Hikâyenin yurdundan edebiyat!

25 Aðustos 2012 16:26 / 3008 kez okundu!

 


"Yolu edebiyatla kesiþen ve iþi edebiyat yapmak olanlarýn edebiyatlarýna 1920'lerden bu yana diðer halklarýn talepleri yok sayýlýrcasýna milli kimlikte ýsrar eden resmi ideolojinin katý ve inkârcý bir de imhacý uygulamalarýnýn izlerini görmek durumunda kalýyoruz."


Türkiye Cumhuriyeti kurulalý daha yüz yýl bile olmamýþken, adýna "Milli Misak" denilen þimdiki cumhuriyet coðrafyasý sýnýrlarý içinde hala "Milli" ve "Etnik" vurgular üzerinden göndermeler yapýlýyor. Hâla Türk etnisitesinin egemen, hükümran ve buyurganlýðý üzerinden bir varoluþ felsefesi dayatýlýyor. Türklük dýþýndaki diðer tüm etnisitelerin eðer dile, kimliðe, kültüre ve diðer tüm doðal varoluþ haklarýna dair talepkârlýklarý var ve dillendiriliyorsa hemen karþýsýna "Milli paranoyalar" dayatýlýyor.

Dolayýsýyla yolu edebiyatla kesiþen ve iþi edebiyat yapmak olanlarýn edebiyatlarýna, metinlerine ister istemez 1920'lerden bu yana hâla diðer halklarýn talepleri yok sayýlýrcasýna milli kimlikte ýsrar eden resmi ideolojinin katý ve inkârcý bir de imhacý uygulamalarýnýn izlerini görmek durumunda kalýyoruz.
Aslýnda edebiyatýn iþi de galiba biraz bu türden yaþanmýþlýklarýn izini sürüp edebiyata malzeme yaratmak!

Son bir ay içinde bir miktar da yaz mevsiminin okumaya fýrsat oluþturmasý nedeniyle okuduðum birkaç kitap üzerinden bende iz býrakanlarla ilgili birkaç kelam edeyim istedim.

Haydar Karataþ'ýn Ýletiþim Yayýnlarýnda çýkan "Gece Kelebeði", Murathan Mungan'ýn 23 yazara yazdýrdýðý Metis'te çýkan"Bir Dersim Hikâyesi", Evrensel'de çýkan Binnaz Öner'in "Geride Kalanlar"ý, Pakrat Estukyan'ýn Everest yayýnlarýnda çýkan "Hay Hikâyeler"i. Bu kitaplara ikinci kez okuduðum Burhan Sönmez'in ödüllü romaný Ýletiþim'den çýkan "Masumlar"ýný da mutlaka eklemeliyim...

Ermeni Soykýrýmý, Kürt katliamlarý, Alevilere uygulanan zulümler ve bunlarýn hepsinin üstünde yer alan devasa yoksulluk. Zenginliðin adil olmayan bölüþümü; yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan tekçi cumhuriyetin burjuvadan, feodalden, aðadan, beyden yana tercihli sýnýfsal devlet politikasý edebiyatýn beslenme kaynaklarý...

Haydar Karataþ'ýn Perperika Soê-Gece Kelebeði adýný verdiði romaný, muhteþem bir edebiyatýn izinden yürüyen güçlü bir "Ana Tanrýça" anlatýsý. Bütün bir 1930'lu yýllar boyunca Dêrsim coðrafyasýndaki "huzursuzluðun" kimilerince "Ýsyan" olarak kabul edilmemesine raðmen isyan gibi resmi literatüre geçirilip bir taþla iki kuþ vurmanýn (Alevi'ye vururken yarým býrakýlmýþ Ermeni meselesini de halletme) edebi hikâyesi olmuþ kitap. Karataþ, bütün hikâyeyi yaþamýþ bir "ana"nýn aðzýndan bir kelebeðin örneklemesinde çocuðuna paylaþarak zaman zaman umuda ve oyuna çevrilen büyük bir trajedinin hikâyesini romanlaþtýrmýþ. Bir yanda 1915'te Ermenilere yaþatýlan büyük felaket sonrasýnda Dêrsim coðrafyasýndaki "etnik" ve "insani" korumacýlýðýn tekçi ve kinci resmi yapý tarafýndan öç alýcýlýða dönüþtürülmesi.

Devamýnda ise Alevilerle birlikte eþzamanlý olarak ayný zamanda koruma altýna aldýklarý ve gizledikleri Ermenilerle de hesap kesimine dönüþen bir edebi hikâye Gece Kelebeði. Haydar Karataþ'ýn edebiyatýnýn gücüne anlam katan en büyük öðe de kimlikleri çok fazla da insan tekinin gözüne sokarak anlatmaktan çok korkunç bir yoksulluk üzerinden anlatmasýnda gizli demeliyim. Deðil mi ki; "isyan bastýrmak" zulmü, katliamý altýnda yaþatýlan bütün acýlarýn, sürgünlüklerin arka planý devasa yoksulluklarla ilintili. Haydar Karataþ bunu ziyadesiyle baþarmýþ.

Belki de Gece Kelebeði ile birlikte mutlaka okunmasý gereken "Bir Dersim Hikâyesi"yle Murathan Mungan'ýn 23 edebiyatçýya yazdýrdýðý hikâyelere bu noktada vurgu yapmak gerek. Kitabýn hikâyelerini yazanlar "Hikâyeleri anlatýlan insanlarýn ancak var olabileceði" vurgusu üzerinden yola çýkýyorlar. Büyük bir zulmün kan döken kýlýcýna çaresiz insanlarýn bedenleri pahasýna kalkan olamayýþlarýnýn trajedisi "Bir Dersim Hikâyesi". Ve deðil mi ki; Dêrsim Coðrafyasý dediðimiz ve adý Kürdistan olan coðrafyanýn bir parçasý olan mekânlar, yaþatýlan onca zulme karþýlýk, "Sýrtlarýnda çarmýhlarýyla çýkabilecekleri tek yer, daðlarý olanlar"ýn yurdu.

Binnaz Öner'in Evrensel Yayýnlarýndan çýkan "Geride Kalanlar" romaný yaþatýlan Ermeni katliamýnýn katliama boyun eðip infazý bilerek yola çýkan büyüklerinin geride býraktýðý 16 genç Ermeni kýzý üzerinden sadece Ermeni malýnýn mülkünün deðil, kýzlarýnýn da Müslümanlaþtýrýlýp nikâhlanarak paylaþýmýnýn Antep coðrafyasýndaki izdüþümünü anlatmýþ. Kitap, zalim paylaþýmýn vardýðý noktanýn ve açgözlülüðün dur durak bilmez vahþetinin noktasýný sanki ilerde yazacaðý baþka romanlarýna býrakmýþ gibi.

Pakrat Estukyan, Hay Hikâyeler'de sýký gözlemciliðinin ve gazeteciliðinin artýsýný ustaca kullanýyor. Özür, alay eder gibi, Nisan Anýlarý, Hýsým, 11+1 Cek Hayrabedyan, Terminal Röle'nin Dengbêji Apê Garabed, Viva Ýnternationale öyküleri saðlam öykü geleneðinin kalýcý metinleri olacak düzeyde.

Burhan Sönmez'in Masumlar'ýndan önce Kuzey romanýný okumuþ ve güçlü bir edebiyatýn sesini duymuþtum. Nitekim Masumlar'la Burhan Sönmez bunu ziyadesiyle kanýtladý. Üç kuþaklýk bir Kürt ve Kürt sürgünlük hikâyesinin edebi anlatýsýný yazmýþ romanýnda Burhan Sönmez. Geçen yüzyýlýn baþýnda Kürdistan'dan Orta Anadolu'ya yaþatýlan sürgünlük çerçeveli Kürt göçü, Ýstanbul ve Avrupa. Adý "Biranî Tavo" olan Baba Tanrý ruhu sinmiþ Burhan'ýn güçlü edebiyatýna. Yüzü Kürdün yaþadýðý büyük ve acý trajediye dönük ama edebiyatýn evrensel deðerlerini de dikkate alarak romanlaþtýran bir ustalýkla yazmýþ Masumlarý Burhan Sönmez.

"Edebiyatýn kin tazelemek için deðil, hafýza tazelemek için yapýlmasý gerektiði" gerçekliðinden hareketle aslolanýn ve akýlda kalanýn hikâyeler olduðu gerçekliðini asla göz ardý etmeden iyi edebiyatýn kalýcý olacak olan edebiyat dostluðunun yüzü suyu hürmetine...


Þeyhmus DÝKEN


25.08.2012

Son Güncelleme Tarihi: 27 Aðustos 2012 14:12

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.