi vakasının tesbit edildiği Fransa’da uzmanlar, hastalığın, sonbaharla birlikte nüfusun yüzde 25 ila yüzde 50’sini ilgilendiren bir sorun haline gelebileceği uyarısında bulunuyor. Fransa Çalışma Bakanlığı, salgının şiddetini kontrol altında tutmak amacıyla büyük şirketlerin yöneticileriyle biraraya geldi. Firmalar da uyarı üzerine, maske stoklamaya ve gribe karşı kısmen etkili bir ilacı dağıtmaya başladı. Ayrıca, evde çalışma imkânlarının arttırılması, zorunlu olmadıkça iş seyahatlerine gidilmemesi, hatta çalışanların işyerinde yatması gibi tedbirler için altyapı çalışmaları başladı; bazı büyük alışveriş merkezlerinde kriz masaları kuruldu. Ancak bazı firmaların soruna tamamen duyarsız ve hazırlıksız olduğu da gözleniyor.

Avustralya bugün aşıya başlıyor
Avustralya’da CSL Ltd. adlı bir ilaç şirketi, bugün domuz gribi aşısının denemesine başlıyor. Aşı Kraliyet Adelaide Hastanesi’nde 18-64 yaş arasındaki 240 gönüllü üzerinde denenecek. Üç ay arayla iki doz yapılacak aşıda, standart dozaj, yüksek dozajla karşılaştırılarak hangi dozajın bağışıklık kazandıracağı belirlenecek. Şirketin yetkilileri, aşının 400 çocuk üzerinde deneneceğini söyledi.

Tarihe geçen gripler
1918’e damgasını vuran İspanyol Gribi A(H1N1), ABD’den başlayarak kısa sürede bütün kıtalara yayılmış; salgın, Pasifik’teki adalar ve kutuplara kadar ulaşmıştı. Salgın nedeniyle insanların toplu halde buluşmaları ve ölenlerin cenaze törenlerine aile bireyleri dışındakilerin katılması yasaklanmıştı. İspanyol gribinden ölenlerin evlerine beyaz çelenk asılıyordu.
Dünya genelinde 50 ila 100 milyon kişinin ölümüne sebep olan İspanyol Gribi, iki dalga halinde yaşandı. İlk dalgada, en çok risk altında olanlar, hasta ve yaşlılardı. Ancak Ağustos 1918’de Fransa, Sierra Leone ve ABD’den ikinci dalga başladığında, bu sefer, mutasyona uğrayan virüs ölümcül bir hal aldı ve salgın daha çok gençleri vurdu. Salgının bu hızla yayılması Birinci Dünya Savaşı’nın koşullarıyla ilişkilendiriliyordu. Zira şehirlerde virüsün daha az tehlikeli bir türü kol geziyordu. Cephelerde ise, hastalanan askerler, durumları ağır ise, trenlerde balık istifi, kalabalık hastanelere gönderiliyor, böylece virüs çok daha hızlı yayılıyordu.

Neden adı İspanyol Gribi
Prof. Dr. Metin Özata’nın Atatürk ve Tıbbiyeliler kitabında anlattığı üzere, Mustafa Kemal de, Samsun’a gitmeden önce İspanyol Gribi’ne yakalanmış, hastalığı Beşiktaş’ta Akaretler’deki evinde atlatmıştı. 

Salgın, Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalan bir ülke olan İspanya’ya geç ulaşmıştı. Ancak İspanya, hastalıkla ilgili haberlerde sansür uygulamıyordu. Bu da, İspanya’nın vürüsten en çok etkilenen ülke olduğu yanılgısını doğurdu. Bu yüzden hastalığın adı, İspanyol Gribi olarak kaldı.

- Şubat 1957’de ise, Uzakdoğu’da ortaya çıkarak 1958’e kadar süren ve kuş gribi olarak da bilinen Asya Gribi A(H2N2), aynı yıl ABD’ye kadar yayılmıştı. Ağustos 1957’de geliştirilen gribin aşısı, sınırlı sayıda üretilmişti. Asya Gribi, İspanyol Gribi kadar ürkütücü olmasa da, sadece ABD’de, yaklaşık 70 bin kişinin ölümüne yol açtı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde ölenlerin sayısı ise dört milyon.

- 1968 -1969 arasında Hong Kong’dan yayılmaya başlayan Hong Kong Gribi de, yine, dört milyon kişinin ölümüne neden olmuştu. Bu gribe yol açan A(H3N2) virüsünün hâlâ canlı olduğu söyleniyor.

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0