Smyrna'nýn Ruhu Amida'yla Buluþur Mu? - Þeyhmus Diken

08 Aralýk 2009 11:12  

 

Smyrna'nýn Ruhu Amida'yla Buluþur Mu? - Þeyhmus Diken

Þimdi tek baþýna yürüyen ve arada bir durup ardýna bakarak ruhunun kendine yetiþmesini bekleyen insan teki gibi olmanýn vaktidir. Bu yakýnlýk Fýrýncý Zeynel Babanýn hem hayatýný hem de kumrusunu paylaþtýðý samimiyette ziyadesiyle var.

"Hesinê bê esas, ne dibe tevir, ne dibe mer, ne jî das..."*

Biri, yalnýz baþýna yürüyormuþ ýssýz bir yolda. Arada bir durup arkasýnda biri varmýþ gibi, kýsa süreli duraklamalarla dönüp ardýna bakýp bekliyor ve tekrar yürüyormuþ.

Kendisi gibi yalnýz baþýna yürüyen bir baþkasýnýn dikkatini çekmiþ! "Hayýrdýr! Birini mi bekliyorsunuz!" diye sormuþ. "Ruhumu" demiþ yalnýz baþýna yürüyen ve eklemiþ; "Beden, ruhtan hýzlýdýr da!"...

Alsancak'ýn Fýrýncý Zeynel Babasý
Üç yýl evvel ruhunu hayatýna katan bir adamla tanýþtým Ýzmir'de. Onu, Fýrýncý Zeynel Baba'yý, Zeynel Ergin'i size anlatmak istiyorum. Alsancak'ta Fransýz Saint Joseph Lisesi'nin arka sokaðýnda en az 150 senelik bir Rum Fýrýnýný yarým asýrdýr (1966'dan bu yana, iþe baþladýðýnda kendi eliyle fýrýnýn duvarýna kazdýðý tarih) iþleten bir beni âdem. Alsancak'ýn Fýrýncý Zeynel Babasý...

"Kýrýlmýþ kuru nohudu, içi sýcak su dolu bir þiþeye koyup 24 saat fýrýnýn ýlýk bir yerinde bekleteceksin. Nohut, o suda mayalanarak köpürür. Sonra da o doðal nohut mayasý ile hamuru yoðurursun. Ve o hamuru, sonra da Kumru görüntüsünde þekillendirir piþirirsin" diyor Zeynel Usta.

Kumru hamuru yanar, olgunlaþma ölçüsü yanmaya koþuttur. Kýrmýzý renginde yanarsa henüz olmamýþtýr, mavi yanarsa tamamdýr. En iyi mayalanacak nohudu da vurgulamadan geçmek istemiyor Zeynel Baba: "þahin gagasý görünümündeki nohut kabarmaya en uygunudur, unutma!".

Özbeðen çýraðý, susam isteyen þimdi profesör
Mayasýný býrakan, artakalan kýrýk ve yumuþamýþ nohut ise, Ýftazma'dýr, ondan hiçbir þey olmaz, kuþlara yem olmaktan gayrý...

1933 doðumlu Zeynel Ergin, Atatürk'ün öldüðü gün beþ yaþýnda ve simit satýyormuþ. Turgut Özal gelmiþ bir gün spor kýyafetiyle, sabahýn beþinde dayanmýþ fýrýnýn kapýsýna; "Ününü duyduk, ver bakalým gevrek, ödemeler Ýstanbul'daki 'yan ödemeler' faslýndan" demiþ unutmuyor Zeynel Baba. Sanatçý Ferdi Özbeðen eski çýraðý.

Biri gelmiþ birgün fýrýna, yaþý kemale ermiþ biri! "Tanýdýn mý beni baba" demiþ kadýn. "Yok" demiþ Zeynel Baba. "Hani çocuktum, gelir senden susam isterdim de, avucuma dökerdin ve dilimle yalardým". Fizik Profesörü olmuþ o susam yalayan kadýn.

"Tezgâha boyu erene gevrek parasýz, eriþkin olunca paralý" Zeynel Ergin'in ticari felsefesi... Ödüller almýþ kurumlardan, en büyüðü halkýn deðiþmeyen ilgisinin ödülü.

Tabelaya ihtiyacý olmazdý...
Fýrýncýlýk mesleðinde Ýzmir'in köþe taþý Zeynel Ergin, bilumum fýrýnlarýn tabelasý var da, onunkisi yok, ihtiyaç da yok: "Zeynel Ergin" dedin mi tamamdýr Alsancak'ta...

Bayram sabahlarý namazdan sonra ikili sýra kumru ve gevrek kuyruðu oluþur(muþ) Saint Joseph Lisesinin arka sokaðýnda. Çin, Hindistan, Japonya hariç; Amerika dâhil bütün yaban ellere kumru göndermiþ Zeynel Baba.

"Koy buzdolabýna benim kumrumu, kaç tane yiyeceksen çýkar ýsýt ve ye. Bir ay kalsýn, bozulmaz. Çünkü benim kumrum nohut mayasýndan..."

Çalýþkanlýkla dürüstlük kardeþmiþ...
Sanatý elbette bilerek yapmak onun erdemi, 'hangi ýsýda maya ne kadar bekler' ve 'hangi çeþit nohuttan iyi maya oluþur' bilmek lazým. Çalýþkanlýkla dürüstlük kardeþmiþ Zeynel Babaya göre.

Biri olmadan diðerinin kýymeti eksilirmiþ, illa ki ikisi birarada olacak. Saint Joseph'in yüksek duvarlý arka odalarýnýn pencerelerinden kim, ipin ucundaki sepetini, torbasýný sarkýtmýþsa kumru ve gevrek yollamýþ Zeynel Ergin yarým asýrdýr.

7000 kumru, 4000 gevreði bir günde tükettiði günleri anýmsýyor usta. Sabri ustasýndan öðrenmiþ fýrýncýlýðý. O denli kadir kýymet bilirliliði var ki; ustasýnýn mezarýný aksatmadan ziyaret eder.

Ve bir þekilde ustasýnýn oðlu Aydýn Çetinbostanoðlu, Ýzmir'e varýp da Zeynel Babaya uðramamýþsa sitemi hazýrdýr ustanýn. Mahallenin çöpçüleri dâhil semte "emek verenler" istedikleri kadar gevrek ve kumruyu para ödemeden alýp yerler yýllardýr, usuldendir bu gelenek.

Az taþýmadým bakýr teþtlerdeki hamuru
Þimdi size Ýzmirli bu ruh ve gönül adamýný niye tanýttým biliyor musunuz? Ben de bir kadim þehirliyim, tanýyanlar bilir. Benim þehrimin bazalt taþlý daracýk küçelerinde de fýrýncýlar vardý.

Evde yoðrulmuþ hamurdan kocaman lavaþ ekmekler yaparlardý, az taþýmadým bakýr teþtlerdeki hamuru Hasýrlý Mahallesindeki Ömer'in Fýrýnýna! Bayramlarda küncülü çörekler piþerdi o Dijlenin yukarý yamaçlarýndan keleklerle taþýnmýþ pirejman, meþe odunuyla harlanmýþ Diyarbekir fýrýnlarýnda.

Þair Turgut Uyar diyor ya;

"elele gittiðimiz bir yolda sen gitgide büyürsen,

Benim içimde çok beklemiþ, çok eski bir yer kanar".**

Eski Diyarbekir'in adý "Mazð(x)ana"*** diye telaffuz edilen ve her bir odasýnda bir ailenin yaþadýðý ortak kullaným mekânlarý olan ve odalarýnýn ayný avluya açýlýp evin cümle kapýsýnýn tek olduðu bir þehir kültüründen yazýyorum size bu satýrlarý. Yazýyor ve biliyorum ki Ýzmir'de de eskiden týpký bizim Mazg(x)analarýmýz gibi "Kortejo"larýnýz**** vardý. Biz Mazg(x)analarýmýzý, siz ise Kortejolarýnýzý kaybettiniz. Sahi o ortaklýktan geriye ne kaldý ki!

Þimdi tek baþýna yürüyen ve arada bir durup ardýna bakarak ruhunun kendine yetiþmesini bekleyen insan teki gibi olmanýn vaktidir. Bu yakýnlýk Fýrýncý Zeynel Babanýn hem hayatýný hem de kumrusunu paylaþtýðý samimiyette ziyadesiyle var. Siz, siz olun "artakalan, mayasýný býrakmýþ ve hiçbir iþe yaramayan nohut kýrýntýsý ÝFTAZMA", olmayýn, býrakýn iftazma yaban ellerde taþ deðil, dost ellerinde kuþyemi olsun. Ýftazmalarýn beslediði kuþlar, barýþ güvercini olsun kadim þehir Diyarbekir'in ve Smyrna'nýn göðünde, e mi? (ÞD/EÖ)



*Aslý olmayan demirden, ne kazma olur, ne kürek ne de orak...

**Turgut Uyar, Yokuþ Yol'a...

***Mazg(x)ana, muhtemelen Ermenice Metzðana (Büyük ev) kelimesinin telaffuzla bozulmuþ halidir. Eski Diyarbekirin sur içinde daha çok yoksul insanlarýn bir arada yaþadýðý mekânlar.

****Kortejolar, bir zamanlar Ýzmirli Yahudilerin, onlar gittikten sonra da yoksul Ýzmirlilerin yaþadýðý ortak aile evleri.


Fotoðraf: Aydýn Çetinbostanoðlu

Diyarbakýr - BÝA Haber Merkezi
05.12.2009

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0