Yaþar Kemal gideli...
28 Þubat 2021 18:27 / 1635 kez okundu!
Beþ yýl bitti, altýya girdik koca usta aramýzdan ayrýlalý. Her sene devrilende daha çok yeri, boþluðu gözüküyor Yaþar Baba’nýn...
****
Yaþar Kemal gideli...
“.....
Apak buluta barýþ yükledim,
Ne kadar çok özlemiþsek barýþý
o kadar çok
Gidin dedim bulutlarým yeryüzünün üstüne
Yaðýn dedim bulutlarým yeryüzüne
Yaðýn ha yaðýn,
Yaðýn insan yüreklerine
.....”
Yaþar Kemal
Bilir ve tanýr(d)ým o koca yürekli adamý. Hem de çok iyi ve pek yakýndan. Yaþýyor olsaydý, çaðýrsaydýk, mutlaka atlar gelirdi Diyarýbekir’e.
Gelir gelmez eski, kadim suriçinin tam orta yerine denk gelen pagan döneminin putpersetlik mekâný, sonrasýnda Mar Toma Katedrali ve dahi 1400 yýldýr da Anadolu ve Mezopotamya’nýn ilk camisi Ýslam’ýn beþinci Harem-i Þerifi Camii Kebir’in önündeki günün hemen her vakti insan kalabalýklarý ile dolup taþan meydanlýðýn orta yerinde þöyle bir ayakta durur, etrafý süzer…
Sonra dönüp bana derdi ki; “Bir koþu eve git! Senin þu Amidalýlar kitabýnda konuþturduðun rahmetli Fuat Usta’nýn kendi elleriyle yapýp sana hatýra býraktýðý gürgenden ve oturma yeri has kendirden sýkýlaþtýrýlmýþ o kürsüyü kap gel Kaymakam...”
Sonra otururdu o Diyarbekir iþi kürsüye!
Bu saatten sonra yedi düvel, dört kýta, yetmiþiki millet de gelse hiçbir kuvvet beni yerimden, aha da bu kürsüden kaldýramaz, kýmýldatamaz.
Ben bu þehirde çok adamlarýn adýný duydum, çok þahsiyetler tanýdým. Kürdü, Türkü, Arabý, Ermenisi, Süryanisi, Êzidîsi, Keldanisi, Rumu, Yahudisi, Türkmen Alevisi; Anadolu ve Kadim Mezopotamya’nýn yüz aðarý, ya da zaman ve mekân boyutu içinde rengi solan bilcümle kavimlerinin çok adamlarýný tanýyýp dost, arkadaþ, ahbap bildim.
Yazdýklarýmýn ve dahi konuþtuklarýmýn tümü aslýnda bir anlamda onlarýn sesi, onlarýn adýna dengbêj kelamýydý…
“Diyarbakýr eski, çok eski bir demir kadar paslý… Ýlk bakýþta böyle ya, insan aldanýyor. Sonra yavaþça ayýlýp ýsýnýyor Diyarbakýr’a, anlýyor ki böyle deðil. Bu þehir kýlýf içinde, kendisini öylesine gizlemiþ ki, tadýna varabilmek, onu sevebilmek için emek istiyor, terlemek istiyor. Bu þehri kýlýfýndan soyup mahremiyetine girmeli. Bu iþ zor iþ ya, deðer. Bunu yapabildin mi büyülendin demektir. Diyarbakýr seni büyülemiþtir, kurtuluþ yok.
“Damlarýn üstünü papatya, ot ve diz boyu kýr çiçekleri bürümüþ. Bu sebepten pek az aðaç olmasýna raðmen, bütün þehir tepeden týrnaða yemyeþil. En geniþi dört adým gelen sokaklardan geçerken efkâr basacaktýr. Ama durunuz. Bu erken.
“Korkmadan, önünüze gelen herhangi bir kapýyý çalmalýsýnýz. Kapý, hemen açýlýr. Kapýyý açan, çoðu, kara gözlü esmer bir kadýndýr. Ýlkin afallar. Yabancý olduðunuzu anlayýnca buyur eder. Diyarbakýr artýk kýlýfýndan çýkmýþtýr. Diyarbakýr, bütün sýcaklýðý, samimiyeti, güzelliði ile gözünüzün önündedir… Nereye gitsen gül, her yan gül, göz alabildiðine gül, bütün þehir gül kokuyor”...
“O gün sabahýn çok erken saatinde sokakta kimsecikler yokken boyunlarýndaki tek ziynetleri olan çanlarý çalan ve Dicle boyundan þehre kum taþýyan katýrlarýn geçtiði yol üzerindeki kahvelerden birine girdim. Günün ucu surlarýn üzerinden görünüyordu. Yanýmdaki gül aðacýnýn tepesine gün vurdu. Yaþlý bir zatla merhabalaþtým. Hal-hatýr sordum; dedi ki; ‘oðul, oðul! Dert mi ararsýn Diyarbekir’de! Diyarbekir’in taþý, topraðý ah u vahtýr’…”
Yaþasaydý ve gelseydi; Ýþte! Ey Diyarbekirliler.
Sözüm dünyaya, cümle âlemedir. Ben bu kürsüden artýk kalkmam, bu böyle biline! O zamanlar bir uzun hava dinlemiþtim. Bu þehrin güzelsesli adamlarýndan! Diyordu ki þarký:
“Diyarbekir dolar þimdi
dolar, boþalýr þimdi
dý gel havar yârým dý gel
ya derdime derman
ya katlime ferman…”
Evet, iþte Ankara da cümle âlem de duysun artýk sesimi. Bu savaþ, bu yýkým bu tahribat bitmez ise ben de bu kürsüden kalkmam!
Ya Diyarbakýr’ýn ve bilcümle Kürdün derdine derman, ya da olmadý hepimizin, cümlemizin katline ferman...
Beþ yýl bitti (28 Þubat 2015) altýya girdik koca usta aramýzdan ayrýlalý. Her sene devrilende daha çok yeri, boþluðu gözüküyor Yaþar Baba’nýn...
Þeyhmus DÝKEN
27.02.2021, Diyarbekir