Kenya'da kadın olmak...

01 Nisan 2013 19:21 / 5920 kez okundu!

 


Kenya'da kadınlar üzerine yaptığım bir araştırmanın çıktılarından derlediğim bir yazı yazdım. Öyle anlaşılıyor ki Kenyalı kadınlar bize hiç uzak değil.

2004 yılında Nobel Barış Ödülünü alan ilk Afrikalı kadın olan Kenyalı çevreci ve aktivist Wangari Maathai'nin (1 Nisan) doğum günü olması sebebiyle bu yazımı onun anısına derledim. Sevgi ve dayanışma ile...

-----------------------------------------------------------------------------------------

Hal ve Gidiş…

Kenya, Hint Okyanusu kıyısında bir doğu Afrika ülkesi. 40 milyona yaklaşan nüfusunun yaklaşık %78'ini Hıristiyanlar, %10'unu Müslümanlar, %12'sini yerel ve diğer inanışlar oluşturuyor. Kikuyu, Luhya, Luo, Kalenjin, Kamba, Kisii, Meru..vs gibi farklı kabilelerden/gruplardan oluşan bir etnik yapıya sahip olan eski bir İngiliz sömürgesi Kenya, 1963 yılında bağımsızlığını kazanmış bir ülke. 27 Ağustos 2010 tarihinde yürürlüğe giren yeni Kenya anayasasına göre Kenya Cumhuriyeti başkanlık sistemi ile yönetilen üniter bir devlet. Üç milyonu aşkın nüfusu ile Doğu Afrika'nın en kalabalık şehri olan başkent Nairobi ise bugün Afrika'nın önde gelen politik, finansal ve kültürel merkezi olarak gösteriliyor.




Petrol rezervlerinin keşif hakkını İngiliz, Amerikan, Fransız menşeli şirketlerin elinde bulundurduğu, ekonomisinde turizm, tarım ürünleri ihracatı ve yurtdışında çalışan işçi gelirlerinin önemli bir yer tuttuğu Kenya'da nüfusun %45-50’sinin fakirlik sınırı altında yaşadığı tahmin ediliyor. Türkiye'nin Kenya büyükelçiliğinin verilerine göre çalışan nüfusun %72’si aylık 307 doların altında gelir elde ediyor. Ülkede faaliyet gösteren birçok uluslararası yardım kuruluşunun varlığına rağmen gelir dağılımındaki adaletsizlik, üst düzey bürokratlarında içinde yer aldığı geniş çaplı yolsuzluklar, hızla artan nüfus, yüksek enflasyon, yetersiz eğitim ve sağlık hizmetleri, özellikle 2007 seçimleri sonrası yaşanan ve 1100'den fazla kişinin ölümüne 150.00'den fazla insanın yerinden olmasına neden olan kabileler arası şiddet olayları, halen devam eden etnik çatışmaların yarattığı şiddet ortamı, kaçak avcılık, yaygın hırsızlık olayları, özellikle 15-49 yaş grubu arasında yaygın olan AIDS hastalığı ve 3.5 milyon insanın kuraklık nedeniyle yaşadığı açlık tehdidi ülkenin en önemli sorunları ve bunlar da en çok kadınları ve çocukları etkiliyor.

Bunlarla birlikte Kenya'daki ataerkil toplumsal yapı, geleneksel erkek egemen kültürel kodlar yaşamın hemen her alanında kız çocuklarına ve kadınlara karşı ayrımcılığın zeminini oluşturuyor. Örneğin Kenya'da kadın sünneti 2001 yılında yasaklanmasına rağmen halen özellikle kırsal bölgelerde kadın sünnetinin yaygın olarak devam ettiği, otoritelerin oy kaybetme korkusuyla yasayı uygulanmakta isteksiz davrandığı biliniyor.

Kenya'da kız çocuklarının eğitim alma olanakları, yoksulluğun ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak özellikle kırsal kesimlerde çok yetersiz. İlköğretim ücretsiz olmasına rağmen kız çocukları ücretsiz aile işçisi olarak görülüyor ve aileler kız çocuklarını okula göndermek yerine varlıklı erkeklerle evlendirerek zenginleşmeyi amaçlıyor.



Kadına Yönelik Şiddete Karşı Kenya Koalisyonu, Kenya'da kadınların durumuyla ilgili istatistiklerin yetersiz olduğunu belirterek yaptıkları araştırmalar neticesinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin yaygın olduğu Kenya'da her yıl 16.500 civarında kadının tecavüze uğradığını ve bunların yalnızca %8'inin sağlık kuruluşlarına ya da polise başvurabildiğini ve her yıl cinsel suçlarda %12'lik bir artış yaşandığını tahmin ediyor.

Kenya'da yapılan 2003 Nüfus ve Sağlık Araştırması'na göre Kenyalı kadınların yaklaşık yarısı fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Evlilik içi şiddetin yaygın olduğu Kenya'da ataerkilliğin toplumsal hakimiyeti cinsiyete dayalı ve cinsel şiddetin normal bir davranış olarak kabulüne neden oluyor.

Kenya devleti, Birleşmiş Milletler "Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi" (CEDAW) ile Afrika Şartı İhtiyari protokolünü imzalamış olmasına rağmen hükümlerin uygulanması konusunda gerekli tedbirleri almakta yetersiz kalıyor. Kenya'nın hukuk sistemi kadınları ilgilendiren birçok yasa içeriyor. Ancak, Anayasa dahil, bu yasaların çoğu ayrımcı hükümler içerdiğinden kadınların haklarını erkeklerle eşit bir biçimde koruyacak hukuki zemin henüz sağlanmış değil. Örneğin 2006 yılında yürürlüğe giren cinsel suçlar yasasına rağmen kadına yönelik yaygın bir insan hakkı ihlali olan cinsel suçlar artarak devam ediyor.

Kenya'da kürtaj yasaları da kısıtlayıcı. Kenya Ceza Kanunun 63. maddesi kadının sadece beden veya ruh sağlığının tehlikede olduğu durumlarda kürtaja izin veriyor. Resmi istatistikler Kenya'da yılda 316.560 civarında kürtaj yapıldığını, bu kürtajların ancak 20.893'ünün hastanede gerçekleştiğini, anne ölümlerin her yıl %30 ila %50'sinin güvenli koşullarda yapılmayan kürtajlar nedeniyle gerçekleştiğini gösteriyor.

Kenya'da üreme sağlığı hizmetleri, finansman yetersizliği, uzman sağlık personeli ve sağlık ekipmanlarının yetersizliği nedeniyle olması gereken düzeyde değil. Ülkede her yıl üreme çağındaki yaklaşık 14.700 kadın gebeliğe bağlı kompilasyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor. Özellikle yoksul kadınlar ve çocuklar toplumun en dezavantajlı grubunu oluşturuyor ve sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamıyor. Kenya'da AIDS yaygın bir hastalık olarak varlığını sürdürüyor. Özellikle tecavüzler hastalığın yayılmasını önemli ölçüde tetiklerken bir çok anne HIV virüsü nedeniyle hayatını kaybediyor. Kenya'da 15 milyon çocuğun %10'u AIDS nedeniyle ailesini kaybetmiş durumda. 1.7 milyon çocuk yoksulluk ve çocuk işçiliği nedeniyle okula devam edemiyor. Kenya Genç Anneler ve Kızlar Birliği'nin (TEMAK) verilerine göre her yıl 8.000 ila 10.000 kız çocuğu gebelik nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kalıyor ve bu genç annelerin büyük bir kısmı fuhuş yapmaya zorlanıyor.

Kenya'da çocuklar yoksulluk, yetersiz beslenme, AIDS başta olmak üzere birçok tehlikeli salgın hastalık, sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanamama, güvencesizlik, şiddet..vs gibi nedenlerle haklarının ihlal edildiği bir kısır döngü içinde yaşıyor.

Mücadele Deneyimleri, “İyi ki doğdun Wangari”

Kenyalı kadınlar ülkelerindeki tüm bu sorunlara rağmen umutlarını kaybetmiş değil. Ataerkilliğe, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, kadına yönelik insan hakları ihlallerine, sömürgeciliğe karşı mücadele ediyorlar. Nairobi'de açılan Toplumsal Cinsiyet Şiddet Merkezi bu mücadelelerinin kazanımlarından sadece biri. Kadın örgütlerinin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da etkisiyle 2012 yılı eylül ayında Kenya hükümeti başlık parasını yasaklamayı, beraber yaşayan çiftleri tanımayı ve çok eşliliği yasallaştırmayı amaçlayan bir kanun teklifi hazırladı ve bu evlilik kanun teklifi kabine üyeleri tarafından onaylandı. Böylelikle başlık parası ödenmeyen evlilikleri hukuk dışı sayan geleneksel kanun geçersiz kılınmış oluyor. Kanun ayrıca altı aydan fazla beraber yaşayan ve evli olmayan çiftleri yasal olarak evli görüyor, beraber yaşamış sonra ayrılmış çiftlerden olan çocukları da korumayı amaçlıyor.

Kenya'da kadın olmak eril tahakkümün yıkıcı etkilerine maruz kalmak demek olsa da Kenyalı kadın aktivistler Agnes Pareiyo, Fidelis Wainaina ve 2011 yılında hayatını kaybeden Yeşil Kuşak Hareketi ve Kadınlar İnisiyatifi kurucularından Wangari Maathai'nin mücadeleci ruhu yaşıyor. Kenyalı çevreci ve siyasi aktivist Wangari Maathai, Kenya'nın ortasında bereketli ve ormanlık bir yer Nyeri'de büyürken, Afrika'nın pek çok yerinde ve gelişmekte olan dünyada olduğu gibi su kaynaklarının kurumasına, toprağın kavrulmasına ve gıda yetiştirmek için elverişsiz hale gelmesine, toprak kavgalarının yaygınlaşmasına tanıklık eder. Ona göre gelişmekte olan dünyanın kırsal ve kentsel bölgelerinde kadınlar, ekolojik gerilimin etkileriyle ilk karşılaşanlardır ve bu onları, yemek pişirmek ve ısınmak amacıyla odun almak için, temiz su aramak için ve eskileri yok olduğunda yeni gıda kaynakları bulmak için daha uzağa yürümeye zorlar. 1970'lerin başında Kenya Ulusal Kadın Konseyi'nin bir üyesi olarak enerji, temiz içme suyu ve besleyici yiyecek yetersizliğine karşı tepkisini toprağın iyileşmesine yardımcı olmak ve sefalet döngüsünü kırmak için kadınlarla birlikte ağaçlar dikmeye başlar. Bu fikri Yeşil Kuşak Hareketi'ne dönüşür ve Kenya'da 30 milyon ağaç dikecek öncelikle kadınlardan oluşan binlerce grup oluşur. Kadınlara diktikleri her fidan için küçük bir miktar ödeme yapılması, bir yandan onlara gelir kaynağı oluştururken bir yandan da kendi ortamlarını iyileştirmelerini sağlar. Hareket, Doğu ve Orta Afrika ülkelerine yayılır. Zamanla Yeşil Kuşak Hareketi çok partili demokrasinin topluma yeniden kazandırılmasının ve Kenya'da özgür ve adil seçimlerin önde gelen savunucusu olur. Bu mücadele işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa mahkum edilen, çevrenin/doğanın tahrip edildiği, kadınların yok sayıldığı bir ülkede kadın özgürlük mücadelesiyle iç içe geçerek, mikro müdahaleler ile birlikte uluslararası sermayeye, iktidar sahiplerine, büyük çıkar gruplarına karşı da sürdürülür. Bu süreçte şiddet, taciz, ölüm tehditleri, tutukluluk zamanları söz konusu olsa da halk eğitimleri, politik mücadele ve protestolar sayesinde, açık alanları, ormanları politikacılardan ve diğer çıkar gruplarıyla işbirliği yapan imarcılardan korumanın yolunu aranır.

Bugün Wangari Maathai’nin 73. doğum günü. Wangari, 2004 yılında Nobel Barış ödülünü alan ilk Afrikalı kadın olarak yaptığı konuşmadaki şu sözleriyle bize ilham vermeye devam ediyor:

“Aslında Batı ve Orta Afrika ve Orta Doğu'da olduğu gibi, birçok yerel ve uluslararası savaşlarda, kaynaklar üzerinde mücadele devam etmektedir. Bu süreçte, insan hakları, demokrasi ve demokratik alan yok sayılıp, ormanlar, su, toprak, mineraller ve petrol gibi kaynakları düzgün biçimde yönetmedikçe yoksulluğa karşı mücadelemizi kazanmayacağız. Ve barış olmayacak. Biz bulunduğumuz yolu değiştirmedikçe eski çatışmalar şiddetle devam edecek ve yeni kaynak savaşları patlak verecek. Bu ödülü ve tüm dünyada temsil ettiği çalışmayı kutlamak için Gandhi'nin sözlerini tekrarlamama izin verin: Hayatım mesajdır. Bir de, ağaç dikin.”

Semra CANBULAT

01.04.2013

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.