Mayına inat umut da var mı? - Umur Talu

10 Ağustos 2010 21:07  

 

Mayına inat umut da var mı? - Umur Talu

Batman’da mayın patladı:

Bölgede etkin, hem merkez partilere siyasetçi vermiş, hem mensupları HEP’te, İHD’de bulunmuş Kürt aşiretlerden birine mensup dört önemli isim öldürüldü.

Nusaybin’de mayın patladı:

Üç uzman çavuş öldürüldü.

***

O sırada “Devletin zirvesi” komuta kademesini görüşüyor, adam adama markaj yapılıyor, kademe kademe uzlaşmaya gidiliyordu.

Bir tarafta yönetenler ve komuta edenler ciddi ciddi konuşuyordu; bir tarafta Kürtler, Türkler, siviller, askerler ciddi ciddi, üçer, dörder ölmeye devam ediyordu.

***

İşte tam o sıra, Batman’da dört canını vermiş Raman aşireti önde gelenlerinden Faris Özdemir dedi ki:

“PKK, Jitem, Ergenekon birlikte çalışıyor. Artık bunları görmemek için kör olmak lazım.”

Aynı sözleri, yine aynı aşiretten, İstanbul’da mukim birisinden, bu hafta sonu tesadüfî bir tanışmada da duydum.

Belli ki, “Kürtlerin bir kısmı” artık böyle düşünüyordu.

Belki epeydir.

3 Ağustos’ta “Batman PKK’nın kendi altına da koyduğu mayındır. Bu iş bitecek, o ufuk görünecek. Birilerinin maşalaştığı, kuklalaştığı, demokrasi ve barış ihtimalini mayınladığı daha çok ortaya çıktıkça vicdan ve akıl daha hakim olacak. Bir tarafta bu yarılma şiddetlenecek. Bir tarafta da, ‘terörle mücadele’ arkasında, gencecik askerleri kolayca ölüme gönderip seyredenler ve provokasyonla ahaliyi birbirine boğazlatmak isteyenler ile halkın aklı ve vicdanı arasındaki uçurum açılacak!” diye (heyecanla) yazarken abartmamıştım belki de.

Nitekim, 8 Ağustos’ta, Özdemir de dört canın içinden bir umut çıkarmaya çalışıyordu.

“Bu olay bu yangını söndürecek. Buna inanıyorum. Bizim ölülerimiz bu ülkede huzur ve kardeşliğin sağlanmasına bir vesile olacak. Bu olay 30 yıldır yaşanan bu çatışma için bir kırılma meydana getirecek.”

***

İşte tam o sıra, Emekli Amiral Atilla Kıyat, Habertürk “Sansürsüz”de “Faili meçhuller 1993-97 arasında devletin resmi politikasıydı. Hukuk dışı uygulamalarla kin güden bir neslin oluşmasına yol açıldı. Şimdi Ergenekon’dan suçlananlar var. Bunlar o zaman yüzbaşıydı, teğmendi. Şimdi deniyor ki, filancayı öldürdün. Oysa onlara birileri emir verdi. Dönemin cumhurbaşkanları, başbakanları, Genelkurmay başkanları, OHAL valileri, yatağınızda nasıl rahat uyursunuz?” diyordu.

Ve cumhuriyet savcıları şimdi Kıyat’ı ifadeye çağırıyordu.

Bir amiral, kendince, hakikate (geç) tanıklığa hazırlanıyordu.

Aynı dönemin bakanlarından Adnan Ekmen de bir kez daha tanıklığını beyan ediyordu:

“O dönem 17 binden fazla faili meçhul cinayet işlendi. Köyler boşaltıldı, insanlar sürgüne yollandı. Bunlar resmi devlet politikasıydı. Bir paşanın da bunları söylemesi önemli.”

***

“Kahpe mayınlar” hakikat, hak, hukuk için; akıl ve vicdan için biz hayattakileri silkelemeyecekse…

Son şehitlerden Uzman Zeki’nin babası Hilmi İnan’ın feryadı hep havada asılı kalacak:

“Ah garibanları yemlik olarak kullanıyorlar, ah garibanları yemlik olarak kullanıyorlar.”


Umur Talu/Habertürk

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0