Evîya Nînna Ye, Tirnînna Dawî Ye!
24 Ekim 2014 14:55 / 2454 kez okundu!
Kalbimiz ve yüzümüz; kýrmýzý hattýmýz olan Kobanê’ye dönük. Bundan sonra Kobanê düþse de, kalsa da Kobanê’ye dönük yüz, tavýr ve tercih tarihe geçecek.
Yýllar sonra, 2014 yýlýnýn Ekim ayýnýn ilk hafasýna denk düþen Rojava-Kobanê toplumsal muhalefeti süreci üzerinden bir okuma yapýldýðýnda siyasal iktidarýn iki büyük politik aktörünün sözleri masaya yatýrýlacak. Biri cumhurbaþkaný; “Bizim için IÞÝD ne ise, PKK’da odur. Ýkisi de terör örgütüdür.” Diðeri de Ýçiþleri Bakaný “Bu eylemleri yapanlar misliyle karþýlýðýný görürler / görecekler” sözleri.
Nerdeyse iki yýla yakýn bir süredir adýna “Barýþ Süreci” denen ve taraflarýn en üst düzeyde görüþmeler yaptýðý kamuoyunca bilinen bir hâl ve þart altýnda; kalkýp da taraflardan birine “Terörist” dilini kullanýr ve yaftasýný yapýþtýrýrsanýz! En hafifinden çýkýp demezler mi? Hani ya barýþ süreciydi!
Recep Tayyip Erdoðan’ýn doðaçlama sözlerini ilk duyduðumda “tipik bir bilinçaltý yarýlmasý, bilinçaltý deþifrasyonu” diyesim geldi. Bilinçaltýnýzda hangi ruh halinin derin izleri varsa, dilinize de o yansýr. Cumhurbaþkanýnýn diline yansýyan aynen buydu.
Yýllar önce AKP’de üste düzeyde politika yapan ve sonradan onlardan kopan biri özel sohbetimizde demiþti ki; “Bunlarýn demokratlýðý bir noktaya kadardýr. Sade kendileri için herkesin demokrasi istemesini ve demokrat olmasýný isterler”. Doðruydu sözler.
Hiçbir þekilde Türk egemen yapýsýnýn ekseninde Kürdün ya da bir baþka etnik kimliðin”özgür ve eþit” kabulü asla ve asla bu muktedir resmi ideolojinin arka planýnda yoktu. Bu sebeple her fýrsatta “tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil” gibi tektekçi bir anlayýþý habire diilendirilerek pompalanýyordu. Güne de yansýyan buydu zaten.
Bir halk tabiri vardýr: hani derler ya! “Bir musibet, bin nasihatten evladýr”
Belki de otuz insanýn katline sebep olan yeni bir þiddet dalgasýnýn art okumasý budur.
Birbuçuk yýldýr vatandaþ tabiriyle “namaz farzý” gibi “beþ vakit” ya da vakitsiz muktedire madem barýþ diyorsun gereðini yap, dendi. Her defasýnda güncel siyasal, sosyal bir gündemin sonrasýna süreç havale edildi. Ve kýsmi bireysel küçücük “bahþiþ” kabilli “ulüfe”lerle yetinin dendi.
Demeye dilim varmýyor ama galiba birbuçuk yýl önceki noktaya geri döndük gibi.
Yýkýmdan, felaketten sonra iki gün boyunca sokaðýn nabzýný dinledim. Diyor ki bir genç; “Çanakkale savaþýnýn 100. Yýlý 2014. Atalarýmýz yüz yýl önce Çanakkale’de birlikte savaþmadýlar mý? Çanakkale zaferi Kürdün de desteðiyle kazanýlmadý mý? O halde bugün Çanakkale’nin karþýlýðýný Kürt halkýnýn beklemesi en doðalý. Kobanê’de Türk halký ve hükümeti Kürde destek olsun ve IÞÝD belasýndan hep birlikte kurtulalým ki kardeþ olduðumuz varlýk bulsun”
Bir baþkasý doðma buyüme Diyarbakýrlý tesadüfen sokakta karþýlaþýyoruz. Yaþý 65, tanýtýyor kendini, tipik bir Diyarbakýr suriçi þahsiyeti. Doðan Güzel’in qýrýx tiplemesinden sokaða çýkmýþ biri sanýrsýnýz konuþurken! Diyor ki; “olaylar esnasýnda on yaþýnda bir çocuðun elinde Apo’nun posterini gördüm. Sandým ki; çocuktur, yýrtacak. ‘Yýrtmýyasan ha!’ dedim. Çocuk, ‘hiç yýrtar mýyam abê, biz onun için ölüyoruz’, dedi. Vallah bunlar bizi oyalýyor abê, biþey vermeyecekler iþte!”
Siz bu satýrlarý okuduðunuzda Kobanê Direniþinin 26. Günü olacak. Üç koldan IÞÝD saldýrýsý hâla devam ediyor. Orada, sýnýrýn öte yakasýnda bir avuç genç, kendilerinden hem sayýca, hem de silah gücüyle yüzlerce kat fazla bir zalim ve katil sürüsüne karþý direniyorlar.
Bu yakada akrabalarý, dostlarý, kardeþleri, yandaþlarý, canlarý ciðerleri güçleri yettiðince, sesleri çýktýðýnca dünyayý ayaða kaldýrmaya çalýþýyor.
Týpký 17. Yüzyýlda Dýmdým daðýnýn doruklarýndaki Dýmdým Kalesinde Ýran ve Osmanlý ordularýna karþý varlýk yokluk kavgasý veren Xanoyê Çengzêrîn gibi ölümüne direniyorlar. Zamanýn Xano’larý, Arînler, Bawerler’dir artýk.
Kalbimiz ve yüzümüz; kýrmýzý hattýmýz olan Kobanê’ye dönük. Bundan sonra Kobanê düþse de, kalsa da Kobanê’ye dönük yüz, tavýr ve tercih tarihe geçecek.
Sonrasý yok!
* Baþlýk: Bu bir girizgâh, asýl sonradan yaþanacaklardýr önemli olan!
Þeyhmus DÝKEN
11.10.2014, Diyarbekir
