Þaþýrtan açýklamalar - Doðan Tarkan

17 Eylül 2010 23:51  

 

Þaþýrtan açýklamalar - Doðan Tarkan

Kürkçü’nün bu iddiasýný sonra CHP de tekrarladý. Yapýlan açýklama ile yüzde 58’in aslýnda yüzde 42 olduðu ‘kanýtlandý’

Ýnsan ne diyeceðini þaþýrýyor. Ciddiye alsam mý, almasam mý diye karar veremiyor. Ama sonra birden çok örneði ile karþýlaþýnca bu gayrý ciddi iddiayý ciddiye alma zorunluluðu kendini dayatýyor.

Halk oylamasýnda evet oylarýnýn aslýnda yüzde 58 deðil, 42 olduðunun iddia edilmesinden bahsediyorum.

Ýddiayý önce eski sosyalistlerden Ertuðrul Kürkçü’den okudum. Hararetle ve heyecanla ‘hayýr’ oylarý ile sandýða gitmeyen oylarý üst üste koyarak ‘evet’lerden daha çok olduðunu kanýtlamaya çalýþýyordu!

Bu durumda benim 93 yaþýnda olan ve artýk kendi yemeðini bile yiyemediði için sandýða gidemeyen annem de ‘hayýr’cý olmuþ oldu. Doðrusu annemle ‘evet’ mi, ‘hayýr’ mý diye konuþmadým, ama evde oturmasýna raðmen ‘hayýr’cý sayýlmasýna herhalde sevinirdi.

Tabii hastanelerde yatanlar, ameliyattan çýkmýþlar, kaza geçirenler veya bir gece önce çok içtiði için veya çok çalýþýp geç yattýðý için ertesi günü çok geç uyananlar, oy vermeleri gereken sandýktan çok uzakta olanlar, seçmen kütükleri yazýldýktan sonra ölenler, seçim geçim iþleri ile hiç ilgilenmeyenler, Ertuðrul’a göre hep ‘hayýr’ demiþ oldular.

Oysa ben 1979’da Ertuðrul’un Kurtuluþ dergisinde o zamanýn boykotçularý ile yaptýðý tartýþmayý hatýrlýyorum. Boykotçu Halkýn Kurtuluþu (bugün EMEP) ve Dev Yol (bugün baþka gruplarýn yaný sýra ÖDP ve Halkevleri) sandýða gitmeyen herkesi ve hatta ölüleri biraraya getirip boykotun muazzam baþarýsýndan bahsediyordu. Oysa o seçimlerde rekor katýlým olmuþtu.

Ertuðrul Kürkçü de, haklý olarak, Halkýn Kurtuluþu ve Dev Yol’u eleþtiriyordu. Nereden nereye... Ertuðrul’un iddiasýný daha sonra CHP tekrarladý. Yapýlan açýklama ile yüzde 58’in aslýnda yüzde 42 olduðu kanýtlandý. Allahtan matematikçi Ali Nesin ‘evet’ oyu verdi, yoksa iddialarýný ona dayandýrmaya çalýþýrlardý. Çünkü bazýlarý halka hiç güvenmedikleri için Ali Nesin’in babasýnýn ünlü sözlerini kullanýp duruyorlar.

Bu açýklama ile CHP’nin neden yüz yýldýr seçim kazanamadýðý da açýða çýkmýþ oldu. Çünkü onlar yüzde 23’ü çoðunluk sanýyorlar ya da Niþantaþý’nda oturan bir Kemalist zenginin oyunu Ümraniye’de oturan 3 emekçi oyu ile eþit görüyorlar.

‘Hayýr’ oyu çaðrýsý yapanlar, boykot çaðrýsý yapanlarý yoðun olarak ‘evet’çi olmakla suçlamýþlardý. Þimdi el çabukluðuyla “aslýnda evetçi” olan boykotçular ‘hayýr’cý oldu.

Oysa biz, en baþtan itibaren boykotun Kürt illerinde doðru bir taktik olduðunu söyledik ve boykota Kürt illerinde destek verdik. Kampanya boyunca Kürt sorununu daima canlý tutmaya çalýþtýk.

Bir de ‘hayýr’ oyu veren yüzde 42’nin solcu olduðunu anlatanlar var. ‘Hayýr’ çaðrýsý yapan tüm solcu gruplar kabaca bunu yapýyor. Sað ‘evet’ diyerek AKP’nin etrafýnda toplandý, sol ise ‘hayýr’ dedi. Ýddia bu.

Oysa insan halk oylamasýnýn sonuçlarýna kabaca bakýnca ‘hayýr’ oylarýnýn, Türkiye’nin çok önemli bir coðrafi alanýnda MHP’den geldiðini görebilir. Öyle iller var ki, CHP’nin solu hiç yok, CHP ise yüzde 5 civarýnda oy almýþ. MHP ise halk oylamasýnda bu illerde oylarýnýn önemli bir kýsmýný kaybetmiþ.

Þimdi bu MHP’li seçmen solcu mu oluyor? Devlet Bahçeli’nin bütün kampanya boyunca sürdürdüðü ýrkçý, þoven propaganda solcu mu oluyor? Eh, insan ulusalcý veya yurtsever olunca böyle karýþtýrmalar yapabiliyor, ama MHP oylarýný solcu oylar olarak göstermek için ulusalcý olmak da yetmez. Birkaç baþka özelliðe daha sahip olmak gerekiyor. Nedir onlar diye sormayýn, çünkü tartýþýlacaklarý yer burasý deðil.

Geçici 15. maddenin kalkmasý üzerine yapýlan tartýþmalarýn vardýðý sonuç da hayret uyandýracak bir düzeyde.

Koca koca hukuk profesörleri, CHP, MHP ve ‘hayýr’cý solcular geçici 15’inci madde kalksa bile 12 Eylülcülerin zamanaþýmý nedeniyle yargýlanamayacaðýný söylüyordu. Halk oylamasýnýn ilan edilmesinden iki gün önce Ergenekon, Kafes, Balyoz ve benzeri davalar üzerine “12 Eylülcüler yargýlanmadan bunlarýn anlamý yok” diyen bu zevat, kampanya boyunca “boþuna heveslenmeyin, zamanaþýmý var” dedi. Ama hayretle gördük ki 13 Eylül günü “Yetmez ama Evet” diyenler gibi onlar da suç duyurusu yapýyor. Televizyonlarda zamanaþýmý anlatanlar mahkemelerin önünde suç duyurusu okuyor. Ne garip bir ülke burasý!

Bir arkadaþým Yetmez ama Evet’in suç duyurusuna kendi olanaklarý ile çaðrý yapmýþ. Birisi ona cevap vermiþ, “Siz 12 Eylül’den hesap soramazsýnýz, 12 Eylül’den halk, proletarya hesap sorabilir” . Yani yüzde 58 halk deðil, ama Ýstanbul’un Niþantaþý, Levent, Ulus, Moda, Baðdat Caddesi, Ataköy gibi semtlerinde yaþayanlar, Ýzmir Karþýyakalýlar, Ankara Çankayalýlar, Bodrumlular, Lara plajlarýnda güneþlenenler Türkiye proletaryasý olarak hesap sorabilir! Vay canýna! Ýnsan gerçekten ne diyeceðini þaþýrýyor.

Neyse, bu halk oylamasý, kim ne derse desin, önemli bir yarýlma yarattý. Baþlayan bir süreci ilerletti ve þimdi bir komediye çevirdi. Bu komedi karþýsýnda haklý olarak gülüyoruz, eðleniyoruz, ama kýsa zamanda bu durumdan çýkýp örgütlenmek ve bu komediye bir son vermek gerek.

DSÝP Genel Baþkaný

dogantarkan@gmail.com

Taraf

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0