Öcalan: 'Devletle tartışma aşaması bitti, pratik adım aşamasındayız'

28 Haziran 2011 02:36  

 

Öcalan: 'Devletle tartışma aşaması bitti, pratik adım aşamasındayız'

PKK lideri Abdullah Öcalan, İmralı’da devlet heyetiyle yaptığı görüşmelerin belli bir aşamaya geldiğini, artık hükümetten pratik adım atmasını beklediğini söyledi. “Meclis ve hükümet demokratik çözümü esas alırsa artık tamamen pratik bir aşamaya geçeceğiz” diyen Öcalan, “Aksi halde devrimci halk savaşı başlar. O zaman devlet de 3 bin değil 300 bin kişi tutuklar. 50 bin kişi değil de 500 bin kişi ölür” dedi.

Öcalan, Dicle ile ilgili de, "Hatip Dicle’ye yapılan büyük bir siyasi komplodur. 80 bin kişinin oyuyla seçilmesine rağmen Hatip’e yapılan aslında Diyarbakır’a, bütün Kürtlere yapılmıştır. Burada yapılmak istenen bir siyasi irade kırmadır" dedi.

Öcalan, görüşmesinde Taraf Gazetesi'ni de değerlendirerek; "“Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’a selamlarımı iletiyorum. Ahmet Altan’ın yazılarını okuyorum. Özgürlükçü yanının güçlü olduğunu biliyorum. Onların Taraf gazetesiyle önemli bir özgürlüksel yol açtığını biliyorum. Bunu çok değerli ve önemli buluyorum. En değme solcudan daha yararlı ve cesur buluyorum. Taraf’ın Türkiye’deki hegemonik yapıya eleştiriler yaparak özgürlüksel bir duruş sergilediler. Taraf’a eleştirilerim de var. Onları zaman zaman eleştirdim de. Ama benim eleştirilerim onların bu değerli, özgürsel yanını ortadan kaldırmaz" dedi.

Hava muhalefeti nedeniyle avukatlarıyla iki gün rötarlı görüşen Öcalan, devlet heyetiyle yaptığı görüşmelere ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Öcalan’ın dün Fırat Haber Ajansı’nda yayımlanan açıklaması özetle şöyle:

“Benimle 15 Haziran'dan bir gün önce yapılan görüşmede birçok konuyu konuştuk. Buradaki görüşmeleri CHP, MHP ve kamuoyu merak ediyor. Görüşmeler belli bir aşamaya gelmiştir. Artık konuşma, tartışma aşamasını bitirmiş bulunuyoruz. Tartışacağımız bir konu kalmadı. Bundan sonra hükümetin yaptığımız bu görüşmeler konusunda karar vermesi gerekiyor. ‘Hükümet söz versin yeter’ deniyor. Aslında yetmez. Artık siyasi iktidar tarafından pratik adımların atılması gerekmektedir. Geçen hafta Meclis’e çağrı yapmamın nedeni de buydu. Meclis ve hükümet demokratik çözümü esas alırsa artık tamamen pratik bir aşamaya geçeceğiz. Hükümetin kurulmasını beklemeye gerek yok. Eski hükümet de bunu yapabilir. Bu nedenle Meclis tatile girmemelidir.

Şimdi pratik adımlar aşamasına geçilmezse ne olur? Hükümet Kürt sorununun demokratik anayasal çözümü konusunda pratik adımlar atmazsa kriz doğar. Bugüne kadar yapılan görüşmelerin oyalama amaçlı olduğu ortaya çıkar. 15 Temmuz'a kadar benimle tekrar görüşmeye gelecekler. Bu görüşmede pratik adımları hayata geçiremeyeceklerini beyan ederlerse ondan sonrası devrimci halk savaşı devreye girer. Fakat 15 Temmuz'a kadar benimle görüşüp ‘biz bu pratik aşamaya geçeceğiz, pratik adımları atacağız, demokratik çözüm gelişecek’ derlerse o zaman ben de elimden geleni yapar, rolümü oynarım."

"ÖNÜMÜZDE İKİ YOL VAR"

"Bu nedenle şimdi önümüzde iki yol var: Demokratik anayasal çözüm ile devrimci halk savaşı. Birinci seçenekte yani demokratik anayasal çözümde şu var: Kürt sorununun demokratik anayasal çözümü pratikleşecek. Hükümet, esaslar-ilkeler üzerine yapabileceklerini belirler ve bunları hayata geçirir. İkinci seçenekte ise çözüm gelişmezse devrimci halk savaşı başlar. O zaman devlet de 3 bin yerine 300 bin kişiyi tutuklar. 50 bin değil de 500 bin kişi ölür."

"HATİP DİCLE'YE YAPILAN KOMPLO"

"Hatip Dicle’ye yapılan büyük bir siyasi komplodur. 80 bin kişinin oyuyla seçilmesine rağmen Hatip’e yapılan aslında Diyarbakır’a, bütün Kürtlere yapılmıştır. Burada yapılmak istenen bir siyasi irade kırmadır. Daha doğrusu Diyarbakır’a yapılan siyasi fahişe dayatmasıdır. Fakat Diyarbakır onuruna düşkündür, onurunu korur. Diyarbakır’ın yarısı toprağın altına da girse kendisine dayatılan bu siyasi fahişeliği asla kabul etmez. BDP-demokratik blok, Meclis’e gitmeyeceği kararını almış. Onların kararına saygı duyuyorum. Meclis’e gitmelerine gerek yoktur. Kendi halkının içinde mücadelelerini yürütebilirler. Eğer onların Meclis’te bulunmaları isteniyorsa bu ancak demokratik anayasal çözüm yolunda atılacak pratik adımlarla gerçekleşebilir."

"KCK DAVASI LAĞVEDİLMELİ"

"Artık Başbakan ya da yetkili birisinin çözüme dönük açıklama yapması yetmez. Burada heyetle yaptığımız görüşmelerin hayata geçirilmesi gerekir. Bunun en önemli önceliklerinden biri de KCK davalarının da derhal tasfiye edilmesi, lağvedilmesidir. Yüzleşme komisyonu kurulacaktı. Barış için demokratik çözüm, hakikat komisyonları kurulacaktı. Artık 15 Temmuz'dan önce heyetle yapacağım görüşmede somut adımlar bekleyeceğim. Buna göre hareket edeceğim..."

"BAŞBAKAN OYUNA GELMEMELİ"

"Sayın Başbakan’a açık çağrımdır: Sayın Erdoğan bugünkü haliniz Saddam’ın Kuveyt’e saldırdığı anki durumuna benziyor. Amerika daha doğrusu İngiltere nasıl ki Saddam’ı İran’a sonra da Kuveyt’e saldırttıysa şimdi de sizi Libya’ya gönderiyor, Suriye’ye gönderiyor. Kürtlerin üzerine gönderiyor. Arkanızda Amerika gücüyle Kürtlere karşı savaşıyorsunuz. Aslında bu büyük bir tuzaktır. Bu oyuna gelmeyin. Demokratik Anayasal çözüme yönelin. Yapmanız gereken doğru şey budur.”

"TARAF EN DEĞME SOLCUDAN DAHA CESUR DAVRANDI"

Öcalan’ın açıklamalarında Taraf Gazetesi'ni de değerlendirerek bazı mesajlar gönderdi:

“Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’a selamlarımı iletiyorum. Ahmet Altan’ın yazılarını okuyorum. Özgürlükçü yanının güçlü olduğunu biliyorum. Onların Taraf gazetesiyle önemli bir özgürlüksel yol açtığını biliyorum. Bunu çok değerli ve önemli buluyorum. En değme solcudan daha yararlı ve cesur buluyorum. Taraf’ın Türkiye’deki hegemonik yapıya eleştiriler yaparak özgürlüksel bir duruş sergilediler. Taraf’a eleştirilerim de var. Onları zaman zaman eleştirdim de. Ama benim eleştirilerim onların bu değerli, özgürsel yanını ortadan kaldırmaz. Zaten Kürt sorununa, toplumsal konularda da eleştirisel yaklaşmak gerekir. Yasemin Çongar’ın da yazılarını aynı çerçevede buluyorum. Değerlidir, özgürlük yanı gelişkindir. Onun edebi yanı da var. Daha önce edebiyat üzerine yazdığı yazıları okuyordum. Son zamanlarda yazmıyor ya da ben alamıyorum. Cengiz Çandar ve Hasan Cemal’e selamlarımı iletiyorum.”

Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0