Doktor Ýlhan 'Hoca' da gitti!

29 Haziran 2014 15:13 / 1092 kez okundu!

 

 

Çocuðun komutan babasý, dönüp dedi ki; “Doktor, ben çocuðuma bakmayý kabul etmeyeceðini düþünüyordum. Sonuçta ben devleti temsil ediyorum burada, sizlerse bize göre devleti bölmek isteyen teröristlersiniz.”

Faili meçhullerin her gün en az on caný’mýzý yargýsýz, sualsiz tek kurþunla öte yakaya yolladýðý kara yýllardý doksanlý yýllarýn baþý.

Kardeþim Doktor Ýlhan, Bismil’de hekimlik yapýyordu. Yakýn takipteydi ve sýkça yokluyorlardý. Gözaltýlarýndan birini anlatmýþtý bana: Beyaz Reno’ya bindirmiþler ve gözlerini de baðlamýþlar. Bismil’den Diyarbakýr’a doðru hiç konuþmadan gelmiþler.

“Diyarbakýr’a yaklaþtýðýmýzý katettiðimiz yol ve süreden hissettiðim bir noktada aracý kullanan polise seslenerek aracý durdurdu sivil polislerden biri. Ýndirdiler beni araçtan. Yolun kenarýna çöktürdüler. Sonra biri kahkaha atarak ‘buraya kadar doktor, son duaný et, artýk yaralý teröristleri tedavi edemeyeceksin’ dedi. Silahýn þakýrtýsýyla namluya mermi sürdü. Ve o an film þeridi gibi otuz yýllýk hayatým gözümün önünden akýp geçti. Buraya kadarmýþ, dedim kendime. Tek el silah sesi duydum. Ama saðdým. Ve o polis bir kahkaha daha atarak ardýndan; ‘Bu kadar kolay mý sandýn doktor’ deyip tekrar araca bindirdiler. Geldik Diyarbakýr’a sorgular, birkaç günlük gözaltý ve býraktýlar.”

Bu gözaltý olayýndan sonra Ýlhan’ýn tayini Diyarbakýr Çocuk Hastahanesine çýkmýþtý. Orada çalýþýyordu. Bir süre sonra da sabah saatlerinde hastahaneden aldýlar Ýlhan’ý. O yýllarda gözaltý süresi 15 gündü. Onbeþinci günün akþam saatlerinde tutuklandý. Yaralý bir PKK’li gerillayý tedavi etmekten tutuklanmýþtý.

Sormuþ sorgucular; “Hadi, Hipokrat yemini ettiðini biliyoruz, teröristi tedavi ettin. Neden ardýndan bize bildirmedin!” Ýlhan’ýn cevabý þu olmuþ; “Ben hekimlik mesleðim ve yeminim gereði benden talepte bulunan her kim olursa tedavi eder, gereðini yaparým. Yaptýðýmda benimle hastam arasýnda sýr olarak kalýr. Eðer sakýncalý bir durumu var ise o zaman da siz takip eder yakalarsanýz gereðini yaparsýnýz.”

Tutuklandýðý günün ertesi günü kendisiyle avukat odasýnda bir görüþme yapmýþtým. Koðuþtan bir arkadaþý ile gelmiþti. Arkadaþý “yanlýþ anlamayýn bu tip görüþlere biz arkadaþlarýmýzý yalnýz yollamýyoruz. Hani idare herhangi bir yanlýþ iþ yapmasýn, yönelmesin diye” demiþti. Ýlhan’a, cezaevinde de hekim olduðunu asla unutmamasýný söylemiþ saðlýk durumu ve ihtiyaç listesini alýp çýkmýþtým.

Yargýlama sonucu birkaç ayýn içinde “Yasadýþý terör örgütüne yardým ve yataklýktan üç yýl dokuz ay” ceza kesilmiþti. Dosya temyize gitmiþti ve orada da duruþmada bir avukatýn olmasýný uygun bulmuþtuk. Ankara Hukuk Fakültesinden bir bilirkiþi 25 sayfalýk bir rapor hazýrlamýþtý temyiz duruþmasýna.

Duruþma öncesi ön incelemeyi yapan yargýca ulaþmýþtýk bir dost aracýlýðýyla. Yargýcýn sözü ironikti. “Dosyanýn üzerinde kýrmýzý mühür var. Ýnsani olarak da, hukuki olarak da bu dosyanýn bozulmasý gerekir. Ama ben mecburen ve siyaseten bu dosyanýn onanmasý yönünde görüþ belirtmek durumundayým” demiþti. Eve, eþine söylemedim ama cezanýn onaylanabileceðine de hazýr olmalarýný ayrýca dýþarýda hergün yurtsever insanlarý güpegündüz katlediyorlar hem de devlet eliyle. Býrakýn içerde kalsýn. Dýþarýda olsaydý onu da öldürürlerdi, dedim.

Nitekim dosyasý onaylandý ve Diyarbakýr’dan önce Adýyaman’a, oradan da Gölbaþý cezaevine nakledildi. Gölbaþý’na gittik. Görüþ yerinde sohbet ediyoruz. Dur dedi abi sana Diyarbakýr’daki bir durumu anlatayým.

Bir gece geç saatte kapýya bir gardiyan dayandý yanýnda da iki asker. Cezaevi güvenliðinden sorumlu rütbeli askerlerden birinin çocuðu ateþler içinde kývranýyormuþ. Cezaevi lojmanlarýnda kalýyorlarmýþ. Biri demiþ ki‘içerde Doktor Ýlhan isminde bir pkk’li var. Ýyi de bir hekim diyorlar onun için. Acaba rica etsek gelir bir bakar mý?’

Döndüm arkadaþlara baktým kararý bana býrakmýþlar gibi. Olur dedim ama arkadaþlara da sorun. Arkadaþlar yanýmda mutlaka bir arkadaþýn olmasý þartýyla mümkün olabileceðini söylediler. Onlar da kabul etti ve gittik. Çocuk hakikaten çok kötü. Eldeki olanaklarla ilk müdahaleyi yaptým. Hemen bir reçete yazdým, gidip nöbetçi eczaneden ilaçlarý yapýp getirdiler. Bir süre sonra çocuðun ateþi kýsmen düþtü ve biraz rahatladý. Ama sabah mutlaka çocuk hastanesine götürmeleri gerektiðini de tembihledim. Bir süre de çocuðun baþýnda kalýp durum takibi yaptým.

Tekrar koðuþa dönmeye hazýrlanýrken kapýda çocuðun komutan babasý, dönüp dedi ki; “Doktor, ben çocuðuma bakmayý kabul etmeyeceðini düþünüyordum. Sonuçta ben devleti temsil ediyorum burada, sizlerse bize göre devleti bölmek isteyen teröristlersiniz.”

Gülümsedim ve iþte aramýzdaki fark bu. Ben buraya bir yaralý gerillayý tedavi etmekten geldim. Onlarcasýný da tedavi ettim. Bugün çýksam ihtiyaç olsa yine yaparým. Ama sizin çocuðunuzun da tedavisini yaptým.

Evet, iþte hikâyenin asli kahramaný kardeþim Doktor Ýlhan gitti, elli üç yaþýnda kalp krizinden öte yakaya göçüp gitti. Liseli yýllarýndan bu yana örgütlü mücadeleye inanmýþ biriydi. Lisedeyken Lis’der’liydi. Dicle Týp’ta öðrenciyken THKP-C’liydi. Seksenli yýllardan sonra da Kürt Özgürlük Mücadelesinin inançlý ve kararlý sýra neferi oldu.

bianet’ten dostlar taziyedeyken açýp sordular o an içimden geleni söyledim: Mesleki açýdan Hipokrat yeminine, siyasi açýdan da halkýnýn mücadelesine baðlýlýk yeminine asla ihanet etmedi. Tanýðý mücadele arkadaþlarýdýr. Ve bu yazý bir aðabeyin duygusal yazýsý asla deðildir. Böyle de okunmalýdýr. Bu sebeple taziyenin yedinci günü Diyarbakýr D Tipi Cezaevinden Ýlhan’ýn da birlikte KCK davasýndan yargýlandýðý ve hâla mahkemeleri devam eden tutsak arkadaþlarý; Ali Þimþek’in elyazýsýyla aþaðýdaki mektubu yazýp yollamýþlar. Cezaevi Ýdaresinin Görüldü mührü ve telfax ile…

Þeyhmus Diken’e iletilmek üzere,

Malbata hêja

Me bi xemgînî û dilþewatîkik mezin alîjîyanbûna Ýlhan “xoca” bihîst. Bê gûman ev yek lê nehat û bê wext bu. Xemgînîya me pir mezine û emê wî tûcarî ji bîr nekin.

Di kesayetîya we û hevsera vî de em sersaxîye ji malbatê re dixwazin. Serê malbata Ýlhan “xoca” a mezin hemû gelê Kûrt saxbe.

Li ser navê hevalê vî li girtîgeha Tîpa D Dîyarbekir    

Hatip Dicle, Mecit Gümüþ, Ali Þimþek, Etem Þahin, Vedat Bakýr, Þemsettin Kargýlý, Necdet Atalay ve Zülküf Karatekin.

Güle güle kardeþim. Bir gün özgür olacaðýna yürekten inandýðým ve senin de inandýðýn Kürdistan topraðýnda; beyaz kefenin kesk û sor û zer bayraða sarýlý uyuyorsun. Rahat uyu kardeþim…

 

Þeyhmus DÝKEN

28.06.2014, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.